Lise'nin sarayı, tam olarak, kuzeydeki İmparatorluk Sarayı'nın en iç kısmınaydı. Sadece böyle bir yerde yaşayarak, hayatı boyunca hakarete uğradı ve bu sonraki hayatında diğer cariyelerin kaçınılmaz kıskançlığını kabul etti. Diğer cariyeler güney bölgesinde geleneksel olarak yaşadı ama Lise'nin sarayının yeri İmparator'a en yakın yerdeydi.
Elbette, Lise normalde başından beri orada yaşamıyordu. Bu sorunun çıkmasına İmparator ve arzusu neden oldu. Lise'yi kayırdı ve onu günlük olarak ziyaret etti. Onun hareketleri yüzünden, gördüğü zorbalık gün geçtikçe kötüleşti.
Ancak Lise’nin yüzünün diğer cariyeler tarafından, belki Yerena ya da nedimesi, kendisine atılan bir taştan kanla parçalanmasından sonra İmparator durumun ne kadar ciddi olduğunu anladı. Onun sarayını hızlıca prensken kullandığı yere taşıdı. İmparatorluk Sarayı'nın en tenha bölümünde yer alıyordu ve en iyi güvenlikle donatılmıştı, başkalarıyla karşılaşma olasılığını büyük ölçüde azaltıyordu.
Sezh, Lise'nin sarayına giderken, daha önce hiç ilgilenmediği bir şey için hafızasını kazdı. Daha önce hatırladığı gibi, doğum yapmadan önce ve hatta Raytan dünyaya geldikten sonra bile İmparator Lise'yi kayırıyordu. İmparator'un en sevdiği cariye için Raytan gibi lanetli bir çocuğa sahip olmak iyi bir şey değildi.
Yerena bazen 'sığ genç dansçının küçük parmağının etrafına Majestelerini nasıl sardığını' ya da 'Majestelerinin yatağını ısıtmakta iyi olduğunu çünkü vücudunu sokakta sallamaya alışık kirli bir haspa olduğu' hakkında dedikodu yapardı.
Sezh o zamanlar bir çocuk olduğu için anlamasa da, Yerena dahil diğer cariyelerin Lise'den neden bu kadar çok nefret ettiklerini yavaş yavaş anlamıştı. Kıskançlıkları normaldi çünkü İmparator'un sevgisine sahipti ve boş İmparatoriçe koktuğunu kaybedebilirlerdi. Ayrıca, ilk başta alt tabakadan olan Lise gibi birine kaybetmeleri daha utanç verici olurdu.
Ama anılarına göre, Lise sığ bir kadın değildi… Yerena bile böyle söylemişti.
Prens ve prenseslere her zaman tedbirli ve saygılıydı. Diğer kraliyet cariyelerinin aksine lüks ve aşırı yaşamı seçmedi. Lise ayrıca çok güzeldi ve Sezh'e Denhelder İmparatorluğundaki en güzel kadının ismi sorulursa, tereddütsüz hemen Lise'yi işaret ederdi.
Güzel, peri gibi, gümüş saç ve bir çift mücevher kadar parlak zümrüt göz ile bir melek gibiydi. Doğumdan sonra bile, hala en güzel kadın oydu.
Ama bu konuda bazı şeyler çok ilginçti, Sezh kendi kendine mırıldandı.
Öyleyse, ağabeyi siyah saçlarını kimden almıştı? Böyle bir özellik sıra dışı bir şeydi.
Denhelder İmparatorluğunda, kraliyet ailesi kanını taşıyan tüm üyeler sarı saçlı ve mavi gözlüydü. Nesiller ne kadar ilerlese de geleneği takip ettiler, bu özellikleri taşımayan kimse yoktu. Raytan 100 durumun birinde ortaya çıkan bir anormallikti, bu yüzden sarışın bir baba ve gümüş saçlı bir anneden siyah saçla doğması gerçekten tuhaftı.
Sezh tüm gereksiz düşüncelerini durdurduktan sonra çoktan Lise'nin sarayına geldiğini fark etti. Saray, İmparatorluk Sarayındaki diğer kraliyet cariyelerinin konutlarından gerçekten farklıydı. Hiçbiri Lise'ninki kadar ağır korunmamıştı…
Sezh girişin önünde dururken etrafına bakmaya başladı.
“Prenses Sezh…”
Sezh tanıdık sese doğru başını çevirdi. Baş kâhya, Orson'du. Tanıdık yüzünü gördüğünde, rahatlamış hissetti.
“Ah, Orson.”
"Sizi buraya ne getirdi?" Orson şaşkın bir görünümle sordu.
Şey, elbette bunu merak ederdi. Lise'yle hiç doğru dürüst görüşme yapmayan Sezh, aniden sebepsizce buraya gelmişti.
"Hiç… Sadece bugün ağabeyim Raytan'ın doğum günü."
“…”
"Onun için bir hediye hazırladım ve kardeşim doğum gününü hep Lise'nin sarayında geçirirmiş, bu yüzden…"
Orson'dan güzel bir an için cevap gelmedi.
'Daha mantıklı bir bahane bulmalı mıyım?'
Sezh söylediklerinden hemen pişman oldu, ama ok yaydan çoktan çıkmıştı.
"Önce Leydi Lise'yle konuşmalıyım. Lütfen bir süre burada bekler misiniz?"
“Elbette.”
Orson reverans yaptı ve sarayın içine yürüdü. Sezh şimdi orda durmuş, yalnız kalmış ve gardiyanlara bakıyordu.
'Biraz tuhaf görünmek zorundayım değil mi? Hayır, biraz değil ama gerçekten tuhaf… Bu konuda endişeliyim ama benim için onu tekrar görmenin tek yolu bu.'
Sezh içtenlikle Lise'nin onu kapıdan göndermeyeceğini umdu.
Yaklaşık on dakika sonra, Orson hafif aydınlık bir ifadeyle önünde belirdi.
"Lütfen beni takip edin, Ekselansları. Size içeriği göstereceğim."
Sezh gizlice göğsünü zaferle okşadı.
~~~BÖLÜM SONU~~~
Yine ödev yapmak yerine çeviri yaptım. Hadi hayırlısı.. :') Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın ;)
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.