Yukarı Çık




12   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   14 

           
13.Bölüm: 3.Kısım– Sözleşme



Yıldız Akış Sistemi—Yıldız Akış Yayıncılığı, içeriğini tüm evrene aktarmak için tasarlanmıştır. Aboneler galaksilerin tepesindeki takımyıldızları, oyuncular benim gibi insanlar ve hikâye anlatıcıları ise iki tarafı birbirine bağlayan dokkaebilerdir.

   [Ha, hahahahha! Delirmişsin! Kaçık! Takımyıldızlarının sponsorluğunu reddettiğinde anlamalıydım!]

Bihyung ağzını tekrar açmadan önce uzun bir süre güldü.

   [Yıldız Akış Yayıncılığını nasıl bildiğini bilmiyorum ama teklifini kabul edemem. Ben bir dokkaebiyim takımyıldızı değil. Sponsorun olamam.]

   “Yanlış anlamışsın galiba. Sana hiçbir zaman bana sponsor ol demedim.”

   [Huh?]

   “Güçsüz bir dokkaebi olduğunun zaten farkındayım. Gücüne de ihtiyacım yok. İhtiyacım olan şey kanalın.”

   [Kanalım?]

   “Beni anlayamıyor gibi gözüktüğüne göre Korece yamanda bir sorun falan mı var?”

   [Hayır, ne diyorsun?]

   “Basitçe açıklayacağım. Kanalınla özel bir sözleşme imzalamak istiyorum.”

Bihyung kendine gelmeden önce bir süre boş boş baktı.

   [Bekle bir dakika. Şu anda benimle bir ‘akış sözleşmesi’ mi yapmak istiyorsun?]

   “Evet.”

Akış sözleşmesi normalde dokkaebi ile takımyıldızı arsında yapılan bir sözleşmedir.

Takımyıldızının enkarnasyonu belirli bir kanalda görünür ve dokkaebi, takımyıldızının enkarnasyonundan kazanılan jetonun bir kısmını komisyon olarak alır.

Aslında, enkarnasyon olan kişi bu sözleşmeye müdahale edemez. Buna sponsorluk ilişkisi denilse de sözleşmeye bağlı enkarnasyon köleden başka bir şey değildir.

   [Haha, harika.]

Bihyung küçük parmaklarının arkasından güldü.

 Ortamın havası değişiyordu.

   [Bunları nasıl bildiğini bilmiyorum ama bir insan yayın sözleşmesinden bahsetmeye nasıl cüret edebilir? Hem de sponsorsuz, önemsiz bir böcek olan sen?]

Ses tonu değiştiği gibi, atmosfer öldürme niyetiyle dolmuştu. Düşük seviye bir dokkaebi bile insanlara kıyasla güçlüydü.

Fakat bu geri adım atmama yetmezdi.

   “Sponsorum olmadığı için bir sözleşme yapmaya değerim.”

   [...Ne?]

   “Takımyıldızlarının kanallara ne gibi amaçlarla girdiğini düşünüyorsun?”

Ani soruyla Bihyung kötü bir öğrenciye benzemişti.

Şu an düşük seviyeli dokkaebi için özel ders zamanıydı.

   “Hemen gerilme. Zaten bu bilgiyi biliyorsun. Yine de ne anlama geldiğini anlamak için tekrar gözden geçirelim.”

Bihyung bana kapılıp fark etmeden başını salladı.

   “Yıldız Akışı aboneleri büyük ölçüde iki gruba ayrılabilir. İlk grup kanalda can sıkıntılarını gidermeye çalışan ‘eğlence arayanlar’. Diğer grup ise kendisiyle sözleşme yapması için enkarnasyon bulmaya çalışan ‘enkarnasyon arayanlar’. Değil mi?“

   [Evet, öyle.]

   “Bu yüzden Yıldız Akışında ünlü bir yayıncı olabilmek için bu iki gruptan birini tatmin edebilmen gerekiyor. Başka bir deyişle ya eğlence arayanlara ya da enkarnasyon arayanlara odaklanmalısın ve bunlardan birini düzgünce cezbetmelisin.”

   [Orta düzeyde bilgilisin. Ama yani? Bu sözleşmenin takımyıldızlarının neden abone olduğuyla ne ilgisi var?]

   “Daha ne kadar ipucu vermem gerekiyor bilmiyorum. İşte bu yüzden abonelerinin sayısı hâlen üçlü hanelere geçemiyor.”

   [Kapa çeneni ve ne söyleyeceksen söyle.]

Bihyung küçük boynuzlarını şirince bana doğru ittirdi, kısa bir zamana kadar bu dokkaebinin elinden insanların kafasının patlamasına inanmak zordu. Şimdi alayı bırakıp şansımı kullanmalıydım.

   “Ya hem ‘eğlence arayanları’ hem ‘enkarnasyon arayanları’ tatmin edebilecek bir kanal olsaydı?”

   [Ne diyorsun? Öyle bir şey imkansız. Mümkünse bile çok uzun sürmez.]

Bihyung’un sözleri doğruydu.

Tüm takımyıldızlarını tatmin edememenin ana sebebi ‘enkarnasyon arayan’ grubundakilerin karakterleriydi.

Bu takımyıldızlarının amacı ‘enkarnasyon keşfetmekti’. Sponsor seçimi bittiği gibi kanalı kapatırlardı. Bu yüzden enkarnasyon arayan grup geçici müşterilerdi. Fakat...

   “Tabi bu sponsor seçimi normal olarak ilerlediğinde böyle.”

   [Ne?]

   “Ya hiçbir takımyıldızıyla anlaşma yapmayan bir enkarnasyon varsa? Ve ayrıca bu enkarnasyon, sponsoru olan diğer tüm enkarnasyonları aşan bir yetenek sergiliyorsa?”

Güçlü bir enkarnasyon her takımyıldızını cezbederdi. Bu enkarnasyon sponsor seçmemeye devam ettikçe ‘enkarnasyon arayan’ grup da kanaldan ayrılmadan abone olmaya devam ederdi.

   [B-Bekle bir dakika! Sen— Bu yüzden mi sponsor seçmedin?]

   “Evet, bu yüzden.”

   [Ha... ilginç.]

Bihyung bana doğru gülümsedi.

   [Sponsor olmadan en güçlü enkarnasyon olmak... Böyle bir şey olsaydı, Yıldız Akışındaki en iyi kanal olmak kesinlikle bir hayal olmazdı. Ama öyle bir enkarnasyon var olamaz.]

   “ Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?”

   [...Normal olmadığını kabul ediyorum. Başından beri takımyıldızlarının ilgisini çektin ve beni de biraz eğlendirdin. Yine de kafanda kurduklarının da bir sınırı var. O kadar şey yaşadın hâlâ anlayamadın mı?

   Sıradan bir insan asla bir takımyıldızını yenemez. Evrenin kuralı bu.]

   “Bunu bilmiyorum.”

   [Fırsatı çoktan kaçırdın. Etrafına bak. Bu bir ana hikâye değil. Bir yan hikâyede başarısız oldun ve şimdi hayatın tehlikede. Seni izleyen hiçbir takımyıldızı yok—]

   “Gerçekten mi?”

   “Şimdiye kadar takımyıldızları kargaşa içinde olmalı değil mi? Herkes kanalın hemen açılması için yaygara koparmıyor mu?”

Bihyung sessizleşti.

   “Hepsi şu an merakından ölmüyor mu? Regresöre karşı çıkan şu deli kim? Gerçekten bir kâhin mi? Gerçekten geleceği görebiliyor mu? Geleceği görebiliyorsa nasıl ihtiyozor tarafından yenildi?”

   [D-Dur! Sen...]

   “Şu andan itibaren göstereceğim. O yüzden çeneni kapa ve dediklerimi yap. Dokkaebilerin kralı olmak istiyor musun?”

Bihyung’un bana olan bakışı değişiyordu, gelen yutkunma sesini duyabiliyordum. Bihyung endişeliydi. Ama yine de şu an bana inansaydı hiçbir şey kaybetmezdi. Bu yüzden...?

Bihyung’un gözbebekleri hızla hareket etti.

   [O zaman önce senaryo başarısızlığını çözelim. 5.100 jeton ver.]

   “Ne diyorsun? Başarısız olmadım ki?”

   [...Eh?]

   “Belki de şimdiye koşullar yerine gelmiştir...” vücudumu gevşettim ve yerimden kalktım. Soğuk vücudum kasılmıştı.

Bihyung’un yüzünde hâlâ malca bir ifade vardı.

   “Kanalı aç. Yakında başlayacak.”

   [Başlayacak mı? ne başlıyor—]

Daha sonra havada bir mesaj yankılandı.

   [Gizli senaryo başladı.]

[Gizli Senaryo – Komutan Avcısı]


Kategori: Gizli

Zorluk: A+

Temizleme Koşulları: İhtiyozor ‘deniz komutanını’ öldür ve midesinden kaç.

Zaman Sınırı: 10 gün

Ödül: 9.000 jeton

Başarısızlık: Ölüm

   “Bak, hazırlan dememiş miydim?”

Hayatta Kalma Yolları’nda üç tip senaryo var. Ana senaryo, ana hikâyenin ilerlemesinden; yan hikâyeler ise küçük etkinliklerin ilerlemesinden sorumluydu. Gizli senaryolarsa sadece özel koşullar altında ortaya çıkarlardı.

   [Nasıl...?]

Bihyung’un dudakları şok içinde titriyordu.
Bir dokkaebinin sorumlu olduğu ana ve alt senaryoların aksine gizli senaryolar gerekli koşullar sağlandığında otomatik olarak çıkmalarıyla karakterize ediliyordu.

   “Bilmiyordun bile. Seni Düşük seviyeli dokkaebi.”

   [Sen... Nasıl?]

   “Her neyse, bunu tamamlayabilirsem sözleşme yapmaya layık olduğumu kanıtlayacağım, değil mi?”

Bihyung senaryo ekranını kasvetli gözlerle izledi. Dikkatli gözlerle beni süzdükten sonra sordu,

   [Bu senaryonun zorluğu A+. Gerçekten başaracağına inanıyor musun?]

   “Evet.”

Han Nehrinin suyunun ihtiyozorun karın duvarına çarpmasıyla oluşan küçük bir akıntı vardı.

Bihyung ağzını açmadan önce biraz sessizleşti.

   [...Tamam. Senaryoyu tamamlayabilirsen sözleşmeyi kabul edeceğim.]

   “Sözleşmenin şartları senaryo tamamlandıktan sonra konuşulacak.”

   [Çok kibirlisin... O zaman kanalı tekrar açıyorum. Elinden geleni yap.]

   “Ah, bekle bir dakika.” Kontrol etmem gereken bir şey olduğundan hemen gitse sorun olurdu.

   “Yapman gereken bir şey daha var.”

   [...Yine ne var?]

Bihyung’un alaycı tonu biraz sinir bozucuydu.

   “Benim için sistem hatasını düzelt.”

   [Sistem hatası?]

   “Nitelik pencerem açılmıyor.”

   [Mümkün değil. Sistemde hata olamaz. Senaryo sistemi mükemmeldir.]

   “Kendin bak.”

Bihyung şüpheci gözlerle bana baktıktan sonra mırıldanmaya başladı.

   [Dokkaebi ‘Bihyung’ senin üzerinde ‘Sistem Müdahalesi’ uyguladı.]

Sistem müdahalesi— sadece senaryoya müdahale etme yetkisine sahip olan dokkaebiler tarafından kullanılabilen mutlak bir müdahale becerisidir.

Aslında nitelik penceresini göremememin sebebinin sistem hatası olup olmadığı belli değildi. Yine de en azından dokkaebi bir şeyler bulabilirdi. Öte yandan çözememesi de benim için bir kazanç olurdu.

   [Özel Yetenek ‘Dördüncü Duvar’ aktive edildi.]

Hemen ardından kıvılcımlar havada uçuştu ve Bihyung’a çarptı.



Çeviri: Sansanson
Son Kontrol: Hono

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.

12   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   14