Bölüm 123 - Yüzme Alanı

Başkentin yakınlarında insanların okyanusta yüzebildiği bir yer vardı.

Masmavi suyu olan güzel bir plajdı ve başkenti ziyaret eden insanlar arasında çok popülerdi.

Birçok insan oraya aileleri ve arkadaşlarıyla giderdi ve tabii ki birçok çift de.

Öte yandan bazıları, hem erkekler hem de kadınlar, oraya başkalarına asılmak için de gidiyordu.

Diğerleri ise bir soylunun eşi olmak isteyenler gibi daha ciddi ilişkiler arıyordu.

Soylular yüzmek için oraya gittiklerinde, karşı cinsten insanlar tarafından kuşatıldıklarından durum hızla çirkinleşiyordu.

Yine de karşı cins arasında popüler olmak iyi hissettiriyordu, bu yüzden birçok soylu plaja yaltaklanmaktan başka bir nedenle gitmiyordu.

O gün plajda birçok soylu vardı, özellikle de kadınlar. Bazılarının vücutları berbattı ama yine de etrafları evlenmek, para ve statü kazanmak isteyen güzel yüzlü ve vücutlu erkeklerle çevriliydi.

Bu kadınlar özellikle üstünlük duygusu hissetmek için gelmişlerdi... Ama bir şey bunu mahvedebilirdi.

"Şemsiyeyi buraya koyalım mı Theo?"

"Evet, şuraya."

Genç bir çift tüm erkeklerin gözlerini soylulardan uzaklaştırdı.

Adam güzel bir vücuda sahipti ama henüz gençti, bu yüzden fazla dikkat çekmiyordu.

Öte yandan birlikte olduğu kadın inanılmaz derecede güzeldi. Diğer kadınlar bile büyülenmişti.

Bembeyaz bir teni vardı ve simsiyah bir mayo giymişti.

Normal kıyafetinden çok daha açıktı ama kaba görünmüyordu.

Simsiyah bikinisinin üzerine hafif şeffaf bir pareo giymişti. Diğer kadınların giydiklerinden daha açık değildi ama yine de her yaştan erkeği büyülüyordu.

Gümüş rengi saçları güneş ışığını parlak bir şekilde yansıtıyor, bu da bikinisiyle mükemmel bir uyum sağlayarak onu her zamankinden daha da çekici gösteriyordu.

Hiçbir ressam onun hakkını veremezdi. Bu, krallıkları yıkabilecek türden bir güzellikti.

Bu arada, herkesin ilgi odağı olan bu çift...

"...Bu çok sinir bozucu. Okyanusu büyüyle ikiye bölsem hepsi kaçar mı?"

"Bunu yapmayalım Helvi."

Sesi oldukça şiddetliydi, ancak bunu onlara bakan insanların kulaklarına ulaşacak kadar yüksek sesle söylemedi.

Duysalar bile bunun bir şaka olduğunu düşünecekleri kesindi... Ama Helvi çok ciddiydi ve bunu yapmak için fazlasıyla gücü vardı.

Ayrıca o kadar sinirliydi ki, Theo onu durdurmasaydı bunu yapacaktı.

Erkeklerin kaba bakışları hiç hoş değildi ama Theo'ya yöneltilen küçümseyen bakışlar daha da kötüydü. Böyle şeyler düşünen erkekler... Orada bulunan çoğu erkek bunun için cezalandırıldı.

"...! Kasıklarım gerçekten acıyor...!"

"Gyah! Kırılıyor...!"

Helvi o kadar ileri gitmemişti ama canı o kadar yanıyordu.

Orada bulunan erkeklerin çoğu yere düştü ve kasıklarını tuttu. Olan bitenin farkında olmayan insanlar için çok tuhaf bir manzaraydı.

"...Bunu sen mi yaptın, Helvi?"

"Ben yaptım. Seninle dalga geçtikleri için bunu hak ettiler."

"Uu... Gerçekten çok mutluyum ama.... Bir erkek olarak karışık duygular içindeyim..."

Etrafına bakınırken, Theo diğer erkeklerin hissettiği acıyı neredeyse hissedebileceğini hissetti.

Bu, erkeklerden gelen kaba bakışları bertaraf etmişti ama kadınlardan gelen bakışlar devam ediyordu.

Bazıları sadece büyülenmişti ve Helvi'ye karşı herhangi bir olumsuz duygu hissetmiyordu... Ama onlar azınlıktaydı.

Helvi'ye yönelen kadın bakışlarının çoğu kıskançlık doluydu.

Bir erkeğin kıskançlığının çirkin olduğu söylenirdi ama kadınların kıskançlığı çok can sıkıcıydı.

Bazıları ona kızıyordu çünkü asılmak istedikleri havalı erkekler diğerleriyle birlikte tutsak edilmişti.

Diğerleri ise kocaları ya da erkek arkadaşları ona baktığı için Helvi'yi suçluyordu.

(Yani bu yanlış yönlendirilmiş bir kızgınlıktan başka bir şey değil. Erkeklerinizi suçlayın ya da onları etkileyemediğiniz için kendinizi suçlayın).

Yine de Helvi tamamen anlayışsız değildi.

Theo başka bir kadın tarafından büyülenmiş olsaydı, muhtemelen ona Theo'dan daha çok içerleyeceğini inkâr edemezdi.

(Ama Theo... Bunu asla yapmazdı.)

Theo yirmi dakikadan fazla bir süredir mayosuyla Helvi'nin yanındaydı ama yine de ona doğrudan bakmaya cesaret edemiyordu.

Ara sıra utanarak gizlice bakıyor ama yüzü kızarınca hemen geri dönüyordu. Başka kadınlara bakmayacağı çok açıktı.

Ama yine de Helvi'nin kadınsı kalbi Theo'nun doğrudan kendisine bakmasını istiyordu. Özellikle de bu mayoyu giyebilmek için utancıyla savaştığından beri.

Erkeklerin ilgisini tekeline almıştı ama bunun hiç önemi yoktu. Tek istediği Theo'nun ona bir kez olsun bakabilmesiydi.

"Theo, mayom hakkında ne düşünüyorsun?"

"H-hum... Çok güzel!"
"Fufu, o zaman bunu bana bakarken söyle."

"...! Uu...!"

Theo yüzü kıpkırmızı olmuş bir halde Helvi'ye baktı.

Utanç içinde kıpırdanırken bile doğrudan ona bakmayı başardı.

"Gerçekten çok güzel ve sevimli... Ve harika..."

"...Anlıyorum, teşekkür ederim."

Kelimeleri beceriksizce kullanıyordu ama ifadesi ve genel tavrı Helvi'ye olan sevgisini gösteriyordu.

Helvi bunun çok farkındaydı ve utancını gizlemek için gözlerini kaçırmak zorunda kaldı.