“Herkes ek süre verir. İster bir ister iki yıl olsun. Ne olursa olsun geri ödeyeceğim. Aslına bakarsan o kadar da fazla bir miktar değil.”
Bütün gururunu bir kenara atarak ona evcil bir kuzu gibi bakıyordu. Gurura vakti yoktu. Emilia duygusuz bir adamla uğraşıyordu.
‘Bu seferlik böyle yapalım.’
‘Bu adamla sürekli kavga da etmedim...’
Ancak Hadius’un yüzü giderek katılaştı. Farklı biri gibiydi. Hatalı olan kişinin sinirlendiği saçma bir durumdu fakat bunu dikkat çekecek zaman değildi. emilia paranın derdine düşmüştü.
“Gerçekten anlamıyorum...neden genç efendi bunu bana yapıyor.. bana Elverdeki beni görmek istediğini söyledin.... o zaman neden... ne halta ... böyle davranıyorsun?”
Hadius yalvaran yüze bir an için baktı ve arkasına döndü. Emilia öfkesine hakim olmak zorundaydı.
“Neyse sana geri ödeyeceğim. Annem ile konuşacağım ve hepsini mümkün olduğunca kısa sürede ödeyeceğim. O zaman, genç efendi tekrar bana bu kadar umursamazca davranmayacak.”
“En kısa zamanda ödeyecek misin? Nasıl?”
Emilia ciddiyetle açıklamaya başladı. Muhasebecilikten hizmetçiliğe kadar yapabileceği şeyleri anlattı.
“Artık para kazanacağımç bence genç efendi bile buna müdahale etmez. Cavendish ile ilgilendiğiniz gibi... o kadar ileri gitmezsiniz...”
Emilia konuşurken daha da umutsuzluğa kapıldığını hissetti.
‘Yalvarsam bir şey far eder mi?’
Üvey annesinin ücretini alamama sebebi oydu. Amacı para değildi.
Aniden, sinirlendi.
“Eğer genç efendi bunu yapmaya devam ederse ben ... ben artık öylece durmayacağım. Baş etmeyeceğim.”
“Ne yapacaksın?”
‘Krala gideceğim. Ya da meclis üyelerine gideceğim bu işe yaramazsa ‘Meyerler’in Terkedilmiş Nişanlısı’ makalesini yazan gazeteye gideceğim. Diğer bir seçenek vekil Darrenton Hockney olur. Hangi yolu kullanırsam kullanayım kendimi o adama satmaktan daha iyi olacaktır.’
“Genç efendi beni tuzağa düşerekse ben de öyle yapacağım. Bir iki kez kandım ama artık kanmam. Beni köşeye sıkıştırma.”
‘Uyarısı işe yaramış mıydı?’ hadius tek kelime etmeden şezlonga uzandı ve gökyüzüne baktı. Güneş batmış ve karanlık çökmüştü. Bağın ardındaki köylerde fenerler yanmaya başlamıştı.
“Tamam. Saçını satarak para kazanmanı değerlendireceğim ve şimdilik borcunun olmamasına izin vereeğim.”
Sesi gece kadar karanlık bir tonda devam etti.
“Onun yerine ilerde benimle biraz zaman geçir. Ya sen gelirsin ya da ben giderim. Bunu bir randevu olarak düşün.”
Reddetmek için açtığı ağzını yavaşça kapattı. ‘ şu andan itibaren dikkatli olmalısın. Onu körü körüne reddedebilir ya da aptalca inanabilirsin.’
“Yine söylüyorum, artık genç efendiye güvenemem. Şaka gibi... bütün bunlar hafif şeylermiş gibi... bunları söylüyorsun, ama bir daha asla kanmayacağım.”
“...” “Randevu mu...?! Sonunda kıyafetlerimi çıkarmak isteyeceksin. Bana bir domuz gibi binmek istediğini söylediğin zamanı hatırlıyor musun? Bay Beppy olmadan seninle nasıl bir araya gelebilirim?”
Hadius uzun süre Emilia’ya baktı sonra aniden elini çekmeceye uzattı.
“...Sana güvenebileeğin bir şey vermeli miyim?”
Çekmeceden bir şey çıkardı. Bir yetişkinin avucu kadar bir şey.
“Al.”
Bir relvolver. Hadius’un gözleri gibi soğukça parlıyordu.
**
“Bir silah?!”
“Evet.” “Yani av için kullanılan türden silah? Hayvanları delmek için kullanılan?”
Ciddi durumu bir an unutan Mitch bu silah tarifine güldü.
“Evet. O silahlardan. Bugün ben deniz MitchBern kendi gözlerimle gördüm. Hilden çiftliğindeki insanlar silah saklıyor.”
Charlotte’un şaşıracağını düşünmüştü ama çok sakindi.
“Bunda tuhaf olan ne? Bay Beppy’nin de silahı var. Vahşi hayvanlar gelebilir.”
“Hadi ama o av tüfeği. Mitch Bern’in av tüfeğinden dolayı mı böyle olacağını düşünüyorsun? Gördüğüm şey...”
Mitch’in gözleri yeniden ciddileşti ve Charlotte duygusal değişimi hissedince yutkundu.
“Bir tabancaydı.”
“Ta..banca?”
“Evet onlar av tüfeğinden daha küçük ve daha hafifler. Tek elle tutulabilen bir şey. Avlanmak için değil. İnsanları öldürmek için yapıldı.”
“...İnsan...öldürmek..?”
“Aynen, genellikle casuslar ve hırsızlar taşır.”
Ancak o zaman Charlotte şaşkınlıkla eliyle ağzını kapattı.
“Emin misin? Gerçekten hildendeki adamların silahı mı var?”
“Aynen.”
Charlotte’un yüzüne korku çöktü. Mitch küçük kardeşini çok fazla korkuttuğunu anladı. “Endişelenme. Suikastçılar ya da hırsızlar gibi kötü adamlar değiller.”
“Nasıl olur? Suikastçıların ve hırsızların onları taşıdığını söylemedin mi?”
Mitch net konuşmak için boğazını temizledi.
“Hildendeki adamları ilk gördüğüm zamanı biliyor musun? Muhtemelen geçen kış tatilindeydi. Bunlar hırsız olsaydı bir şeyler olurdu çoktan olmuş olurdu.”
“O zaman onlar ne? Bu adamlar ne be?”
“Sır tutabilir misin? Annem ve ablamdan bile.”
Elbette kendine güvenmiyordu. Ama o kadar merak ediyordu ki ‘hıhı’ diyerek başını salladı. Mitch kardeşinin arkadan parmaklarını çaprazladığını görebiliyordu.
“Unut gitsin. Söylemeyeceğim.” “Ah tamam tamam. Hiçbir şey söylemicem. Sır tutacağım.”
Charlotte göstermek için ellerini açtı. Ama Mitch emin değilmiş gibi ağzını kapalı tuttu.
“Yemin ederim. Söylemicem.”
Charlotte yalvarırıken mitch çenesini okşadı ve elinden bir gelmezmiş gibi itiraf etti.
“İlk olarak bu insan tehlikeli yada kötü değiller. Buna bahse girerim. Yine de bunu sır olarak saklamak istememin nedeni farklı değil. Ablam sürekli hastaydı ve annem yorgun ve üzgün görünüyordu değil mi? Bu yüzden onları önemsiz şeyler için endişelendirmeyelim.”
“Anlaldım ben de ablamı ve annemi endişelendirmek istemiyorum. Ağzımı kapalı tutacağım.”
“Taman o zaman sana anlatayım. En iyi casus Mitch Bern’in keşfine göre hilden çiftliğindekilerin gerçek kimliği...”
“Kimliği..”
Charlotte yutkundu.
**
“Kurşun olmadığına emin misin?”
Beppy başını salladı. Emilia derin bir nefes aldı sonra titreyen eliyle direğe nişan aldı ve tetiği çekti.
Tık- sadece ufak bir ses vardı. yine de kalbi deli gibi atıyordu. Hadius’tan silahı alan Emilia onu nasıl kullanacağını hemen öğrenmek istedi.
Elbette öğrenmeye gerçekten odaklanmış değildi. bay Beppy’nin dediğine göre sadece elleri öylesine hareket ediyordu ama kafası boştu.
‘Bu herif delirmiş tam bir kaçık...’
Laura’nın evinde karşılaştıklarında hissettikleri doğruydu. Meyer birinci sınıf gibi davransa da aslında düşük sınıf olan Cavendish gibi soylulardan hiçbir farkı yoktu.
‘Şimdi ne yapıyorum ben? Neden o adamın tuhaf oyununu oynuyorum?’ Emilia kafası karışık olsa da titreyen ellerini sıktı ve titreyen tabancayı düzeltti.
“Seni uyarıyorum, gerçekten genç efendiye ateş edeceğim. Bunu kastediyorum.”
Kısık bir kahkaha kulaklarını gıdıkladı. Yukarıdan aşağıya bakan Hadiustu. Bu yüzden sinirlendi.
“Aynen böyle devam. Umurım her zaman bu ruhu taşırsın.”
“Gerekli mi? Sonuçta yalnızca vuracağım tek kişi var.”
“Bence bu kendini savunma. Ormanlar tehlikelidir kadınlar ve çocuklar için.”
Emilia gülmesine engel olamadı.
“O zaman bana bir tüfek ver. Beni ve ailemi tehdit eden insanlar değil. Vahşi hayvanlar.”
“Beppy Dilson bunun için yeterli.”
Kaybetmeyi reddeden adamın önünde Emilia kısaca içini çekti ve silahını indirdi.
“Senin derdin ne?”
Silahı tutmak aniden ürküttü. Emilia iğrenç bir böcekmiş gibi onu tutarak Beppy’e verdi.
“Atış genç hanımlar arsında da popüler. Alışmaya çalış. Eğer gerginsen başlangıçta kurşunsuz çalış.”
‘Tabancaya alışmak bu herif yeminle kafayı yemiş.’ Yine de Emilia başını salladı.
“BU arada ailene bunu nasıl açıklayacaksın? Saç olayını.”
Boynunu bilinçsizce okşadı. Peruk satıcısını görmeye gittiğinde bile gözleri dolmuştu. Ancak zamanın ilaç olduğu söylenirdi ve nedense kendini sakin hissediyordu.
“Neden aileme söylemediğimi düşünüyorsun?é “Ailen bilseydi asla izin vermezlerdi.”
Emilia ağzı donmuş gibi cevap veremedi.
“Evet doğru. Aslında ailen henüz bilmiyor. Neden bilmek istiyor musun? Herkes genç efendinin ne yaptığını öğrenince hayal kırıklığına uğrayacak. Özellikle Charlotte. Genç efendinin başını okşadığı ve salladığı benim masum küçük kız kardeşim.”
‘Biraz vicdanın olsa en azından Charlotte için üzgün hissedersin. Yine de Hadius’un ifadesi değişmedi.
“Neyse eve gittiğimde gerçeği söyleyeceğim. Ailemizin birbirinden gizlisi saklısı yoktur.” ÇN: kesin
Elbette yalandı. O an bile Emilia ailesine ne söyleyeceğini bilmediğinden kalbi acıdı.
“Üvey annen mutlu olmalı. Borcunu ödemek için saçını bile satan böyle sıcak kalpli bir kıza sahip olduğu için. “
Emilia’nın yüzü yine kızardı.
“Şimdilik, üvey annenin borcunu bilmiyormuş gibi davranmaya devam et. Para konusunu halledeceğim. Üvey annen sonunda parayı kendi başına ödediğini düşünecek. Tamam mı?”
O an kanı ısındı. “Ani saç kesimi için kendine bir bahane bul. İster aniden erkek olmak isteister yanmış ol da ya da her neyse.”
Bu adam şu an şaka yapmıyor değil mi? Emilia başını yavaşça salladı.
“Teşekkür beklemiyorsundur umarım? Zaten bunu yapan genç efendiydi bu yüzden elbette ki genç efendi bunu çözmeli.”
“Doğru.”
Kısa cevaptan sonra Hadius arkasını döndü. Sırtını Emilia’ya vererek kollarını açtı ve terasın korkuluklarına yaslandı. Başını kaldırdı ve tamamen kararan göğe baktı. ÇN: aklıma safiye ile naci geldi.
Korumak ve tahrip etmek.
Kalbi her iki yönden de yakalnamış ve kontrolden çıkıyordu.
‘Seni korumak mı yoksa kırmak mı istiyorum?’
Karanlık gece adamın dumanlı görüşünün üzerine ağır bir şekilde çöktü. Ve çok uzaklardan bir iki yıldız yükselmeye başladı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.