Kelvin ve İkizlerin savaşı başlamışken Bozdağ ise İkizlerin koruduğu kapıdan içeri girmişti. Bozdağ içeri girdiğinde karşısında ince yapılı bir adam ve yanında ise canavarı vardı. Canavar Dev ve Beyaz renkte bir yengeçti. Bozdağ manasını karşı tarafın manasını hissetmek için kullandı.
Bozdağ: Bu Canavar türünü daha önce hiç görmemiştim.? Özelliğini bilmemek biraz beni yoracak ama mana seviyesine bakarsam çok da zorlanacağımı düşünmüyorum fakat... Şu içinde bulunan diğer güç beni rahatsız ediyor. Beyaz Ateş’te de hissetmiştim. Ben küçükken Sira kıtasındaki bir ziyaretimde gördüğüm esir alınmış bir barbarda da hissetmiştim. Bu güç te ne?
Awco: Merhabalar İmparator Bozdağ... Ben Canavar Eğiticilerinin 3 Komutanından biriyim.... Gerçi artık 2 komutan oldu ama....Önemli değil... İsimim Awco.
Bozdağ: İsmin felan umurumda değil. Seni burada öldüreceğim ve bu sayede Kuzeyden Canavar Eğiticilerini sileceğim. Daha seçim ile uğraşmam lazım. O yüzden çabuk ol.
Awco: Bir İmparator ile asla dövüşme. Bu Sin kıtasında suçlular arasınsdaki en büyük öğütlerden biridir. Fakat ben gözümle görmeden inanmayacak bir tipim.... Başlayalım mı?
Yer: Sınır Kalesi’nde bir otel
Beyaz Ateş ve ekibi sınır kalesinde çok lüks olmayan çok ucuzda olmayan bir otelde konaklıyorlardı. En büyük odayı 4 kişi kullanıyorlardı.
Zileyn: Ne çok kişi vardı burada ya. Geçen burada uyandığımda bu kadar kalabalık değildi. Bir şey mi var acaba?
Sora: Aslında önemli bir şey vardı ama... hatırlayamadım... Neyse birine sorarız?
Beyaz Ateş: Bu arada bu oda çok genişmiş.
Sora: Bu odalara maceracı odaları deniyor. Tüccar Kraliçe’nin grup halindeki maceracıları kiralar bu odaları genelde. Zaten Otelin sahibi de bizi onlardan sandı.
Zileyn: Ben çaylak canavar eğiticiyken bizi dörderli veya beşerli gruplara ayırırlardı. O zamanlar bu gibi Maceracı Odalarında kalırdım.
Leo: Bu tatlı grubumuzun başladığı yere yeniden döndük ne kadar tatlı?
Zileyn: Kes sesini iğrençsin.
Leo: HAHAHAHAH!!
Sora: Burada öyle boş boş beklemeyeceğiz değil mi?
Beyaz Ateş: Boş Boş beklemek ile Tetikte beklemek arasında fark vardır.
Zileyn: Bu yine de bekleyeceğimiz gerçeğini değiştirmiyor.
Beyaz Ateş: Evet haklısın. Ne yapacağınız size kalmış artık. Boş zaman olarak düşünüp dinlenebilirsiniz.
Zileyn: Dinlenmeye vakit mi var ki?
Beyaz Ateş sadece güldü.
Zileyn: Ben şu benim küçük canavarı eğitmeye çalışıcağım o yüzden dışarı çıkıyorum. Yakındaki ormana doğru giderim. Belki orada bu küçüğü eğitene kadar işime yarayacak bir canavar bulurum.
Leo: Artık şuna küçük demektense isim mi bulsan.
Zileyn: Bir ara düşünürüm bir şeyler.
Leo: of... neyse benim de dışarı çıkmam lazım. Beraber çıkalım.
Sora: Sen nereye?
Leo: Odaya girmeden önce buranın yemeklerine baktım da hiç güzel gözükmüyordu. Size de o iğrenç şeyleri yedirmeye gönlüm el vermiyor. Yemeğinizi bizzat ben yapacağım. Onure olun.
Zileyn: IYYYY. Gerçekten mi?
Beyaz Ateş: Öyle deme bence.
Zileyn: Ne?
Beyaz Ateş: Leo harika yemek yapar. Hatta Sin’e ilk geldiğimiz de Orta Kaleye gitmiştik. Oradaki Sermis adlı restorant Leo’yu aşçı olarak istemişti.
Sora: Ne?.... Sermis mi?
Zileyn: Ne oldu ki bu kadar şaşırdın?
Sora: Orta Kale, Kuzeyin en güneydeki yerleşim yeridir ve yemekleri ile ünlüdür. Orada sayısız restorant vardır. Bir nevi yemek turizmi yapılan bir yer olarak düşüne bilirsin.
Zileyn: O zaman bu Sermis’in olayı ne?
Sora: Her restoranın önünde posta kutusuna benzer bir kutu vardır insanlar tüm restoranı 1 ile 10 arası puanlar ve puanlarını bu kutulara atarlar. Ayın sonunda en çok puanı alan 3.Restoran 1 yıldız 2.Restoran 3 yıldız. 1. Restoran ise 5 Yıldız alır ve bu üç restoranın isimleri diğer aya kadar giriş kapısına asılır. Şehrin ortasında ise Restoranların tüm zamanlar buyunca aldıkları yıldızları gösteren ve bunların sıralamasını yapan bir liste vardır. İşte Sermis ise Bu Tüm Zamanların En Çok Yıldız Alan Restoranları listesinde 3. sıradadır. ,
Zileyn şaşırdı.
Zileyn: Vay be. O zaman ellerinden öper Leo’cuğum.
Leo güldü.
Leo: O işi bana bırakın.
Odadaki herkes güldü.
Leo: Neyse hadi biz çıkalım Zileyn.
Zileyn yavru canavarı kucağına aldı.
Zileyn: Hadi gidelim.
Leo ve Zileyn tam kapıdan çıkıyordu ki. Beyaz Ateş onu durdurdu.
Beyaz Ateş: Leo!
Leo, Beyaz Ateş’e döndü.
Leo: Ne oldu?
Beyaz Ateş: Hazır dışarı çıkmışken... Buranın neden bu kadar kalabalık olduğunu bir araştır bakalım.
Leo: Gerçekten tuhaf bir olay. Zaten soruşturmayı düşünüyordum.
Sora bu sözlerin üzerine hatırlamaya çalıştı ve küçük bir şey hatırladı.
Sora: AAAAA bir şey hatırladım aslında.
Beyaz Ateş: Neyi?
Sora: Bugün 8 Eylül. 3 gün sonra seçim var.
Zileyn: AAA doğru ya.
Leo: Ne seçimi.
Sora: Sınır kalesi bölgesi 4 İmparatorluğun kesiştiği ve hiçbir imparatorluğa bağlı olmayan bir bölge. Burayı Dört İmparatorluktan birer tane olmak üzere gönderilen Dört Temsilci yönetiyor ve her yıl 11 Eylülde seçilen seçimler de ise bu 4 temsilciden biri Baş temsilci seçiliyor.
Leo: Ama bu seçim Sınır Kalesi bölgesine özgü değil mi? Yani sadece bu bölgenin nüfusu seçmesi lazım değil mi? Niye bu kadar kalabalık olduğunu açıklamıyor.
Sora: Sınır Kalesinde oy verebilmek için bazı şartlar var;
1- 16 yaşının üzerinde olmalısın
2- Akıl Sağlığın yerinde olmalı
3- İkametin Sınır Kalesinde olmalı
4- 3.Koşul seçimden 3 ay önce sağlanmış olmalı
Beyaz Ateş: O zaman tahminim doğruysa buranın bu kadar kalabalık olmasının sebebi İmparatorluklar seçime son üç ay kalmadan çok daha önce bazı vatandaşlara para veriyor ve onların ikametini Sınır Kalesinde göstertiyor. O vatandaşlar ise sadece oy zamanı gelip oy verip gidiyor. Haksız mıyım?
Sora şaşırdı.
Sora: E...Evet... Tabi Gerçekten ikameti Sınır Kalesinde olup akademide okuyan, Maceracı ve gezgin olanlar felanda geri geliyor. Onunda etkisi var tabi.
Leo: Olaya bak.
Zileyn araya girdi.
Zileyn: Yine de aşırı... Bu farklı.
Sora: Nasıl yani?
Zileyn: Sen diyince seçin olayını hatırladım. Ben daha önce burada seçim varken burada bulundum. Kalabalıktı ama yined e bu kadar değildi. Bunda farklı bir şey var.
Beyaz Ateş: Zileyn Haklı. İmparatorlar aptal değil. Bu tür oyunları yapacaklarsa. Bu kadar kişiyi kullanıp göz göre göre yapmazlar. İnsanların anlayamayacağı kadar ama çıkaracakları maksimum sayıya kadar çıkarırlar fakat bu sefer maksimumu bayağı geçmiş. Eğer karşılığımda daha büyük ödül almayacaklarsa bu riske girmezler. Bu seçimde bir şey var.
Tam o sırada dışarıdan bir adamın ses yükseltici büyülü cihaz ile konuşma sesi geldi. Ekibimiz dışarıya baktılar. Camları meydana bakıyordu ve ses yükseltici cihaz ile konuşan kişi ise meydanın ortasındaydı ve kağıttan bakar bir duyuru yapıyordu.
Duyurucu: Merhabalar Sınır Kalesi halkı! Bugün size yapacağım duyuru Tüm Sınır Kalesi hatta Tüm Sin kıtası için çok önemli bir duyurudur. 3 gün sonra, yani 11 Eylülde yapılacak seçimde sizlere 4 temsilciden birini Baş temsilci olarak seçeceksiniz. Fakat 4 İmparatorunda onayladığı bu yapılan değişiklikle beraber Bu seçilen baş temsilci eskisi gibi 1 yıl değil 4 yıl Baş temsilci olarak kalacaktır. Bu karar 4 İmparatorca 8 Mayıs’ta verilmiş ve bugün 8 Eylülde size duyurulması kararlaştırılmıştır.
Tüm Sınır Kalesi şok olmuştu Beyaz Ateş ve ekibi de buna dahildi. Beyaz Ateş’in yüzü çok ciddileşmişti. Beyaz Ateş hiç Leo’ya bakmadı ama bu dediklerinin Leo’ya dediği barizdi.
Beyaz Ateş: 4 temsilci ve şuan ki baş temsilci hakkındaki bulabildiğin tüm bilgileri istiyorum. Halkın yönelimi ve genellikle hangi temsilciyi desteklediklerini de öğren.
Leo: Tamamdır!
Beyaz Ateş: Dinlenmek yalan oldu. Bu seçimi ya Güney yada Kuzey kazanmalı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.