Diğer Beden’i ise Şarkı Söyleyenler’in Gerçek Frekans’ında kalmıştı.
Bu Frekans’ı incelerken, kısıtlamaları ve bağları içinde yüzen Beyaz bir Varoluş Çark’ının çürüyen, Parçalanmış Parçası’na bakmıştı.
Artık Köken Şarkı Söyleyen değildi.
Ağır yaralı olan birçok Şarkı Söyleyen’yin yanı sıra Emelline ve Mysara’nın Figürler’ine de bakmıştı.
Şu anda artık güvenebilecekleri bir Orijinal Köken Şark Söyleyen yoktu ve Eller’inde kalan tek şey Noah’tı.
Bu, O’nu Gerçek Köken Şarkı Söyleyen mi yapıyordu?
Böyle bir fikir karşısında Bakışlar’ı keskinleşti ve dönüp, Bob’un ulaşmak için çok uğraştığı Yön’e doğru baktı.
Varoluş Çark’ının en temel Dokumalar’ının olması gereken Yer’e doğru!
-
Bir Adam Çark’ın Sonsuz Dokumalar’ına ve Onlar’n tam merkezinde Ney’in yatıyor olabileceğine bakarken...
Sonsuz Örgü boyunca, Sayısız Frekans’a girmek için geçilebilecek ya da Sonsuz Vadiler’e adım atılabilecek bir Yer’de
Sonsuz Vadiler’in içinde, kesinlikle hiçbir şey yansıtmayan paramparça Aynalar’la Dolu bir Geçit Domus’unun içinde...
Burada, Omnifather, Kırık bir Ayna’nın üzerinde otururken, görülebiliyordu, Formu Parlak bir şekilde Büyük’tü ve O Kadar genişti ki, sadece Batık Kafa’sı bile bir zamanlar sönmekte olan bir Yıldız sanılmıştı.
Vücud’u, sürekli değişen Glifler’le, Uzun Zaman önce yok olmuş olası Varoluşlar’ın Kadim Semboller’iyle kazınmıştı. Beden’i Çok Renkli bir Parlaklık’la Işıldıyor’du - Gokkuşağı gibi değil, Varoluş’un Milyarlar’ca Farklı Paralel Dokuması’ndan Kırılan Yıldız Tozlar’ı gibi, sanki Varoluş’un her Frekans’ından bir araya getirilmiş gibi Sürekli Renk, Ton ve Yoğunluk Değiştiriyor’du!
Yine de... Gerçekten Yıpranmış görünüyordu.
Omniverseler’in Yansımalar’onı barındıracak kadar geniş olan Çukur Gözler, Çağlar’ın Yük’üyle Ağırlaşmış bir şekilde aşağıya doğru bakıyordu. Yüz’ü Yaşlanmış’tı; Yerçekimi’nin etkisiyle Kırışmış, Zaman O’nu uzun süre Hava Koşullar’ına maruz kalmış bir kâğıt gibi katlamıştı. Sırtı Kamburlaşmış, Omuzlar’ı içe doğru kıvrılmıştı, sanki Varoluş’un baskısı Hâlâ üzerlerindeymiş Gibi’ydi!
Omnifather, Versality’nin Gerçek Kaynağı’nın Tek Sahibi’ydi... Öyle’ydi.
Sonsuz Olasılık ve Adaptasyon Kaynağ’ı olan Varyasyon’un Köken’i. Versality, Var Olan Diğer Tüm Olasılıklar’ı Somutlaştır’ma, Birleştir’me veya Yeniden Yorumlama Gücü’ydü. Sınırsız bir Akışkanlığ’a sahipti. Ancak bu Nimet aynı zamanda bir Lanet’ti. Versality asla sona ermez. Durmaksız’ın değişir, O’nu çeker, Tüketir, Asla Durmasına izin vermez Hatta Varoluş’u bile değişmelidir. Böyle’ce, Parçalanmış ve Yıpranmış Gmrünüyor’du - Olabileceğ’i tüm Ola’sı Biçimler’in Toplamı’nı Taşıyan, Kendi’ni durmaksızın Yeniden Yazan bir Varoluş!
Bu yüzden, Varoluş Koparma’da Başarısız olduğunda, Yok Olmamış’tı.
Başarısız Olmayan Sonsuz Sayı’da başka Olasılığ’ı vardı.
O da, basitçe Onlar’dan yararlandı.
Hatalar yaptı.
Aslında Birçoğu’nu.
Çökmüş Gözler’i Yıllar önce içeri girmesine izin verdiği Öl’ü Şey’i düşündü, O, sadece Çark’ın Dokumalar’ına geri dönmek istiyordu.
Öl’ü Şey...
HUUUM!
Düşünceler’i içinde, Omnifather’ın Fevasa Figür’ü, koruduğu Geçit Domus’ta patlayan bir Öl’ü Şey’in karmaşıklığ’ının Korkunç parıltısını hissettiğinde, Baş’ını kaldırmak zorunda kaldı!
Ve Baktığ’ında, bu Öl’ü Şey’in Kendisi’ne baktığını gördü.
Sanki Varoluş Çarkı’nın yönünden geliyormuş gibi Domus’a doğru fırlıyordu.
Sanki, Varoluş’un Çarkı’ndan ayrılıyor, Geçit Domusu’nu geçiyor ve Nullvein Mezarlık Kıvrımları’na doğru ilerliyordu!
Omnifather, Öl’ü Şey’e baktı, Gözler’i Kuşku ve Şok içinde titriyordu.
Göz Kamaştırıcı bir Öl’ü Mutlak Karmaşıklık Gerçek Varoluş Kaynağ’ı tarafından çevrelenmiş olan Öl’ü Şey-Bob O’na baktı. Bakışlar’ı kısa bir Süreliğ’ine kilitlendi ve Bob’un soğuk, Kayıtsız Gözler’i, sanki önemsiz Bir’ini gözlemlemiş gibi, Omnifather’dan uzaklaşmıştı.
Ama Omnifather sarsılmıştı. Bu... Bob’du!
Wheelomachy’nin bir Gözcü’sü. İlk Gözetmen’in Öğrenci’si!
Ama O, Bir Öl’ü Şey miydi?
Ve Omnifather Bob’un etrafındaki Varoluş’un Siyah Çark’ına baktığında, o Çark’ı tanıdığında Kül gibi oldu - Dokunaç’lı bir Yaratığ’ın etrafını Saran’la aynıydı...
Bir zamanlar Çark’a girmesine izin verdiği ve muazzam Saflığ’ını Mahvettiğ’i ve Muhteşem bir Monad olmasını engellediği için Öldürmek ve Ortadan kaldırmak için peşine düştüğü Öl’ü Bir Şey!
Ama... Onlar bir ve Aynı mıydı?
Ve şimdi de Varoluş Çark’ını terk mi ediyordu?!
Omnifather, bunu düşündükçe, Feci Sonuçlar’ı Hâyâl ettikçe, daha da Külleniyor’du!
“DUR!“
Kükre’di, Kabaran Gerçek Versality Kaynağ’ı patladı, ancak Bob’u Kaplayan Kör Edici Siyah Parlaklık çok Karmaşık ve Karmaşık’tı. Bob, arkasına bile bakmadan Geçit Domus’unu titreyerek, yok olana kadar yırtmaya devam etti!
...!
Omnifather, Manzara’ya bakarken, Derin bir nefes aldı.
Kükrerken, Gözler’i Morluk ve Öfke’ule Parlıyor’du, bir Parça’sı ileriye doğru fırlarken, Vücud’u Parçalar’a ayrılıyordu.
Bob’un kaybolduğu yeri takip ederek, Nullvein Mezarlığ’ın Kıvrımlar’ına doğru ilerlemişti...
Geçit Domus’unu Geçtiğimiz’de.
Ve Nullvein Mezarlığ’ın Kıvrımlar’ında.
BOOM!
Bob’un Figür’ü bir kapı aralığından geçip, temiz bir çıkış yaptığında Varoluş’un Yaratılış’ı gürledi - Her Yön’e Sonsuz’ca uzanan, Üst Üst’e binmiş Varoluş ve Varolmama Kıvrımlar’ıyla Dolu bir Alan’da belirdi!
Geldiğ’i yerden bakıldığında, tüm bu Ölüm ün arasında bir Yaşam Kırıntı’sı bile Zar Zor seçilebiliyordu.
Çöküş’ün, Paradoks’un ve Parçalanmış Varoluş’un Obsidyen Kıvrımlar’ı arasında zar zor seçilebilen Paramparça bir Ayna’ya benziyordu; Az önce çıktığı Geçit Domus’unun Giriş’inin bulunduğu Nullvein Mezar Sarsıntı’sı Kıvrımlar’ı arasında saklanmıştı!
Nullvein Gravewake Kıvrımlar’ına vardığı anda, Vücud’u sanki Zincirler’inden kurtulmuş gibi Korkunç bir Karmaşıklık hissiyle dolup, taşmaya Başlamış’tı. Mutlak Karmaşık Gerçek Varoluş Kaynağı’ndan fışkıran Siyah ve Beyaz parlaklık Bob’un Üzer’ini kapladı ve bir sonraki anda...
WAP!
Siyah ve Beyaz ayrıldı.
Nullvein Mezarlığ’ın Kıvrımları’nda Bir’i Beyaz, Diğer’i Siyah iki Bob ortaya çıktı.
Beyaz Bob Bıkkın Görünüyor’du, Siyah Bob ise Gözler’ini Soğuk bir Bakış’la O’nun Gözler’ine dikmiş, Ses’i yankılanıyordu.
“Milyonlarca yıl boyunca her şeyi Kendi Yöntemler’inizle denediniz ve Bakın Biz’i nereye getirdiniz.“
...!
Kara Bob bitmek tükenmek bilmeyen bir Parlaklık’la Parlıyor’du.
Saflığ’ı sabit kalırken, Karmaşıklığ’ı her zamankinden daha da Yükseliyor’du. Ses’i yankılanıyor, etrafındaki Çöküş’ün Dokumalar’ıyla birlikte çınlıyordu.
“Bundan sonrasını Ben Hâlleder’im.“
WAA!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.