Bölüm 1934: Zulmün Şeytan’ı ! II


Quintessential Kainos İmparatoru’nun Kan Hattı çoktan SAYGIDEĞER’İ geçmeye çalışıyordu.


Üstün İrminsul Boyutsal Kan Hattına ulaşmıştı ve şimdi parlak bir Prime Apollyon Ateşli Şeytan Boyutsal Kan Hattı da etkileriyle birlikte ortaya çıkmıştı...


>Quintessential’in Kainos İmparatoru, Prime Apollyon Ateşli Şeytan ve Altın Succubus Boyutsal Kan Soyları’nın Görünümlerini emer.>


>SAYGIDEĞER’İ geçen yol netleşiyor.>


BZZT!


Yeni olasılıklar ve formlar onun için erişilebilir hale geldikçe, Kabarcıklanan Kan Hattı gücü Noah’ın etrafında dalgalandı!


Baş İblis Lordu yavaş yavaş değişti, boynuzları kızıl altına boyandı, başının üzerindeki alev alev yanan taht genişledi ve ateşli Kan Hattı otoritesini yaydı.


Kanatları sürekli yanan altın alevlerle çevrelenirken, vücudu DHARMA Yadigârı Yerçekimi Gerçeklik Silahı altında daha da sağlamlaştı, Üç Katlı gözleri şeytani ışıkla dalgalanırken, yüzü daha da yakışıklı ve şeytani hale geliyordu!


Güzelliği ve Zarafeti bir kez daha büyüklük mertebesinde yükseliyordu.


>Efsanevi Doğal Doğuştan Apollyon Fiziği evrim geçirirken, Efsanevi Doğal Doğuştan Sonsuz Rüya Fiziği tarafından emiliyor>


>Efsanevi Doğal Doğuştan Sonsuz Rüya Fiziği’nin tek bir döngüsü tarafından dayanılabilecek Sonsuz Gerçeklik Geçitleri’nin sayısı 6’ya yükseltildi.>


WAA!


Noah’ın Fiziğinde de köklü bir değişiklik meydana geldi; döngü başına 3 Sonsuz Gerçeklik Geçiti için slot kazanırken, artık bu durum 6’ya yükselmişti!


Bu uyarı yükseldiği anda 100’ü geçmek isteyen çok sayıda dağ gibi Gerçeklik Geçidi oluşmaya başladı.


Bu, başka bir Boyutsal Kraliyet Fiziği’nin özümsenmesinin en acil etkisiydi ve diğer değişiklikler hâlâ ölçülüyordu - Noah, her zaman Rüya Boyutunda kullanabileceği yeteneklere benzer olacaklarına dair geri bildirim alıyor ve artık bu yetenekler Apollyon Boyutunda da geçerli olacaklardı!


Yavaş ve istikrarlı.


Aslında pek de yavaş sayılmazdı ama Noah istikrarlı bir şekilde yükseliyor ve gücünü daha da optimize ediyordu... Apollyon Boyutuna girmesinin üzerinden henüz bir saat geçmişti.


Şimdi... geriye Boyutsal Alanlar’ın Fethi kalmıştı!



Noah, Hecate Eranelon’un bahsi açtığı harem konusuna cevap verdi:


"Zaten çok da küçük olmayan bir haremim var." Noah resmi İblis formu olarak adlandırmak istediği Baş İblis Lordu formunun güzelliğini ve heybetini takdir ederken, gülümseyerek cevap verdi.


Hecate sanki bunu bekliyormuş gibi başını salladı, kıpkırmızı kanatları hala ciddiyetini korurken, genişliyordu.


"O zaman Efendi’nin mevcut Harem’i ikiye ya da üçe katlaması gerekebilir."


"..."


Tehlikeli kelimeler ağzından ciddiyetle çıkarken, Noah, şeytani bir gülümsemeyle başını sallamakla yetindi ve uzaysal öz dalgalanmalarının etraflarını sarmasına neden oldu.


"Gerekirse. Şimdilik, Rosebud Etki Alanı’na ve öfkeli Deli Ork Şeytan Komutanı’na dayanacak güce sahip olup, olmadığını görelim..."


SHIING!


Öldürdüklerinden ve Hecate’nin kendisinden kalan anıları tekrardan göz geçirirken, uzaysal öz etraflarını sararken, Noah, karşılaştığı tüm Krallıklardan veya Etki Alanlar’ından daha büyük olan ilk toprakları gezmek için anında Rosebud Etki Alanları’nın Sınırına doğru ışınlanmayı seçti!


Bu güçlü Boyut’ta sayısız yıldır işgal edilen toprakların bir parçası olduğu için, yalnızca bu alandaki Boyutsal yaratıkların sayısı trilyonları aşıyordu.


Ve Fetih ile birlikte Fetih’in Gerçek Yıldızları’nın yükselişi olacağından, her şeyi kendi kontrolü altına almak istiyordu.


Güçlenmesi için daha fazla aracı olacaktı!


Ve bir Boyuttaki sayısız varlıkla birlikte... Noah, Boyut Yöneticilerini ve iki Boyutlu Cehennem Yöneticilerini çok hızlı bir şekilde uyarmamak için dikkatle hareket etmeyi planlarken,  mümkün olduğunca çok sayıda varlığı altına almak istiyordu.


Bu Apollyon Boyutunda başka bir unvan altında hareket edecekti.


Etraflarını saran uzaysal öz dağılırken, Noah’ın sesi yankılandı ve gözlerinin önünde yeni bir sahne belirdi.


"Hecate, biz hareket ederken... Zulmün Şeytan’ı kimliğine bürüneceğim."


WAA!


"Emredersiniz, Efendim." Boyutsal bir Kraliçe’nin kurnaz gözleri, Efendisinin önünde eğilip, başını sallarken, parladı.


Apollyon Boyutu’nun muazzam ısısı hâlâ hissedilebilirken, magma sütunlarından oluşan alev dalları sonsuz gökyüzüne yükselirken, etraflarındaki manzara benzersizdi.


Eşsiz olan şey, medeniyetin parıldayan ışıklarını barındıran geniş arazilerdi - gözlerin görebildiği kadar uzanan harikulade ışık yayan sayısız yapıya sahip devasa bir imparatorluğun!


Varlıkların gözleri ne kadar uzağa giderse, yapılar da o kadar uzun oluyordu, özellikle akkor altın-siyah bir parıltıyla parlayan güçlü minerallerden inşa edildikleri görülebiliyordu.


Tüm alan birçok Gerçekliğin toplamından daha genişti özellikle bazı bölgeler Kozmos kadar geniş dağlar ve ormanlar içeriyordu - bunlar daha büyük olan Rosebud Etki Alanı’ndaki farklı küçük etki alanı kümelerini tanımlayan sınırlar olarak işlev görüyordu


En yüksek yapılara sahip merkezi alanda... şok edici bir fenomen vardı, çünkü gökyüzünde Şeytani Ejderha’ya benzeyen devasa İskelet güçlü bir şekilde süzülüyordu!


İskelet çenesi ardına kadar açıldığında vücudu fantastik güç dalgaları yayıyor ve Altın Succubus’un hakim olduğu Rosebud Etki Alanı’nın çekirdeğine bir öz damlası bırakıyordu.


"Bu, Grotto Haeven’in üst sınırlarına ulaşmış bir Prime Apollyon Şeytan Ejderhası Soyu’nun korunmuş bedeni. Son 10 milyon yıldır yaşamsal özünü gösteriyor."


Figürleri gökyüzünde ışınlanırken ve Rosebud Etki Alanı’nın yaşamla dolu merkezi bölgesine giderek, daha da yaklaşırken, Hecate sakince konuştu.


Özellikle bugün, biraz kasvetli bir kutlama yapıldığı için ekstra bir hareketlilik vardı!


Birkaç saat önce Prenses Hecate Eranelon’un Ork İblisleri tarafından yakındaki yerel İmparatorların tereddüt etmesine neden olan güçlü Deli Ork Şeytan Komutanı’nın cariyesi olarak götürülüşünü izlemişlerdi.


Bu, vahşeti ve kaosu seven Deli Ork Şeytan Komutanı’nın hükümdarlığına boyun eğene kadar savaşa ve yıkıma bulaşmayacakları için bu korkunç güçle etkin bir şekilde müttefik oldukları anlamına geliyordu.


Dolayısıyla EFSANE’NİN büyük çoğunluğu için bu bir kutlama sebebiydi.


Rosebud Etki Alanı’nın bir bölgesinde, Altın Succubus ve Incubi Şeytanlar’ın birkaç küçük ırkla birlikte hareket etmesiyle hareketli ve canlıydı; bu Etki Alanı’nın Hükümdarı buradaki kutlamalarda hazır bulunduğundan, hüküm süren Succubus’un yaşadığı Altın Şehvet Şehri en hareketli yerdi!


Succubus soyluları olarak kabul edilebilecek olanlar, gökyüzünde sabit bir şekilde süzülen dairesel altın platformların üzerinde eğlenirken, geniş bir şölen vardı - bu disk benzeri platformların binlercesi, İlkel’den Alfa Tabakasına, Yükseliş ve Efsaneler Kademelerindeki kişileri barındırıyordu.


En zayıf olanlar aşağıdaki binalarda kutlarken, en yüksek tepeyi alan en büyük dairesel altın platform Rosebud Etki Alanı’nın şu anki Hükümdarının bulunduğu yerdi.


Güçlü Alfa ve Beta Tabakası EFSANELER’İ etrafını sarmış, elinde içkisini içerken, krallara layık yakışıklılığı, çehresine gizlenmiş bir hüzün belirtisi gösteriyordu!


Hedefleri en güçlü Succubus ve Incubi Şeytanlar’ını barındıran en yüksek altın platformken, bu alanın kızıl gökyüzünü özellikle eşsiz iki varlığın geçtiğini bilmiyordu.


"Usta, bu şekilde doğrudan içeri girmek konusunda emin misin? Babam zayıf bir Ultima Tabakası olabilir ama yine de Ultima Tabakasından. Usta... çoktan bu aşamaya ulaştı mı?"


Hecate’nin şehvetli vücudu, sorduğu soruyla birlikte artan bir güzellik ve cesaretle parladı ve gelen cevap eşsizdi!


"Hayır, henüz kişisel olarak bu aşamaya ulaşmadım."


Büyüleyici ve gizemli bir gülümsemeyle Noah, Hecate’nin zihni ve göğsü uğuldarken, böyle şifreli sözler söyledi.


"Şahsen mi?


Kainos İmparatoru’nun endişesiz ifadesini gören Hecate Eranelon, Zulmün Şeytan’ı Apollyon Boyutundaki ilk Etki Alanını araştırırken, Efendisine tartışmasız bir şekilde güveniyordu!


Not: Bir kez daha Güzelliğimiz ve Zarafetimiz katlanarak arttı. Bu gidişle Şeytani Yakışıklılık kavramını da aşacağız he. Sizce Şeytani Yakışıklılık kavramından öte ne var?

Not: Oğlumuz başka hickimsenin baş edemeyeceği gücün yanı sıra başka hiç kimsenin baş edemeceği güzellik ve Zarafet de istiyor ha, çaktırmadan.