Bir Amarantos Rüyası’nın Dokumalar’ı bir Bölge’de Belirsizlik’le ortaya çıkarken.
Varoluş Frekanslar’ı boyunca, diğer Dokumalar görkemli bir şekilde Tezahür etmişti.
Bilinmeyen bir Frekans’ta.
Göz kamaştırıcı, Çok Renkli Gerçeklik Nehirler’i belirli bir bölgenin etrafında dönerek, Işık Yıllar’ı boyunca dışarıya doğru uzanıyordu.
Bu Nehirler’in Merkezi’nde bir Figür duruyordu:
Bob!
Bir Varoluş Düğüm’ü ile oynarken, Gözler’ini sakin bir ifade dolduruyordu.
Önü’nde Bir’i Siyah Diğer’i Beyaz iki göz kamaştırıcı Varoluş Çark’ı Havada asılı duruyordu; Bunlar derin bir Güc:ün, Gerçek Kaynaklar’ın tezahürleriydi!
Bu Öl’ü Gerçek Kaynaklar’ın Derinlikler’ine bakarken, bir merak ve Berraklık Hissi’ne kapılmıştı.
Karmaşık Tasarımlar’ı ve Sayısız Parmaklıklar’ı içinde, tüm Varoluş Denizler’inin Dokumalar’ı görülebiliyordu.
Dokuma Denizler’i.
O anda Bob, siyah Varoluş Çarkı’nın belirli bir alt bölümüne odaklanmıştı.
İki Parmaklığ’ın arasında Kalın, Karanlık bir Deniz uzanıyordu - Saysız Varoluşlar’ın feryat ve Çığlıklar’ının yankılandığı bir yer.
Bu Feryatlar Acı ve Dehşet içindeydi, bir Saat bile dinleseler her Varoluş’u Çıldırtacak türdendi.
Yine de Bob Onlar’ı Sonsuz’a Dek Dinlemişti.
Sadece Siyah Çark’ın bu küçük alt Bölümü’nden değil, O’nun Sonsuz Genişliği’nden ve Beyaz Varoluş Çarkı’ndan da.
Keder’in, Öfke’nin, Korku’nun ve Umutsuzluğ’un Çığlıklar’ı - Hepsi’ni duymuştu!
Tekrar ve tekrar ve tekrar.
Şimdi, üzerinde çalıştığı ve Sayısız Dokuma’nın altına gömülü olan Bölüm’de, Giuseppe’nin çökmüş Varoluş’unu Bulmuş’tu.
Umutsuzluğ’un Gerçek Taşıyıcı’sı olarak O’na bağlı olan Giuseppe’nin Temel’i artık O’nun Varoluş Kaynağı’nın içinde bulunuyordu.
Bob uzandı, Uzvu Göz Kamaştırıcı Siyah Çark’ın içine daldı ve bir Zamanlar Giuseppe olan Feryat eden Dokumalar’ın etrafını sardı.
BZZT!
Ağır bir sürtünme meydana geldi, bu Muazzam bir Çaba’ydı ama Bob yine de başarmıştı.
Dokuma’yı Eli’nde Tekil bir Varoluş gibi Kavradı, Anılar’ını okumaya başlarken, Gözler’i Parıldıyor’du.
Bir an sonra hafif bir Kıkırdama çıkardı.
“Tek bir An... Varoluş’tan tamamen Silinmek için hazırladığım Güçler’in kapsamı bu kadar mıydı?“
Bu saçmalık karşısında Başı’nı salladı ama bunun gerçekleştiğini de inkâr etmedi.
Bob, Çağlar boyunca bir Gerçeğ’i anlamıştı.
Varoluş tamamen saçma olabilirdi. Kim olduğunuza ve ne yaptığınıza bağlı olarak, Varoluş’un Dokumalar’ı tarafından Kucaklanabilir ya da Onlarca karşı durabilirsiniz.
Bob, Şu anda onlara karşı duruyordu.
Varoluş’un Dokumalar’ı, özellikle de Mutlak Karmaşık Gerçek Kaynak’ta, Akıl Almaz Derece’de Güçlü’ydü!
O’nun tek bir Hareket’i, Varoluş’un Kendisi’nden gelen Orantı’sız Tepkiler Dizisi’ni tetikleyebilirdi.
Noah Osmont... Böyle Orantı’sız bir tepki gibi görünüyordu.
Yine de Bob devam etti.
O’nun için başka bir Yol yoktu, sadece ileri gitmek vardı.
Giuseppe’nin çökmüş Dokumalar’ına Karmaşıklık kattı ve Saniyeler İçinde Feryatlar kesildi.
Birkaç Daki̇ka sonra Bob Dokunaçlı Uzvu’nu serbest bıraktı ve Gi̇useppe’ni̇n Hâyâl’î Fi̇gür’ü O’nun önünde yeni̇den Canlan’dı.
Karmaşıklığ’ın korkunç bir Eser’i.
Giuseppe Bilinci’ni yeniden kazandı ve birkaç Saniye sonra haykırdı.
“O’nu öldüreceğim. Osmont’u öldüreceğim!“
Son Hatırladığ’ı şey Sonsuz Alevler i̇çi̇nde kaldığı i̇ken, Varoluş’u öfkeyle Parlıyor’du.
Bir Ateş Topu O’nu ve diğer binlercesini sadece An içinde tüketmişti.
Şi̇mdi̇, Ölü bi̇r Gerçek Kaynak’tan çeki̇len Giuseppe, bi̇r zamanlar olduğu şeye geri̇ dönemeyen Öl’ü bi̇r Varoluş Dokuma’sı Hâli̇’ne gelmi̇şti̇.
Bob, şu anda Kendi̇ Dokumalar’ını Yukarı’da dönen Siyah ve Beyaz Çarklar’la koruyordu ve bundan sonra...
Huum!
Giuseppe’nin Bedeni’ni Siyah bir Giysi sarmıştı.
Varoluş Dokumalar’ı tırmanmaya başladı, daha küçük bir Kaynak’tan Asal kaynağ’a doğru Yükseliyor’du.
Sonunda, Dokumalar’ı İnkâr Edilemez bir Telos Asal Kaynak Karmaşıklığı’nın korkunç gücüyle tutuşmuştu. Giuseppe’nin çığlıkları durdu ve çevresini tamamen algıladı.
Önceki Rüyalar’ının aksine, çok Gerçek bir şey görmüştü.
Tamamen ve Gerçekten Umutsuz Olan’ın önünde durdu. Varoluş’u titredi.
Bob, O’na baktı ve sakince konuştu:
“Çocuğu’ma söyledim, ölsen bile... Yine de Sen’i çağıracağım. Şimdi gel, diğerleri geri çağrılırken, kenara çekil. İşin henüz bitmedi.“
...!
Korkunç kelimeler.
Giuseppe hararetle başını salladı, Yaşam Frekansı’nda her şeyi mahveden Varoluş’u düşündükçe, Dokumalar’ı titriyordu.
Şimdi de aynı Varoluş Alevler’in Frekansı’nda O’nun Dokumalar’ını Silmiş’ti.
Kendi Varoluş’unun çöktüğü ve yok olduğu hissi... Giuseppe’nin bir daha asla deneyimlemek istemediği bir duyguydu.
Umutsuz Olan’a baktı ve merak etti.
Daha da fazla Güç isteyebilir miydi? Osmont’un O’na bir daha asla Dokunamayacağ’ı kadar?
Bu soruyu Kendi“ne sorarken, şu anda bir Amarantos Rüyası’nda neler olup, bittiğinden habersizdi.
Bob, yukarıda parıldayan, Çok Renkli Gerçeklik Nehirler’iyle çevrili Siyah-Beeyaz Varoluş Çarklar’ından devam etti.
Varoluşlar’ın çökmüş Dokumalar’ını çekip, çıkardı, Onlar’ı Canlandır’dı ve Daha Güçlü Hâle getirdi!
Bu, şok edici bir Karmaşıklık Başarısı’ydı ve bu noktadan sonra artık hiçbir fazlalık olmayacaktı.
Çalışmalar’ı daha yeni başlamıştı.
Ne de olsa, Çökmüş Dokumalar’ı basitçe Eski Hâline getirmezdi.
Daha iyi olmak Zorundaydılar.
Geliştirilmeliydiler!
En az Onlar’ı Çökerten Varoluş Kadar Gülünç olmalıydılar!
-
Alevler’in Asal Frekansı’na geri döndüğümüzde, Şarkı Söyleyenler’in Bakışlar’ı yoğun, saygılı ve beklentili bir şekilde Noah’ın etrafında dönüyordu.
Ama Noah uzun zamandır Bu Bakışlar’a alışmıştı.
Huşu, Şok ve Hatta Korku... Bunlar O’nu son derece uzun bir süre boyunca takip etmişti. Artık ne Varoluş’unu harekete geçiriyor ne de Dokumalar’ını Güçlendiriyorlar’dı. Sadece öyleydiler.
Dokumalar’ına seslendi ve İlk Alev olan Emelline’nin Ezekiel’in Korlar’ını barındırdığını söylediği yüksek Beyaz-Altın Alev’e doğru süzüldü.
Son zamanlarda pek çok Alev’le karşılaşmıştı. Doğrusu bu Alev Neredeyse Cansız görünüyordu. Çark’ın Gümüş-Beyaz İlkel Alevi’nin Ürpertici ihtişamından ya da kendi Dokumalar’ı ile Infınıverse Megalos’unun - En Büyük Dokumalar’ının Kalbi’nde yanan Yapı- Birleşimi’nden oluşan Alev’in Korkunç Gücü’nden Yoksun’du.
Yine de Önünde’ki bu Alev’in Kendi’ne Has bir ihtişamı vardı. Noah, O’nun önünde belirip, Eli’ni yanan Işığı’nın içine koyduğunda, Kutsal Alev sanki eski Dokumalar’ını tanıyormuş gibi O’na açılmıştı.
HUUM!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.