Çalışanlarından hiç biri sabahtan beri şeytan gibi çalışmakta olan Yokozawa’nın yanına gerekmedikçe yaklaşmak istemiyordu. Ancak şu an Yokozawa’nın da küçük çapta bile olsa konuşma yapmak ilgisini çekmiyordu. Bunun herkes için en iyi olduğunu düşündü. Ofis dışındaki işlerini hallettikten sonra günün geri kalanında evrak işleriyle ilgilenmeye dalmıştı.
‘….Kahretsin.’
Kollarını her hareket ettirdiğinde kıyafetinin uzuvlarını sıkıca sarıp çekiştirmesi unutmak istediği sabahı hatırlatıyordu. İş yerinden üst kademesindeki birini bornozlu görmesi hakkında kimseye yakınamayacağı göz önüne aldığında tek başına acı çekmekten başka çaresi yoktu.
Zihnindeki görüntüleri atmak için kendisini işe vermişti. Hafta sonuna kadar karar toplantısı için yetiştirilmesi gereken baskıyla ilgili evrakları tamamlamıştı ve piyasaya sürülmesi kararlaştırılan ciltteki bir kısım arka olayların başka bir bölüme eklenmesi kararlaştırıldığı için stok eksiğiyle ilgilenmesi gerekiyordu.
‘Geriye kalan tek şey….proje teklifi, ha…’
Yokozawa’nın bulunduğu bölüm satış depertmanıydı, genel olarak, çizgi romanların satışını arttırmakla görevliydi ve şu anki en önemli proje Za Kan’dı. Sadece film versiyonunun satışıyla ilgili planlamaların değil aynı zamanda cilt satışlarının planlamasının da iyi olmasını sağlamalıydılar. Çünkü kitapların satılmasını sağlamak satış departmanının gerçek göreviydi.
Film çıkartmak oldukça maliyetli bir işti ve işgücündeki artışa bağlı olarak artan personellerle genel maliyette artış yaşanıyordu. Eğer bu maliyeti karşılayamazlarsa yaptıklarının hiçbir anlamı kalmazdı. Bir serinin hayranlar arasındaki popülaritesini korumak için seriyle ilgili yeni şeyler getirilmeliydi.
Her şeye rağmen satış departmanında bir serinin satışlarının iyi olup olmadığına bakmaksızın her zaman ‘daha fazla satılması’ gerektiği söylenirdi! Bu görevi yerine getirebilmek için gece gündüz köpek gibi çalışırlardı. Nefes almaya bile zar zor vakitleri olsa da Yokozawa bu işin kendisine uygun olduğunu hissediyordu.
Kitapları sevdiği için yayıncılık sektöründe çalışmayı seçmişti. Yazar ve editörler gibi kitabın yapım aşamasına katılmak istemediği göz önüne alındığında başlangıç olarak normal bir ticari firmada çalışmayı planlamıştı. Ancak bir gün satış departmanının yaptığı işlerle ilgili bir televizyon programına denk gelince tutkusu tamamıyla değişmişti. Sonuçta dışarıya çıkıp insanlarla tanışmak zor bir iş değildi. Şöyle bir bakınca eğer insanlara bir şeyler satmak zorunda kalacaksa sevdiği bir şeyi satabilirdi.
O zamanlar bu sadece bir iç güdü olsa da şimdi dönüp bakınca doğru kararı verdiğini hissediyordu. Uğraşmasına değecek bir iş yaptığını ve kendisi gibi güçlü kişiliklere sahip çalışanlarla dolu Marukawa Shoten de çalışmak onun açısından kolaydı.
‘Hmm?’
Yokozawa, departmanlardan gelen tüm evrakları bir araya getirirken gelecek aydan itibaren promosyonda kullanılacak olan malzemelerle ilgili verilerin eksik olduğunu fark etti. Satış departmanı satılması gereken ürün ve posterleri bir araya getirerek bunların siparişi ve satışından sorumluydu. Ancak editör departmanından gelen rawlar* olmadan bu siparişleri hazırlamak imkansızdı.
(Violeta Not : ‘Raw’ ın tam olarak karşılığını bulamadığım için örnek vereceğim ; mangaların Japonca ‘asıl’ versiyonlarını aramak için ‘raw’ ibaresinin kullanılması )
Yokozawa telefon görüşmesini yeni bitirmiş olan çaprazındaki elemanına seslendi. ’Hey, Henmi! Japun’dan promosyon verilerini hala almadık mı ?’
‘Hayır, henüz değil.Bu hafta getirmeleri gerekiyordu ama ….’
‘Bu hafta? Bugünün cuma olduğunun farkında değiller mi? Sakın bana pazar gecesi teslim etmeyi ya da onun gibi bir şey yapmayı planladıklarını söyleme, oraya git ve kıçlarını tutuşturmaya bak. Basit bir telefon görüşmesiyle halledilecek bir şey değil bu.’
‘E-Evet efendim!’ Yokozawa’nın azarı üzerine Henmi hızla sandalyesinden doğruldu. Yokozawa belki de tüm gün çalıştığı için normalden daha sertti.
O adamın projeyi daha iyi destekleyeceğini düşünürken bakışlarını yerde dolaştıran Yokozawa , Kirishima’yı ofisin girişinde dururken buldu.
‘Geh!’
Japun ofisine gitmekte olan Henmi telaş içinde Kirishima’yı selamlamak için acele etti. ‘ Kirishima-san! Bu oldukça şaşırtıcı! Nadiren satış bölümüne gelirsiniz. Ben de tam sizi görmek için yanınıza geliyordum!’ Diğer çalışanlarda aynı şekilde Şef editör Kirishima’nın neden bizzat satış departmanına geldiğini merak ediyordu.
‘Sadece promosyon verilerini getirdim. Uzun sürdüğü için üzgünüm. Erkenden teslim etmek istiyorduk ama uğraşılması gereken bazı belgeler olunca anca tamamlayabildik.’ Henmi’ye verilerin olduğu CD’yi verdi.
‘Teşekkürler. Şef editör buraya bizzat getirmek zorunda kaldığı için üzgünüm….’
‘Hayır, her şekilde yolumun üzerindeydi…’
‘Yol üzeri ?...’ Henmi, Kirishima’nın sözleri üzerine şaşırmış görünüyordu. Şaşırtıcıydı çünkü Kirishima buraya nadiren gelirdi ve nedenini de tahmin etme olasılığı azdı.
Yokozawa bu konu hakkında kötü bir hisse sahipti. Bilgisayar ekranına odaklanıyormuş gibi yapmak yerine bakışlarını Kirishima’dan kaçırdı. Doğal olarak Kirishima’nın bunu fark etmeme ihtimali yoktu ve onu kolaylıkla bulmuştu. ‘İşte buradasın. Yokozawa hadi içmeye gidiyoruz.’
‘!?’
Bütün kat Kirishima’nın teklifiyle çalkalanıyordu, Kirishima’nın iş dışında alakaları olmayan Yokozawa’yı içmeye davet etmesi inanılması güç bir durumdu. Toplantı sırasında ikisi arasındaki kızışan atmosferi görenler birbirinden hoşlanmadığını düşünürdü.
Yokozawa’nın masasına doğru ilerlerken dediklerini iyice tartarak tekrarladı. ‘Beni duymadın mı? İçmeye gidelim dedim.’
‘…Hala yapacak işlerim var.’ Direnmek için küçük bir girişimde bulunsa da Kirishima alaycı bir şekilde homurdandı.
‘Huh? Bütün bu zaman boyunca işlerini bitirmemen imkansız. Gün boyunca ne yaptın?’
‘Kapa çeneni! Bu önümüzdeki haftanın işi!’ Kelimeler dudaklarından döküldüğü anda kışkırtmasına düştüğünü fark etti. Kirishima’nın yüzündeki ona bakarken takındığı gülümseme oldukça rahatsız ediciydi.
‘O zaman gelecek hafta yap. Buradaki adamlar senin gibi koca çenenin teki olmadan daha rahat çalışırlar, öyle değil mi ?’
İkisinin konuşmasını izlerken kendini aniden konuşmalarının içinde bulan Henmi gafil avlanmıştı, tereddütlü bir şekilde tepki verdi. ‘Eh? Ah, bu…’ İmayı reddetmemesi kısmen de olsa aynı fikirde olduğu anlamına geliyordu.
Yokozawa’nın Henmi’ye sert bir bakış atması üzerine Kirishima öne doğru uzanarak saçlarını kabaca karıştırdı. ‘ Ne yaptığını sanıyorsun ?!’
‘Elemanlarını zor duruma sokmayı bırak. Şuan da korkunç bir yüz ifadesi yapıyorsun! Rahatla biraz.Şimdi acele edip pisliğini temizle ve buradan gidelim.’
‘Peki neden seninle dışarı çıkmak zorundaymışım ?’ Bu oyunu herkesin önünde oynamaktan bıktığından gerçek düşüncelerini dile getirmişti. Ancak Kirishima, Yokozawa’nın memnuniyetsiz ifadesine karşın soğuk bir ifade takındı.
‘Bunamak için biraz genç değil misin? Sakın bana olanları unuttuğunu söyleme bu sa-‘
‘….!’ Yokozawa, Kirishima’nın sözünü kesmek için gürültülü bir şekilde sandalyesinden doğruldu. Kirishima’nın onu bu şekilde ulu orta bir yerde tehdit edebileceği hiç aklına gelmemişti. Daha fazla aptalca şeyler söylemeden önce Yokozawa sesini yükseltti ve konuştu.’ Ah! Doğru ya kampanya hakkında sohbet etmemiz gerekiyordu!’
‘Kesinlikle. Hatırlamana sevindim!’
Yokozawa, Kirishima’nın yüzünde utanmaz bir gülümsemeyle karşılaşsa da kendisini dizginledi eğer burada her şeyin açığa çıkmasına izin verirse nasıl söylentilerle karşılaşmak zorunda kalacağını bilmiyordu. ’Öyleyse gidelim mi ?’
Bu tarz ifadeleri hiç kullanmamıştı. Böyle şeylerle karşılaşmak zorunda olduğunu bilseydi zoraki gülümsemeler üzerinde daha fazla çalışmış olurdu. Yokozawa, Kirishima’yı dışarı doğru itekleyerek ofisten çıktı ve iş arkadaşlarının meraklı bakışlarından kaçındı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.