The Precious Sister of The Villainous Grand Duke(Novel) - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




4   Önceki Bölüm 

           
‘Sen de çok garipsin!’
 
Dietrich’in homurdanmasına kaşlarımı çattım.
 
Pantolonunun cebinden bir mendil çıkardı ve avuç içime sürdü. Kanı durdurmaksızın çeken mendil sırılsıklam ve hatta tuhaf oldu.
 
Beyaz el mendili çabucak kana bulandı ve kırmızıya döndü.
 
‘’Eughh’’
 
‘Acı. Bu çok acı verici!’
 
Bedenim bir bebek bedeni olduğu için acıya katlanmak zordu. Gözyaşlarının tekrar akmasını engellemek için gözlerimi açtım.
 
O ne kadar öfkelenmekten kurtulmaya çalıştığımı biliyor muydu?
 
‘’Ppaa…’’
 
Dietrich beni tedavi etmeye çalışırken kaşlarını çattı.
 
Erkenden kırışıklıklarının olacağından endişeliydim ama elimin acısı öncelikliydi.
 
‘’Ppaa, kyaa….’’
 
‘Elini çabuk tut çocuk. Öleceğim burada!’
 
Ben ona çağırdığım Dietrich sanki benim dediğimi anlıyormuş gibi devam etti.
 
Dietrich bana dikkat ederken azıcık şaşırdım. O beni incitmemişti aksine ben onu takip ederken kendi kendimi incitmiştim.
 
Beni arkada bırakması garip değildi ama ben incindiğimde kendini suçlu hissediyor muydu?
 
‘Bu düşündüğümden daha kolay değil mi?’
 
Bu çocuk büyüdüğünde bütün bir köyü öldürmekten çekinmeyen bir adam haline gelecekti.
 
Dietrich bana sarıldı ve bir an bana baktığında ifadesiz gözleri gergince hareket etti.
 
Odadan ne zaman ayrıldığımı bilmiyordum ama şimdi fark ettim de yaşadığımız Dahlia sarayının biraz garip ve boş olduğunu anlıyorum.
 
‘Kimse yoktu’
 
Koridorlarda yürürken kimseyi görmedik. Sarayın kendisi o kadar yaşlıydı ki, saray olarak adlandırmak utanç vericiydi.
 
Antika değildi ama yakında çökecek kadar yaşlıydı. Rutubet ve odun kokusu tüm salonu dolduruyordu.
 
‘Orada kaç çocuk yaşarsa yaşasın bu çok kötü’
 
Önceki hayatımda yaşadığım evimden bin kat daha büyüktü ama görünen o ki burada sadece Dietrich ve Lancel yaşıyordu.
 
‘Bu çocukların yaşadığı orijinal saray mı?’
 
Düşünecek olursam ben burada, Lancel ve bir temizlik hizmetçisi dışında kimseyi görmedim.
 
‘Hayır, olamaz’
 
Bununla beraber çünkü LaGrange hizmetçi alacak paraya sahip olmayan bir aile değildi, diğer saraylarında da benzer durumda olacağını düşünmek zordu.
 
‘Sadece bizim saray böyle çünkü artık burada Camille yok’
 
LaGrange imparatorluğu sallayabilecek kadar yetenekli bir ailedir. Halef merkezli LaGrange ailesinde her zaman güçlerini kullanan kadınlar olmuştur.
 
Annelerinin gücü imparatorluk ailesini ve Lagtangian eyaletlerini etkileyecek kadar artarak birçok güçlü halef adayı yaratmışlardı.
 
İlk başta harika ailelerden gelene kadınlar da ev sahibesi pozisyonuna gelebilmişlerdi.
 
Örneğin Yuric’in annesi Liatriz, Derreck’in ilk eşi ve LaGrange’de Derreck’ten sonra ki en büyük güçtü.
 
‘O zaman Yuric de mi çok güçlü?’
 
Yuric’in kardeşlerinin neye benzediklerini detaylı hatırlayamıyorum.
 
Ama Dietrich kadar güçlü olması gerekti. Romanda en azından bir kez bahsedilmişti.
 
‘Bence Dietrich en güçlüleri’
 
‘’Ukhh’’
 
Başka bir şey düşünürken unuttuğum acı tekrar geri gelmişti. Dudaklarımı sıktım ve titreyen ellerime güç vermeye çalıştım.
 
‘’Bekle’’
 
Ben tüm gücümü avcuma koyduğum anda Dietrich tereddütle bir an ahşap kapıya bakıp, beni yere bıraktı ve kapıyı açtı.
 
Ne kadar vurursanız vurun ,bir durum olmadan kimse gelmezdi, bu yüzden Dietrich çok beklemeden kapıyı açtı.
 
Bir kez odamda gördüğüm hizmetçi ortaya çıktı.
 
‘’Ne oldu?’’
 
‘’Bebek yaralandı’’
 
Dietrich’in kelimeleriyle bana kızgın bir şekilde baktı.
 
Aurasını görmeye gerek yoktu çünkü onun hisleri çok açıktı. Lancel’in bana bakışıyla benzerdi.
 
‘Bu saraydaki bütün insanlar yaptığım şeyler için benden nefret ediyorlar!’
 
‘Ne için bekliyorsun?’
 
Dietrich başını salladı ve dudakları ile onu cevapladı.
 
‘’…….bebeği iyileştir’’
 
‘’Ha? Ona zarar mı verdin? Daha yürüyemeyen bir bebeğe saldırıyorsun ve onu benden tedavi etmemi mi istiyorsun?’’
 
‘’Ben ona hiç zarar vermedim’’
 
‘’Şu anda yalan söylüyorsun’’
 
‘’Evet?’’
 
Hizmetçi, rahatsız bir yüz ile bir mendille kaplı olan olan elime baktı
 
‘’Ne yapmalıyım?’’
 
Hizmetçi alaycı bir şekilde sorduğunda Dietrich’in  aurası sallanıyordu.
 
Hizmetçinin sesi pencereden gelen soğuk havadan daha soğuktu. Sessizce konuştu.
 
‘’Bu prenses bir köleden doğdu ve Langrange’de onun gibi birisi yok bu yüzden bunun gibi salak yalanları bir daha söyleme!’’
 
‘’…..’’
 
‘’Kimse bilmese de fakir bir insana kötü davranmak zorunda değilsin, değil mi?’’
 
Hizmetçi annesi köle olan Dietrich’e gülüyordu. Onun dikkatsiz sözlerine şaşırdım.
 
‘Ne bu? Sen deli misin?’
 
Ölmek istiyor gibiydi.
 
Beni asla tehlikeden kurtarmasa bile Dietrich bana asla saldırmamıştı.
 
Ama neden Dietrich’in bana zarar verdiği sonucuna ulaşmıştı?
 
‘’Cam parçası sıkışmış. İlaç ile sterilize edilmezse çürür.’’
 
‘’Çürük olsun ya da olmasın. O zaten her hâlükârda ölecek’’
 
‘Hayır, ben yaşayacağım!’
 
‘’Bba!’’
 
Neden hemen benim öleceğim şıkkı seçtin ki? Gizlice hizmetçiye baktım.
 
‘’Ayrıca senin Dahlia sarayından ilaç alacak paran yok. Benim de ilacım yok’’
 
Dietrich’in aurası yavaş yavaş kırmızıya dönmeye başladı.
 
‘Bu, bu tehlikeli.’
 
Aurasını izledim ve tükürüğümü yuttum.
 
‘’Lancel’in altını zimmetine geçirdiğini biliyor muydun?’’
 
‘’Huh. Delilsiz bir şekilde yaşayan insanları suçlamayın, genç efendi.’’
 
Hizmetçi birazcık geriye yürüdü ve kapıyı kapatmaya çalıştı. Dietrich ileriye gitti ve ayağını bir anlığına kapı boşluğuna koydu.
 
‘’Eğer sen tedavi edemiyorsan bana ilaç ver’’
 
‘’Burada ilaç falan yok! Ben ilaç alacak paraya sahip değilim!’’
 
 Hizmetçi, Dietrich’in ayaklarının kapının arasında olduğunu bilmesine rağmen hala kapıyı kapatmaya çalışıyordu.
 
‘Ha!’
 
Dietrich’in küçük ayağının kırılacağı korkusuyla hemen bacağına tutundum.
 
‘’Ppapa!’’
 
Ellerim bir mendille bağlansa da onu bacaklarım ve avuç içlerim tamamen açık tutmaya çalışmak çok acı vericiydi. Ama eğer onu tutmasaydım ayağı incinecekti.
 
Ya da hizmetçi onun ellerinde ölürdü.
 
‘Varis adayları eğer adaylar dışındaki insanları öldürürlerse direkt eleneceklerdi.’
 
Eğer vahşet hissiyle doğan adaylar isteklerine göre insanları öldürebilselerdi daha sonra ortada kimse kalmazdı bu yüzden bunu vahşeti kontrol edebilmeleri için bu kuralı eklemişlerdi.
 
‘Dietrich buradan giderse harika olur!’
 
Bang!
 
Sonunda-teşekkürler ayağım- hizmetçi bir boşluk yarattı ve kapıyı kapattı. Dietrich’de ayağını kapı arasından dışarı çıkarmak zorunda kaldı.
 
‘’Huft….’’
 
Sıkıca kapanan kapıya bakarak iç çektim. Daha sonra Dietrich LaGrange’nin büyük dükü olduğunda, günahını bağışlatmak için ne yapacaksın acaba?
 
Tabi ki asla bir aday olabileceğimi düşünmemiştim, bu yüzden bunu yapmalıydım.
 
‘’Neden beni durdurdun?’’
 
‘’Ppa!’’
 
‘’Hahh. Sen beni anlayamazsın ki’’
 
Dietrich kapıya yaslandı ve sessizce bana bakıp elimi bana gösterdi.
 
Sanki kış gecesinde yalnız kalmış gibi görünen küçük çocuğun soğuk gözlerine baktım.
 
Hadi gülelim.
 
Bazı nedenlerden kendimi gülmek zorunda hissediyorum.
 
‘’Kyaa’’
 
‘’Aptal. Sen sadece aptalsın’’
 
‘’Pa’’(Pek sayılmaz?)
 
Dietrich ben ona bakarken küçük bir iç çekti ve ben tekrardan parlak bir şekilde güldüm.
 
‘Zemin ortadan kalkacak. Hey’
 
Kollarında başka bir yere taşındım. Geldiğim yer Dietrich’in odası gibi görünüyordu. Benim odamdan farklı olarak hizmetçi bile gelmiyor ve mobilyalardan biriken toz burnuma geliyordu.
 
‘’….daha önce hiç kimseyi iyileştirmedim’’
 
Kabaca beni yatağa koyan Dietrich koyu çekmeceye gitti ve bandajı çıkardı. Sonra yanıma bir şişe sıvı sürmek için alkole benzer bir şey çıkardı.
 
O, bayağı iyi ve yarayı iyileştirmek için güvenilir. O şişenin kapağını açtı sonra elime bağlanmış mendili yavaşça açtı.
 
‘’Acıtsa bile ağlama’’
 
‘’Pa!’’
 
‘’Ağlayanlardan nefret ediyorum’’
 
‘Benden zor bir şey isteme!’
 
Yaranın üzerine alkol sürmek yetişkinler için bile dayanılmaz bir acıydı. Avucumdaki ateş gibi yanan acı yüzünden ağladım.
 
“Huaa! Huaaa! Huaaaaa!”
 
Ağlarken Dietrich’in aurasının önceki gibi kırmızı olacağından korktum ama aurası hala puslu griydi.
 
Acıdan sersemleyene yüksek sesle ağladım ama Dietrich bana hiç kızmadı.
 
Sadece sakin ve siyah gözler.
 
Aurasında mavi renk yoktu ama ben Dietrich’in yüzünün biraz üzgün olduğunu düşündüm.
 
*************************************
 
Herkese iyi akşamlar veya iyi günler! Ne zaman yükleneceğini bilmediğim için, tam bir şey söyleyemedim. Pekala, öncelikle uzun süredir bölüm atmadım, üzgünüm. Ama nedense üniversitede olsam da sınav senesindeymişim gibi hissediyorum. O yüzden şu aralar düzenli bölüm atamayacağım. İlerleyen zamanlarda bu düzelecektir… Herkese iyi okumalar…
 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


4   Önceki Bölüm 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.