Dragma Köyün’den arta kalan 5 ağa ve Lider, 5.Ağa Cep-o’nun elementali olan karanlık boyutun --Karanlık Ev Boyutu-- yeteneği sayesinde Akara’nın saldırısından kurtulmayı başarmışlardı. Bu yetenek kullanıcının insan dünyası dışındaki bir boyutta yaşanılabilir karanlık bir alan yaratıp istediği kişileri bu alana sürükleyebiliyordu.
Köyün 4.Ağa’sı: Kimdi onlar.
Laria(Köyün 2.Ağası): Bilmiyorum Poko(4.Ağa) fakat Sin’den geldikleri kesin. Bu kadar güçlü kişiler Sira’da olsaydı bilirdik.
Rent-o(Köyün 3.Ağası): Kesin Karanlık kullanıcısının parmağı var bu işte. Kaybolan güçlerini geri almak istiyor kesin.
Laria: Şimdi Zamanı değil Rent!!!
Rent-o: Hayır tam zamanı. Siz de farkındasınız değil mi? Işık ve Karanlık uyandıktan sonra yüzyıllardır saldırılmayan köye saldırılmaya başlandı. Tüm inananlarımızı kaybettik. Bunun karanlık kullanıcısının işi olduğu açık değil mi?
Drag-Ro: Haklısın Rent... Bu kadar tesadüf fazla. Fakat düşünmeden hareket edemeyiz. Hem de sadece inananlardan biz kalmışken.
Rent-o: Bu kadar yeter!!! Ben artık yerimde durmayacağım. Gidip o Karanlık kullanıcısı piçini öldüreceğim.
Rent-o hızlıca --Karanlık Ev Boyutu--’ndan çıkmak için hareketlendi.
Del-Svin(1.Ağa): Hey Rent-o hiçbir yere gidemezsin kal ve Liderden davranışların için özür dile hemen.
Del-Svin kılıcına davrandı.
Rent-o: Siktir git Del!!!!
Rent-o hızlıca boyutu terk etti.
Del-Svin: O şerefsiz.... Hiç merak etmeyin Lider hemen onu buraya getireceğim.
Drag-ro, Del-Svin’i durdurdu.
Drag-Ro: Bırak gitsin..
Del Svin: Ama efendim...
Drag-Ro: Dragma Köyünü bu zamana kadar ayakta tutan inançlarıydı. Büyünün gelecekte bir zaman felaket ile beraber ortaya çıkacağı ve miras yoluyla birbirimize geçen karanlık taşların bir gün elemente dönüşeceği bize vahiy olarak aktarılmıştı. Büyüsüz eski dünyada bizim inancımıza hurafe diyen diğer insanların aşağılamalarına bizim dedelerimiz bir şekilde katlandı fakat sonradan bu inancı daha iyi yaşayabilmek için çok güçlü Do manipülasyonu sayesinde köyümüz gizli köy olarak kalmaya ve inancımız yaşamaya devam etti. Sonunda bu şeref bize nail oldu. Şeytanlar ve Büyü bizim zamanımız da geldi. Bu şerefe uygun bir şekilde devam etmeliyiz. Yani inancımızı takip etmeliyiz.
Del-Svin: Bu hikayeyi zaten biliyorum fakat konumuzla ne alakası var?
Drag-ro: Rent-o kendi inancını takip ediyor. Onun inancı ona Karanlık kullanıcısını şimdi öldürmesini söylüyorsa onun inancına mani olamayız. Kaybetse bile elimde daha değerli bir şey olacak... o da BİLGİ....
2 Hafta Sonra
Yer: Hem Sira kıtasının hem Barbar bölgesinin en kuzeyi Siyah Kaplan Kavmi
Fatih ne kadar içindeki karanlık elementini çıkarmaya çalışsa da ruhunun derinliklerindeki bir şey buna izin vermiyordu. Bu gücü çıkarması imkansız değildi. Bunu hissediyordu ama bir şeyler eksik gibiydi. Elementinde bir şeyler eksikti.
Nahu, Fatih’in başında bekliyordu.
Nahu: Bu kadar yeterli. Bu günlük Do çalışalım. Meditasyon pozisyonuna geç ve Do’nu tüm vücudun kaplayacak şekilde stabil tutmaya çalış. Unutma! Do tüm vücudunu düzgün bir şekilde kapladıktan sonra Do’da asla bir hareketlenme olmamalı.
Fatih hemen Nahu’nun söylediklerini mükemmel bir şekilde yaptı.
Nahu: Mükemmel bir do... İlk başta çok berbat yapsan da şuan mükemmel bir şekle sokuyorsun do’yu. Çalışkan tiplerdensin değil mi? Fakat hala do’yu çatışmada kullanmak için yetersizsin. Yine de bu şekilde çalışmaya devam edersen kesinlikle bu gelişim hızıyla çok güçlü bir canavara dönüşeceksin.
Fatih: Hayır hala yeterli değil daha fazla çalışmalıyım.
Nahu bu fazla çalışma sözüne tam itiraz edecekti ki Fatih’in aşırı odaklanmış yüzüne baktı. Şuan bu konu hakkında konuşsa bile bu Fatih’e ulaşmazdı. Nahu güldü ve Kartz’a bakmak için dışarı çıktı.
Kartz dışarıda kendi sınavıyla uğraşıyordu. Nahu’nun ona verdiği sınav en güçlü 5 Siyah Kaplan askerini güçsüzden güçlüye doğru mana kullanmadan, iki hafta içinde yenmekti. Yani Kartz’ın bugün son günüydü. ilk dört savaşçıyı 8 günde yenmeyi başarsa bile kalan 6 gündür en son savaşçıyı yenemiyordu. Bugün yapacağı savaşta onun son şansıydı. Eğer kaybederse lordu Berin’e çıkacağı yolculukta hizmet edemeyecekti.
Herkes daire şeklinde toplanmış son karşılaşmayı izliyordu. Nahu’da yerini almıştı. Kartz karşısındaki adama baktı ve güldü.
Kartz: (Sira dili) Bugün seni yeneceğim Lamrok.
Lamrok: (Sira dili) Dilimizi konuşmakta çok iyisin Kartz.
Kartz: (Sira dili) Çabuk öğrenirim.
Lamork çok yapılı ve uzun bir adamdı. Kartz rapier tarzı kılıcını çıkardı. Lamork ise Büyük çift elli balyozunu çıkarıp do gücü ile doldurdu.
Kartz: (Sira dili) Hazırım.
Lamork: (Sira dili) Hazırım.
Dövüş başlamıştı. Kartz hızını kullanıp ardı ardına saldırılar yapıyordu. Fakat Lamork yapısına göre hızılıydı. Kartz’ın hızlı saldırılarını net bir şekilde savunamasa da ağır hasarlardan kaçınabiliyordu.
Lamork: (Sira dili) Ne kadar dövüşürsek dövüşelim yaşına gör hızın şaşırtıyor Kartz. Fakat diğer dövüşlerdeki gibi sonuç değişmeyecek.
Lamork etrafa büyük bir do yaydı ve balyozunu sertçe yere vurdu. Kartz son anda kaçmayı başardı. Lamork’un Yayılma Do’su Kartz’a gelmişti fakat Kartz’ın vücudu artık Do’ya alışmıştı. Eskisi gibi tepki vermiyordu. Uzun süreli do kullanıcılarına karşı dövüşleri ona bir bağışıklık kazandırmayı başarmıştı.
Kartz: (Sira dili) Bunu göreceğiz...
Kartz derin bir nefes aldı. Hafif eğildi ve Rapier tarzı kılıcını Lamork’a doğrulttu. Lamor güldü ve vücudunun her yerini do ile kaplayarak balyozunu kaldırıp Kartz’a doğru uzun bir sıçrayış yaptı. Kartz kaçmıyordu içinden.
Kartz: Manasız bir şekilde her yeri do ile kaplanmış bu adama karşı asla hasar veremem. Fakat her yerini do ile kaplamış olması... Do ile kaplanmış vücudunun küçük bir kısmı bile olsa o kısmında zayıf bir do açığı yakalarsam.
Kartz gözünü kapattı ve ona doğru gelen adamın vücudundaki do ya odaklandı.
Kartz: Bir açık.... Bir açık.... İŞTE!!!!
Kartz gözünü hızlıca açtı ve ona doğru gelen Lamork’un karnında hissettiği iğne deliği kadar bir açığa Rapier tarzı kılıcı ile hamle yaptı. Kılıç Lamork’un karnına girmese de Do’sunu kırıp Lamork’u savurmayı başardı. Kartz durmadı ileri doğru hızlıca atıldı. Lamork hala elinde ki balyozu bırakmamıştı. Lamork balyozunu do ile doldurup tek eli ve tüm gücüyle Kartz’a savurdu. Kartz saldırıdan çevikliği sayesinde sıyrılıp kılıcını Lamork’un eli ve balyozu arasına sokup estetik bir şekilde Lamork’un elinden balyozu attı ve en sonunda da kılıcını Lamork’un boynuna getirdi..... Kazanmıştı.
Etraf ilk başta sessizleşti. Duyulan tek şey Kartz’ın nefes nefese kalmış sesiydi. Sonra bir anda herkes çığlık atmaya başladı ve Kartz’a tezahürat yaptılar. Nahu güldü ve alkışladı. Kartz kılıcını geri beline soktu ve eline baktı. İçinden;
Kartz: Şuan ki mana kullanmadan gücüm buraya ilk geldiğimdeki tüm gücüm ile aynı. Dahası Do’ya karşı girdiğim savaşların sonucundaki Do’yu kavrama çabam sayesinde Manaya karşı yeni bir bakış elde ettim. İki haftadır hiç kullanmasam bile hissedebiliyorum. Manam ve elementalim çok daha güçlü. Hatta bir kaç hafta daha kullanmayıp böyle devam edersem eminim manam çok daha güçlenecek. O yüzden manamı olabildiğince hiç kullanmayacağım.
Kartz bunları düşünürken Lamork ayağa kalktı ve Kartz’a gülerek elini uzattı.
Lamork: (Sin dili) İ..İyi... D...dövüştü
Kartz da güldü ve elini sıktı.
Kartz: (Sira dili) Öyleydi.
Nahu geldi ve Kartz’ın sırtına dokundu.
Nahu: İyi dövüştü.
Kartz: Teşekkür ederim.
1 Saat Sonra
Fatih hala çadırda çalışıyordu. Kartz dışarda Lemork dahil sınavı için yendiği 5 savaşçıyla sohbet ediyordu. Nahu’da uzaktan olanları izliyor ve bazı küçük kabile işleri ile ilgileniyordu.
Bir anda bir adamın onlara yaklaştığını gördüler. Herkes tedirgin olmuştu. Lemork hızlıca adama yaklaştı ve önünde durdu. Nahu’ya tanıdık gelmişti ama uzakta olduğu için tam anlayamadı. Adamın kim olduğunu daha iyi görmek için yaklaşmaya başladı.
Gelen adam: Merhabalar. Aranızda vücudundan siyah karanlık şeyler gelen birileri var mı acaba?
Lemork sinirli ve ters bir şekilde seslendi.
Lemork: Ne saçmalıyorsun lan sen... Hem kimsin sen amına koyayım. Gözcülerimiz senin gelmene izin vermiş olamaz. Bize haber verirlerdi. Nasıl gelebildin sen?
Adam güldü.
Adam: Ben kimim ve gözcüleri nasıl geçtim... Bunu bilmek istiyorsun he...
Adam elini siyah ve karanlık bir güçle kapladı. O sırada adama yeterince yaklaşmış Nahu adamı tanıdı ve hızla korku ve endişe içinde bağırarak Lemork’a seslendi.
Nahu: Lemork!!!!!! Kaç oradan!!!! O adam...
Nahu uyarmaya çalışsa bile çok geçti. Adamın karanlık ile kaplanmış eli hızlı ve güçlü bir darbe ile Lemork’un boğazını parçalayıp kafasını koparmıştı. Adam güldü ve vahşice bağırdı
Rent-o: İŞTE SANA CEVABIM!!! Benim adım Rent-o (Dragma köyünün 3.Ağası) O gözcülerin de sonu aynı senin gibi oldu.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.