Kim Jin-Woo havada süzülüyormuş gibi hissetti. Hücreleri kendi kendilerine dağılıyor ve kendilerini yeniden düzenliyor gibiydi. Uyum sağlamakta zorlanıyordu ve uzuvlarının hala sağlam olup olmadığını görmek için vücudunu birkaç kez kontrol etmesi gerekti.
[Seri burada geriden geliyor güncel okumak için Novel Vadisi sitemizi ziyaret edebilirsiniz.]“Ah…” Ancak Kim Jin-Woo nihayet soğukkanlılığını yeniden kazandığında, daha önceki taş odada olduğunu fark etti. Başlangıçtan, biraz farklı göründüğü için o zaman gördüğüyle aynı olduğunu anlayamadı. Odanın duvarlarındaki desenler gitmişti. Önceden sert ve pütürlü zemin şimdi düzgün fayanslarla kaplanmıştı.
Ama en çok ortadaki sunak ve taş masa değişmişti. Sunağın üst kısmı çapraz olarak bölünmüş gibiydi. Arada, kolçaklarında iki gizemli bilye bulunan orta boy bir kare sandalye vardı.
"Bu nedir?" diye mırıldandı kendi kendine. Arkasındaki büyük kapı asıl dikkatini çeken şeydi. Bu çerçevesiz, açık alanın ötesinde tanıdık bir manzara vardı: Temiz çarşaflı bir yatak ve boş bir masa. Şüphesiz bu onun odasıydı.
Kim Jin-Woo, ilkine doğru yürümeden önce portalın ötesindeki boşluğa ve ardından taş odaya boş bir şekilde baktı. Tekrar uçtuğunu hissedebiliyordu. İkinci seferiydi ama bu korkunç duyguya bir türlü alışamadı. Nefesini tuttu ve odası bir kez daha önünde belirdi.
[Naga'nın Labirenti]
Seviye 1 Labirent (Senkronizasyon Oranı %16,1)
Dayanıklılık 39/1050
Tesisler
Ebeveyn Odası (Seviye 1)
Portal (Bekleme Süresinde 23:49:43 0/1)
Gizli
Labirentin efendisi yetersiz yeteneğe sahip.
Labirentin olanakları etkinleştirilemez.
Kim Jin-Woo durum penceresini her ihtimale karşı açtı. 'Portal'dan sonraki kelimeler değişmişti. Pencere, 'kullanıma hazır' yerine 'bekleme süresinde' gösteriyordu. Yanındaki düğme de kaybolmuştu.
Kim Jin-Woo hayretler içinde kaldı ve az önce olan olaylar dizisini düşündü. Sakinliğini geri kazandığında, sarsıcı bir sesle açılan bilgisayarın önüne oturdu.
Durum penceresindeki metin, daha önce birkaç kez oynadığı oyununkiyle neredeyse aynıydı.
Arama çubuğuna 'portal tanımı' kelimelerini yazdı.
portal ( isim)
'kapı' veya 'giriş'.
(kurgusal) iki farklı yeri birbirine bağlayan, sihir veya teknoloji kullanılarak yapılmış bir kapı.
Önünde kelimenin birkaç tanımı belirdi. Kim Jin-Woo, ikinci tanıma özellikle dikkat etti. Daha önce durumunu mükemmel bir şekilde açıkladı.
Daha sonra, sanki ele geçirilmiş gibi arama çubuğuna her türlü kelimeyi yazmaya başladı.
***
'Portal' kelimesi Kim Jin-Woo'ya çok tanıdık gelmişti çünkü bu bir oyun terimiydi. Bazı ipuçları bulmayı umarak, uygun olmadığı bir oyunu oynamaya başladı.
Somut bir fayda sağlamadan oynamaya devam etti ve annesi onu odasında ziyaret ettiğinde aldığı tek şey utançtı. Annesi, oğlunun nihayet yaşına uygun davrandığını görmekten çok memnun oldu, ancak Kim Jin-Woo yüzünün ısındığını hissetti ve başını zar zor kaldırabildi.
"Oppa, oyun oynadığını duydum?" Kim Hyun-Ji içeri girerken aniden söyledi.
Kim Jin-Woo, aniden odasına daldığında ekranı aceleyle kapattı. Kim Hyun-Ji uygunsuz bir video sakladığını düşünerek yanlış anladı. Neyse ki, şüphelerini doğrulamasının bir yolu yoktu.
[Ç/N: Ben buna niye bu kadar güldüm ki rsğkgğjhodrh]
"İşte, bunu kullanmalısın. Bilgisayarın bugünlerde oyunlar için çok eski.” Kim Hyun-Ji'nin yüzünde tuhaf bir ifade vardı. Bir süre önce berbat görünüyordu, ama şimdi parlak bir gülümsemesi vardı.
Kim Jin-Woo beyaz dizüstü bilgisayara baktı ve başını salladı. "Hayır. Sadece kullanmalısın. Ya daha sonra ihtiyacın olursa?"
"Sorun değil. Sadece film izlemek için kullanıyorum. Zaten telefonumu kullanarak internette geziniyorum ve müzik dinliyorum.” Sert bir şekilde reddetti, ancak makineyi onun ellerine bırakmaya kararlıydı. Daha sonra, bilinmeyen nedenlerle odada kalmaya devam etti. Kim Jin-Woo, Kim Hyun-Ji oldukça ciddi göründüğü için yanlış bir şey olup olmadığını merak etti.
"Üzgünüm Oppa. Benim hatırım için oraya tekrar girdiğini bilmiyordum. Gerçekten üzgünüm." Düğün çeyizi için neredeyse kardeşini feda ettiği düşüncesi onu rahatsız ediyor gibiydi.
Kim Jin-Woo derinden etkilendi. Kendi iradesi dışında geri aldığı paranın bulunduğu zarfı geri vermek için eşyalarını taradı.
Zarf daha önce elinde olmasına rağmen artık bulamıyordu. Aniden bir nefesi bıraktığında acilen ceplerini karıştırıyordu.
"Oppa?" Kim Hyun-Ji sordu.
"Ah, bir şey değil. Dizüstü bilgisayar için teşekkürler, ”dedi Kim Jin-Woo.
Kim Hyun-Ji kardeşine şüpheyle baktı. Bugün oldukça sıra dışı davranıyordu. Ama sonunda gülerek odadan çıktı.
"Lanet olsun!" Kim Jin-Woo, olay yerinden ayrılır ayrılmaz küfür etti. İçinde 15 milyon won olan zarfı nerede bıraktığını yeni fark etmişti. Üzerini örtmeden önce elindeki yılan dövmesine bakarken bir kez daha küfretti.
***
Pssshhhh...
Kim Jin-Woo, vücudundan gelen dağılan tozun yabancı sesini duyduğunda titredi. Labirente baktı ve hemen çevresini inceledi. "Burada değil?" diye mırıldandı. Zarf ortalıkta görünmüyordu.
***
Kim Jin-Woo ne kadar bakarsa baksın zarfı bulamadı. Ama sonunda, üç gün sonra nerede olduğunu öğrendi.
[Sen labirentten çıkarken bir şeytan geldi ve zarfı çaldı. Kaybolan şeytanı aramadan önce senkronizasyonu tamamlamalı ve geçidi etkinleştirmelisiniz.]
"Bu ne saçmalık?!" hayal kırıklığı içinde bağırdı, ama belli ki cevap yoktu. Koltuğundan fırladı ve önündeki parıldayan metnin solmasına neden oldu.
Daha sonra sandalyeye oturdu ve ellerini kolçakların uçlarına tutturulmuş mermerlere dayadı. Hologram benzeri metin bir kez daha ortaya çıktı.
[Labirentin savunması zayıf. Savunma altyapısı için labirentin bütçesini genişletmeniz önerilir.]
Kim Jin-Woo şaşkına dönmüştü. Labirentler gerçekten de tuhaf olaylarla doluydu ama burada hırsız bir yaratık olacağını hiç düşünmemişti. Bu başka birinin hikayesi olsaydı, güler ve görmezden gelirdi. Ne yazık ki, kendi hikayesiydi.
Günün geri kalanında mücadele etti ama sonunda kendini bir köşeye sıkışmış buldu. Şu andan itibaren yapabileceği tek şey, hırsız şeytanı bulmak için o kapıyı etkinleştirmekti. Öfkeden sandalyeyi tekmelemeden edemedi.
Sonunda, Kim Jin-Woo pes etti. Labirente birkaç bakış şeklinde dökülen pişmanlıklarıyla kapıdan içeri girdi ve diğer tarafa geçti. Arkasındaki portal kısa sürede kapandı.
***
Kim Hyun-Ji sonunda düğünü küçük bir çeyizle yapmak zorunda kaldı. Neyse ki, damadın ailesi para konusunda fazla takıntılı olmadığı için bu pek sorun olmadı. Kayınvalidesinin ona karşı sıcak bakışlarına bakılırsa, yeterli düğün çeyizi olmadığı için onu eleştirmeleri pek olası değildi.
Kim Hyun-Ji ailelerinin fotoğrafını çekerken bile ağlamaya devam ettiğinden, düğünün kendisi oldukça kaotikti, ancak etkinlik sorunsuz bir şekilde sona erdi. Tabii ki, Kim Jin-Woo, daha önce hiç görmediği bir yaratık olan bir şeytana büyük miktarda nakit kaybetme konusunda hala acı hissediyordu.
Kim Jin-Woo'nun babası “Hadi yiyelim” dedi. Geç saatlere kadar pek konuşmadı.
Sonunda, mali zorluklar nedeniyle işini kaybetmek zorunda kaldı. Neyse ki, iş meselelerini çözmesine yardım etmek için tam zamanında biri ortaya çıkmıştı. Ancak kızının evliliği için hiçbir şey yapamamış olması, aklına ağır bir yük gelmiş gibiydi.
"Bir daha o yere girmeyi aklından bile geçirme. Şirketimi devrettikten sonra biraz para aldım, bu yüzden muhtemelen bir yerde kızarmış tavuk dükkanı açabiliriz..." dedi Kim Jin-Woo'ya. "Açlıktan ölmeyeceğiz, bu yüzden bizim için endişelenme ve kendine iyi bak."
Kim Jin-Woo, babasının açık sözlü sözlerini kabul etti. Yüzeyde soğukkanlılığını koruyordu ama yine de içeride suçluluk duyuyordu. Her gece bir labirenti ziyaret ettiğini öğrenirlerse ailesinin ne kadar öfkeleneceğini asla hayal edemezdi.
Bir labirent hala bir labirentti. Yeraltında yaratıklar ve alt yaratıklarla dolu bir labirent olup olmadığı veya şu anda sahip olduğu Naga'nın Labirenti olup olmadığı önemli değildi.
Ailesi zaten farkı bilmiyordu. Tek bildikleri bunun bir labirent olduğuydu - onlar için önemli olan tek şey buydu.
Kim Jin-Woo'nun suçlu hissediyordu, çünkü gerçekten de ailesinin haberi olmadan labirente giriyordu.
Daha sonra gizlice odasının kapısını kilitledi ve durum penceresini açtı.
[Naga'nın Labirenti]
Seviye 1 Labirent (Senkronizasyon Oranı %99,87)
Dayanıklılık 39/1050
Tesisler
Ebeveyn Odası (Seviye 1)
Portal (Kullanıma Hazır 1/1)
Gizli
Labirentin efendisi yetersiz yeteneğe sahip.
Labirentin olanakları etkinleştirilemez.
Rakamlar, iki ay önce yeraltından ilk döndüğü zamana kıyasla oldukça farklıydı. Senkronizasyon oranı %20'den %99'a yükselirken, dayanıklılık da günde 1 artarak 100'ü aşmıştı.
"Portal." Kim Jin-Woo portalı açtı. Artık portal düğmesine basmak için eliyle uğraşması gerekmiyordu. Tek yapması gereken basit bir komut söylemekti ve ardından Naga'nın Labirentine ışınlanacaktı.
Taş oda, her zamankinden daha temiz görünmesi dışında aynı görünüyordu. Bir an durdu, taş odanın ortasındaki sandalyeye otururken portalı kullanmaktan duyduğu korkunç hissi dağıtmak için başını salladı. Teni soğuk taşla temas ettiği anda bir mesaj belirdi.
[%0,13, tam senkronizasyon için 14 dakika 37 saniye kaldı.]
Bu mesajı farklı sayısal değerlerle de olsa sayısız kez görmüştü. Günlük %1,25 arttı ve iki ay sonra %100'e ulaşmak üzereydi. İyi ya da kötü, Kim Jin-Woo yakında 'senkronizasyon' kelimesinin ne anlama geldiğini öğrenecekti.
Parmağını sallayarak sandalyede beklerken sayı sonunda %100'e ulaştı.
"Hmm?" Kim Jin-Woo durum penceresine baktı ama hiçbir şey olmadı. Kaşlarını çattı. Ancak taş sandalyeden kalkmak üzereyken labirentin her köşesinden ışık yayılmaya başladı.
Her zamanki metin yerine bu sefer ses zihninde yankılandı. Anlaşılmaz bir fısıltı fırtınasının ortasında bilincini kaybetti.
[Labirent etkinleştirildi. Çevredeki yaratıklar labirentin varlığını kabul edecekler.]
Havaya bir mesaj süzüldü, ancak Kim Jin-Woo onu okumak için uyanık değildi.
[Seri burada geriden geliyor güncel okumak için Novel Vadisi sitemizi ziyaret edebilirsiniz.]