Bölüm 2191: Ben Tarafsız Bir Yağmacıyım! I



Gerçekliğin Kalbi’ni ellerine alan İmparatoriçe, en kutsal ve gizli yerlerine adım atan varlığa yoğun bir dikkatle baktı.


Daha birkaç gün önce kimsenin bulmaya ya da girmeye cesaret bile edemeyeceği bir yer!


Ama... sadece birkaç gün içinde çok fazla şey değişmişti.


Bilinmeyen varlıklar yükseliyor ve güç olarak diğerlerini aşıyordu!


Daha yeni güç kazanmış olan Quintessence’nin Gerçek İmparatoru vardı... ve bu varlık şu anda karşılarına çıkmak için uzayı yaran kişiydi.


İhtişamla parlayan katılaşmış tacı ve İmparatorluk Ecrituresler’i bedeninin bir varyasyonu gibi görünürken, görülebiliyordu, bu beden kıpkırmızı bir yıldız ihtişamıyla parlıyor ve Apollyon dalgaları yayıyordu


Son birkaç gündür yaşanan değişiklikler ve bunun gibi varlıklar, İmparatoriçe ve diğer Mahkeme Hükümdarları’nın işlerin hızla kendi lehlerine değiştiğini ve yıllardır üzerinde çalıştıkları planları tamamlamak için hızlı hareket etmeleri gerektiğini fark etmelerini sağladı.


Tüm bunların yıkılmasına neden olabilecek bir varlık ortaya çıktığında...


HUUM!


Althea, Ezekiel, Noah, Gregory, Lombard... yanındaki 10 Mahkeme Hükümdarı"nın hepsi İmparatoriçe’nin önünde süzülürken otoritelerini haykırdı!


Althea, dişlerini gıcırdatarak, Aegon’u öldüren ve neredeyse kendisini de öldürecek olan varlığa bakarken, İmparatoriçe’ye alçak sesle konuştu:


>Hepimizin amaçlarımıza ulaşmak için Gerçekliğin Kaynağı’na gitmesi gerekmez. Gidin İmparatoriçe. Takdir-i İlahi henüz bizim için tüm yolları kapatmadı.>


Althea, bu izole alana giren varlığın dudaklarının yukarı doğru kıvrıldığını, zamanın korkunç derecede yavaş ilerlediğini hissettiği sırada, bu varlığın yüzünün huzur içinde süzüldüğünü gördüğünde, büyük bir ihtişam ve cesaretle konuşmuştu!


Althea, başkaları adına konuşamazdı ama çok kısa bir süre önce bu varlık tarafından neredeyse öldürüldüğüne ve şimdi de Gerçek Quintessence’nin Taht’tını almaya gittiğine göre, gücü, kaderi ve Alın Yazısı şu anda şüphesiz daha büyüktü... 


İçgüdüsel olarak bundan sağ çıkamayabileceğini hissetti!


Ve onunla birlikte öne çıkan diğer Mahkeme Hükümdarları da aynı şeyi hissetmiş olmalıydı!


İmparatoriçe’ye daha birçok şey söylemek istedi.


Belki de hepsinin amaçlarının gerçekleşmesini izlemek için hala orada olacaklarını, hepsinin daha büyük topraklara giden altın yolu takip edeceklerini söylemek istedi.


Bir kez daha Büyük Komutan’la birlikte olacaklar ve Doğa’nın inceliklerini anlayarak, güleceklerdi.


Ama şimdilik, düşüncelerini ve bağlılığını sadece onu her şeyi yok etmek isteyen varlıktan koruyarak, gösterebilirdi!


WAA!


Onun bedeni ve diğer tüm Mahkeme Hükümdarları’nın bedenleri, içlerindeki Safkan Soylar aktive olurken, eşsiz bir güçle aydınlandı ve dalgalandı; bedenleri Runik Ecritures ve NULLITY dalgalarıyla patlarken, NULLITY Silahlarını çıkardılar ve çevrenin İğrençlik Lejyonlarıyla patlamasına neden oldular!


Sayıları yüz binleri aştı ve milyonlara ulaştı, çünkü önlerindeki düşman ile korudukları kişi arasında durmaları gerekiyordu!


>İmparatoriçe .>


Ve tüm Mahkeme Yöneticileri İmparatoriçe’nin aurasını hala arkalarında hissedebiliyordu, çünkü o bile en çok tanıdığı kişileri bilinmeyen bir kadere terk etmekte zorlanıyordu, bu noktada Yüce Üst Akıl’ın sesi çınlıyordu:


>Büyük Komutan, en çok değer verdiği kişinin daha önce yakalamamız gereken birinin eline düşmesine izin verirsem beni affetmez. Gidin. Yapılması gerekeni yap... ve kader isterse birbirimizi göreceğiz.


...


Yapılması gerekeni bildikleri için İradeleri ışıl ışıl yanıyordu!


Ve İmparatoriçe’nin gözleri örtülü duygularla parladı, ellerini arkasında salladı, ayrılmak üzereyken, bir yarık açıldı...


"Ne kadar dokunaklı."


BOOOM!


Serulean bir ışık patladı ve bir anda dairesel bir hareketle her şeyi kapladı.


Şaşırtıcı bir şekilde dairesel bir etki alanı oluştururken, altın rengi bir belirti yanan mavi ışığı kapladı, bu Etki Alanına Kıyametin tek bir Magistrasi’si atıldı... daha önce karşılaşmadıkları yabancı bir otoriteye sahipti.


Bu, YAĞMA’NIN Sınırı’nın Özü’nün kapsama alanıydı!


 Etki Alanı harikulade bir şekilde Gerçekliğin dokusunu kesmiş gibi görünüyordu; bu alan, tüm İğrençlikler Lejyonlarını ve onları tek bir amaçla çağıran Mahkeme Hükümdarlar’ını içerdiğinden, kendisinden önceki tüm diğerlerinden çok daha genişti.


"Hepinizin, bir başkası için kendinizi feda etmeniz çok dokunaklı ama... bugün kimse buradan ayrılamaz."


WAA!


Gerçek Quintessence İmparatoru’nun lanetleyici sözleri yankılanırken, İmparatoriçe’nin çağırdığı yarık çatladı ve yok oldu.


Tüm Mahkeme Hükümdarları’nın gözleri daha da büyük bir otoriteyle parlarken, kasvetli bir hal aldı, Zimmer adındaki Kadim Mahkeme Hükümdarı yaşlı bir adamın görüntüsüne sahipti ve bu noktada güçle konuştu:



>Size son 4 kez karşı koyabildi ve Gerçek Taht’a daha yeni ulaştı. Hepimiz buradayken... hala ileriye doğru bir yol açabilir ve hatta bu varlığı alaşağı edebiliriz.>


O konuşurken, bu varlığın kalbinde Mahkemelerle ilgili derin bir gurur yanıyordu.


Althea ve diğerleri NULLITY Silahlarını daha sıkı kavradılar çünkü gerçekten de... başka seçenekleri yoktu!


SHIING!


Aynı anda İmparatoriçe kalbi titreten gümüş grisi bir çiçek çıkardı.


Bu, tıpkı Quantum Boyutunda olduğu gibi her şeyi kaplayan aynı kör edici NULLITY ışığını salan Primitivus NULLITY Yaratıcısı idi!


İmparatoriçe; 10 Mahkeme Hükümdarı ve İğrençlik Lejyonları tarafından desteklenirken, bir EPOCH Yadigâr’ı çıkardı; hepsinin gözü, kendilerine doğru özgürce süzülmeye devam eden tek bir varlıktaydı!


Noah, güçteki değişimi merak ediyordu.


Çorak Topraklar’ın önde gelen bir figürü bile bir EPOCH Yadigâr’ı çıkararak, İlkeller’in tüm güçleriyle ona karşı dururken... vücudu, tek başına bir EPOCH III Yadigâr’ının sertliğine sahipken ve onların saldırılarından etkilenmezken, nasıl tepki vereceklerini merak ediyordu!


Not: Gerçek İmparator olur olmaz terör yağdırıyor, bizim oğlan. Durmuyor ki. Bir kutlama yapsaydın be. Ara vermiyor ki bizim oğlan dakka başı Aksiyonun içinde.