Alevlere benzeyen cehennemi Magma sütunları gökyüzüne doğru yükselirken, yoğun bir şekilde kümelenmiş çok sayıda Etki Alanı da işaretleyici olarak kullanıldı.
Burası Incubus İmparatoru Eranelon’un Rosebud Etki Alanıydı; canlılıkla dolu olsa bile bu bölgedeki en zayıf Etki Alanlarından biriydi.
Gökyüzünü kaplayan altın disk benzeri platformların üzerinde dev bir Şeytan Ejderha İskeleti yüzüyordu; bu alanın merkezindeki en yüksek altın platform, Incubus İmparatoru’nun kendisini bile içeren çekirdek güç merkezlerini barındırıyordu!
Açık kırmızı bir tahtta oturan bu Ultima Tabaka’sı varlığının üzerinde yiğitçe Emperor kelimeleri okunan katılaşmış bir tacı vardı. Bu, otoritesi gücüyle eşleşmediği için henüz Quintessential’in Çağı tam olarak başlamadan zincirlerini kırmış bir varlıktı.
Yüzü şeytani bir yakışıklılığa sahipti ve yaşlı ve güçlü görünüyordu, kafasından yükselen kıvrımlı boynuzlar ve ipeksi bir silah tabakasıyla süslenirken, arkasından uzanan, etraflarında yanan hafif alevler bulunan kanatları vardı.
Elindeki altın kadehi içerken, merkezinde bulunduğu Altın platform hareketliydi ve kısa süre sonra sönüp gidecek olan hüzün izleri gösteriyordu.
Hüzünlüydü, çünkü kendi elleriyle verdiği kızını düşünüyordu.
"Hecate?!"
Onu o kadar çok düşünüyordu ki adının söylendiğini duydu, Succubus ve Incubi’nin canlı figürlerinin durduğunu görmek için yukarı bakarken, ondan alaycı bir gülümseme yükseldi.
"Aman Tanrım... Bu gerçekten Hecate!"
Tüm Şeytanlar ayağa kalkarken, daha önce çıkan ses tekrar çınladı, gözleri göklerden inen figürlere odaklandı, aralarında Prenses Hecate Eranelon’dan başkası yoktu!
Acaba.... şimdiye kadar Deli Ork Şeytan Komutan’ı Stephon’a hizmet ediyor olması gerekmiyor muydu?
Seçkin Beta ve Alfa Tabakası Succubus ve Incubi’lerinin yüzlerinde şaşkınlık ve şüphe hakimdi çünkü gözleri Hecate ve onun görkemli formuyla birlikte inen Şeytan’a odaklanmıştı ve Hecate’in bir şekilde Alfa Tabakasına ulaştığını fark etmişlerdi!
"Hecate..."
Eranelon’un bakışlarını görmek zordu çünkü sersemlemiş halinden çıkıp, kızını görünce iç geçirdi.
"Baba."
Hecate’nin cevabı soğuktu, babasının unvanını söylerken, bile sözlerinde hiçbir sıcaklık belirtisi yoktu.
Bu Boyutta pek çok şeyden nefret etmediği için gözlerinde bir parça hüzün ve hayal kırıklığı da vardı... ama sevdiklerini koruyamayacak kadar zayıf olanlardan tamamen nefret ediyordu!
Öz babasının, mülkünü korumak ve Sayısız varlığı yok edecek olası bir savaşı önlemek için onu rehin vermesi... bunu mülkünün güvenliği için yaptığını bahane etse bile, yine de affedilemezdi.
Bu yüzden gözlerinde bir parça üzüntü görse de... yine de sert ve soğuk kalmayı başarmıştı.
Kızının soğukluğunu gören İmparatoru’n zihninde ve pek çok kişinin zihninde, Prenses Hecate Eranelon’un neden burada olduğuna dair pek çok düşünce belirdi!
Bakışları bir kralın heybetini koruyarak, ona sorarken, gözleri yanındaki varlığa da döndü.
"Bu da ne böyle? Deli Ork Şeytan Komutanı’nın Etki Alanlarına gidiyor olmanız gerekiyordu, herhangi bir sorun çıkarsa, bunu saldırmak için bir neden olarak kullanacaktır! Size eşlik eden Ork Şeytanlar’ı Lejyonu nerede?"
Bu bölgedeki diğer tüm sesler sustuğunda, gözleri Hecate’nin ve en güzel ve en şehvetli Succubuslar’ının bile dudaklarını yalamasına neden olan şeytani yakışıklı Şeytani figüre dikildiğinde, bir kralın kudreti her yere yayılmıştı!
"Hepsi yok oldu, baba."
...!
Eranelon’un gözleri keskinleşirken, Hecate’nin cevabı birçok kişinin gözlerinde alarmın yükselmesine neden oldu.
"Ne oldu? Böylesine güçlü bir Lejyon’u ortadan kaldırılıp da hâlâ karşımızda durmana sebep olan şey nedir?"
"Onları ben öldürdüm."
BZZT!
Etraf bir anda bunaltıcı bir hal alırken, rahat bir ses Incubus İmparatoru’nun sözünü kesti!
"...Ne?"
Eranelon’dan korkunç bir basınç yayılırken, uzay çatırdadı ve şekil değiştirdi - Ultima Tabaka’sı varlığının saf ihtişamı dışarıya doğru nüfuz etmeye başladı
Tüm dikkatler Hecate’nin yanındaki varlığın üzerinde toplanırken, şeytani figürü spot ışıklarını üzerine çekti; geniş altın siyah alevli kanatları ve kaslı görüntüsü son derece rahat görünüyordu ve kısa süre sonra sinirli bir ifade takındı!
"Kendimi iki kez tekrarlamaktan hoşlanmıyorum."
WAA!
Ultima Tabakası varlığının yadsınamaz kudreti karşısında dururken, bile ondan bir özgürlük ve zorbalık havası yayılıyordu... sınırsız görünüyordu!
Sözleri, Incubus İmparatoru Eranelon’un ihtişamına doğrudan zıttı; yakındaki düzinelerce Alfa Tabakası Incubi ve Succubuslar anında Noah’ın önünde düzgün ve baskıcı sıralar halinde yükselirken, İmparator Eranelon’un kendisi de otoritesini genişletti, üzerinde oturduğu Taht titrerken, gökyüzü pembe bir ışıkla doldu.
Tehlikeli bir şekilde konuşurken, gözlerinde kader parlıyordu.
"Kendi Alanımdaki otoriteme hakaret ederken, Deli Ork Şeytan’ı Komutanı ve benim ilişkilerimizi bozmaya cüret mi ediyorsun? Kimsin sen? Ne arıyorsun?!" Devam ederken, etrafında şaşırtıcı pembe alevler yükselmeye başlamıştı! "Sevgili kızım, bölgemize getirdiğin ve yanında durduğun bu varlık kim?!"
Alfa Tabakası EFSANELERİ’NİN hatları fantastik bir şekilde önünde oluşmaya devam ederken, Incubus İmparatoru’nun muhteşem öfkesi hissediliyordu.
Yine de tüm bunlarla yüzleşirken, bile Noah’ın yüzündeki ifade etkilenmemiş ve onunla rahat bir şekilde konuşmaya devam ediyordu.
"Sen böyle bir işte başarısız olduğunda kızını korudum ve sonra buraya gelip, senin alanını ele geçirmeyi düşündüm."
"..."
Yakındaki tüm varlıklar az önce duydukları sıradan kelimeleri işlerken, gözler birkaç kez kırpıştırıldı.
Bu... çok açık ve basitti!
Not: Noah oğlum sakin ol. 1 saat geçti geçmedi bu ne hız.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
