Cai Hong Se An Lian - Türkçe Çevrimiçi Oku

"Hayır tabii ki de" dedi ShuCi "Ben az önce senin laboratuvardan çıkmamandan korktuğum için aklıma gelen ilk şeyle seni tehtid etmiştim o kadar."
YeXun kendi kendine birkaç defa "Tehdit" kelimesini tekrar ettikten sonra gülerek "Beni tehdit mi ettin?" diye sordu.
"Hayır hayır." dedi ShuCi "Benim demek istediğim, öylesine bir iki cümle söylemiştim. Tabii ki de senin bilgisayarını kapatamam. Senin özel hayatına nasıl karışabilirim ki..."
Sona doğru sesi gittikçe kısılıyordu. Nedense konuştukça sinirleniyor ve ağlamak istiyordu.
ShuCi durumunu fark edince kendisini durdurdu ama YeXun ona çok anlamlı bakıyordu.
ShuCi bu geceyi gerçekten diken üstünde geçiriyordu. Gözleri önünde bir şey hızlıca hareket eder gibi oldu ve YeXun onun önüne geldi.
ShuCi nefesini tutarak hiç kımıldamadan durduyordu.
Çok yakınlardı. Aşırı yakın.
"Bilgisayarımı gerçekten kapatsaydın bile sana kızmazdım."
YeXun her kelime kelime vurgulayarak söylemişti. ShuCi'ı neredeyse eriyip gidecekti.
"Senin beni kontrol etmen hoşuma gidiyor."
____
Yemekten sonra Yexün Laboratuvar'a geri dönmüştü.
ShuCı onu zar zor dışarıya çıkartmıştı, geri döneceğini duyduğundan beri sinirden dişleri kaşınıyordu.
YeXun'ün az önceki laflarına rağmen ShuCi kendisini bir şey sanıp YeXun'e emir veremiyordu.
YeXun geri döneceğini söylediği için onu da engelleyemiyordu. Bu yüzden onunla birlikte laboratuvara gideceğini söylemişti.
Onun endişelendiğini anlayan YeXun "Sadece bir saat kalacağım." dedi.
ShuCi YeXun'ün kendisine açıklama yaptığını görünce mutlu oldu ve hemen tamam diyerek gitmesine izin verdi.
XueJie YeXun'ün bu gece laboratuvaradönmeyeceğini düşünmüştü ama ikisinin berber döndüğünü görünce derin bir iç çekti.
ShuCi'nın YeXun'ün yanına bir sandalye çekip oturduğunu ve telefonuyla oyalandığını gördüğündeyse ShuCi'ya acımıştı.
Bir yazılımcının eşi olduğu için ilerde de onunla beraber uyumadan çalışmak zorunda kalacaktı. YeXun yeterince dinlenmediğinde ShuCi'da rahatsız hissediyordu. Özellikle şuan YeXun yanlış bir ilaç içmiş gibi, DeHong şirketini yerle bir edene kadar rahat edemeyecekmiş gibiydi.
Yarım saat sonra işler değişti.
XueJie YeXun'ün bilgisayarında ki yeni programa baktığında gördüklerine inanamadı.
"Nasıl olur? Bilgisayarın hızını 600M mi yaptın?" dedi XueJie " Bnların hepsini bir günde mi yaptın!? Ama nasıl?...Tüm bunlar nereden aklına geldi."
"Önceden yapıyordum ama bir yerde takılıp kalmış, sorunu çözememiştim. Bugün tüm gün boyunca onunla uğraşıp sonunda çözdüm." dedi YeXun "Şuan büyük bir sorunu yok. Yarın diğerlerine de gösteririz, biraz daha iyileştirirsek bitmiş olur"
"Bende diyorum ki neden bu kadar çalışıyor, meğersem zaten elinde bir şeyler varmış ve bitmesine sadece son bir adım kalmış." dedi XueJie " Gerçi sen ne zaman bir işe hazırlıksız giriştin ki? DeHong şirketinin hızı 500M. MaozHua'ya haftaya seçimlerini açıklayacakları tarihten önce bunu yollayabilirsek kazanan biz oluruz... Ben çğretmene haber vereyim"
YeXun onu tuttu "Çok geç oldu yarın söyleriz."
XueJie kendisini sakinleştirdi ve YeXun'e bakarak "Çok sakin görünüyorsun ama bu da iyi bir şey."
Konuşurken ShuCi'ya baktı. Konuşmaya başladıklarından beri ShuCi sadece onları izliyordu. Ne dediklerini pek anlamasa bile YeXun ve XueJie'nin konuşmalarından bir şeyler çıkartabiliyordu. YeXun öncekinden daha iyi bir hızlandırma programı yapmıştı.
Ayrıca YeXun'ün dediklerine bakılırsa o bunları çoktan düşünmüştü. Herhalde YeXun'ü çağırdığı sırada YeXun son birkaç şeyi yapıyordu. Bu yüzden yemekten sonra sadece yarım saatte işi bitmişti.
Demek ki bu yüzden YeXun'ü yemeğe çıkarmaya zorlarken bu kadar düşünmüştü.
YeXun işini bitirecekken onu zorlamış bir de tehdit etip laboratuvardan çıkarmıştı.
ShuCi utanmıştı.
Utandığı için bakışları soluktu ve başı hafif öne eğikti.
"Yine ne gibi saçmalıklar düşünüyorsun?" dedi YeXun.
ShuCi kafasını kaldırıp etrafa baktı. YeXun'ün onunla konuştuğunu fark edince "Hm?...Şey...Tebrik ederim."
Ama YeXun bu cevabı beğenmemişti. Yaklaşarak "Sen balık hafızalı mısın?"
"Hayır." ShuCi ne demek istediğini anlamamıştı ama iyi bir şey olmadığını düşünüyordu.
YeXun onun ne yapacağını bilemediğini görünce güldü "Demiştim ya sana, seviyorum..."
YeXun aslında beni yönetmeni seviyorum diyecekti ama ShuCi'yla uğraşmak için sadece seviyorum demişti.
ShuCi domates gibi olmuştu.
XueJie YeXun'ün ShuCi'yla uğraşmasına dayanamamış olacak ki bilgisayara bir daha baktı "Bakın..." sesi heycandan titriyordu "bu sefer kazanmamamız imkansız!!"
Herkes inceleyip bitirdiğinde saat gece yarısıydı. Herkes Çıktıktan sonra XueJie odayı kilitledi.
ShuCi'yla YeXun beraber aşağı indiler. İnerken ShuCi YeXun'den güzelce dinlenmesini istedi ve YeXun hiç düşünmeden söz verdi.
ShuCi yurt binasına döndükten sonra YeXun birkaç dakika olduğu yerde bekledi ve laboratuvara geri döndü.
Asansörden indi, hiç acele etmeden yavaş yavaş laboratuvara doğru ilerliyordu. Işıklar açıktı.
Kapıyı açtı ve içeri girdi, Lin YiBo yerinde kala kaldı.
"XueZhang" YeXun'ün yüzündeki ifade gülüyormuş gibiydi ama gülmüyormuş da gibiydi."Bir şeyini mi unuttun?"
Lin YiBo ağzını açtı ama ne diyeceğini biemiyordu.
"Ne tesadüf bir de benim masamın üzerinde mi unuttun?"
Bunu söyledikten sonra YeXun'ün ifadesi ciddileşti.
YeXun'ün değişen ifadesiyle birlikte odanın sıcaklık seviyesi de düşmüş gibi hisseden Lin YiBo soğuk terler döküyordu.
"Ne kadar uğraşmışsın XueZhang." dedi YeXun "Yaptığım projeye ulaşabilmek için bilgisayarımın şifresini bile kırmışsın."
YeXun yaklaşıyordu. Onun her kelimesinde Lin YiBo'nun yüzü daha da beyazlaşıyordu.
"Ne yazık ki ben programı bilgisayara kaydetmedim."
Lin YiBo titremişti... demek ki bu yüzden bilgisayarın hiçbir yerinde bulamıyordu.
"Yeni yaptığın programın bazı kısımlarını anlamamıştım. O yüzden gelip bir daha bakmak istedim. yoksa bu gece uyku tutmazdı. Bilgisayarına izinsiz dokunmamalıydım. Özür dilerim."
"Benimde anlamadığım şeyler var. Karşı taraf ne kadar para verdiler sana programı çalman için?" dedi YeXun ona bakarak "Neden önce gelip bana sormadın? Belki sana onlardan daha fazla para verip virüs bulaştırmanı isterdim?"
Lin YiBo onun konuşma tarzından ve yüz ifadesinden korkmuştu. Eğer gerçekten YeXun'e yakalandıysa ölmekten başka çaresi yoktu.
YeXun'ün dediği her şeyi hayır ben yapmadım diyerek reddedecekti çünkü YeXun'ün hiç kanıtı yoktu.
"Beni tamamen yanlış anladın. Gerçekten analamdığım bazı kısımlar olduğu için meraktan bakmaya geldim. Bahsettiğin satma çalma şeyleri yok. Evet, seni kıskandığım doğru, guruba katılmanın üzerinden çok zaman geçmemesine rağmen tüm öğretmenleri kendine çektin ve gruptakiler de hep senin peşindeler."
"Bu programın başka bir şirketin eline geçmesinin tek sebebi birilerinin laboratuvardan bir şeyleri çıkarması. Bugün bilgisayarı karıştırmak için gelmeseydin bile seni bulurdum." YeXun duraksadı. "DeHong şirketiyle iş birliği yaptın...Öyleyse benim onlarla olan ilikkimi biliyorsundur...Cidden tüm bu işler olup biterken kimsenin bana haber vermeyeceğini mi düşündün?"
Lin YiBo donakalmıştı.
YeXun'ün kimliğini hatırladı ve bunu öğrendiği zaman ki kıskançlığı aklına geldi.
YeXun onun yüz ifadesine bakıp eğlenirken "İstersen kabul etme, ama mezun olup olmaman hocaya bağlı, ya hocaya söylerim ya da sen benim ayak işlerimi yaparsın. Bana su getirirsin, sus soğursa ısıtırsın, ısınırsa soğutursun ve ılık olursa da döküp yeniden koyarsın. Biraz fazla yorarım seni. Ders çalışman ya da projelerin için de yapacak bir şey olmaz, onlar için fazla meşgul olursun."
"He bu arada hoca izin verir mi diye hiç endişelenmene gerek yok. Hocanın projenin bozmaya çalıştın. Eğer bu okulda yayılırsa hoca hakkında öğrencisine öğretememiş diye dedikodular çıkar...Ha bu arada, ben DeHong'la ne kadar savaşırsam savaşayım %40'ı benim elimde. Sence hoca kime inanır?
Lin YiBo ölmek istiyordu.
"Dört beş yıl sonra, senden bıktığımda mezun olursun. Mezuniyet töreninde arkadaşlarının projesini nasıl çalıp sattığını herkes öğrenir." YeXun güldü. "Merak ediyorum böyle birisini işe alacak bir şirket var mıdır?"
Lin YiBo gerçekten pişman olmuştu. YeXun'ün bu kadar acımasız olmasını beklemiyordu.
Eğer YeXun bu dediklerini gerçekten yaparsa hayatı biterdi.
Lin YiBo konuşmak için ağzını açtığında sesinın kısıldığını farketti.
Boğazını temizledi ve "Ne istiyorsun...?" dedi.
"İlk önce bir ses kaydıhazırla. En başından sonuna kadar güzelce anlat."
Lin YiBo'nun sesi titriyordu "Ses kaydını ne yapacaksın?"
"Seni mahkemeye vereceğim."
YeXun Lin Yi Bo'nun bayılmak üzere olduğunu gördüğünde güldü.
"Şaka yaptım, sana ayıracak vaktim yok, uğraşmaya değmezsin."
...
Uğraşmaya değmezsin...
YeXun'ün onu tamamen küçümsediğinin farkındaydı.
Lin YiBo bir an buna üzülse mi sevinse mi bilemedi.
"Bu akşam yeni bir program yaptığımı onlara söyledin değil mi? Onlar da sana hemen harekete geçmeni ve programı onlara göndermeni söylediler."
Lin YiBo daha fazla konuşmak istemiyordu çünkü YeXun her şeyi biliyordu.
"Az sonra sanki programı ele geçirmiş gibi ara onları." dedi YeXun. "Ben sana yollaman için için bir program vereceğim."
Lin YiBo YeXun'ün dediği gibi yaptı, Onun verdiği programı şirkete yolladı ve yaptığı her şeyi ses kaydında anlattı. Tüm bunlar bittiğinde saat iki olmak üzereydi. YeXun'ün hala nasıl dayandığını anlayamıyordu. İki gündür uyumadığı halde sanki hiç bir şey yokmuş gibi ayaktaydı.
Her şey bittiği için YeXun'ün onu bırakacağını düşünürken YeXun "ShuCi'nın sana verdiği şemsiyeyi bana geri ver." dedi
Lin YiBo uzun uzun düşündükten sonra yağmurlu o günde ShuCi'nın verdiği şemsiyeyi hatırladı. Sinirden gülesi gelmişti. Ne kadar kıskanç biriydi. Gecenin bir yarısı eşinin ona verdiği şemsiyeyi istiyordu."
Bu çifti biri temiz kalpli bir melek diğeriyse acımasız bir şeytandı.
Ne kadar da uygun bir çift(!!!)
"Odamda o şuan..." Lin YiBo YeXun'le göz göze geldi.
"Tamam ben hemen alıp geliyorum."

DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;