‘’Huh. Delilsiz bir şekilde yaşayan insanları suçlamayın, genç efendi.’’
Hizmetçi birazcık geriye yürüdü ve kapıyı kapatmaya çalıştı. Dietrich ileriye gitti ve ayağını bir anlığına kapı boşluğuna koydu.
‘’Eğer sen tedavi edemiyorsan bana ilaç ver’’
‘’Burada ilaç falan yok! Ben ilaç alacak paraya sahip değilim!’’
Hizmetçi, Dietrich’in ayaklarının kapının arasında olduğunu bilmesine rağmen hala kapıyı kapatmaya çalışıyordu.
‘Ha!’
Dietrich’in küçük ayağının kırılacağı korkusuyla hemen bacağına tutundum.
‘’Ppapa!’’
Ellerim bir mendille bağlansa da onu bacaklarım ve avuç içlerim tamamen açık tutmaya çalışmak çok acı vericiydi. Ama eğer onu tutmasaydım ayağı incinecekti.
Ya da hizmetçi onun ellerinde ölürdü.
‘Varis adayları eğer adaylar dışındaki insanları öldürürlerse direkt eleneceklerdi.’
Eğer vahşet hissiyle doğan adaylar isteklerine göre insanları öldürebilselerdi daha sonra ortada kimse kalmazdı bu yüzden bunu vahşeti kontrol edebilmeleri için bu kuralı eklemişlerdi.
‘Dietrich buradan giderse harika olur!’
Bang!
Sonunda-teşekkürler ayağım- hizmetçi bir boşluk yarattı ve kapıyı kapattı. Dietrich’de ayağını kapı arasından dışarı çıkarmak zorunda kaldı.
‘’Huft….’’
Sıkıca kapanan kapıya bakarak iç çektim. Daha sonra Dietrich LaGrange’nin büyük dükü olduğunda, günahını bağışlatmak için ne yapacaksın acaba?
Tabi ki asla bir aday olabileceğimi düşünmemiştim, bu yüzden bunu yapmalıydım.
‘’Neden beni durdurdun?’’
‘’Ppa!’’
‘’Hahh. Sen beni anlayamazsın ki’’
Dietrich kapıya yaslandı ve sessizce bana bakıp elimi bana gösterdi.
Sanki kış gecesinde yalnız kalmış gibi görünen küçük çocuğun soğuk gözlerine baktım.
Hadi gülelim.
Bazı nedenlerden kendimi gülmek zorunda hissediyorum.
‘’Kyaa’’
‘’Aptal. Sen sadece aptalsın’’
‘’Pa’’(Pek sayılmaz?)
Dietrich ben ona bakarken küçük bir iç çekti ve ben tekrardan parlak bir şekilde güldüm.
‘Zemin ortadan kalkacak. Hey’
Kollarında başka bir yere taşındım. Geldiğim yer Dietrich’in odası gibi görünüyordu. Benim odamdan farklı olarak hizmetçi bile gelmiyor ve mobilyalardan biriken toz burnuma geliyordu.
‘’….daha önce hiç kimseyi iyileştirmedim’’
Kabaca beni yatağa koyan Dietrich koyu çekmeceye gitti ve bandajı çıkardı. Sonra yanıma bir şişe sıvı sürmek için alkole benzer bir şey çıkardı.
O, bayağı iyi ve yarayı iyileştirmek için güvenilir. O şişenin kapağını açtı sonra elime bağlanmış mendili yavaşça açtı.
‘’Acıtsa bile ağlama’’
‘’Pa!’’
‘’Ağlayanlardan nefret ediyorum’’
‘Benden zor bir şey isteme!’
Yaranın üzerine alkol sürmek yetişkinler için bile dayanılmaz bir acıydı. Avucumdaki ateş gibi yanan acı yüzünden ağladım.
“Huaa! Huaaa! Huaaaaa!”
Ağlarken Dietrich’in aurasının önceki gibi kırmızı olacağından korktum ama aurası hala puslu griydi.
Acıdan sersemleyene yüksek sesle ağladım ama Dietrich bana hiç kızmadı.
Sadece sakin ve siyah gözler.
Aurasında mavi renk yoktu ama ben Dietrich’in yüzünün biraz üzgün olduğunu düşündüm.
*************************************
Herkese iyi akşamlar veya iyi günler! Ne zaman yükleneceğini bilmediğim için, tam bir şey söyleyemedim. Pekala, öncelikle uzun süredir bölüm atmadım, üzgünüm. Ama nedense üniversitede olsam da sınav senesindeymişim gibi hissediyorum. O yüzden şu aralar düzenli bölüm atamayacağım. İlerleyen zamanlarda bu düzelecektir… Herkese iyi okumalar…
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.