YeXun'lerin projeyi sunduğu Maozhua Shipin şirketi sunumdan sonra hangi grubun uygulamasını kullanacağına karar verecekti. YeXun'lerin grubundan sunum için YeXun ve Lin YiBo gitmişti. ShuCi YeXun gittiğinden beri durmadan saate bakıyordu, sanki bir şey olacakmış gibi hiç yerinde duramıyordu. Laboratuvara gittiğinde birkaç kişinin şakalaşarak projeye katıldıktan sonra tüm tatillerini feda edip derslerden sonra soluğu laboratuvarda aldıklarından bahsettiğini duymuştu. Gruptaki herkes kendi uygulamalarının seçileceğine emindi ama buna rağmen ShuCi endişelenmeden duramıyordu. ShuCi üniversitenin ilk günü YeXun'ün sahnede öğrencileri temsilen yaptığı konuşmayı hatırladı. LiXiang onlar sahnenin hemen altından izlerken demişti ki "YeXun'ün tipinden küçüklüğünden beri her şeyin yolunda olduğu hiç bir sorun yaşamadan herkes tarafından övülerek büyüdüğü anlaşılıyor...Hayat neden böyle adaletsiz?" ShuCi böyle devam etmesini istiyordu, hayat onlara adil olmasa bile bir şey olmazdı yeter ki YeXun'ün böyle şans dolu bir hayatı olsun. YeXun'ün kaybettiği için üzüldüğünü görmek istemiyordu , çünkü o YeXu'ün bu proje için verdiği emeği herkesten daha iyi anlıyordu. Ayrıca YeXun'ün çalışmasının başkalarınınkine göre daha zor ve uğraştırıcı olduğunu da biliyordu. ShuCi'nın içi hiç rahat değildi. Hava karardıktan sonra mesaj attı. -İşiniz bitti mi? Gece yarısı olduğunda YeXun'den cevap geldi. -Bitti. Bildirim tam ShuCi banyodan çıktığında gelmişti. ShuCi ellerini kuruladıktan sonra telefonu eline aldı . -Nasıl? -Sonuç daha gelmedi, onlardan cevap beklememizi istediler ama şimdilik DeHong seçilecek gibi. ShuCi mesajı tekrar okudu ve yanlış olmadığına emin oldu. DeHong mu? Nasıl olur? Ama YeXun'lerin seçilmesi gerekmiyor muydu? DeHong açılalı bir sene bile olmamış küçük bir şirket değil miydi? Nasıl bu işi YeXun'lerin gruptan alabilsindi ki...? ShuCi'nın aklına daha birsürü soru gelmişti, ardından ShuCi ellerinin titrediğini fark etti. -Sen iyi misin...? YeXun hemen cevap vermemişti, ShuCi telefonu sıkıca tutmuş ondan gelecek cevabı bekliyordu. Cevap gelmeyince çıkıp YeXun'ün yanına gitmeyi düşünmüştü ama YeXun'ün nerede olduğunu bilmiyordu. O YeXun'ün nerede olabileceğini düşünürken mesaj geldi. -İyiyim, okuldayım şimdi. Çok geç oldu yarın konuşuruz. ShuCi sanki biri onun durdurma tuşuna basmış gibi öylece kalmıştı. Biraz sonra kendine geldi ve YeXun'un bu aşırı sakin cevabına baktı. Ona gerçekten iyi olup olmadığını sormak istiyordu ama yapamazdı. Çünkü YeXun'le yakın değillerdi. Bu Yüzden daha fazla şey soramazdı. -Tamam. Ama yinede kendini tutamadı ve yazmaya devam etti. -Eğer dayanamıyorsan sinirini benden çıkartabilirsin. Sadece çöp kutusuymuşum gibi içindekileri dök. -Nasıl kıyabilirimki sana? ShuCi YeXun'ün şaka yapabilecek bir halde olduğunu görünce rahatlamıştı.Sonrasında telefonu kenara bırakıp hemen geri almıştı. YeXun ona kıyamadığını söylemişti. -------- Salı sabahı. ShuCi uyandıktan sonra YeXun'e bir iki mesaj attı. YeXun bu sefer çok çabuk cevaplamıştı. ShuCi bu olayın onu fazla etkilemediğini düşünüp yataktan kalkmıştı. ShuCi'nın bugün hiç boş zamanı yoktu bu yüzden dersten sonra YeXun'ü yemeğe çağıran bir mesaj atmıştı çünkü YeXun'ü görmeden içi rahat etmeyecekti. Ama YeXun laboratuvarda olduğunu ve onu çok bekleteceğini söyleyerek onsuz yemesini söylemişti. ShuCi hiç düşünmeden. -O zaman ben gelirim. ShuCi laboratuvara gittiğinde kapıdan içeriye bir bakış attı. içerde yaklaşık beş altı kişi vardı, aralarından YeXun'ü buldu. YeXun bilgisayarlarla uğraşıyodu. Yanında da geçen günkü XuEJie vardı. "....Bak böyle devam edemezsin, iş bitmeden hastalanırsın böyle devam edersen!" YeXun tamam demişti ama hala çalışıyordu. XieJie ne yapacağını düşünürken kapıdaki ShuCi'yı gördü. YeXun ShuCi'yı görmeden onu kurtarmaya gelen kahramanı görmüşcesine ShuCi'nın yanına gitti ve onu bir kenara çekti. "Sen birazdan onunla konuş , ben öğleden sonra geldiğimde öğrendim ki dün tüm geceyi burada çalışarak geçirmiş. Beni gerçekten çok korkuttu. Sen zaten biliyorsun değil mi? 24 saatten daha fazla oldu hiç mola vermeden çalışıyor. Böyle devam ederse sonu iyi olmayacak..." ShuCi'nın sesi titriyordu. "Tüm gece mi...?" XueJie onun tepkisini gördükten sonra "Bunu bilmiyor muydun?" dedi. ShuCi ne diyeceğini bilememişti. Bu halini gören XueJie onun bilmediğine emin oldu. ShuCi ne zaman laboratuvara gelse YeXun işini bırakıp onunla ilgilenirdi. Ne zaman YeXun'ün erken evlenmesi hakkında bir şeyler söylense YeXun ShuCi'yı korur, onu öven şeyler söylerdi. Bunlardan sonra YeXun'ün tüm gece boyunca çalıştığından dahi haberi olmadığını öğrenince XueJie ShuCi'nın YeXun'ü yeterince önemsemediği için olduğunu düşünmüştü. XueJie YeXun'ü daha çok sevdiğini düşünerek biraz sert konuştu. "Sen bizim dün Maozhua'da neler yaşadığımızı biliyor musun? DeHong'ün yaptığı proje neredeyse bizimkinin kopyasıydı ama daha hızlıydı. Bu yüzden DeHong seçildi. YeXun'ün projesi çalındığı için tüm gece boyunca daha iyisini yapmaya uğraştı...Sen hiç mi bir şey bilmiyorsun?" ShuCi gözlerini kapatmış içinden kendisine sakin olmasını söylüyordu. Gözleri dolmuştu, o YeXun iyi olduğunu söyleyince gerçekten iyi olduğunu sanmıştı. "Üzgünüm..." dedi ShuCi "Ben yanına gideceğim." XueJie onun bu halini gördüğünde biraz fazla ağır konuştuğunu düşündü. "Benim de bu kadar ağır konuşmamam lazımdı, kendimi tutamadım özür dilerim." ShuCi kafasını salladı. YeXun'e doğru ilerlemeye başladı, YeXun'ün masasında bir sürü sigara izmariti ve kahve kutuları gördü. Kendisi yatağında mışıl mışıl uyurken YeXun'ün o sırada projesi için çalıştığını düşünmek ona kalbile bir bıçak saplanmışcasına acı veriyordu. "YeXun, yazma artık." ShuCi YeXun'ün masasının yanında durdu. "Hadi birlikte biraz dolaşalım, sonra sa yemek yeriz olur mu?" "Biraz bek-" Laboratuvardaki XueZhangların yeniden onu ikna etmeye çalıştığını sanan YeXun reddetmek üzereyken bu ses ona tanıdık geldi. Dün işin başına oturduğundan beri ilk defa kafasını bilgisayardan kaldırıyordu. Kafasını kaldırıp bakakalmıştı. ShuCi'nın dolu gözlerini görünce YeXun'ün ifadesi değişti. Endişe içinde gülümsedi "Ne oldu? Gözlerin dolmuş...Biri bir şey mi-" "Biraz dinlen, bu kadar sıkı çalışmaman lazım." YeXun bilgisayara baktı ve biraz düşündü. "Sen..." Laboratuvarda başkalarıda vardı ve herkes onların karı - koca olduğunu biliyordu. ShuCi YeXun'ün böyle bir ortamda onu reddedeceğini zannetmiyordu. "...beni bir seferliğine dinle olur mu?..." Fazla abartmış olabileceğini düşündü ama söyleyeceğini çoktan söylemişti. Bu yüzden YeXun'ün gözlerine bakıp bir cevap bekledi. YeXun'ün gözlerine bakarken ShuCi'nın gözleri yeniden dolmuş ve kızarmaya başlamıştı. Gözleri dolu dolu, çok üzgün bir ifadeyle YeXun'e bakıyordu. YeXun iç çekti kısık sesle küfretti. Önceden ona birinin bakışları yüzünden fikrini değiştireceksin dese gülerdi. özelbülbül YeXun ShuCi'nın dediğini yapmaya karar vermişti ama ShuCi'nın bu halini görünce onunla uğraşmadan edemedi. Sadece ikisinin duyabileceği bir sesle "Eğer dinlemezsem ne yaparsın?" dedi. "Ben..." ShuCi cesaretlendi " Bilgisayarını kapatırım." Sesi sonlara doğru giderek kısılmıştı, çok abarttığını düşündü. YeXun onun bu haliyle kendisini nasıl tehdit edeceğini merakla beklemişti ama bilgisayarını kapatırım dediğini duyunca... Sanki şeker yemiş gibi olmuştu. YeXun dayanamadan ShuCi'nın yanağını sıktı. ShuCi kızarınca YeXun güldü. "Normalde çok nazik birisi gibi gözüküyodun ama sinirlenince bayağı acımasız oluyormuşsun." ShuCi onun gülmesiyle daha da kızardı. XueJie sonunda YeXun'ün bilgisayar başından kalktığını görünce rahatlamıştı. "Sonunda kalktın." "Tabiki kalkacağım." dedi YeXun " Karıcığım kalkmamı istedi, eğer buna rağmen kalkmazsam eve döndüğümde klavye üzerinde diz çöküp günahlarım için karımdan af dilemek zorunda kalırım." YeXun şakasına söylemişti ama bu kadar kişinin önünde olmaları ShuCi'yı utandırmıştı, hatta ShuCi bir iki kişinin güldüğünü bile duymuştu. ShuCi çok mutluydu. YeXun'ün peşinden ilerledi ve laboratuvardan ayrıldılar. Bahçedeki yapay gölün etrafında genelde sevgililer dolaşırdı, ShuCi ve YeXun'de şimdi gölün üzerindeki köprüden geçiyorlardı. ShuCi'nın aklına XueJie'nın bahsettiği çalınma olayı geldi ve YeXun'e sordu. "Ters yönlü olarak kullanmış olmalılar, yaparken çok dikkat etmişler. Bazı benzerlikleri var ama sadece bu benzerliklere dayanarak bizden çaldıklarını iddia edemeyiz." dedi YeXun "Ama bu yaptıkları-" duraksadı. ShuCi'nın önünde bu tarz şeyler söyleyemezdi. Ama ShuCi onun ne demek istediğini anlamıştı. DeHong YeXun'ün projesini kopyalamıştı ama en önemli kısmı buna dahil değildi. Bu nedenle bu hırsızlığı ispat edecek bir şeyleri yoktu. Gerçek bir yazılım mühendisi bir bakışta kimin kimden çaldığını anlayabilirdi ama hırsızlığa dair bir ispatları olmadığı için DeHong'u dava edemiyorlardı. Zaten DeHong'un bunu yapma amacı YeXun'leri nefret ettirmekti. ShuCi YeXun'ün DeHong'la olan ilişkisini tam olarak bilmese bile bu olanlara çok sinirlenmişti. YeXun'ün ne düşündüğünü tahmin bile edemiyordu, kim bilir nasıl duygularla laboratuvardan hi çıkmadan çalışıyordu. Eğer o YeXun'ün yerinde olsaydı aynı YeXun gibi o da küçücük bir ihtimal için ara vermeksizin çalışırdı. YeXun'ü yolundan döndürmeye çalışarak rahatsız eden herkes- "Ne düşünüyorsun?" dedi YeXun "Yüzün bembeyaz oldu." "Hiçbir şey." dedi ShuCi yere bakarak. YeXun'ün hala ona baktığını biliyordu. "Çalınsa bile o yazIlımı programlayan sendin, bu yüzden her zaman onlardan daha ilerdesin." Yexun bunu beklemiyordu, ShuCi'nın uzun uzun düşünmesinin ardından böyle bir şey söyleyeceği hiç aklına gelmemişti. YeXun gözlerine hafifiçe kıstı. Hemen sonrasında ShuCi'nın "Benim kalbimde sen her zaman en iyisisin." dediğini duydu. YeXun'ün sesi kesilmişti. ShuCi'ya "Bir erkeğe sen benim kalbimde en iyisisin demek ne anlama geliyor biliyor musun sen? Bunu başka birisi duysa anında yanlış anlar farkında mısın?" diye sormak istiyordu. ShuCi YeXun'e baktığında ne düşündüğüne dair en ufak bir fikir edinememişti. Hemen kendini açıklamaya çalıştı. "Demek istediğim, ben her zaman yanındayım ve sana yardımcı olacağım." ShuCi'nın sesi biraz fazla yüksek çıkmıştı, köprüdeki diğer insanlarda onu duymuştu. "Bu neydi?" dedi bir kız gülerek " Hayranı olduğu oyuncuyu falan mı gördü." ShuCi ne dediği farkedince gerçekten aptal gibi konuştuğunu anlamıştı. Ayrıca YeXun'ün bakışlarından hiçbir şey anlaşılmıyordu. ShuCi utanç içinde ölüyordu. Bir süre beklemişti ama bir cevap alamamıştı. ShuCi'nın kafası git gide daha da önüne düşüyordu. Ne yapsam...? Ne düşündüğü çok mu belli olmuştu ki acaba? Ya da YeXun ShuCi'nın aptal gibi bağırmasına mı şaşırmıştı? Olabilirdi çünkü hiçbir üniversite öğrencisinin ağzından böyle salakça cümleler çıkmazdı. ShuCi'pişmanlık içinde yok olup gitmek üzereyken YeXun'ün güldüğünü duydu. Gözlerini yavaşça yerden kaldırıp YeXun'e baktı ve göz göze geldiler. ShuCi sanki YeXun onun başını kaldırmasını bekliyormuş gibi hissetmişti. YeXun'le göz göze geldiğinde içinde bir güç onu YeXun'e çekiyormuş gibi hissetti. YeXun'ün gözleri ShuCi'nın görüp görebileceği en güzel gözlerdi. İçince bir evrenin saklı olduğu siyah ve parlak gözler. "Bana nasıl yardımcı olmayı planlıyorsun?" dedi YeXun gülerek "Bilgisayarımı kapatarak mı?"
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.