Büyüt
Küçült
Arka Plan:
Metin:
Ayarları Kaydet
Varsayılana Sıfırla
"Tatlı ve güzel görünüyorsunuz. Bir aile gibi." Babam, şimdi ardına kadar açık olan vagonun kapısını tutarak usulca gülümsüyordu. "Ma-Ma-Ma-Majesteleri..." Vasal amca soğuk terler dökerken titredi. "Ha? Senin sorunun ne? Beni böyle okşamak kı istedin? Üzgünüm. Seninle alay etmeyi bırakacağım." Vasal amcanın elini tuttum ve yanağıma koydum. Ancak vasal amca bir taş kadar sertti ve hiç kıpırdamıyordu. "Şimdi, pat pat!" Hayal kırıklığına uğrayarak yüzümü vasal amcanın avucuna vurdum. "Şimdi bu kadar! Ben sözünü tutan iyi bir çocuğum!" Ellerimi güvenle belime koydum ama vasal amcanın ifadesi iyi değildi. Ağzından köpükler saçıyordu sanki........ Sonra arkadan babamın sesini duydum. "Hah, bir söz..." Arkama baktığımda babam amcayı çiğneyecekmiş gibi bakıyordu. "Ne söz verdiğini gerçekten merak ediyorum." Hey, merak ettiğin şey söz değil mi? Bir insanın bakışlarına ne kadar dayanabileceğini merak etmiyorsun, değil mi? Şüphelerim vardı ama çözemedim. Babam vasal amcayı sürükledi ve bir yerden sonra ortadan kayboldu. Bir anda olmuştu, bu yüzden onu durdurmanın bir yolu yoktu. Arabadan atlarken, kahya bana güldü. "Geri döndünüz küçük hanım." Ah. Evet, dönmem gereken bir evim var artık. Beni karşılayanlar var. Benim evim. "Evet geri döndüm!" Yüksek sesle güldüm. *** Paeraton Dükü küçük kızına ciddi bir yüzle baktı. Bu çocuk gerçekten tehlikeliydi. Başkalarının vücudunu kontrol etme yeteneğine sahipti, ancak sorun, çocuğun iradesiyle hiçbir ilgisi olmamasıydı. Şimdi bile onun çikolatalı kek yemesini izlerken elleri kasılıyordu. O kabarık saçlarını okşamak istedi. 'İçimde Şiddetli bir şey uyanmış gibi hissediyorum.' Yemek yerken o tombul yanaklarının titrediğini görünce, aniden bir duvarı yıkma isteği duydum*. (Ç/N: Kore'de şirin bir şey gördüklerinde duvar veya bina gibi bir şeyi kırmak istediklerini söylüyorlar.) Sadece bu değildi. 'Bu tuhaf.' Paeraton Dükü, en küçük kızını gözlemlemek için çenesini sildi. 'Neden sadece izleyerek doyuyorum?' Çay odasına girdiğinden beri çaya ya da içeceklere dokunmadı bile. Çünkü kızını ciddi bir şekilde eğitiyordu. Ama bir şekilde doluydu. 'Bedenlerin tepkilerini kontrol edebiliyor mu? Bu gerçekten tehlikeli.' O, büyü gücüne sahip olmadan doğan ilk Paeraton'du. 'Bunun bir emsali yok, bu yüzden bu yeteneğin ne olduğunu bilmiyorum.' Bu kesinlikle tehlikeli bir yetenek. Kısa bir süre düşündükten sonra ağzını açtı. "Lulu." "Ha?" Çocuk, çikolataya bulanmış bir yüzle başını kaldırdı. Bir an için eli yukarı kalkmak üzereydi. Bunu üzerine Dük yumruğunu sıktı. "Ne dediğimi anladın mı?" "Evet!" Çocuk kocaman gülümsedi ve başını salladı. '...Yeniden çok şiddetli bir dürtü hissettim.' Sadece duvarları değil, tüm konağı yıkmak istedi. 'Kızımın kahkahasının muazzam bir yıkıcı gücü var.' O dayanmıştı, fakat başka biri çığlık atıp sokaklarda ortalığı kasıp kavurabilirdi. "O zaman kontrol edelim." Bu gerçekten büyük bir problem. Paeraton Dükü'nün gözleri keskin bir şekilde parladı. "Eğer biri kafanı okşamak isterse?" "Hayır!" "Yanağına dokunmak isterse?" "Bundan hoşlanmıyorum!" "Biri 'Bir şeyler atıştırmaya gidelim mi?' derse?" "İğrenç!" "Yanaktan öpmek?" "Vur! Vur!" "Ya sarılmak isterlerse?" "Adam kaçırıyorlar!" Çocuk pamuk gibi yumruğunu havaya vurdu. "Beklendiğim gibi sen de benim gibi zekisin." Paeraton Dükü başını salladı. Ama aklında tek bir şey vardı. 'Kelimeler çok zayıf.' Hareket etmeyi kes. Bileğinin kesilmesini mi istiyorsun? Bu daha uygun olmaz mı? Anna bana böyle öğretti çünkü "Çocuklar için sadece güzel sözler ve doğru sözler kullanmalısın" dedi. 'O an tehdit oluşturmayan birini nazikçe uyarmak daha adil olmaz mı?' Paeratton Dükü ciddi şekilde acı çekti ve kızına elini uzattı. Dük ona bunları öğrettiğine göre, kızının şok olacağını düşünmemişti. "Hayır!" Korktu. Dük Paeraton'un eli havada durdu. "Ben bunu sevmedim!" Bunu izleyen sözlerle Dük Paeraton'un ten rengi bembeyaz oldu. Luatisha elini kaldırdı ve Dük Paeraton'u işaret etti. "Kaçıran kişi!" "......!" Dük Paeraton'un gözleri aşırı şokla titriyordu. Savaş alanındaki katil. Siyah katliam atı. Hiçbir korkunç durumda bir kez olsun telaşlanmayan adam, kızının sözleri sebebiyle nefes alamadı. Zayıf mı? Bu bir sorun çünkü sözlerinin etkisi çok güçlüydü. "Lu, Lulu......." Paeraton Dükü yine en küçüğüne uzandı, ama o sadece onu tekrar reddetti. "İğrenç! Vur! Vur!" Luatisha, Dük'ün eline vurdu. Bu vuruş Paeraton Dükü'ne zarar vermezdi. Ama Dük dayanılmaz bir acı hissetti. Hayatında ilk kez göğsüne bıçak saplanmasının nasıl bir şey olduğunu fark etti. Şiddetli biçimde kanıyordu. Bunu bile bilmeyen kızı çok parlak bir şekilde gülümsedi. Sanki iyi yapmış gibi. *** Clatier tırnaklarını ısırdı. Başlangıçta, hiç zarar görmemiş pembe parlak tırnağı, şimdi sanki bir fare yemiş gibi yıpranmıştı. (Fareler kemirsin seni, cadı !) Ama Clatier bunu umursayacak durumda değildi. 'Nasıl olur?' Bu nasıl oldu? Loş odada etrafına bakındı. Bir peri masalı odası gibi dekore edilmiş olan oda, bir karmaşaya dönüştü. Vazodaki çiçekler solmuş ve köşede tozlanmıştı. 'Ne, o oyuncak bebekten bıktım artık. Neden benim odamdasın?' Bir düşünün, başlangıçta her gün yeni bir oyuncak bebek alırdı, ama bu çok uzun zaman önceydi. Çalışanların çoğu işten çıkarıldı ve geriye kalan birkaç çalışan bile işlerini gerektiği gibi yapmadı. Her gün insanlar gelip babasına bağırdı. Annesi babasıyla kavga etmeye devam etti ve bir süre ailesinin evinde olacağını söyleyerek evi terk etti. Onunla gelip gelemeyeceğini sordu ama Clatier başını salladı. 'Annem bir vikont ailesindendi.' Vikontlukta yaşamak için bu Marki evini terk mi edecektim? "O gayri meşru bir çocuk ve Paeraton Dükalık'ında yaşıyor!" Bu asla olmayacaktı. 'Hepsi onun yüzünden!' Geldiği günden beri her şey değişmişti. Clatier, Marki Tarenka'nın evine gelen Luatisha'yı hatırladı. *********************************************************************************************** Clatier ile olan bölümleri çevirmek istemiyorum. Çok gereksiz bir karakter bence. Markiyi bile çevirmeye dayanabilirim ama bu kızdan hoşlanmıyorum... Bu arada Dük'ün kendi kazdığı kuyuya düşmesine ne demeli :D Zevk alarak okudum resmen :D Sonraki bölümlerde görüşmek üzere ....