ÇİRKİN LEYDİNİN SOĞUK AŞKI - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   6 


           
5.BÖLÜM

‐—————————–

Dün gece, heyecan ve stresten gözüme bir damla uyku girmemişti.Marry’nin gece yarısı odama  getirdiği ıhlamur çayının yaydığı o huzur dolu koku tüm odayı kaplamıştı.

 Fincanı alıp  dibini görene dek içtim.Ama yinede Kaygılarıma ve uykusuzluğuma çare olamamıştı.Yeni bir hayata adım atıyordum.Bu hiç kolay olmayacak biliyordum.Ancak Uykusuzluğumun sebebi elbette bir tek bu değildi.Tüm bunları bir yana, bu gece çıkan arbedeyi de unutmamak lazımdı. 

 Marry’yi, beni gözetleme kulesinde çıkan olayla ilgili bilgilendirmesi için sık sık dışarı yolladım.  Fakat net bir bilgi edinememiştim.

Sabaha kadar ‘Acaba Arbede ne zaman sona erer?’ diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım.

 Sonuç olarak uykusuz ve yorgunum,diye düşündüm at arabasının içinde engebeli orman yollarında ilerlerken.

Güneş,ağaçların arasından arta kalan yerlerden yayılarak etrafı adeta yakıcığıyla kavuruyordu.Kenneth malikanesi,saraydan çok uzak neredeyse başkentin bir ucunda sayılabilecek konumdaydı.Eğer yolculuk esnasında herhangi bir aksilik yaşanmazsa akşam üzeri orada olmamız planlanmıştı.

 Mesajda yazıldığı gibi sabahın ilk ışıklarıyla marry ve ben general leon’nun bize eşlik etmesi için ayarladığı askerler ile birlikte yola koyulmuştuk.Askerlerin ikisi sağımızda ikisi solumuzda üçü önde,arkada ve arabayı süren  olmak üzere toplam on bir atlı askerden oluşuyordu.

Arabada Marry,  Karşıma geçmiş,camın kenarından perdeyi hafifçe aralayarak,yüzünde bir gülümsemeyle dışarıyı seyrediyordu.Arada gözlerini kapatıp, insanın ruhunu okşayan kuşların cıvıltılarıyla kendinden geçmişti. Huzurlu  görünüyordu.

 Kral william,marry’i bana göz kulak olması için yanımda götürmeme müsade etmişti.Yolculuk öncesi odama yaveriyle gönderdiği mesajda bunlar yazılıydı.Bir de tabi ki sır konusunda elimi çabuk tutmamı istiyordu.Bu nasıl bir sır ya!!…Ele geçirmek istediği her neyse çok aceleci ve sabırsız davranıyordu.Ama niye?…General leon onun en güvenilir savaşçısı değil miydi,Hatta Ondan sır saklayacak en kişi  o iken. Söylentilere göre Kral için herşeyi göze alan,aklından hainlik gibi aşağılık düşünceleri geçiremeyecek kadar dürüst ve sadık bir savaşçıydı.Ama kralın bu yaklaşımları  bana çok çelişkili,şüpheci ve tuhaf geliyordu.General leon,kralın güvenini sarsacak ne yapmış olabilirdi ki?…Of,tüm bu saçmalıklardan ne zaman kurtulacağım ben? Diye düşündüm,sol orta parmağıma takılmış nikah yüzüğümü çevirerek oynarken.

 Yüzük,oldukça göz kamaştırıcı,iri yakutu ile şık bir görsel şölen sunuyordu.

 Özel tasarım olduğu, Beyaz altından yapılmış halkanın tam ortasında damla şeklinde yerleştirilmiş yakut taşı ve çevresinde minik,yuvarlak inci işlemeleri sayesinde kendini bariz şekilde belli ediyordu.General leon  neden  Sevmediği,daha önce hiç görmediği bir kadına böyle gösterişli bir yüzük takmıştı?…Sade bir yüzükle işi geçiştirebilirdi.

Of,rose…çok fazla düşünüyorsun.O sadece itibarına söz gelmesin diye onu tercih etmiştir,hepsi bu!…

diye dalgın dalgın düşünürken farkına varmadan derin,sesli bir iç çekmiştim.

“Leydim,ben sizi uyuyor sanmıştım.Dün gece de uyumamıştınız.Neyiniz var,kötü bişey mi oldu?” Dedi marry telaşla bana doğru eğildi.

“Ah,hayır sorun yok.Tasalanma.” dedim kendime gelerek hızla elimi yüzüğümden çektim.

“Yanlış anlamazsanız Leydim, yola çıkalı epey oldu.Etrafta sizi görebilecek kimsede yok.ıhm, duvağınızı çıkarıp rahatlayabilirsiniz.

Sıkılmışsınızdır diye söylemek istedim.” Dedi çekingen bir tavırla işaret parmağı ile duvağımı gösterip.

“Ah,evet haklısın…bu sıcakta çekilecek çile değil gerçekten.” Dedim ve siyah duvağı kafamın arkasına attım.

Saçlarım bu salak duvak yüzünden her seferinde karmakarışık hale geliyordu.Ve bunu uzun bir süre yaşayacağım aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyordu.Haziran ayının bunaltıcı sıcaklarında verdiğim en kötü karar ise dalgalı ve belime kadar uzanan kırmızı saçlarımı açık bırakmak olmuştu.

 Duvağımı,düşmesin diye kulak hizasındaki saçlarıma iki tel toka ile sabitleyip sıkıca germiştim.Kıyafetimi ise yolculuğa uygun,diğer giydiklerime göre en rahatını seçmeye çalışmıştım.Elbise zarif ve sade idi.Tek parça,koyu lacivert, siyah Çiçek dantel süslemeleriyle ahenk içindeydi.Üst bedeni korseye gerek duyulmayacak nitelikte ince ve narin belimi ortaya çıkarıyor,belimden aşağı dökülen etek kısmı ile bütünleşiyordu.Kolları ise omuzlarda dar başlayıp,dirsek hizasında genişleyip üzerindeki desenleri ile elbiseye büyülü bir hava katıyordu.Ama yaz sıcağında bu tarz giysileri taşımak büyük meziyetti.

“Ah,leydim…siz dün gece,yatmadan önce sürdüğünüz kremi çıkarmadınız mı?…Cildiz hala çok güzel ve parlaklığını koruyor.” Dedi marry şaşırarak suratıma bakıp.

“Hayır,çıkardım.” Dedim marry’e kaçamak bakışlar atarak.

“Ne yani,tekrar sürmeye mi karar verdiniz?…ama neden?…bundan sonra bi’ öneminin kalmadığını,

ihtiyacınız olmadığını söylememiş miydiniz?” Dedi marry ve biraz duraksayıp yüzü kızarınca aklından neler geçirdiğini anlayarak, utana sıkıla araya girdim.

“Evet,bu doğru öyle şeyler söyledim fakat bunun general leon ile alakası yok.O yüzden aklını saçma sapan fikirlerle doldurma marry. Bunu sadece kendimi mutlu ve  biraz olsun güzel hissetmek için yapacağım.

Yıllarca maruz kaldığım zorbalığı unutup,yeni bir sayfa açmak istiyorum.”

“Çok doğru bir adım atmışsınız.Ben her daim yanınızda olacağım.Sizi hep destekleyeceğim.Elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım leydim.Bitkiler ve ben sizi mutlu etmeye yemin ediyoruz.” Dedi marry, kocaman gülümsemesiyle gözleri ışıldamıştı.

“Elbette…” dedim tüm samimiyetimle ve gülümsedim.

Yalnız benim bu tavrım,marry’e biraz farklı yansımıştı.Sevincime ortak olması gerekirken aniden yüzü asılmış,demin çevresine coşkuyla neşe saçan kızdan eser kalmamıştı.Suç işlemiş minik bir kedi yavrusu gibi başını öne eğmiş,bakışlarını devirip mahsun,boş gözlerle yeri inceliyordu.

“Marry,ne oldu?…aniden somurtmaya başladın.Garip bi’ şey mi söyledim yoksa…”

“Hayır leydim,asla!” Dedi marry tüm benliğiyle inkar ederek başını kaldırıp bana baktı.Sonra yine utanarak başını öne eğerek konuşmasına devam etti:

“Ben…ben…şey… ben çok üzgünüm leydim.Uzun zamandır Bunu sizinle paylaşıp paylaşmama konusunda arada kaldım.Bunu sizden her sakladığımda ihanet ediyormuşum gibi hissediyorum ve her gece uyumadan önce içim içimi kemiriyor.”

“Neler söylüyorsun sen marry,anlamıyorum.Ne oldu birden bire,ne hakkında konuşuyorsun sen?…”

Dediğim sırada arabayı çeken atlar kişneyip durunca yerimizde sarsılmıştık.

Askerlerden birisi arabanın kenarına yaklaşıp,usulca bize seslenerek:

“Leydim, öğle arası yaklaşıyor,saatlerdir yoldayız ve daha gidecek çok yolumuz var.Askerlerim bir an önce kışlaya varmak istiyorlar.Bu yüzden bundan sonraki yolculuğumuza ara vermeden devam edeceğiz.Dilerseniz şimdi dinlenmek için en uygun zaman…”

“Peki tamam…siz nasıl uygun görürseniz komutan…”

“İzninizle leydim…” diyerek asker camın kenarından uzaklaşmıştı.

Marry, hızla askerin konuştuğu camın kenarına yaklaşıp,pencereden dışarıya baktı ve birkaç adım ötede  çalılıkların kenarında,atların yanında mola veren askerleri dikizleyerek:’Güzel…
askerlerin hepsi bir aradalar lakin olmaz!..bizi burdan duyabilirler!” Diye kendi kendine söylenip, tekrar bana döndü ve:

“Leydim,Bizi askerlerin duyamayacağı sessiz bir yere gidelim.Şu kırların ilerisinde bir ağaç var,Oraya gidelim.” Dedi ve sabah çıkmadan hazırladığı erzak sepetini aceleyle koluna geçirerek.

“Dur biraz marry!” Dedim dirseğinden yakalayarak.

“Leydim,vaktimiz daralıyor ve benim size bazı şeyleri açıklamak için bundan daha iyi bir zaman bulamayabilirim.” Dedi marry kısık sesle konuşarak.

“Neden fısıldıyorsun.Bana ne açıklayacaksın?” Dedim ben de marry’e uyup alçak sesle konuştum.

“…’Yasaklı konu’…leydim.

General leon hakkında…” deyince,dilim tutulmuş,donup kalmıştım.

“Leydim,dalmanın sırası değil.Zamanımız yok,acele edin, Hadi çabuk olun,gelin!” 

Diyerek duvağımla yüzümü örtüp,arabadan aşağı indik. 

Marry,askerleri bilgilendirip,beni apar topar çimlerin arasından götürerek nihayet bahsettiği ağacın dibine getirmişti.

Marry,erzak sepetinden çıkardığı temiz beyaz bir örtüyü ağacın gölgesine serdi ve sonunda karşılıklı oturarak fazla uzatmadan hemen lafa girmişti.

“Leydim,general leon ile evleneceğinizi duyduğumdan beri bunu size anlatmayı o kadar çok istedim ki anlatamam.Ancak buna şartlar el vermedi.Sarayda yerin kulağı vardır.

Söylediğiniz her şey attığınız her adım kralın kulağına gidiyor.Kralın bu konuda acıması yoktur.İster saray ister halktan birisi olsun Eğer bu konu hakkında konuşan olursa anında idam ile cezalandırılır.Hatta kıyıda köşede bunun dedikodusunu yapanları her kim görüp krala bildirir ise ödüllendirileceği için kimse konuşmaya cesaret dahi edemiyor.Bu yüzden size cesaret edip söyleyemedim leydim,affedin!” Dedi marry,gözünden bir damla yaş süzülerek eline damlamıştı.

“Şimdi sırası değil marry.Topla kendini ve sadede gel!…bu yasaklı konuda neyin nesi?”

“Bu Kralın  beş yıl önce vefat eden kızı prenses Ella  ve general leon ile alakalı.”

“Yok artık…Kralın bir kızı olduğunu bilmiyordum.”

“Zaten bilmenize imkan yoktu leydim.Şimdi bildiğim kadarı ile ne biliyorsam size anlatacağım.

uzun yıllar evvel
Prenses ella,zamanında general leon’u görür görmez sırılsıklam aşık olmuş.Tabi General leon da bu aşka kayıtsız kalmamıştı.Zamanla İkisi çok büyük,tutkulu bir aşk yaşamaya başladılar.Sonra Bunu duyan Kral ilk başta bu ilişkiye şiddetle karşı çıktı.

 Kral,general leon’a içten bir sevgi besleyip,ona sonsuz güven duysa da onun aile geçmişi bütün işleri değiştiriyordu.

Çünkü o düşük rütbeli bir asker ve sıradan biriydi.Kızına o adamı layık göremezdi.Gel gör ki kralın gözbebeği,prenses bu aşk uğruna yataklara düşene kadar…Kral,ne yaptı ne ettiyse prensesi bir türlü iyileştirememişti.

 Krallığın hekimleri bile bu işe bir çare olamamıştı.Sonunda anladı ki tek çare General leon ile birlikte olması idi.Gönülsüzde olsa kızının isteğini yerine getirerek onların evliliğine razı gelmişti.

Büyük bir törenle gerçekleştirilen düğün tüm ülkede coşkuyla karşılandı.

Kral onlara düğün hediyesi olarak şu an gittiğimiz Kenneth malikanesini verdi.Malikane, tüm krallığın en gözde eviydi. Muhteşem bir baş yapıttı.

Ama ne yazıkki bu evde uzun yıllar yaşamak prensese nasip olmamıştı.Dokuz ay sonra gelen üzücü haber bütün ülkeyi yasa boğdu.Prenses doğum sırasında bebeği ile birlikte vefat etmişti.

Kral bu acı haber ile birlikte büyük bir sarsıntı yaşadı.Hiçbir zaman kızının ölümünden generali suçlamadı.General leon ise bu olayın üzerinden beş yıl geçmesine rağmen kendini toparlayamadı.

Bu üzücü olayın etkisinden kurtulamamış,yaşadığı kötü anıların acı verici izlerini yüreğinde taşıyarak  yıllarca kendini suçladı.

Eskiden kibar,sevecen ve alçakgönüllülüğüyle adındandan sıkça bahsettirir,emrindeki ordusu ona büyük saygı duyardı.Ancak prensesin ölümüyle birlikte gittikçe değişmeye başladı.

Şimdilerde Emrindeki ordusuna karşı korku salarak onları eğitiyordu.Ne düşmana ne de esir düşmüş halka karşı acıması yoktu.

Giderek zalim, duygusuz,sevgiye ve aşka inanmayan,çapkın,

umursamaz bir kişiliğe büründü…İşte böyle leydim.Bildiklerimin hepsi bu…Umarım mazeretimi kabul edersiniz.” Dedi marry hala kendini suçluyordu.

General leon’nun dokunaklı ve dramatik geçmişi kalbimi derinden parçalamıştı.Dillere destan bir aşk hikayesine tanıklık etmek biraz şaşkına çevirmiş,biraz da hüzünlendirmişti.O da benim gibi kanadı kırık bir kuş gibi hayata tutunmaya çalışıyordu.Bebeğini ve karısını kaybetmişti.Kolay değildi.Aklını kaçırmadığı için şükretmeli,diye düşündüm o an.Gerçi Onun gizemli geçmişini öğrendikçe kendimi aşılamaz dünyaların kapısından içeriye giriyormuşum gibi hissediyordum.

Benim için her bilgi çok kıymetliydi. Lakin çözemediğim konu ise kral benden bu bilgiyi neden saklama gereği duymuştu?Aklım karışmıştı.En iyisi marry’e hissettirmeden ağzından laf almak,diye düşünerek:

“Kendini üzme marry,senin bir suçun yok,ağlama artık!…” Dedim nazikçe omzunu sıvazladım.

“Çok teşekkürler leydim.Çok yüce bir gönlünüz var.” Diyerek bana  kısaca sarılıp geri çekildi.

“Peki,Sence kral william benim general leon ile evlenmemi istediği halde neden bana bundan bahsetmedi dersin?” Dedim Merakla cevabını bekleyerek.

“Leydim,çünkü majesteleri ve general leon bu konuyu ağzına almamak kaydıyla sonsuza kadar yemin ettiler.Onun hatırası ebediyen temiz ve masum kalmasını,dedikodu malzemesi olmasın istediler.”

“Demek bu yüzden…”

“Evet,leydim…oh çok şükür üstümden büyük bir yük kalktı.Şimdi huzurla yaşayabilirim.”

“Hayır marry,asıl şimdi adımlarımızı temkinli atmalıyız.Bize rahatlama sözcüğü artık çok uzaklarda kaldı.”

“Evet çok haklısınız leydim.” Dedi marry beni başıyla onaylayarak.

Askerler şüphelenmesin diye marry sepetten birkaç yiyecek çıkartarak örtünün üzerine koydu.Karnımızı doyurup,dinlendikten yarım saat sonra komutanın çağrısıyla tekrar yolculuk için yola koyulduk.

Nihayet akşam üzeri malikaneye varabilmiştik.Pencereden başımı uzatıp uzaktan görünen  malikaneyi   seyrettiğim sırada Marry’nin kenneth malikanesinde yaşanılan olayları anlatması aklıma gelmişti.Kaybedilen bir bebek ve yıkılan hayatlar diye düşündüm.Karışık duygular içindeydim.üzüntü,heyecan,
Korku,şaşkınlık…Bütün duyguları aynı anda yaşıyordum.Kötü anılar beni biraz duygusal olarak boşluğa sürüklüyordu.Bu yüzden şimdilik bu konuyu düşünmemeye çalışarak kafamı dağıtmak için malikanenin bulunduğu yeri incelemeye başladım.

Malikane çok büyük bir araziye sahipti.Muazzam  doğa ile bütünleşmiş görsel şölen içinde insanı büyüleyen değişik bir havası vardı.Hava kararmaya başlamış,

güneydeki nehrin kıyısı daki kenneth malikanesi de açığa çıkmıştı.

Batan güneşin ,pembemsi ve sarımtırak ışıkları malikanenin duvarlarında renkler oluşturuyordu.Malikanenin koca giriş kapısının her  iki yanında gözetleme kuleleri ve nehrin kıyısında küçük bir at çiftliği göze çarpıyordu.Giriş kapısındaki askerler bizim geleceğimizi önceden haber almış,at arabasını uzaktan görür görmez aceleyle kapıyı zorlukla iterek geri çekilmişlerdi.Arabayı süren asker tam evin kapısının önünde durdu ve ‘geldik leydim’ diye bize seslendi.

Marry ve ben bavullarımızı alıp,arabadan çıktık.

Malikanenin kapısında bekleyen kahya yanındaki  hizmetlilere söyleyerek elimizdeki bavulları almalarını emretti.Sonra bize dönüp:

“Evinize hoşgeldiniz leydim.Başka bir hizmetli yardımcınızı odasına götürmek için ona eşlik edecek.Size ben eşlik edeceğim leydim.” Dedi temiz giyimli önümde eğilen kır saçlı yaşlı adam.

“Teşekkürler.” Deyip kahyayı takip ederek evden içeriye girdik. marry ile ayrıldık sonra kahyanın rehberliğinde bu koca malikanenin büyük holünü geçip merdivenlerden yukarı çıktık.Dışı gibi içi de insanı hayran bırakan bir yapıydı.Düşündüğümden daha göz kamaştırıcı ve cezbediciydi.Ben evin dekorasyonuna kendimi kaptırmış olacaktım ki Kahya,’bu taraftan leydim’ demesiyle tekrar onu takip ederek üst kattaki koridorun sıralı odalardan birinin önünde durduk.Kahya,Kapıyı ardına kadar açarak içi girdi ve benimde girmemi isteyerek bir iki adım geri çekildi.

“Lordum ile paylaşacağınız oda burası leydim.”

“Efendim,ne dediniz?” Dedim afallayarak.Ne yani,bu odada birlikte mi kalacaktık?…Ama ben çok farklı düşünmüştüm.Yeter artık!…
Ne pis bir herif bu,hem duvak taktır hem de aynı odada birlikte yaşayalım.Hayır, katiyen olmaz.Ne istiyor bu adam anlamadımki?…Bu rezil duvakla yatmamı falan mı,izin ver de bari geceleri nefes alayım ,diye içimden geçirdim burnumdan soluyarak.Sonra sinirle kahyaya dönüp:

“Hayır,bu odada  generalle birlikte kalmak istemiyorum.Derhal beni ayrı bir odaya yerleştirin.Ya da ben kendim bulurum,yolumdan çekil!” Dedim kahyayı arkamda bırakıp odadan çıktım.

“Leydim,lordum bu odayı beğeneceğinizi umarak seçmişti.Bu oda malikanenin en ihtişamlı odasıdır.” Diye arkamdan koşturdu kahya.

“Derdim odanın büyüklüğü veya güzelliği değil kahya…” dedim teker teker odaları gezerken ancak çoğu odada yatak yoktu.

“Gilbreth, efendim.Adım gilberth..”

“Bakın, çok üzgünüm ama uzun yoldan geldim…Size açıklama yapmak istemiyorum.Ayrıca bu koca malikanede hiç yataklı bir oda bulunmaz mı?…Neden hiçbirinde yatak yok!” Dedim ve yine bir yatağı olmayan bir odanın kapısını açarak.Odalarda sadece tek kişilik koltuklar vardı.

“Leydim size anlatmaya çalıştığımda bu ya!…”

” Ne demek istiyorsun gilberth?…açık konuş!” dedim duraksayıp adama döndüm ve şaşkınlığım sesime yansımış olacaktı ki biraz titremişti.

“Leydim,inanın bizde anlamadık.Lord leon evde böyle bir karar aldı.Bizden yatakları atmamızı emretti.”

“Nasıl yani?…Bu ne saçmalık,yatakları attırarak neyi amaçl-“diye sitemde bulunurken köşeli jetonum geç düşmüştü.Tüm bunlarla beni yıldırarak pes etmemi ve beni bu evden kaçırmak istiyordu.Gaddar adam…Madem evlenmek istemiyordun o zaman neden evet dedin?…Ama tabiki böyle birşey yapmazsın..Kralın gözünden düşmemek için beni kullanıyorsun.Önce benim senden ayrılmak istediğimi söyleterek bu işten kolayca sıyrılmaya çalışıyorsun.Ama malesef yanılıyorsun serseri kılıklı kocacım.İnan sana bayılmıyorum ve böyle ucuz numaralara   hiç gerek yoktu. Çünkü Seninle bir ömür boyu kalmayı ben de istemiyorum.Görevimi tamamlayıp buradan defolup gideceğim merak etme! Diye düşünürken,altın işlemelerle oyulmuş bir kapının önüne gelmiştim.Çok güzeldi ve ardında ne olduğunu merak edip,Kapının kolunu yavaşça döndürdüm ama ne yazık ki kilitliydi.

“Leydim,bu odaya izinsiz giremezsiniz.Lütfen durun artık.Beni çok zor bir duruma sokuyorsunuz,leydim!…
Malikaneyi istediğiniz gibi kullanabilirsiniz…sadece burası dışında.”

“Nedenmiş o?…ben burayı görmek istiyorum.Eğer burayı göremeyeceksem bütün malikaneye sahip olsam ne yazar!…Ben general leon’nun eşiyim,benden ne saklıyor bilmek istiyorum.”

” O zaman ilk önce izin alın leydim.”

“Hah…neden izin alacakmışım,burası benim de evim.Kimsenin iznine ihtiyacım yok benim.” Dedim ve kilitli kapıyı sanki açabilecekmişim gibi  öne arkaya zorladığım sırada arkamdan korkunç ve baskın bir adamın ses tonuyla yerimden sıçramıştım.

“Ama benim iznime  ihtiyacın var.” Dedi adam.Arkamı döndüğümde o tanıdık sert bakışlarıyla beni süzen general leon tam karşımda duruyordu.

———————————

BÖLÜM SONU…. ♡♡☆♡♡

Yeni bölümde görüşürüz.♡♡♡☆

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   6 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.