Görünüşe göre Çözülme Evresi midir nedir, çoktan başlamıştı.
"Sanırım işin özünü çoktan anladın ama Umudun Zirvesi Akademisi'nin En Kötü Olayı, bu Eski Okul Binasının bir yerlerinde gerçekleşti. Bu doğru, her şey, tam, burada, başladı."
Her şeyi tek seferde birbirine bağlaması, Çözülme Evresinin dedektif tarzındaki yöntemiydi bu galiba.
"O kesinlikle en kötü olaydı, Umudun Zirvesi Akademisi'nde gerçekleşen en kötü olaydı. Sonuçta, elitlerden oluşan Öğrenci Konseyinin 13 üyesi öldürüldü… ama En Kötü Olaydan sağ kurtulan iki kişi vardı… biri nasılsa büyük yaralar alarak kaçabilmiş olan Süper Lise Seviyesi Öğrenci Konseyi Başkanı, Soushun Murasame'ydi ve diğer kişi ise..."
"İzuru Kamukura."
Bekle, ne?
Bu kelimeleri düşünmeden söyleyiverdiğimde ben bile şaşırmıştım.
"Bir şeyi hatırladığını görmek ne kadar nadir…"
Sonra Kamishiro-kun'un garip bakışları bana takıldı.
"…Eh, neyse."
Hemen konuyu kapatıp tekrar açıklamaya başladı.
"İzuru Kamukura bir şey saklıyordu, Süper Lise Seviyesi Umut adının verilmesine sebep olacak kadar harika bir kişi olduğu gerçeğini. Umudun Zirvesi Akademisi tarafından Kamukura üstünde inceleme yapıldı, onu yetiştirdiler; Kamukura onların toplu çabasının sonucuydu, Süper Lise Seviyesi Sınıfın sahip olduğu tüm yetenek ve kabiliyetler onun vücuduna zorla konulmuştu. O gerçekten Umudun Zirvesi Akademisi'nin Umuduydu. O yüzden okul bu sırrın varlığını gizledi, hiçbir öğrencinin İzuru Kamukura'nın kim olduğu ve cinsiyeti hakkında hakkında hiçbir bilgisi olmamasını sağlama noktasına kadar… o tamamen muhafaza edilmiş şekilde yetişti."
Muhafaza edilmiş şekilde yetişmek… tamamen dünyadan izole olmuş halde yaşamak, ben onunla aynıydım. Bunun benimle neredeyse aynı görünmesi, beni şok etmişti.
"Fakat… bu Kamukura kişisi, absürt bir olayın ortaya çıkmasına neden oldu. "
Ardından Kamishiro-kun'un ses tonu ciddileşti.
"O kadar kişinin arasından Kamukura, okulun içinde gerçekleşen o acayip toplu katliama sebep oldu... sahiden en kötüsü idi. Süper Lise Seviyesi Umut olarak herkesten daha fazla övgü alan kişi, böylesine keder veren bir olayın meydana gelmesine sebep oldu sonuçta. En kötü olay bu değilse nedir, bilmiyorum."
Adının, Umudun Zirvesi Akademisi'nin En Kötü Olayı olmasının sebebi buydu; okulun tam da bu ismi vereceği bir olaydı. Toplu bir emekle yetiştirdikleri varlığın, böylesine emsalsiz ve tuhaf bir cinayet suçu işlemesi, buna "en kötü" dışında denilecek bir söz yoktu.
"Ama hepsi bu değil. Daha kötü olan şu ki okul bu durumu aydınlatmadı, tamamen örtbas etmeye çalıştı."
O merdivenden ritimle inerek konuşurken ben onun dediklerine tamamen gömülmüştüm. Hiçbir tepki veya cevap vermeden, defterime hiçbir şey yazmadan sadece onun söylediklerini dikkatlice dinledim.
"Okul büyük ihtimalle korkuyordu… sonuçta, insanlar o olayı duyacak olsa okul müdürünün esas ilkesi olan 'yetenek, insanlığın umududur' ifadesi tuzla buz olurdu. Bu gerçekleşseydi okul otoritesini kaybederdi ve bununla düzgünce başa çıkılmaz ise uzun süre dayanamazlardı… bu nedenle okul olayı gizlemeye çalışıyor. Tabii, muhtemelen dış kaynaklardan gelen baskılar da vardı ancak adına üzülmemiz gereken kişiler, o Öğrenci Konseyinin elemanları…"
Öğrenci Konseyi, bu kelimeler zihnime giriverdi ve kaşıntı hissiyle beraber o hatırayı, yüzeye çıkmaya zorladı.
O hatıra, Madarai kardeşlerdi; o olayın peşinden koşarkenki yüzleriydi.
"Nihayetinde bu adamların hepsi boşuna öldü. Bu cidden berbat. Okulun Umudu adına olacaksa her şey bir basamak haline gelebilirmiş gibi sanki..."
Başımı salladım ve Madarailerin o görüntülerini defettim.
Onların benimle hiçbir ilgisi yok.
Şimdi onları düşünme zamanı değil.
"Sonra, kanıtları gizleme sürecine yol açan kişiler en üsttekilerden başkası değildi, Komite Heyeti üyelerinin ta kendileriydi. İzuru Kamukura'nın, hem tüm bu olayın sağ kalanı hem de faili olduğu gerçeğini gizlediler."
"Ve bu… Eski Okul Binasının konuya dahil olduğu kısım mı?"
Uzun süre sonra cevap verdim ve Kamishiro-kun hemen başıyla onayladı.
"Ne olursa olsun, olayın meydana geldiği mekanı görmezden gelmek için bir sebep yok. Etrafa dikkatlice bakarken bir kontrol edebiliriz, değil mi?"
İkinci katın merdiveninden birinci katınkine inerken Kamishiro-kun kayıtsızca ilerlemeye devam etti.
"Ama aslında okulun yaptığı yanlış hesaplama şuydu ki… olayı örtbas ettiklerini sanıp yollarına devam ederlerken hala icabına bakmadıkları, başka bir belalı kişi vardı."
"Junko Enoshima…"
Bu kelimeleri sarf ettiğim anda birinci kata ulaştık.
"…İşte burada, benimle gel."
Bir an bile tereddüt etmeden, Kamishiro-kun ileri yürümeye devam etti.
"O olayın gerçeklerini ilk keşfeden insan Junko Enoshima idi. Ardından, İzuru Kamukura'yı sızdırarak… Umudun Zirvesi Akademisi'ni çökertmeyi hedefledi."
Yürümeye devam ederken Kamishiro-kun'un hem varış noktası hem de Çözülme Evresi, özüne ulaşıyor gibiydi.
"Sonrasında olanlar, onun planıyla tamamen uyumluydu. Komite Heyetindeki yaşlı adamların kaybolması bunu gösteriyor. Bu kesinlikle onun işiydi. Muhtemelen onları kaçırıp acımasız bir kaba kuvvetle İzuru Kamukura'nın yerini onlardan zorla öğrendi ancak… Junko Enoshima cidden korkulacak biri. Öf, ayrıca nasıl Süper Lise Seviyesi Modacı Kız olabiliyor?"
Hearing Kamishiro-kun'un sözlerini duyunca o kaşıntı hissi geçmişten bir sahneyi getirdi, anılarım yeniden canlanıyordu.
Bu seferki anı, o beton oda ve o demir parmaklıkların olduğu zamandı. Göz kapaklarına korkunç şekilde dikiş atılmış yaşlı adamların o cesetleri oradaydı.
"…Abla. Orada böyle dalıp gitmiş ne yapıyorsun? İşte buraya gel, işte buraya!"
Kamishiro-kun çoktan uzakta duruyor, bana sesleniyordu ve ben de yanıtladım.
"Ah, pardon…"
Yavaşça koşarak Kamishiro-kun'un durduğu yere geldim. İlk katın koridorunun sonunda durdu. Önünde duvardan başka bir şey yoktu.
"Sanırım buralarda olmalı..."
"Ne burada olmalı?"
"…Ah! İşte bu!"
Sesini yükselterek duvardaki küçük bir deliği işaret etti.
'Bunu dışarıdaki güvenlik görevlilerinden ödünç aldım ama…"
Konuşurken cebinden uzun, çubuk gibi bir eşya çıkardı, bir tür anahtara benziyordu. Kamishiro-kun o anahtarı duvarın içine yerleştirdi. Küçük elinden gelen bir şıkırdama sesi duyuluyordu.
"Tam on ikiden! Onun bu olduğunu düşünüyordum! Bu yerin tamamını çılgınlar gibi inceledim ama başka şüpheli alan yoktu!'
Kendisiyle çok gurur duymuş gibi duran Kamishiro-kun anahtarı çevirdi.
Gümbürtü sesiyle birlikte kapı, otomatik kapılar gibi kayarak açıldı.
Bu kapıdan ilerisi; düz, uzun ve dar bir geçiş yoluna yönlendiriyordu. Yolun sonunda, etkileyici bir çift kanatlı kapının durduğu görülebiliyordu.
"B-Bu… yer ne..?"
"Demin söyledim değil mi? Burası İzuru Kamukura'nın gizlendiği yer."
Kamishiro-kun aşırı heyecanlı duruyordu.
"…Matsuda-kun da burada mı?"
"Şimdiden burada olabilir ya da yoldadır… ne olursa olsun, Yasuke Matsuda kesinlikle ortaya çıkacak."
Ve Kamishiro-kun geçiş yoluna adımını attı, ben de aynısını yaptım.
Biz diğer uca doğru dümdüz yürürken adımlarımız serin, loş geçiş yolunda yayıldı. Dudaklarım kuruyordu ve sürekli dilimle onu ıslatma ihtiyacı hissediyordum.
Nihayet sona ulaşınca bir anlığına durduk.
Kamishiro-kun hiçbir şey demeden elini kapıya koydu. Onun yöntemini taklit ederek aynı şeyi yaptım ve derin bir nefes aldığını gördüm. Sanırım o bile biraz tedirgindi. Sonra aynı anda baskı uyguladık ve kapılar abartılı bir gıcırdama sesiyle açıldı.
Kapının ötesinde yaklaşık 15 metrekarelik bir hiçlik yayılmıştı. Tüm tavanın ve kolonların bütünüyle sade olması ile gerçekten kasvetli ve zevksiz bir odaydı.
"…Abla, işte burada."
Kamishiro-kun odanın köşesini işaret ediyordu.
Orada, fabrika benzeri yerlerde görülecek türden basit bir asansör duruyordu.
"Bu olmalı."
Konuştuktan hemen sonra Kamishiro-kun enerjik biçimde doğruca asansöre koştu. Ben tereddütle yerimle dururken o elleriyle asansörün kapılarını çekerek açtı ve bağırdı.
"Hadi, acele et! Yasuke Matsuda ile buluşmak istiyorsun değil mi?"
Matsuda-kun
Bu kelimeler beni gaza getirdi.
Bu doğru. Bu tehlikeli yere gelmemin tek sebebi Matsuda-kun'du. Eminim Matsuda-kun ile buluşabilirsem her şey çözülecek. Bu kabus, beynim, her şey tamamen çözülüp beni bekleyen mutlu sona dönüşecek.
Bu yüzden gitmem gerek!
Kararlılıkla direkt asansöre koştum ve o hızla zıplayarak bindim.
Bindiğim an bacaklarım titremeye başladı ve biliyordum ki pişman olmuştum.
"…Eminim bu asansör sırf Kamukura'yı saklama amacıyla yapıldı. Vay be, onlar son derece temkinliydi, işte gidiyoruz."
Şaşkın şekilde konuşup yerdeki kontrol panelini çıkararak aldı ve üstüne elini koydu. Sadece iki tuş vardı: "Kat 1" ve "Kat B", Kamishiro-kun hiç duraksamadan "Kat B"ye bastı.
Motordan saçma derecede yüksek bir ses duyuluyordu ve zemin şiddetle titremeye başladı. Ben de endişeden titremeye devam ederken asansör istikrarla alçalmaya başladı.
bu bölümün devamı yakında...
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.