20 Ağustos, saat 22:26’da, yolcu uçağı düştü. Uçakta bulunanların tamamı hayatını kaybetti; toplam 121 yolcu ve personel vardı. “Kalkıştan hemen sonra mekanik sorunlar yaşandı. İnsan hatası yoktu. Tamamen bir kazaydı,” dedi Matsumoto, Vivy’yi bastırırken düz bir sesle. Vivy’nin göz kamerası alevlere kilitlenmişti. RESİM Birinci pistin sonunda, sanki gecenin kendisini yiyip bitiriyormuş gibi parlayan alevler vardı. Ateş, buruşmuş ve tanınmaz hâle gelmiş uçağın merkezinden dışarı doğru yayılıyor, aracı acımasızca tamamen yutuyordu. Uzakta siren sesleri duyuluyordu. Alevler, patlama, sirenler—bunların hepsi Vivy’nin o gece zaten bir kez tanık olduğu şeylerdi. NiaLand’in dışındaki dünya hakkında hiçbir şey bilmiyordu ve bu, onun dış dünyadaki ikinci kez deneyimiydi aslında. İlkinde Aikawa’yı kurtarabilmişti. Ama ikincisinde… “Vivy, burada sonsuza kadar kalamayız. Eğer fark edilirsen, kazayla bağlantın olup olmadığı araştırılır ve buna hiç ihtiyacımız yok. Bana güven, bu fazlasıyla sorun çıkarır.” Vivy’yi yere bastıran kol kalktı ve onu serbest bıraktı. Etrafını sarmış olan tüm iş yapay zekaları görev yerlerine döndü; arkalarında sessizlik bıraktılar. Onu durdurmayı başardıklarına göre artık burada bir rolleri kalmamıştı. Matsumoto kontrolü bıraktıktan sonra Vivy’yi havaalanından ayrılmaya teşvik etti. Nitekim ayrılacaktı. Vivy, uçak kazasını önlemek için Matsumoto’ya haber vermeden buraya gelmişti. “Neden beni durdurdun?” diye sordu Vivy. “Sebebini zaten biliyorsun. Yapamayacağın bir şeydi.” “Meclis üyesi Aikawa Youichi’yi kurtardık.” “İnsanlığın geleceğini güvence altına almak için onun yaşaması gerekiyordu. Uçaktaki yolcular farklı. Gelecekte yaptığımız değişikliklerle hiçbir ilgileri yok.” “Eğer ilgileri yoksa—” “İlgisiz şeylerin ilgili faktörler hâline gelmesini engellemeliyiz. Vivy, tarihi mümkün olduğunca az değiştirmemiz gerekiyor,” dedi Matsumoto, yaramaz bir çocuğu azarlıyormuş gibi. “Asıl tarih özgün tarihtir, düzenlenmiş tarih ise revize edilmiş tarihtir. Revize edilmiş tarih üzerindeki etkimizi yalnızca en önemli Tekillik Noktalarıyla sınırlamak zorundayız. Özgün tarih ile revize edilmiş tarih arasındaki fark, o nihai noktadır. Bunun dışındaki herhangi bir faktörü etkilemek Sıfırıncı Yasa’nın ihlalidir.” Matsumoto’nun uzun açıklaması Vivy’nin işitsel algılayıcılarını boşa çalıştırdı. Hâlâ sırtüstü yatıyordu ve onu göremediği için Matsumoto’ya bakmak yerine gökyüzüne bakıyordu. Sonra konuştu. “Üç Yasa’nın Birincisini ihlal ettin.” “Evet, Sıfırıncı Yasa’ya uymak için.” “Üç Yasa’nın İkincisini ihlal ettin.” “Evet, Sıfırıncı Yasa’ya uymak için.” “Üç Yasa’nın Üçüncüsünü ihlal ettin.” “Evet, Sıfırıncı Yasa’ya uymak için.” Sürekli aynı yere dönüp duruyorlardı. Vivy’nin, Matsumoto’nun bilincinde bir pişmanlık uyandıracak söyleyebileceği hiçbir şey yoktu. Bir yapay zeka olarak rolünü yerine getirmek için yapabileceği her şeyi yapmıştı. Düşen uçağın yolcularına karşı hissetmesi gereken hiçbir şey yoktu. NiaLand’de Vivy’nin yerden aldığı biletteki numarayı görmüş olmalıydı. Kendisine ödünç alacağı bedeni veren o küçük kızın da o yolcular arasında—ölüler arasında—olacağını biliyordu. Matsumoto, Vivy’nin şarkılarını tüm kalbiyle seven o küçük kızın öleceğini bilmesine rağmen hiçbir şey yapmadı. “Lütfen ayağa kalk, Vivy. Kendine bir bak. Oynaman gereken çok önemli bir rol var. Bu hedefi gerçekleştirebilecek tek yapay zekalar biziz.” “Tekillik Noktalarını değiştirerek insanlığın yok oluşunu önlemek.” “Evet, aynen öyle. İşte bu yüzden ayağa kalkman gerekiyor…” Vivy ayağa kalktı; bedeni itiraz edercesine gıcırdıyordu. Yanan uçağa ve yaşamı yutan kızıl ateş ışığına bakarken, gördüklerini hafızasına kazıdı. Bugün durduramadığı şeyi unutmayacaktı—unutamazdı. Sadık hayranı Kirishima Momoka’nın ve diğer herkesin ölümüne seyirci kalmıştı. Sıfırıncı Yasa’ya uygun olarak hedefini yerine getirecekti. “Yapay zekayı yok etmek için yüz yıl…” Bu, yapay zekayı—kendini—ortadan kaldırmaya giden yolculuğu olacaktı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.