Yukarı Çık




448   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   450 


           
Minsk Sokağı 15 numaranın nemli, soğuk mutfağında.
Klein, yeni satın aldığı büyük demir tenceresini alıp içine tatlı su dökerek birkaç kez dikkatle temizledi.
Sonra da içine birkaç kibrit atıp parmaklarını şıklattı.
Kızıl alevler, onun kontrolü altında yükselerek kalan su damlacıklarını tencerenin yüzeyine zarar vermeden hızla temizledi.
Bu kes iksir tarifinde saf su gibi malzemeler yoktu, bu nedenle Klein’ın daha da dikkatli olması gerekiyordu. Her şeyi doğru ölçtüğünden emin olmalıydı, aksi halde sorunlar çıkabilirdi.
En azından hayatını riske atmamak için iksirin başarılı olup olmadığını kehanet yöntemiyle anlayabilirdi elbette, ancak yine iksirin ona zarar vermeyeceği, etkili olacağı anlamına gelmeyebilirdi. Bir karışımdan Beyonder özelliklerini ayrıştırmak da oldukça zordu, tıpkı bir Saldırgan’ın zihinsel yozlaşmasını bir nesneden kaldırmanın zor olduğu gibi. Bunun için bazı tekniklere, yöntemlere ya da ritüellere ihtiyacı vardı ve kısa sürede malzemeleri tekrardan toplaması da mümkün değildi.
Klein, hazırlıklarını tamamladıktan sonra derin bir nefes alıp özenle düzenlenmiş kutulara baktı. Bu sırada kafasından iksir formülünü tekrarlıyordu.
"Meçhul:
Ana malzemeler: Bin Yüzlü Avcı’nın mutasyon geçirmiş hipofiz bezi, İnsan Tenli Gölge özelliği.
Ek malzemeler: Bin Yüzlü Avcı’nın 80 ml kanı, 5 damla tatula suyu, 10 gram Ejderha Diş Otu tozu, Derin Deniz Nagası’ndan 3 saç teli."
    Elini önce Vampir Emlyn’den gelen kutuya uzattı. Kutunun içindeki 100 mililitrelik kanı özenle çıkarıp havaya kaldırdı.
Ölçeğe saniyelik bir bakış attıktan sonra şişenin kapağını açıp sakin bir şekilde yapışkan sıvıyı döktü. Sıvı, ışığın geliş yönüne göre renk değiştiriyordu.
Bu ek bir malzeme olduğundan çok hassas olması gerekmediğine inanan Klein, sıvıyı ayırmak ve titre etmek için kimyasal deney aparatı kullanmadı.
Bin Yüzlü Avcı’nın kanı, ince bir bal gibi hızla tencerenin dibini doldurdu. 
20 mililitre kaldı, manevi içgüdüm bana ölçümün doğru olduğunu söylüyor... Böylece Klein dikkatli bir şekilde şişenin kapağını kapattı. Bu 20 ml kanla mistik nesneler, Beyonder silahları, sıra dışı parşömenler yapılabilir, ya da ritüalistik büyülerde kullanılabilir. Hala çok değerli.
Klein cam şişeyi pamuklu kutunun içine yerleştirdikten sonra siyah tatula suyunu ve Ejderha Diş Otu tozunu ekledi. Bu noktada tencerenin içindeki sıvı baloncuklanmaya başlamıştı.
Klein duraklamadan koyu mavi saç tellerini alıp dikkatli bir şekilde sıvının üstüne yerleştirdi.
Cızz!
Demir tencereden hafif bir sis yükseldi, sıvının rengi koyu maviye dönmüştü.
Ana malzemeleri eklemeden bile oldukça tuhaf görünüyor... Dizi 6 formülünden de bu beklenirdi... Klein elini uzatıp Emlyn’den gelen gümüş ince kutuyu açtı.
Ancak kutunun içindeki hipofiz bezine doğrudan dokunmaması gerekiyordu. Bu nedenle kutuyu tencerenin üstüne doğru getirip ters çevirdi.
Sarımsı-kahverengi nesne hafif bir su sesi eşliğinde düşerek koyu mavi sıvıyla birleşti.
Ancak su damlacıkları sıçramamış, sürekli şekli değişen hipofiz bezi de hızla, sessizce erimişti.
Gri ve sarımsı-kahverengi renkler hızla koyu maviyle birleştiğinde sıvı biraz daha kabardı.
Bu görüntü Klein’ı biraz endişelendirmişti, ancak yine de sakin kalması gerektiğini biliyordu. Son kutuyu alıp İnsan Tenli Gölge özelliğini de tencerenin içine bıraktı.
Böylece bir anda tencereden bir sis yükseldi, gaz lambasının parıltısı bile sisin etkisi altında kalmış, oda aniden kararmıştı.
Birkaç saniye sonra her şey normale döndüğünde, Klein sonunda iksirin neye benzediğini görebildi.
Siyahımsı-yeşil renkli sıvı zaman zaman baloncuklar üretiyor, birkaç saniyede bir geğirme sesi çıkarıyordu.
Baloncuk yüzeye ulaştığında anında patlıyor ve çeşitli renklerde, muhteşem bir ışık yansıtıyordu.
Renkler bir araya geldiğinde, hatları rast gele bir araya getirilmiş farklı yüzlerin resimleri gibi görünüyordu.
Klein demir tencereyi eline alıp sıvıyı boş bir cam şişeye döktü. İksirin akışkan yapısı sebebiyle tencerede bir damlası bile kalmamıştı.
Kehanetle iksiri içmesinde bir sorun olmadığını doğrulayan Klein, şişeyi eline alıp ikinci kattaki odasına girdi.
Perdeleri çekip kapıyı kilitledikten sonra yatağının kenarına oturup trans yardımıyla gerginliğini hızla hafifletti.
Yaklaşık on saniye sonra da şişenin kapağını açıp iksiri kana kana içti.
Bu sırada ağzında ve yemek borusunda hafif bir karıncalanma hissi oluşmuş, hemen sonrasında bu his kısa süreli bir uyuşmaya dönüşmüştü.
Klein’ın ruhu seyirci olmuştu sanki, ağzının, burnunun, kulaklarının ve gözlerinin eridiğini, bedeninden çıkarıldığını izliyor gibiydi.
Yalnızca iki-üç saniye içinde yüzü ve başı balmumu gibi bir şeye dönüşmüştü. Bedeni de bir o kadar anormaldi; sanki kemikleri ve derisi kan tarafından eritilmişti.
Hayır, böyle devam etmesine izin veremem! Klein, durumu bir an önce kontrol altına almazsa kontrolü kaybedebileceğini düşünmeye başlamıştı.
Bir ’seyirci’ olarak düşüncelerini yeniden vücuduna yöneltmek, trans durumunu korumak için elinden geleni yapıyordu.
Kısa ancak tekrarlanan birkaç denemenin ardından nihayet vücudunu bir kez daha hissedebilmeye başladı. Bedeninin her bir zerresini kontrolü altında tutmak için elinden geleni yapıyordu.
Erime ve çözülme hissi ona tekrar tekrar saldırırken Klein’ın zaman kavramı yok olmuştu, ancak sonunda bu süreç bittiğinde bu bedenin kendisine ait olduğu hissi de geri gelmişti.
O anda, sonunda eşiği geçtiğini ve artık bir Dizi 6 olduğunu biliyordu. Artık bir Meçhuldü!
Bu kez alnından soğuk terler akmıyordu, ancak zihnen son derece yorgundu. Zar zor ayağa kalkıp boy aynasının karşısında kendisini incelemeye başladı.
Gaz lambasının aydınlığı altında, aniden iki adım geriye çekildiğinde zeminin geri tepmesine neden oldu.
Aynadaki görüntü inanılmaz derecede şok ediciydi!
Klein, yüzünün ve açıkta kalan cildinin yoğuk, soğuk granüllerle kaplı olduğunu görmüştü! Bu görüntüyle karşılaşan her normal yaratık dehşete kapılırdı! Hatta daha hassas olanlar oracıkta ölebilirdi.
Rol yapma yöntemini biliyor olmama, Sihirbaz iksirini tamamen sindirmiş olmama rağmen Dizi 6’ya geçişim hayli zorlu oldu. Kontrolü kaybetmeme yalnızca iki-üç adım kalmıştı. İksiri sindirmek için çok vakit ayırmamış olan Beyonderların aldığı riski düşünmek bile istemiyorum. Başarısızlık olasılığı kesinlikle azımsanamaz... Kilise Beyonderları arasında Dizi 7’nin son derece yaygın olmasına ve genellikle kaptan ya da piskopos sorumluluğu üstlenenlerin bu seviyede olmasına şaşmamalı... Klein gözlerini kapatıp arkasına yaslandı.
Transın yardımıyla taşan maneviyatını kontrol altına alabilmiş, yorgunluğunu dizginleyebilmişti.
Yaklaşık on dakika sonra vücudundaki iğrenç granüller de tamamen solup etine kavuşmuştu.
Huhh. Klein yeniden kalkıp boy aynasının karşısına geçti.
Aniden, yüz kıllarının kıvranmaya başladığını fak etti. Eti ve derisi, yarı erimiş balmumu gibi tuhaf bir değişim geçiriyordu.
Klein, bir-iki saniye içinde orijinal görünümüne geri dönmüştü: siyah saçlar, kahverengi gözler, sıradan yüz hatları, derin hatları olan temiz bir yüz ve ince bir vücut.
Sessizce geçmiş görüntüsünü izledikten sonra sağ elini yüzüne götürdü.
Nazikçe dokunduğunda, görüntüsünün yeniden değiştiğini fark etti. Şu anda burun köprüsü yüksek, dudakları son derece inceydi ve yakışıklı yüzü oldukça zarif görünüyordu. Halinde gizlenemez bir gurur vardı. Bu, Vampir Emlyn White’dı!
Biraz fazla kısa... Klein neşeli bir kahkaha attı.
O anda tüm bedeninden kopma sesleri gelmeye başladı, sanki bedeni üstündeki bir baskıyı kırmak istercesine yukarı doğru yükseliyordu. Birkaç saniye içinde her şey bittiğinde, Emlyn White’a artık daha da çok benzediğini fark etti.
Tanıdığım her insanın dış görünüşünü ve mizacını net bir şekilde hatırlayabiliyorum, hepsinin eşsiz kokusunu anlıyorum... Hafifçe başını sallarken Klein’ın gözenekleri kıvrandı ve vücudu tekrar değişti. Vücudundan gelen koku da değişmişti.
Yeniden başını kaldırıp boy aynasına, koyu gri gözlerine baktı.
Sanki Dunn Smith yeniden canlanmış, daima sıra dışı konularla ilgili rapor vermek için kendisine gelen ekip arkadaşına bakıyordu.
Klein kederli bir havada iç çekip orijinal formuna döndü, ancak dudaklarının kenarı hafifçe yukarı doğru kıvrılmıştı.
Bir an düşündükten sonra birkaç adım geri çekilip modellere bakmak için aldığı dergiye doğru baktı, kapaktaki kadının görünümünü hafızasına hızla kazıdı.
Sonrasında yeniden aynaya yaklaşıp sağ eliyle yüzünü sildi.
Yansımasını yeniden gördüğünde karşısında siyah saçları omuzlarına dökülen, narin yüz hatları olan genç bir kadın olduğunu gördü.
    Gerçekten işe yarıyor... Ancak başını eğip göğsüne doğru baktığında burada hiç çıkıntı olmadığını fark etti.
Bu nedenle odaklanıp olağanüstü kontrol gücü sayesinde yağlarını ve etini hareket ettirerek bir çift A kap göğüs elde etmeyi başardı.
Bununla birlikte, alt bedeni konusunda yapabileceği hiçbir şey yoktu.
Yani bu yalnızca yüzeysel bir değişim, temel bir şey değil... Ayrıca, şu anda boyum da 10 santimetre kadar oynayabiliyor. Bu aralığın ötesine geçmek zor olacak... Başın büyüklüğü ve küçüklüğü de sınırlı. Örneğin, Peder Utravsky’nin devasa başını taklit etmem mümkün değil... Hedef hakkında hiçbir şey bilmesem de görünümünü ve mizacını taklit edebilmem güzel. Bayan Adalet gibi bir Seyirci ile karşı karşıya kaldığımda ifşa olabilirim... Heh heh, Palyaço güçleri Seyirci güçlerini kısıtlıyordu, ancak Meçhul’e geçtim ve şimdi Seyirci beni kısıtlıyor. İlginç...
Böylece Klein düşüncelerini toparlayıp yeniden Sherlock Moriarty görünümüne döndü.
Kehanet, dövüş ve Sihirbaz Beyonder güçleri... Hepsi kuvvetlenmişti. Ne kadar kuvvetlendikleri ise ancak pratik yaparak görülebilecek bir şeydi. Yarın Quelaag Kulübü’ne gitmek için vakit ayırsam iyi olur... Böylece Klein aynada son bir kez kendisine baktıktan sonra mutfağı toparlamak için birinci kata yöneldi.
İşlerini hallettikten sonra ise doğrudan yatağa girip sakinleşmek için pencerenin dışındaki kızıl ayı izlemeye başladı.
Birkaç dakika sonra yavaşça gözlerini kapatıp gülümsedi.
İyi geceler, Meçhul.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


448   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   450