Bölüm 2165: Ataların Soyları’nın Lejyonları! III



24, 48, 96.


Bunlar... korkunç bir figür tarafından yönetilirken, sırayla aşağı inen varlıkların sayısıydı.


Normalde, liderlik edilen grup ne kadar büyükse, o kadar güçlü olurlardı.


Ancak Katya, Theseus’un 24 kişilik birliğe liderlik ettiğini gördüğü anda durumun böyle olmadığını anladı.


Çorak Toprakları aşanlar arasında olduğu gibi her biri keskin gümüş grisi NULLITY Kemik Kılıçları ile süslenmişti... sürekli olarak tek bir kavramı aşmaya odaklanmışlardı.


Kendi sınırlarını çizerken, Doğa Yasaları’na bağlı kalmadılar!


Özellikle Theseus ve onun önderlik ettikleri... belirli Atalar’ın izinden giderek, Kılıcın Sınırını inanılmaz seviyelere genişletmeye odaklanmışlardı!


Öyle ki bu kavramın ortaya çıkardığı güç, güçlendirme ve Otorite seviyesi; Entropi, Manadinamik... ya da diğer Doğa Yasaları’nın sunabileceği her şeyi aştı.


Kılıçlarının tek bir darbesi Gerçekliğin dokusunu fantastik şekillerde değiştirebilirdi!


NULLITY’NIN muazzam destekleriyle birleştiğinde... bu Yöntemi izleyen varlıkların gücü ölümcüldü.



Diğerleri sayısız Modus Operandi’yi genişletmeye odaklanırken, bazıları tek bir tanesine odaklandı ve onu EXTREMITY’E taşıdı.


Theseus ikinciler arasındaydı  ama gücü hafife alınacak gibi değildi!


Peşinden gelen 48 kişilik Lejyon, Katya’nın Kader’in Gerçek İmparatoru olarak tanıdığı bir varlık tarafından yönetiliyordu - Hideyoshi!


Son derece sağlam olan vücudunun etrafını altın sarısı dallar sarmıştı; kasları, derisi gibi canlıydı ve arkasındaki herkesin derisi altın renginde parlıyordu.


Bu varlıklar, Fiziğin EXTREMITY’SİNİN bir sınırına odaklandıkları için aşılmaz heykeller gibi görünüyorlardı!


Bu varlıkların Doğuştan Gelen Bariyerler’ini aşmak için bile gereken Aeonik Hasar Değerleri’nin sayısı akıl almazdı.


Ve son olarak, 96 Atanın Soyundan Gelen Lejyon’a liderlik eden kişi Yvonne’dan başkası değildi.


Fatih Yvonne!


O bir Ata Soyundan geliyordu ve yine de Fatih unvanıyla saygın varlıklar listesine katılmıştı.


Saçları, siyah ve gri çizgilerle parlıyordu, başını kaplayan Obsidyen bir kafatasıyla süslenmişti, gözbebekleri de kafatası şeklindeydi ve arkasında yönettiği küçük Lejyon da benzer ölümcül enerji taşıyordu!


Bu, Ölüm Modus Operandi’sine odaklanan ve onu EXTREMITY’E doğru takip eden varoluşlardı.


Yvonne, Hideyoshi ve Theseus.


Katya’nın bile dikkatli ve temkinli olması gereken üç Komutan!


Theseus sakin bir gülümsemeyle ilk konuşan olurken,  bu üçü onun ışıltılı yemyeşil altın İmparatorluk Karmik Böceği formuna doğru bakıyorlardı.


"Bana şu ana kadar düşman hakkında ne gördüğünüzü gösterin."


Elini kılıcının kabzasından ayırmayan Theseus’un siyah saçları ışıltıyla dalgalanırken, etrafında süzülen dairesel yapı onu ve tıpkı Katya ve diğerleri gibi inen diğer herkesi bağlamak üzere aşağı inen Doğa Yasaları’nın Özü’nün dalgalarını içine alıyordu


Dairesel aleti kendisinden uzaklaşıp, Katya’nınkine doğru süzülürken, hiçbir şey söylemeden Obsidyen yapılar temas etti ve Katya’nın sahip olduğu tüm bilgiler paylaşılırken, ışıkla parladı!


Aynı sahne Yvonne ve Hideyoshi’nin aletleri öne çıkarken de tekrarlandı, bu Komutanlar Çorak Topraklarda tam olarak ne olduğunu görüyorlardı.


"QUINESSENTIAL DIMENSIONAL EMPEROR..."


Yvonne, başının üzerindeki kemik kafatası parlarken, boş yuvaları etrafı aydınlatan siyah alevlerle aydınlanırken, üç kelimeyi güç ve vahşetin bir ipucuyla söyledi.


"Onu ve güçlerinden herhangi birini aramak için Niflheim, Prana ve Ayna’nın içinden geçeceğim. Onun elleri altında can verenler bana tam olarak nerede olduğunu söyleyeceklerdir..."


...!


O konuşurken, arkasındaki Lejyon karanlık bir uzaysal ışıkla yandı - Fatih Yvonne geldiği anda korkunç güçlerini üç Boyutu güçlendirmek için harekete geçirirken, bir amaç uğruna hareket etti!


Sonra Hideyoshi geldi.


Ellerini göğsünde kavuştururken, yüzünde şeytani ve kutsal bir gülümseme belirirken, vücudu devasa bir altın ihtişam heykeli gibiydi.


"Elysium’u ve Fantasia’yı denetleyeceğim ve bu Boyutu da güçlendireceğim..."


Ağzını her açtığında, Fiziği Kraliyet İnsanları’nın bedenlerini bile utandırırken, altın güç denizleri dışarı akıyordu!


"...Komutan Theseus, Sonsuz Issız Mozole’nin üstesinden gelebilir misiniz?"


Sesi güçlü ve asalet dolu olsa da, Theseus’a hitap ederken, Komutan sıfatını da ekledi çünkü bu varlığın gücü gerçekten dehşet vericiydi!


Bu noktada başını sallayan Theseus, etraflarındaki Sonsuzluğa bakarken, manyetik sesi yankılandı:


"Bu işte başarısız olamayacağımızı unutmayın. Atalar, herhangi bir Sanctum’u kaybetmemek için konumlarına bağlılar ve Doğa Yasaları’nın sınırlamaları onlara tekrar ulaşırsa güçleri büyük sınırlamalarla karşı karşıya kalacaktır. Buradaki başarımız, son Milyarlarca yılda kaydettiğimiz ilerlemeyi devam ettirip,  ettirmeyeceğimizi belirleyecek ya da..."


HOONG!



Gözbebekleri bilinçsizce kılıç dalgaları salarken, uzay titredi, bu varlık sözlerini bitirmediği için yukarıda sanki Gerçekliğin kendisi parçalanmış gibi devasa yarıklar açıldı.


Katya, bunu başıyla onayladığında daha da kasvetli bir hal aldı, bu kanaldan geçen tüm varlıklar belirlenmiş konumlarında kaybolmaya başlarken, iradesi Yükseliş Pilonunu daha da büyük bir konsantrasyonla kapladı.


Herhangi bir şey olursa, hemen birbirleriyle temasa geçeceklerdi çünkü şu anda başarısızlık kavramı göze alabilecekleri bir olasılık bile değildi!


Noah için, bu Çağın yaklaşmakta olan tek bir Gerçek İmparatoru olarak omuzlarında çok fazla şey vardı... Katya’ya karşı bile tek başına duramazken, hepsine karşı ne yapabilirdi?


Not: Sonunda çıktı sonunda!!!!!! EXTREMITYYYYYYYYY! BU KAVRAM BU KELIME BIZIM İÇİN ÇOK AMA ÇOK ÖNEMLİ. İLERLEYEN ZAMANLARDA DURMADAN EXTREMITYNIN KUDRETİNİ KONUŞURSAK ŞAŞIRMAYIN. BENCE BENDEN TAVSİYE ŞİMDİDEN KENDİNİZİ SINIRLAR VE EXTREMITY KELİMESİNE ALIŞTIRIN!