Bölüm 76: Peygamber Devesi Ağustos Böceğini Takip Ediyor...


Wandering Ovalarındaki durum son derece korkunçtu çünkü şu anda iki ELMAS Seviyesi uzman arasındaki savaş, zaten kanlı olan savaş alanının gökyüzünü sarsıyordu!


Bu sahne birden fazla güce iletilirken, gökyüzünde her saniye süt beyazı renkte çok sayıda çatışma görülebiliyordu.


Bir tanesi Karanlık Kıta’nın derinliklerinde, büyük bir salonda, bir kral bu sahneyi soğuk gözlerle izlerken, yanındaki iletişim madalyonundan sert bir ses geldi!


“Bu nasıl mümkün olabilir?! ELMAS seviyesinde bir uzman göndermeyi seçmek asla tahmin edemeyecekleri bir şeydi!“


Vahşi Kıta Hükümdarının öfkeli sesini dinlerken Karanlık Kral’ın yüz ifadesi ekşidi.


“Ya o aptal sandığımızdan çok daha hazırlıklıydı ya da bu bilgi... onların kuvvetlerine sızdırıldı!“


RUMBLE!


Büyük salonda sessizlik hüküm sürerken şok edici bir iddia ortaya atıldı.


“En güçlü kuvvetlerimden birinin sahneye çıktığı haberini sızdıracağımı mı sanıyorsunuz?!“


RUMBLE


Karanlık Kral başını sallayıp cevap verdiğinde neredeyse bir çatışma patlak vermek üzereydi.


“Hayır. Bu yüzden bu kadar kafa karıştırıcı. Beni ve ne istediğimi biliyorsun, böyle bir şeyi asla tehlikeye atmam. Peki kim...“


İki Kıtanın Hükümdarları karmaşık gözlerle sahneye bakarken, asla cevaplanamayacak bir soru ortaya atıldı; Elmas uzmanlar arasındaki savaş Wandering Ovaların göklerinde daha da kızışıyordu!


Onların gözünde, bu savaş beklenmedik ve planlanmamış olsa da, Işık Kıtası’ndaki ELMAS Seviye Boyutsal Yarık’a erişimi olanlarla, kendi kıtalarındaki uzmanlar arasındaki güç uçurumunu göstereceği için büyük önem taşıyordu; bu uzmanlar, Eterik Âlemin en yüksek Yarığına girme ayrıcalıklarını kaybettikten sonra güçlerini geliştirirken ilerlemelerini durdurmuşlardı!


Dolayısıyla, bu savaş sahnesi muazzam bir dikkatle izleniyordu!


Aynı sahne, birçok figürle çevrili olan belirli bir Veliaht Prens tarafından da izleniyordu.


Kendileriyle paylaşılan haberin doğru olduğu ortaya çıktıkça gözleri keskin bir ışıkla parlıyordu, böyle bir bilgiye erişebilmek için düşman ordusunun saflarında yüksek mevkilerde olması gereken varlığın ne olduğunu merak ederken düşünceleri hızla hareket ediyordu!


Şaşırtıcı soru şuydu... bunu neden paylaşıyorlardı? 


’Onların saflarında Işık Kıtasına sempati duyan bir Komutan mı var? Tam olarak ne...’


Pek çok varlık bu şok edici gelişme karşısında cevaplar arıyordu ancak Veliaht Prens’in gözlerinde şaşkınlık olsa da, Wandering Ovaların üzerinde devam eden şok edici savaşı gösteren devasa bir aynada görüntülenen sahneye baktığında gözlerinde bir güven ışığı da vardı.



“Çarpışmalar sırasında ben bile Amca’ya karşı galip gelemedim... Son onlarca yıldır şehrimdeki Yarık’a erişimi olmayan bir ELMAS Kutsanmış’ın ona karşı durabileceğini mi düşünüyorsun?“


RUMBLE!


Veliaht Prens, Koruyucu Chen olarak bilinen Amcasının... düşmanını herhangi bir sorun olmadan yenebileceğine kesin olarak inanırken, sahneye soğukkanlılıkla baktı!


Çünkü o, Işık Kıtasının Tarafsız Koruyucusuydu ve İmparatorluk Başkentindeki Elmas Rütbeli Boyut Yarığını temizlemek için ekipler oluşturan önde gelen isimlerden biriydi!


BOOM!


Bu sahneyi uzaktan izleyen son varlığa ulaştığımızda gökyüzündeki çatışma daha da kızışıyordu.


Noah Uzaktan Kumandayı kullanıp  Karanlık Kıta’dan gelen askerlerin safları arasında sessizce gizlenen Komutan Oden’in bedenini ödünç alıyordu ve Altının bir seviye üzerindeki varlıkların şok edici savaşını deneyimliyordu... güçleri gerçekten  dehşet vericiydi!


İki figür her çarpıştığında sanki bombalar patlıyor, arada sırada geniş bir mesafeyi kapsayan beceriler ortaya çıkıyordu.


Savaş Lordu Çelik, etrafında ateş elementleri dönerken kırmızı bir ışıkla parladı, beyaz aurası karanlık gökyüzünde güzel bir manzara yaratırken karanlığı aydınlatan bir fener gibiydi!


“Ne Tarafsız Koruyucusu?! Sen sadece bu Âlemin hazinelerini diğer herkesten çalan bir araçsın!“



RUMBLE!


Savaş Lordu Çelik’in vücudu güçle titrerken, beyaz bir ışık çizgisi gibi geri fırladı ve ellerini yukarı kaldırıp güçlü bir şekilde seslenirken nefret dolu bir bakışla Koruyucu Chen’e baktı.


[Yutan Alev Kasırgaları].


WAA!


Bu sözler üzerine gökyüzü kıpkırmızı bir renge büründü; Koruyucu Chen’in etrafındaki gökyüzünden inen kırmızı çizgiler hızla havanın bulanıklaşmasına neden olan korkunç alev girdaplarına dönüştü!


Dönen alevler, gökyüzünü kavurmakla tehdit eden korkunç kızıl kasırgalara dönüştü ve Koruyucu Chen’in figürünü tamamen gölgede bıraktı, çünkü bu becerinin kullanılmasıyla herkes yanarak hiçliğe dönüşecek gibi görünüyordu! 


Yine de... Tarafsız Koruyucu’nun yüzü sakindi, alev kasırgaları onu boğmakla tehdit ederken sakin bir şekilde sesi çınladı:


[Yıldırım Kralının Gazabı].


TRHUM!


Tek bir beceri atışıyla, her şeyi yakıp kavurmakla tehdit eden kızıl gökyüzü durdu. Tarafsız Koruyucu’nun üzerinde, oluşan cehennem kasırgalarını vurmak için korkunç bir güçle gürleyerek aşağı inerken her biri birkaç metre genişliğinde olan büyük mavi yıldırım yayları aşağı inmeye başladı.


Giderek daha fazla devasa yıldırım sütunu aşağı inerken güçle titreştiler, cehennem kasırgalarını boğdular ve hatta en güçlü yeteneklerinden birinin kırılması karşısında kül rengi bir ifade takınan Savaş Lordu Çelik’e doğru gürlediler!


“Sen ve senin ayak takımı hain grubunun hedeflediği Yarık’ın içine daldım... ve yıllar öncesine kıyasla çok daha güçlendim!“


OOOM!


Koruyucu Chen’in gücü patlamaya devam etti, korkunç alev kasırgalarını yok eden güçlü bir beceri kullandıktan sonra, vücudu ışıkla parıldarken sesi ışıkla çınladı.


“Böyle bir şeyi elde etmek için İmparatorluk Başkentine adım atabileceğinizi düşünmeyin bile. [Yıldırım Kralının Gazabı]!“


RUMBLE!


Devasa şimşek yayları yağmaya devam ederken şok edici beceri iki kez kullanıldı, gökyüzü maviye döndü ve karanlık geceyi aydınlattı. Noah, bir ELMAS uzmanının gökyüzünün renginin değişmesine ve sarsılmasına bile neden olan bir beceriyle bir diğerini alt ettiğini gözlemlerken, bu muhteşem beceriyi ilk elden görebildi.


Bu, altının  üstünde bir varlığın gücüydü... Geçmişteki düşmüş Ethereal İmparator bir kenara bırakıldığında, Eterik Âlemdeki varlıkların şu anda ulaştığı en güçlü Rütbenin gücüydü!


Bu, ELMAS Rütbesindeki harikulade bir güçtü!


Noah’ın bu sahneyi izlediği Komutan Oden’in gözleri ışıl ışıl parlıyordu, Noah aslında böyle bir sahneye bakarken ve kendisini böyle varlıklara karşı dururken ve  hayal ederken en ufak bir korku bile hissetmiyordu.


Kendisini onlarla aynı sahnede dururken gördü, çünkü bir daha asla kimse onun üzerinde durmayacak ve ona üzerine basılacak bir böcek gibi bakmayacaktı!


WAA!


Gökyüzünde, Savaş Lordu Çelik’in figürü şiddetli şimşek yayları alanından dışarı fırladı ve darmadağınık görünüyordu, Karanlık ve Aydınlık Kıta ordularının Altın Komutanları kül rengi yüzlerle buna bakıyordu.


Bu arada, Aydınlık Kıta’nın taburları sahneyi alkışlarken, komutanları onlara ileri atılmaları için körük verdi!


OOOOH!


Gençleşen ve zaferin tadıyla dolan Aydınlık Kıta kuvvetleri ilerlerken, Karanlık ve Vahşi Kıta taburları geri çekildi. Kendi taraflarındaki Savaş Lordu, Aydınlık Kıta’nın Tarafsız Koruyucusu karşısında duramadı ve orduları geri çekilirken bu onlar için bir yenilgi anlamına geldi! 


“Koruyucu’nun adını lekeliyorsun! Diyarımızın hazinelerini elinde tutan hırsızların sadece bir parçasısın!“


RUMBLE


Savaş Lordu Çelik’in figürü üzgün bir ifadeyle yavaşça geri çekilirken, bir yandan nefret dolu sözler sarf etti, bir yandan da vurdumduymaz bir yüzle engel tanımadan yoluna devam eden Koruyucu Chen’e baktı. Bir ELMAS uzmanının heybeti sadece tek bir varlık tarafından sergilenirken, diğeri sadece hayatını korumaya çalışırken aşağıdaki iki ordunun geri çekilmesi için zaman kazanırken, galip gelenin tavrı açıktı!


Noah bu sahneye bakarken zihninde birçok düşünce uçuşuyordu; Uzaktan Kumanda’yı iptal edip Komutan Oden’i kanlı savaşın sonunu izlemesi için yalnız bıraktığında, güçlü uzmanların savaşı sırasında her şeyin ne kadar hızlı değişebileceğini görmüştü.


Çok geçmeden, Wandering Ovasındaki yaşananların ayrıntıları üç kıtaya yayılacaktı... Işık Kıtası’nın ve kendilerini Eterik Kraliyetler olarak adlandıranların gücü bir kez daha parlak bir şekilde ortaya çıkacaktı!