Hua Hu parkı yeni yapılmıştı. okula 30 kilometre uzaklıktaydı. Park 24 saat açıktı, içi gayet güzeldi,içeride kiralık çadırlar vardı. Öğrencilerin çoğu haftasonları buraya gelirdi. Fotoğrafçılık kulübü başkanının burayı seçmesinin sebebiyse yeni bir otel açılmasıydı. Ayrıca yeni açıldığı için oda fiyatları çok düşüktü. Toplanma yeri okulun Kuzey Kapısıydı. Herkes dün etkinlik odasından bir dağ bisikleti almıştı, geziye gelenlerin hepsi bisiklete bineceklerdi. ShuCi Kuzey kapısına geldiğinde daha birkaç kişi vardı. Onların arasında YeXun'ü de gördü. Erken kalktığından olsa gerek YeXun uykulu gözüküyordu. Bisikletine yaslanarak etrafındakilerle konuşuyordu. Beyaz bir kapüşonlu ve spor ayakkabı giyinmişti. "...babam çok abarttı. Benim sigara içtiğimi öğrendiğinden beri beni her gördüğünde parmaklarımı kokluyor." Fotoğrafçlık kulübü başkanı lafının ardından ShuCi'yı gördü ve "Xiao Ci geldin mi? " dedi. ShuCi "Evet."dedi. ShuCi için YeXun ve Fotoğrafçılık kulübü liderinin yan yana gelmesi çok hoş değildi. Çünkü Fotoğrafçılık kulübündeki herkes Fotoğrafçılık kulübü liderinin birinci sınıftayken ShuCı'ya onu sevdiğini söylediğini ve reddedildikten sonra uzun süre toparlanamadığını biliyordu. Bu nedenle onun önünde bu konu hakkında konuşmuyordu. Aradan biraz zaman geçtikten sonra toparlayabildi, kulüptekiler bazen bu konu hakkında şaka yaparlardı. ShuCi evet dedikten sonra bisikletini YeXun'ün yanına park etti. Kendi ebeveynini bulmuş çocuk gibiydi. YeXun ShuCi'ya baktı ve kulüp başkanına:"O zaman çabucak iç şu sigarayı" "Bu fikir hiç iyi bir fikir değil." Yanlarındakilerden birisi duyduğunda hemen gülmeye başladı ve:"Öyle içeceğine hiç içmesin daha iyi. Hiç havası kalmaz öyle içerse." Kulüp başkanı YeXun'e baktı ve:"Sen gerçekten bıraktın mı?" "Genellikle içmiyorum." YeXun gülümseyerek "Kendime iyi bakmam gerekiyor. Artık tek değilim, ailem var." dedi. Kulüp başkanı kendini tutamadı ve gülmeye başladı." Seni var ya..." Herkes geldikten sonra telefondan haritayı açtılar ve hedefi belirledikten sonra yola çıktılar. Aralarında kızlar da olduğu için bütün erkekler hızlarını azaltmışlardı. Hua Hu parkı çok uzak olmadığından iki saat içinde varmışlardı. Park çok büyüktü, Eylül ayında oldukları için parktaki tüm çiçekler açmıştı. Parktaki en güzel yer gölün ortasındaki dokuz gözlü kıvrılan köprüydü. Etrafındaki gesang çiçeklerle çok uyumluydu. Herkes fotoğraf makinesini çıkartıp fotoğraf çekmeye başladı. ShuCi birinin ona dik dik baktığını hissetti. Kafasını çevirdiğinde yanında duran Fu YiHuan gözünü bile kırpmadan fotoğraf makinesine bakıyordu. Onun Fu YiHuan'e karşı olan duyguları biraz garipti. YeXun'ün eski sevgilisiydi ama onunla aynı kulüpteydi. Eskiden bir etkinlikte onunla sohbet etmişliği vardı... Ama yine de aynı ortamda bulunmayı garipsiyordu. ShuCi sanki orayı çekmesi bitmiş gibi diğer tarafa doğru ilerledi. Ama dikkat etmemişti. Fu YiHuan o giderken arkasından bir kez daha bakmıştı. O aslında bu etkinliğe katılmayı düşünmemişti ama gruptaki mesajları görüp YeXun ve ShuCi'nın gideceğini öğrendiğinde katılmaya karar vermişti. Bütün gün YeXun ve ShuCi'yı gözetlemişti. Özelliklede ShuCi'yı. Kendine yediremiyordu, nasıl bir erkeğin karşısında yenildiğini anlayamıyordu. YeXun bir oğlanla tanışmış sonra da daha 2 ay geçmeden sabırsızlıkla onunla evlenmişti. ShuCi defalarca gizlice YeXun'ün fotoğraflarını çekmişti. Fu YiHuan bunun sevgililer arasındaki bir oyun oldupunu düşünmüştü. Baktıkça siniri daha da bozuluyordu. Tam kafasını çevirecekken YeXun'ü gördü. YeXun'ün:"Çekimini bitirdin mi? Seni etrafta turlarken gördüm." dediğini duydu. ShuCi:"Em... Evet." YeXun:"Sadece gölü mü çektin?" ShuCi:"Evet." Fu YiHuan duraksadı ve olanlar garibine gitti. Eğer bu sevgiliker arasında olan bir oyunsa şimdiye kadar gizlice onun fotoğraflarını çektiğini söylemiş olması gerekmiyor muydu? Neden bundan hiç söz etmiyordu? Tüm gün onu gözetlemiş olmasına rağmen ShuCi'nın akşam yemeğinde bile gizli gizli çektiği fotoğrafları söylemeyi düşünür gibi bir hali yoktu. Fu YiHuan'ın içindeki soru işareti daha da büyüdü. Mangal yaptıkları sırada birinin binaya dönüp sebzeleri alıp gelmesi gerekti. ShuCi kendiliğinden "Ben giderim!" dedi. "Tek başına gidemezsin." Fu YiHuan yerinden kalktı ve:"Ben de seninle gelirim." dedi. YeXun ona doğru bir bakış attı. ShuCi yolda neler alması gerektiğini düşübiyordu;patlıcan, kanat, sosis, patates balık, lotus... "Ben seni önceden tebrik etmedim değil mi?" dedi Fu YiHuan."Allah bir yastıkta kocatsın. " (Perry'den not: tabiki orada allah bir yasrıkta kocatsın demiyor ama ben mutlu evlilikler yazmaktansa bunu tercih ederim böyle daha güzel.) ShuCi teşekkür etti. "YeXun ile beraber olmak çok yorucu değil mi? O başkalarını dişünmeyi sevmez, diğerleri onun hiç umurunda değildir... Ay benimde dediğim şeye bak. Siz onunla karı kocasınız. Sana aynı sevgiliymişsiniz gibi davranıyordur." ShuCi ona baktı ve hiçbir şey söylemeden gülümsedi. Onun bu tutumunu gören Fu YiHuan'ın içindeki merak iyice büyümüştü. Erkek ya da kız olsun sevgilisinin eski sevgilisi böyle laflar ederse yerinde duramazdı. Ama ShuCi hiçbir tepki vermemişti. Ya umurunda değildi ya da tepki vermekten korluyordu. Biliyordu! Bu işin içinde kesin başka bir iş vardı. Onunla sevgiliyken YeXun gayet normaldi. Bir çok defa erkeklerin YeXun'e onu sevdiklerini söylediklerini görmüştü ama YeXun her seferinde açıkça düz olduğunu söyleyerek onları reddetmişti. Kısacık bir tatil süresinde nasıl değişebilirdi ki. "Erkek erkeğe olmakta güzel bir şey. İkizinde boyu uzun, öpüşmek kolay olur."Fu YiHuan gülerek devam etti:"Bizim eski halimize benzemiyorsunuz. Öpüşürken onun hep eğilmesi gerekiyordu. Çok uğtaştırıcıydı." O bu şeyleri ShuCi'ya söylerken bir yandan dikkatlice ShuCi'nın yüz ifadelerini izliyordu. Yalan söylemişti. O YeXun ile sadece bir defa öpüşmüştü ve o zaman da kendisi öpmüştü. Geçen dönem YeXun'ün doğum günü partisinde herkes şakasına onun ve YeXun'ün öpüşmesini istemişlerdi. O öne bir adım attığında YeXun reddetmemişti ama onu öpmeyi düşünmüş gibi de değildi. Partiden döndükten sonra YeXun'ün çok sakin olduğunu hatırlayınca bunu garipsemişti. Oda arkadaşı sevgili yapalı bir yıl olmuştu, yapılabilecek neredeyse her şeyi yapmışlardı. Fu YiHuan oda arkadaşına sorduğunda oda arkadaşı insanların sevdikleri kişinin karşısında kendikerini tutmalarının zor olduğunu, özellikle erkeklerin kontrolsüz olduklarını söylemişti. O zamanlar Fu YiHuan kendini YeXun'ün diğer erkeklere benzemediğini ve utangaç olduğunu söyleyerek teselli ediyordu... "Siz birçok defa öpüşmüşsünüzdür." dedi Fu YiHuan gülümseyerek. "Her seferinde o mu isteyerek öpüyor seni?" Gerizekalı olsa o bile anlardı onun ne ima ettiğini. ShuCi Fu YiHuan'la göz göze geldi ve gülümsedi. Çok güzeldi. "Evet, her seferinde o istiyor." dedi ShuCi. "Beni hep nefessiz bırakıyor." Fu YiHuan şok olmuştu ShuCi'nın bu kadar arsız olduğunu hiç düşinmemişti. Resmen ağzına ne geldiyse hiç utanmadan söylemişti. "YiHuan abla..." ShuCi gülümseyerek yaklaştı ve onun kulağının üstünü göstererek "...ot kalmış şuranda." Onlar çok yaklaşmıştı. Fu YiHuan ShuCi'nın nefes alış verişini duyabiliyordu. O güldüğünde çok güzel oluyordu. Fu YiHuan ona bakakalmıştı. Bi' dakika ya!? Fu YiHuan kendine geldiğinde sinirden küfredesi vardı. O... O ShuCi'ya mı bakakalmıştı? Fu YiHuan saçını yokladı ama hiçbir şey bulamadı. "Hiçbir şey yok!" "Az önce vardı, düşürdün." dedi ShuCi. "Dikkat et." Sonrasında Fu YiHuan ve ShuCi hiç konuşmadı. Geri döndüklerinde ateşi yakan çocuklar onları karşıladı. Mangal yapıyor, pişenlerin üstüne biber suyu sürüyor, ateşi kontrol ediyorlardı. Herkes çok mutluydu. Bir iki çocuk elinde iki kutu birayla geldiler. Şişe açacağını unuttukları için geri döneceklerken YeXun eline bir çubuk aldı ve kapağı açtı. "Çok alışkın gibisin." dedi çocuk gülerek. "Bu akşam bütün kapakları sen aç." "Olur." dedi YeXun. Başlarda herkes çok açtı. Pişen birkaç tabak bittikten ve herkes yarım doymuş bir haldeyken kulüp başkanı ortaya oyun oynama fikrini attı. "Tarif etme oyunu oynayalım." "Bence olur." "Nasıl oynayacağız? Ben hiç oynamadım." "Çok kolay. Birimiz aramızdan bir kişi anlatacak ve sonrasında herkes tanımlamadaki kişi olduğunu tahmin ettiği kişiyi işaret edecek. En çok işaret edilen kişi içki içecek." "Hahaha, çok eğlenceli duruyor. Kim başlıyor?" "Benden başlayalım saat yönünde devam etsin." dedi kulüp başkanı. "En çok sınavda kalan kişi?" "Bana çok konuşuyor demeyin ama kulüp başkanı okulumuzun eziklerinde biraz yüz bırakır mısın?" "En fazla kim gösterildi? ShuCi iki, LiuHeng dört. Liu Hang çabuk iç hahaha!! " "Sıra bende sıra bende!----- En Uzun süredir bekar olan kişi?" "Kardeş yalnız bu soru olmadı. Çoğu kişi girer bu sorunun cevabına." ... "Odasını temizlemeyi en çok sevmeyen kişi?" ... "Kızları kendisine çeken kişi." ... Sıra Fu YiHuan'e gelmişti. Biraz düşündükten sonra gülümseyerek:"Sayıca en çok öpüşmüş kişi."dedi. Sözü bittiğinde herkes bir anlığına durdu. Sonrasında hepsi gülümseyerek birbirini göstermeye başladı. Oradakilerin yarısından fazlası YeXun'ü göstermişti. YeXun hiçbir şey demeden bardağı eline aldı ve içti. YeXun bitirdikten sonra bir oğlan gülümseyerek:"Xun ge, içmek için o kadar acele etme. Biraz konuşalım." "Kaç kere öpüştün?" "Aman dikkat, ShuCi burada." "Çok değil." YeXun de güldü. "ShuCi!" Yanındaki kız yaklaşıp iakalaşarak ShuCi'ya sordu:"Siz hiç öpüştünüz mü?" "Kesin öpüştüler." Bir oğlan bunu duyunca güldü. "Sen evlendikten sonraki hayatı biliyor musun? Sabah uyanınca bir öpücük, yatmadan önce de bir tane." "Hahahaha... Sen sus." "Evet." Fu YiHuan de katıldı. "ShuCi az önce bana YeXun'ün durmadan onu öptüğünü döyledi." Biraz duraksadı ve gülümseyerek:"Onu öperek nefessiz bırakmayı da çok seviyormuş." Bir an sessizlik oldu. Sonra herkes gülmeye başladı. "Hay sikeyim ya, ne bu?" "Xun ge sen çok şerefsizsin." "Hahaha, imdat ben gülmekten öleceğim. Hahaha, allah bir yastıkta kocatsın." ShuCi az önce ne kadar büyük konuştuysa şimdi o kadar büyük bir yer bulup saklanmak istiyordu. YeXun'e baktı, onun karşısında oturuyordu. YeXun de ona bakıp kaşlarını kaldırdı. ShuCi'nın yüzü kızardı. O zaman bok mu vardı da yalan söylemişti. Fu YiHuan'in dediklerini duyunca kendini tutamayıp öyle şeyler uydurmuştu. Şimdi ne yapacaktı? Eğer YeXun ona yardım etmeyip, onun yalanını devam ettir mezse ne yapacaktı? Aaaaaaaahh bittim ben. ShuCi yer yarılacakmış, gök üzerine düşecekmiş gibi hisseyordu. Ne yapmalıydı? Ölü taklidi yapayım, böyle bir zamanda sadece susulmalı. "ShuCi sen neden konuşmuyorsun?" ShuCi'nın yanında oturan Lu garipseyerek ona baktı. "Yüzün mü kızardı?" Kendini tutamadı ve kısık sesle:"Aman tanrım,çok tatlı." "Evet." dedi YeXun çok yüksek olmayan ama herkesin duyabileceği bir sesle. "O utandı." Sonra gülmekle gülmemek arası bir ifadeyle "Benim karımı utandırmayın. O çok utangaçtır... Merak ettiğiniz şeyleri bana sorun." "Evet evet YeXun'e sorun. O hiç utanmaz." YeXun'ün yanında oturan oğlandan ses geldi:"Madem o kadar öpüştünüz, en aşırı öpüşmenizi anlat." "En sert olan gibi mi?" ShuCi'ya baktı. ShuCi'nın göz hizası ve tüm yüzü kıp kırmızıydı. Görüntüsü çok güzeldi. Boğazı biraz kaşındı. YeXun sessizce güldü ve:"Çok sert olduğu için ağlamıştı."
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.