Muazzam büyüklükteki geniş bir kıta olan Dracanea’da uzun bir geçmişe sahip olan 5 imparatorluk barındırırdı.
Uzak geçmişte, uzun zamandır kış uykusunda yatan vahşi bir ejderha uyandı. Sonuç olarak, sayısız iblis ortaya çıktı ve insanlara saldırdı, insanlık yıkım yolunda yürümeye başlamış gibiydi.
O zamanlar, Kreutz tarikatının lideri Seon Hwang ve vahşi ejderhayı yenerek dünyayı kurtarıp kehaneti alan beş şövalye vardı.
Daha sonra Kreutzism kıtada derinden kök saldı ve beş şövalye kendi imparatorluklarını kurarak kıtayı yönetmeye başladılar. Bir kan ittifakı kuruldu ve vahşi ejderhanın büyülü güçlerini beş şövalyeyle paylaştılar.
Kreutz tarikatı, beş imparatorluğun merkezinde “Kreutz Tapınağı”nı kurdu, beş imparatorluğa rahipler gönderdi ve kıtanın birçok bölgesini etkiledi.
Seon Hwang seküler bölgelerin sorunlarına bile dahil edilmedi, fakat imparatorluğu yöneten kraliyet ailesinin soyunun değişmesine hiç müsamaha göstermedi.
Böylece, beş imparatorluk garip bir gerginlik duygusu altında birbirlerini kontrol altında tutarken bir güç dengesini korudu ve bugüne kadar tapınağın himayesi altında barışı korudu.
Birkaç yıla kadar.
Kıtanın sonunda, bir ejderha yumurtası ortaya çıktı. Volkan patladı ve karanlık sihirsel bir güç etrafını çevrelemeye başladı. Bu gücün etkisi nedeniyle korkunç canavarlar bile tekrar uyanmaya başladı.
İnsanlar endişelenmeye başladı. Bu, eski kitaplarda bahsedilen zulmün tekrarlandığının bir işaretiydi.
Aslında tekrarlanabilirdi…
Kreuz tarikatı ejderha yumurtadan çıkmadan önce yumurtayı yok etmeye çalıştı ama bu imkansızdı.
Ejderha yumurtasının hiçbir şekilde yok edilemeyeceği eski kitapta yazılıydı.
“Yalnızca tek bir yol var, vahşi ejderha yumurtadan çıktığında, doğrudan onunla savaşmalısın.”
Tarikat bu sorunu başlı başına çözemeyeceğini fark etti. Bu nedenle, bu durum beş imparatoru kendi yeminlerine göre bir araya getirdi. Buluşmanın sonunda, beş imparatorluk baskın kuvvetleri toplamak için güçlerini birleştirdi.
Eski kitabın içeriği göz önüne alındığında, vahşi ejderha yumurtaları çıkmadan önce hala birkaç yıl vardı. Bu yüzden, vahşi ejderhaya karşı yapılacak savaş için önceden hazırlanmak istediler. Ek olarak tarikat, baskın kuvvetleri toplamak dışında genç kraliyet aileleri ve her imparatorluğun soylularını bir araya getirdi.
“Onlar çocuklarla ne yapacaktı ki…?”
Her neyse, Lelia'nın geldiği yer tarikatın inşa ettiği kutsal tarafsız bölgedeki eğitim merkeziydi.
“Şey… Buradaki çocuklardan bir kahraman çıkmasını beklediklerini sanmıyorum.”
Yine de, gelecekteki beş imparatorluğa öncülük edecek olan başlıca liderlerdi. Birbirinizi önceden tanımaya çalışmanın bir anlamı yoktu.
Görünüşe göre ejderha ortaya çıktığında, beş imparatorluk kılıçlarını birbirine doğrultmadan güçlerini birleştirebilir.
Tek kelimeyle dostluk kampı gibi.
Elbette bu durum bir tür gözetleme ve rehinelikti.
Fakat kız neden buradaydı…
Çünkü Veliaht Prens yüzünden.
Lelia bir kraliyet ailesinden geliyordu, ama neredeyse bir görünmez insan kadar iyiydi.
Bu durum onun ana vatanında, Auralia’da, biraz karışıktı.
***
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.