ShuCi'nın komutanı ve YeXun'n komutanı birbirine yakındı. İki sınıftakilerde kendi sınıflarında eşcinsel karı-koca olduğunu öğrendikten sonra, ara sıra toplanıp beraber çalışmaya başladılar. Gece asker marşını okurken de iki sınıf yan yana oturmuşlardı. "Askerlik çalışmasındaki hocalar bazen bir şeyler yapmayı severler."ss Xia XinHang yatak odasında elma yiyerek:"İki fakültedekiler de çok iyi oynuyorlarmış. Askerlik eğlenceli geçeceğe benziyor." "Katılmak istemiyorsan her zaman kaçabilirsin" Ki Xiang askeri çalışmalar olduğu için birkaç gündür okul yurdunda kalıyordu. "Bu günki sırada üç kişi eksikti, görmedin mi?" Xia XinHang durdu ve:"Nasıl kaçacağım?" Li Xiang:"Yalandan hasta olacaksın. Dudaklarına beyazlaştırıcı krem sür, sıcak çarp dersin hocaya... Beyazlaştırıcı kremi sana ödünç vereyim mi? Xia XingHang"...Gerek yok." ShuCi banyodan yeni çıkmıştı, saçları ıslaktı, yürürken bir yandan kuruluyordu. Xia XinHang'ın aklına bir fikir gelmişti. "Sen, ShuCi'yı gördüğünde ondan gay kokusu aldığını söylemiştin. Bugün YeXun'ü de gördün, ondan koku alabildin mi? Mesela bir semenin kokusu gibi?" ShuCi onların konuşmasını duyarak meraklı bir ifadeyle Li Xiang'a baktı. Li Xiang gülümsedi ve hiçbir şey söylemedi. Herkes yataklarına geçtikten sonra Li Xiang ShuCi'ya mesaj attı. ShuCi bildirime tıkladı. -YeXun'ün yüzündekini okuyamadın mı? -? -Cahil ve inatçı, düz erkek. -... -Seni kandırıp evlenmiş olabilir mi? Yani öyle de denebilirdi, Li Xiang her şeyi doğru tahmin etmişti. ShuCi erkeklerden hoşlanddığını lisede fark etmişti ama Li Xiang, onların Xiang Jie'si ilkokuldayken erkeklerden hoşlandığını fark etmiş. Ortaokul ve lisedeki sevgililerinin sayısı belli bile değil. Her türlü insan tanımış, tecrübeli biri sayılırdı. Gay olanlar çoğu kişiden daha olgun olurdu, bu sebeple genellikle kendilerine daha erken yaşlarda bir sevgili bulurlardı. Ama ShuCi gibi üniversitede anca açık olabilenler Li Xiang'ın önünde yeni doğmuş bir bebek gibiydi. ShuCi Li Xiang'ın onların arasındaki ilişkiyi bu kadar çabuk anlayabileceğini düşünmemişti. - Yok öyle bir şey hahahahahah, şaka mı bu? Li Xiang ona cevap vermemişti. ShuCi konunun burada kapandığını düşünmüştü ama bir süre sonra Li Xiang'dan bir mesaj daha geldi. Demek ki iki saat kaybolmasının sebebi bir çözüm yolu bulmakmış -Genelde üniversitedeyken sevgilin olursa, arkadaşlarını yemeğe çağırır. Sen YeXun'le konuş, ona bizi yemeğe çıkarıp çıkaramayacağını sor. -Senin için bir denerim. Askeri çalışmalar 7 gün sürmüştü, sabahları çalışıyor, akşamları askerlik şarkıları söylüyorlardı. Askeri çalışmanın 5. Günü herkes birbiriyle anlaştı. Komutan başlarında olmadığı sürece arka tarafa geçip telefonla oynuyorlardı. Komutan artık bıktıklarını görünce basketbol maçı yapılmasına karar verdi. ShuCi'nın komutanı daha eğlenceli olaçağını düşünerek YeXun'ün komutanını buldu. "Sadece iki defa oynayacağız." dedi komutan."Çok zamanımız yok, iki sınıftan da beşer kişi çıksın. Kaybedenler kurbağa zıplayışı yaparak meydanda bir tur atacak." Bilgisayar fakültesindekiler YeXun'ü öne ittiler, YeXun'den sonraysa:"Bayan Ye burada mı?" "Xun ge ortaya çıkmışken Xun genin sevgilisi çıkmazsa olmaz." "Hayır hayır, olmaz ShuCi çıkmasın. Xun ge ShuCi'yı görüp ona fırsat verirse oyun oynanmış sayılmaz." "Burada burada!!" ShuCi öne itildi "Hadi tanrıça!! Kendi erkeğine nasıl erkek olunurmuş bu maçta öğret!" "Karı-koca maçı, eğlenceli olacak." "Hahaha, bu maç güzel geçecektir, iyi ki bugün dersten kaçmamışım." Basketbol sahasına geldiler. "O taraktaki arkadaş!"bilgisayar fakültesinden biri"Xun ge dedi ki, size yol vermeyecekmiş, akşamd eve döndüğündeyse kumanda üzerinde diz çökerek özür dileyecekmiş." (Perry'den not: Kumanda üzerinde diz çökmek demek gerçekten kumanda üzerinde diz çökmek demek ama kanalın değişmemesi lazım. Kumandanın tuşlarına basmadan diz üstü çökecek yani. Çevirmen yorumlara bununla ilgili bir fotoğraf atacak, o zaman daha iyi anlarsınız ben anlatamadıysam.) ShuCi YeXun'ün olduğu tarafa baktı ve onun biraz yukarı kalkan dudaklarını gördü. YeXun:"Ben öyle bir şey söylemedim." Maç başladı. Bilgisayar fakültesindekiler iyi oynuyorlardı. Özellikle Lu JianShen ile YeXun'ün eskiden birlikte çokça basketbol oynadığı rahatça anlaşılabilirdi. Lu JianShen defalarca karşısındakileri pas geçerek topu YeXun'e atmıştı. YeXun'se topu alarak ShuCi ve sanat fakültesinden biri ile karşılaştı. YeXun aldatıcı bir hareket yaparak sanat fakültesinden olan öğrenciyi kandırmıştı. O anlayana kadar yanından geçti,zıpladı ve topu attı. Top potaya girdi. Li Xiang ShuCi'ya bakarak:"Eğer tekrar onlara izin verirsen, bu gece yatak odanın kapısı sana kapalı olacak." ShuCi:"Ge... bana acı." Li Xiang:"Aslında sen yol vermesen de kazanamayacağımız belli." Li Xiang sanat fakültesinde ki en iyi basket oynayanlardan birisiydi. Lisedeyken basket kulübündeydi. O böyle söylediğine göre maç bitmiş sayılırdı. ShuCi:"Emm...O zaman ben yol vermeye devam edebilir miyim?" Li Xiang:"..." Evet, bazen... ShuCi'nın tatlılığından insanlara kilo bile aldırabileceğini düşünüyordu. Seyircilere göre bu maç gayet eğlenceliydi. YeXun ve ShuCi karşı karşıya geldiğinde kahkahalar atıyorlardı. İki sınıfın komutanı da onlarla beraber gülüyordu. YeXun'le ShuCi yine karşı karşıya geldi. YeXun kısık bir sesle:"Kurbağa zıplayışını bu kadar çok mu seviyorsun?" ( Perry'den Not: Biz basketbol hakkında hiçbir şey bilmediğimiz için muhtemelen yanlış çevirdik L) ShuCi durdu. YeXun'de durdu. ShuCi'nın eli adeta kendiliğinden yapmıştı topu aldı ve hemen Li Xiang'a doğru attı. Li Xiang topu aldı, hemen koşmaya başladı ve attı. ... Top potaya girdi!!! Bu harika atışla 3 puan kazandılar. "Sikeyim ben böyle işi!" Lu JianShen'in birilerini dövesi vardı. "A-Xun, ne yapıyorsun? Ne bu?" YeXun'ün sınıfından sadece Lu JianShen ve YeXun oynuyordu. Başkaları görmemiş olabilir ama Lu JianShen açıkça görmüştü. YeXun topu sadece ShuCi'ya değil aynı zamanda Li Xiang'a da vermiş olmuştu. İki grubun puanı aynıydı. Eğer böyle top vermeye devam ederlerse kaybedeceklerdi. Bu şerefsizler de hiç umurunda değilmiş gibi gülüyordu. "Kumanda üzerinde diz çökmemek için!!" "Git geber!"Lu JianShen ona küfrediyordu."Kendini nasıl da adamışsın(!), biz 4'e 6'yız sen yatarak kazanmamızı bekle." Hakikaten bunu anıtladı YeXun'yatarak kazanan birisini hiç görmemişti. Lu JianShen kazanamamıştı çünkü gruplarında basket oynayamayan üç kişi daha vardı ve birde güzel oyanamasına rağmen oynamamazlık yapan YeXun vardı. Lu JianShen'in kazanması mümkün değildi. "Diğer arkadaşlar gidebilirler." dedi komutan. "A önce maçta kaybeden beş arkadaş. Bir tur Kurbağa zıplaması yapın."Diğer arkadaşlarının kahkahası içinde Lu JianShen'ler kurbağa zıplamasına başladı. Hocanın göremeyeceği yere geldiklerindeyse yürümeye başladılar. Lu JianShen ve YeXun grubun en arkasından ilerliyorlardı. Lu JianShen:"Gördün mü? İşte bu aşk için kendini feda etmenin sonu bu! Nasıl, değdi mi bari yaptıklarına?" YeXun biraz bile umursamadan:"He" dedi. Lu JianShen:"He ne, neymiş he, soru soruyorum ben sana." Bir tur yürüdükten sonra döndüklerinde hocalar gitmişti. Eğlence bittiği için kaybedenlerin kurbağa zıplaması yapıp yapmaması onun için çokta önemli değildi. YeXun Lu JianShen'a:"bizde dönelim mi? Bak şu üçüncü en kısa yoldan..." Sözü bitmeden birinin ona seslendiğini duydu ve arkasını döndü. ShuCi elince bir poşetle onlara doğru koşuyordu. Durdukları yer bir sokak lambası vardı, ShuCi sokak lambasının altından geçerkencildi daha da beyaz gözükmüştü. Kar gibi cildi, bir çiçeği andıran kaş ve gözleri. "Bu..." ShuCi elindeki iki bardak sütlü çayı Lu JianShen ve YeXun'e uzattı."...teşekkür ederim, siz fırsat vermeseydiniz bugün kurbağa zıplaması yapan biz olurduk." Lu JianShen sütlü çayı aldı. Ondan teşekkür olarak bir şey aldığı için...daha az önce YeXun' e küfreden ve en küçük bir fırsat bile vermemeyi düşünen Lu JianShen biraz utandı:"Bir şey değil, bir şey değil." ShuCi YeXun'e bakarak elindeki sütlü çayı işaret etti ve:"O gün bana aldığının aynısını aldım, umarım beğenirsin." Birlikte yattıkları gecenin ertesi gününden bahsettiğini anlayınca... YeXun birazcık duraksadıktan sonra kafasını olumlu anlamda salladı ve:"Bu aromayı seviyorum, teşekkür ederim." "Ben gittim o zaman!"dedi ShuCi:"Bay bay!" O gittikten sonra Lu JianShen onun peşinden bir süre baktıktan sonra: "Yengem biraz tatlı birisiymiş...O zaman ben...gittim?" Son harfi biraz yumuşakça söylemişti, ama ShuCi söylediğinde iğrenç olmamıştı..? Lu JianShen kendinden iğrendi...Pipeti soktuktan sonra fark etti ki bu okulun güneyindeki çaycının sütlü çayı. Okulda üç tane sütlü çay satılan büfe vardı. İkisi okulun kuzeyinde birisiyse okulun güneyindeydi.Güneydeki çaycının çayı daha güzeldi ama biraz uzaktı, ShuCi'nın yakında olan çaycıların birisinden aldığını sanmıştı. "Ben az önceki lafımı geri alıyorum." dedi Lu JianShen gülerek:"Değiyormuş, kesinlikle değiyormuş. Peki sana bir şey söylemeliyim, maçtayken ShuCi'nın kıyafeti rüzgar estiği için kalkmıştı ve bende onun belini gördüm. Beli ne kadar inceymiş, cinsiyeti... Hayır ShuCi'nın her yeri eski sevgilinden daha iyi-" "Tamam" YeXun onun sözünü kesti. "Onunla aramızdaki ilişkiyi biliyorsun. Onu Fu YiHuan'la karşılaştırma." Lu JianShen'de bu şakanın biraz abartıya kaçtığını anladı ve dudaklarına fermuar çekti. YeXun'dalmıştı, Lu JianShen'in sözleri ona o gece yaptıklarını hatırlatmıştı. Otelin odasında ShuCi onun omzuna sıkıca tutunmuşken... Beli gerçekten çok inceydi... Yumuşak ve ince...
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.