Bölüm 285: İlkel Europa! I


Üçüncü Gerçeklikte Noah, Ölümsüz İlkel Canavar Lord’un boşaltılan bu Kozmos’un son Evrenini yiyip, bitirmesini izlerken, yüzünde acımasız bir ifade vardı.


Ne de olsa, zayıf varlıklar arasında gizlenmiş bir İlkel ile karşılaşmayı başarmışken, nasıl suratı asık olmasındı ki!


Kutlanacak pek çok şey olmasına rağmen, bütün bir Kozmos’u yutarak, büyük başarılar ve adımlar atsa da bunu tam olarak yapamadı.


Şahsen kendisi için, ruhunun derinliklerindeki Runik yapı gravürlerine akıttığı daha fazla Gerçeklik Özü elde etmişti; bu da sahip olduğu iki Sistemin özelliklerini kademeli olarak en üst seviyelerine çıkarmıştı, zira Boşta Oyun Sisteminden - her türden gülünç hazineyi fazlasıyla barındıran geniş Boyut Deposuna erişemiyordu.


Yüce Necromancy Sisteminden, Ölümün Kozmik Boyutundaki zaman oranı 10.000:1’e geri döndü  ve Dao’larını ve Yasalarını eğitmeleri için bıraktığı Antik Çağlar artık daha da hızlı ilerleme kaydedebiliyordu!


Bu şekilde her gün büyük ilerleme kaydetmeye devam ediyordu - dışarıda geçen tek bir gün Ölümün Kozmik Boyutunda 10.000 güne eşdeğer olduğu için Boyunduruklarının onun adına çalışmasına izin veriyordu.


Boyunduruklar nasıl büyük ilerleme kaydedemezdi ki?! Eşsiz ’Boşta’ Yaşamını mümkün kılan da buydu ve  herkesten daha sıkı ve daha hızlı çalışıyordu ve bunu göstermek için de ilerleme kaydetmişti!



Bunun yanı sıra, bütün bir Kozmos’u yuttuktan sonra ortaya çıkan Hortlak İlkel Canavar Lordu’nun yükselen gücü de vardı; bu varlık Noah’ın önünde çılgınca kükrüyordu ve yaydığı güç dalgaları Dao’ları yıkmaya yeni başlamış sıradan bir Dao Savaşçısı’nın bile nutkunun tutulmasına yetiyordu.


Tüm bunlar vardı... ama bir İlkel’i içeren İkinci Gerçeklik’teki yükselen durum nedeniyle bunların tadını çıkaramıyordu!


Noah’ın onun oyununa eşlik ettiği sürece bir tehlike hissetmemesi rahatlatıcıydı ama oyun oynamaya vakit bulan bu tür eksantrik varlıklar, zihinsel durumları bir anda değişebildiği için en korkutucu olanlarıydı.



Şu anda herhangi bir noktada oyunun sıkıcı olduğuna karar verebilir ve ellerini salladığı anda Noah yok olabilirdi. Ancak bu noktada bile Kaderi, ona bu İlkel hakkında hiçbir uyarı göndermedikten sonra, şimdi tehlikenin ortasında bu durumda mevcut olan fantastik bir fırsatın çığlığını atıyordu.


’Ne fırsatı? Bu varlıkla iyi şartlarda konuşmak mı? Ondan güçlü bir ganimet elde etmek mi? Onunla arkadaş olmak mı? Bunlardan herhangi biri İlkeller’le mümkün mü?!’


Eskiden bir Kozmos’un bulunduğu boş alana baktığında düşünceleri çalkalanırken, serulean gözleri güçlü ışık yayları yayıyordu.


Bu boşlukta kalan tek şey, boş alanı dolduran kaotik Yıkım Denizi ve tüm akıllı Yaşam Formlarını uzağa ışınlamak için yorulmadan hareket eden Lejyonlarındaki milyarlarca Hortlaktı.


Ellerini, Yıkım Denizi’nde korkunç bir şekilde yüzen bu Lejyonlara ve hatta altındaki Hortlak İlkel Canavar Lordu’na doğru sallarken, bakışları buz gibi oldu!


"Geri dönün."


OOOM!


Noah, plan yapmak ve düşünmek için bu uzayın eşsiz zaman oranını kullanırken, vücutları karanlık bir ışıkla kaplanarak, yok oldular ve Ölümün Kozmik Boyutuna geri döndüler.


İlkel ile gelişen bu durumdan ne çıkacaktı ve Noah, hükmetmesine izin verdiği ruhunun çok küçük bir kısmıyla onun doğasını yeterince anlayabilmiş miydi?


Bu cevapsız sorular ve daha fazlası İkinci Gerçeklikte olduğu gibi zihninde dönmeye devam etti... durum gelişmeye devam etti.


BOOOM!



Noah öfkesini dışa vuruyor gibi görünüyordu çünkü yüzünde acımasız bir ifade vardı ve sağ kolu Toprak Alevi’nin Runik Dao Çizgileriyle dönerek, şu anda karşı karşıya olduğu İlkel Canavar’a doğru yumruk üstüne yumruk atıyordu.


İkinci Küçük İlkel Yarık’ın içinde onun dışında, Büyük Kaplan olarak bilinen Kaplan Kabilesi’nin yeni boyun eğdirilmiş şefi ve Abanoz Kurt, İlkel Canavar’ı, çağrılan Kimerik Hortlak Lordları ve Savaş Lordu seviyesindeki Antik Çağlar’ı her taraftan kuşatırken, Annalise, Rose ve Aşkın’ın figürleri tüm bu olanları izlerken, deneyim yaşıyordu.


Önlerinde, Noah, Europa Cyllene olarak bilinen ’Boyun Eğdirilmiş’ Antik Çağ’ın bu üçünü koruması emrini vermişti, gücü aslında buradaki herkesi aşıyordu çünkü parmaklarını şıklatarak, çevredeki her şeyi yok edebilirdi.


Noah, Annalise ve diğerlerine zarar vermeyeceğinden emin olacak kadar onun doğasını anlıyordu, bu yüzden Hortlaklarıyla birlikte Küçük İlkel Canavar’ı parçalamaya odaklandı ve yakında ona büyük bir gösteri yapacak ve nasıl tepki vereceğini görecekti!


"Vay canına, Efendi çok güçlü... Hepiniz onunla nasıl tanıştınız?"


"..." İlkel Europa, üç kadının önünde durup, özgürce konuşurken, Noah’ın normal boyun eğdirilmişlerinden biri gibi bile davranmıyordu, Annalise’in gözleri parladı ve cevap verirken, korkusuzca bu güçlü varlığın yanında durmak için öne çıktı.


"Ben onun kız kardeşiyim, arkamdaki ikisi de yakın arkadaşlarım. O güçlü... ama yine de hepimizi asi varlıklardan koruyacak kadar güçlü değil, bu yüzden nüfuzunu genişletmek ve şu anda Arkaik Kabile Topraklarında yaptığı şeyi yapmak için çalışıyor!"


"Oh?" Europa’nın gözleri Annalise’in kardeşinin karşılaştığı güçlü varlıklara boyun eğdirme eylemlerini açıklayan sözlerindeki gizli mesajı sezinlemiş gibiydi.


Parlak gözleri her şeyi yakından izlerken, Noah onu kafasının arkasında hissedebiliyordu ve kaderiyle birkaç kez daha teyit ettikten sonra gözleri sertleşti - kaderinin bile ona bu varlıkla ve hepsinin zarar görmeden hayatta kalmasıyla ilgili umutlarını büyük ölçüde artıracağını söylediği gösteriyi gerçekleştirmeye hazırdı!


Bu varlığın doğası hakkında anladığı çok az şeyle birlikte, kendisini milyonlarca yıldır Gerçekliklerindeki varlıkların içine saklamasına bile neden olan engin ve sınırsız bir merak vardı.


Noah’a yaptıklarını bu ruh hali yüzünden yapmıştı ve Noah onun ilgisini en çok çeken şeyin, daha önceki savaş sırasında Kimerik Hortlak Lordlarını çağırması olduğunu biliyordu! Peki... İlkel Canavarın eşsiz varlığının yenilgiye uğradığını ve ardından Noah’ın sancağı altında Hortlak İlkel Canavar Lordu olarak yükseldiğini gördüğünde merakı ve ilgisi ne olacaktı?


Noah’ın kaderi, bu eylemin sağduyunun söylediğinin aksine Annalise ve diğerlerinin hayatını garanti altına alırken, kendi ölüm şansını da büyük ölçüde azaltacak kadar önemli olacağını söylüyor gibiydi!


"Hadi gidelim! Parlak gözlerle, tüm elleri toprak alevleriyle yıkanırken, vücudu birden fazla korkunç Dehşet Gözü saldı ve perişan haldeki İlkel Canavar’a doğru fırlayarak, altına bir ikincisini ekledi ve aynı zamanda fantastik bir sahnenin oynanmasına neden oldu!