Hikan'ın yüzü tamamen beklenmedik olan olay nedeniyle bozuldu. Dalia ve Hikan'ın gözleri buluştu.
'Hangi akla hizmet! Neden hala oradasın ve neden hala gelmiyorsun....!'
Aslında, Hikan da tehlikeli bir durumdaydı.
Büyülü çiçeklenmeden önce, üstünlerin manayı nasıl kullanacakları hakkında hiçbir fikirleri yoktu, bu yüzden bu muazzam gücü kendi içlerinde tuttular.
Başka bir üstün manasıyla kafa kafaya çarpışırsa, tıkanıklıktan daha büyük bir felakete neden olabilirdi, bu yüzden koşulsuz olarak bundan kaçınılması gerekiyordu.
Ama Dalia'yı gördüğünde bacakları dondu. Her nasılsa bir sebepten dolayı göğsünde bir ağrı hissetti.
Tuhaf bir şeydi.
Hikan, bu sefer onu -Dalia'yı- tekrar kaybederse gerçekten çok pişman olacağını hissetti.
Ölmesine izin vermeye çalışırken onu yinede yakalamıştı, bu yüzden şimdi bunu yapabileceğinden emindi.
'Her şeyi biliyordun.’
Hikan neden onun -Dalia'nın- sonuna kadar ona -Hikan'a- baktığını bilmiyordu.
Onu tekrar kurtarıp kurtarmayacağını görmek için test mi ediyordu ?
Hikan testlerden nefret ediyordu. Her neyse, insanların bundan bir beklentisi olmasada bunu denediler ve sonucu beklendiği gibi güldüler. Annesi gibi, arkadaşının bacağını yanlışlıkla kırdığında özür dilemediği için onu terk etti.
Ama beyaz ışık Dalia'nın hemen arkasına yaklaşır yaklaşmaz, Hikan bunun sorun olmadığını düşündü.
Önce vücudu hareket etti.
Hikan koştu ve ışık tarafından yutulmak üzere olan Dalia'nın küçük elini tuttu.
Şimdi, tek yapması gereken onu -Dalia'yı-çekmekti.
Hikan bu sefer tereddüt etmedi.
Dalia Pesteros'u kurtaracaktı.
Onu -Hikan'ı- test etmeye çalışmasının bir önemi yoktu.
Dalia çok yakındı. Ona -Dalia'ya- yakından bakınca, Hikan'ın düşündüğünden daha küçük ve daha genç olduğunu fark etti .Derinden etkileneceğini düşündüğü Dalia, bir sebepten dolayı garip bir şekilde gülümsedi.
Yavaşça onu -Hikan'ı- geri itti.Beklenmedik bu durum tarafından şaşkına dönen Hikan, Dalia'yı kaybetti.
Dalia ağzıyla sessizce söyledi.
‘Sorun değil.’
‘Gelme.’
Ve sonra hafifçe gülümsedi.
Beyaz ışık Dalia'yı Hikan'ın gözlerinin önünde yuttu.
Hikan olay yerine anlamsızca baktı. Dalia'nın gözlerinin önündeki ışık tarafından yenilmesi hiç gerçekçi gelmiyordu.
Geçen seferki gibi onu -Dalia'yı- kasten kurtarmak zorunda olmadığını söylemek istedi mi?
Ortadan kaybolmasını istiyorsan, gitmesine izin verebilir misin?
‘Bunu nasıl söyler ki?’
Hikan Dalia'ya her baktığında, sularının derinliğini tahmin bile edemeyecek kadar derin bir göle bakıyormuş gibi hissetti.
Onu-Dalia'yı- ne kadar gözlemlediğimin önemi yoktu, onu hiç anlayamadım.
Hikan o sırada Dalia'ya ondan nefret etmediğini söylemek mi istedi?
Olamaz. Ondan nefret ettiği doğru, ama niyeti buydu.
Hikan bilinçsizce ona-Dalia'ya- ulaşmaya çalıştı.
Fakat bundan önce, İmparator aceleyle yakasını yakaladı ve onu-Hikan'ı-geri çekti.
"Delirdin mi? Henüz çiçek açmamış sizin gibi bir üstün için bu güç tarafından yutulmak ölümcül bir zehir olurdu."
Ama Hikan anlamadı.
Az sonra kız kardeşinin adını beyaz küreye doğru haykırdı..
"Dalia Pesteros!”
Cevap yoktu. Hikan lanet etti..
"Lanet olsun, Dalia!”
Beyaz küre Dalia'yı yutar yutmaz genişlemeyi bıraktı.
İmparator kılıcını çekti ve küreye doğru salladı, ancak tek bir çizik bile olmadı.
"Beklendiği gibi ’ Bariyer' aktive edildi. Tüm o küre, büyük bir koruyucu bariyerdir. Onu kırmamızın bir yolu yok."
İmparator derin bir iç çekti.
Şimdi kimse o alanda ne olacağını bilmiyordu. Hikan küreye kan çanağı gözlerle baktı.
*********************
'Waaa....bu yakındı.'
Dalia çok rahatladı.
Burası, Düşes Blueport'un özel yeteneğinin aktive edildiği ‘koruyucu bariyer’ içi gibi görünüyordu.
İçinde hiçbir şey olmayan beyaz bir boşluktu. İçeri girdiğimde ne olacağı konusunda gergindim, ama tüm uzuvlarım birleşikti ve herhangi bir acı hissetmedim.
Dalia'nın tahmin ettiği gibiydi. Bu, Düşes Blueport'un başkalarına zarar vermek için inşa ettiği bir yer değildi.
Dalia anlamsızca düşündü.
Hikan'ın kendisini kurtarmaya geleceğini beklemiyordu. Aynı zamanda, Düşes Blueport'un manasından etkilenmediği için şanslı hissetti.
'Bu arada, Düşes Blueport iyi olacak mı?’
Buraya girmek akıllıca oldu...... değil mi?
Dalia, Adrisha'yı endişeyle aradı. Beyaz boşlukta yürürken, Adrisha'nında yakın olduğunu keşfetti.
"Dalia! Düşündüğüm gibi……”
Adrisha Dalia'ya baktı ve yüzünde üzücü bir ifadeyle elini sıkıca tuttu.
****************
Çevirmen Duyurusu: Novetr adresinden güncel olarak okuyabilirsiniz. Hem bunu hemde diğer serilerini.Ayrıca önceki bölümleri buradan okuyorsanız da oradan okumanızı tavsiye ederim. Çünkü yeni fark ettim eski bölümlerdeki çevirilerim değişmiş.Yani cümleler kaymış ,kelimeleri atmış, ben başka bir şekilde çevirmişim o başka bir şekilde düzeltmiş kendi kendine . Bu bir kerede olmuştu tekrar yükleyince düzeltmişti. Tekrar bu şekilde denedim ama bölümü yine kendi kafasına göre düzeltiyor. Kusura bakmayın.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.