Karanlık bir yaz gecesiydi. Bir radyo açıktı ve haberlerin olduğu bir frekanstaydı. Radyo bir masada, masa ise bir çöplükteydi. Aslında bura yarı çöp, yarı ise hurdacı gibiydi. Etraf, çöp ve hurda yığınlarıyla doluydu. Mekân beton duvarlarla kaplıydı ve duvarları hep küf tutmuştu. Yani leş gibi bir yerdi. Şehirden uzak bir yerdi ve hiç nöbetçi kalmazdı. Bazen sokak çocukları gelirdi veya hurdacılar, bazen de eskiciler Ama kimse burada çok kalmazdı. Çünkü yerlileri çok istemezdi onları. Yerlileri ise, terk edilmiş veya orada doğup büyüyen hayvanlardı ve bunlarda genellikle kedilerdi.

   İşte o masa, bu leş yerin tam ortasındaydı. Etrafında, az ötesinde duran bir adet üçlü kanepe vardı. Kanepenin üstünde hareketsiz duran bir kız vardı.

   Kızın, kısa ve siyah saçları vardı. Üstünde, kendisine bol gelen, koyu gri bir kapüşonlu vardı. Bir çift uzun çorap ve bir çiftte spor ayakkabıları dışında bir şey giymiyordu. Kapüşonu açıktı ve kız kafasını önüne eğmişti. Elleri ve bacakları çizikler içindeydi. Çorapları birçok yerlerinden yırtılmıştı ve ayakkabılarında kan bulunuyordu. Bunların dışında sağ elinde kurumuş kanla kaplı bir bıçak tutuyordu.

   Kız mırıldanmaya benzer bir ses çıkardı ve daha öncesinde gözükmeyen, siyah bir kedi çıktı karanlıktan. Kedi dağılmış uzun siyah tüylere ve parlak yeşil gözlere sahipti. Patileriyle miyavlayarak masaya çıktı ve radyonun ses kontrol düğmesini, artı kısmına doğru çevirdi. Radyonun sesi artmamıştı. Bunu üzerine kedi radyoya patisiyle bir kes vurdu. Radyonun sesi artık daha anlaşılır geliyordu. Haber muhabirini artık rahatça duyabiliyorlardı.

   "Evet, yine bir ölüm haberiyle bugünkü haberleri de sonlandıracağız. Bu ölüm haberi son durum haberidir."

   "Ünlü kedi eğiticisi ve kedi barınağı müdürü Kürşat Bey, Barınağın içinde kanlar içinde bulundu. Vücudunun her yerinde bulunan çizik ve deliklere bakarak zalimce öldürüldüğü belli. Ayrıca ölüsünün önündeki duvarın üstündeki yazıya bakarak, kimin öldürdüğünü anlayabiliyoruz. Uzmanlarında doğruladığı üzere, bu ZARA'nın yazısı. Evet, meşhur seri katil yine bir katilin hayatına son verdi.

   İlginç olan kısım, sadece insanları öldürdüğünü sandığımız katilin bu sefer kedileri de öldürmüş olmasıydı.

   Ayrıca normalde haftanın sadece iki günü öldürdüğünü biliyorduk ve bu, bu haftaki üçüncü ölüsü. Umalım ki, bu kendisine ZARA diyen seri katil, kısa süre içinde yakalansın ve gereken cezayı alsın." dedi ve reklamların geldiğine belli eden bir müzik duyuldu.

   Kedi bunları dinlerken, dört patisini de yalamayı bitirmişti. Başı hâlâ önüne eğik olan kıza dönerek miyavladı.

   Kız başını hiç kaldırmadan, yavaşça iki yana salladı.

   Kedi hoplaya hoplaya kızın sol omzuna çıktı ve başına yaslandı. Reklamlar bitmişti.

   "Gece haberleriyle devam etmekteyiz. Dün sabah saatlerinde yine bir grup sokak çocuğu bir marketi soydular.

   Buradan tekrar market sahiplerine uyarıda bulunalım. Tanımadığınız ve velisiz çocuklara dikkat edin. Sokak çocukları olabilirler.

   Çalınan ürünler; 30 adet çikolata, 8 şişe süt ve 7 adet hazır noodle. Hırsızları kovalamada yardım etmeye çalışan bir ekmek kamyonu şoförü, aynı gruba 35 ekmeklik bir kasayı kaptırdı."

   Kız oturduğu yerden kalktı. O kalkarken kedi de omzundan atlamıştı. Kız elindeki bıçağı radyonun kapatma düğmesine sapladı.

   "Hadi yemek yiyelim." dedi kısık bir sesle ve radyonun cızırtılarına aldırmadan bıçağı çekip, topallayarak oradan ayrılmaya başladı.

Kedi ise, kızın yanında kuyruğu yarı kalkmış ve kıvrılmış bir şekilde ilerliyordu.