Bölüm2: Milyonlarca Saplama [1] 10 yıl geçti. Uzun zaman olmuştu. Jaehwan tüm zamanını 99.Katta geçirmişti. Onu neredeyse öldürecek olan binlerce tehlike atlatmış. 1.Kattan 99.Kata kadar bir sürü tehlikeli durumla karşılaşmıştı ama karşılaştığı tehlikelerin sayısına rağmen 99.Katı geçemiyordu. 99.Katın ‘boss’u, Velkisus idi. Unutulan Yerden, gelen bir ejderha Jaehwan’ın [Donma Direnci] ile bile direnemediği maksimum güçle saldırıyordu. Sadece bu da değil, dayanıklı ejderha birçok kez kılıçları ve zırhını parçalamıştı. Eğer diğer Yürüyenlerden eşya parçaları kalmış olmasaydı şimdiye kadar çoktan vazgeçmişti. 85.Kattaki Ejderha Kılıcı, Yoonhwan’ın bıraktığı ayaz zırhı, Seoyul’un ölmeden önce verdiği [Ateş Kralın Yüzüğünün] büyük yardımı dokunmuştu. Han Seoyul. Jaehwan onu düşündü. 77.Kata bile çıkamadan ölmüştü. *** *** *** *** Atopos’un demircisi Jay sordu; “Yeniden deneyecek misin Jaehwan?” 50.Kattaki Canavar Ejderha Alteminas öldürüldükten sonra kurulan köy, Atopos. Köy kurulurken insanların hala umudu vardı. Cephedeki birçok Yürüyen yaralanmış ya da öldürülmüştü ama hala umutları vardı. Demirciler savaşanlara ücretsiz onarım sağlamaya çalışırken, Rahipler yaralananları iyileştirmek için acil durum ekibi oluşturmuştu. Jay’in Demirci Dükkânı yaşlı bir adam olan Jay tarafından işletiliyordu ve o en iyilerinden biriydi. Ama şimdi o Atapos’u terk eden son demirciydi. “Jaehwan?” “Oh, dalmışım. Pardon.” Jaehwan kendine geldi. “Evet, Bu sefer başarabileceğimi düşünüyorum.” “Emin misin?” Jaehwan gülümsedi. “Evet.” Bu bir yalandı. Hiç şansı yoktu. Onu öldürebilir miydi hiç bilmiyordu. Ama böyle söylemesi daha iyiydi. Jay gülümsedi. Jay yabancıydı. İnsanlar Kulenin katlarını çıktıkça dilleri kulenin ortak diline uyumlu hale gelmişti ama kültürel farklılıklar hala fark ediliyordu. Fakat Jaehwan Jay’i ailesinden sayardı. Jay, Jaehwan’la konuşurken Ejderha kılıcını dövdü. “Artık aşağı katlardan araç gereç gelmiyor. Çok fazla değildi ama birkaç ay öncesine kadar bir şeyler geliyordu.” Jaehwan başını eğdi. Geçen hafta 1.Kattan 99.Kata kadar tüm katları kontrol etmişti. Hayatta kalan yoktu. Hatta 1.Katın bekleme alanında bir hafta beklemişti ancak aşağıda bir kişi bile toplanmamıştı. Bu muhtemelen insanlığın tamamen dünyadan silindiği anlamına geliyordu. Bu mümkün gibiydi. Jaehwan hangi yılda olduklarını bilmiyordu. En az 10 Kule Saldırısı olmuştu ve muhtemelen hayatta kalmayı başaran kimse yoktu. Jaehwan gizli bir parça gibi görünen bir ipucu bulmayı başardı. Önceden [Geri Dönüş Taşı] tarafından kapatılan geçitte bazı karalamalar bulmuştu. Kule içinde kule. Kâbus içinde kâbus. Fakat anlayamamıştı. “Oh, geçen gün yaşlı neneden gelen ortadan kayboldu.” “Hiren…” Hiren, büyük neneden gelen Hiren İksiri, Atapos’taki azalan Yürüyenlerin son destekçilerinden biriydi. Kulenin içine girenler yaşlı değildi. Eğer kadın kaybolmuşsa bunun iki nedeni olabilirdi. Ya geçmişe gitmiş ya da kuleden atlamıştı. Jaehwan, Hiren’ın hangisini yaptığını sormak istedi. Ama cevabı bilse bile muhtemelen sonuç aynıydı. Sonradan Jaehwan, Jay’in yaşlı gözlerinde bir şey gördü. Görünüşe göre yakın zamanda Jay’i de göremeyecekti. “Jay, bana demircilik yeteneklerini öğretebilir misin?” Demir dövme işlemi durdu ve iki adam bir süre birbirlerine baktı. Jay sessizce kafasını salladı. 99.Kata dönüş. Ayaz Ejderhası Velkisus tekrar gelen adam karşısında hayretler içinde kaldı. -Sen özel birisin. Şimdiye kadar hiçbir insan 99.Kata yalnız gelmemişti. Jaehwan güldü. Sıkı çalışmasının, insanlık tarafından değil de böyle bir canavar tarafından fark edilmesi ironikti. “Seni öldürdüğüm için pişman olacağım.” -Üzgünüm ama bu imkânsız, insan. “İmkânsız değil. Pulların artık kırılıyor, fark etmedin mi?” Ejderha Kükredi ve Jaehwan kılıcını önüne doğru salladı. Bu basit bir saldırıydı. ‘Saplama’ Jaehwan Kuleye tırmanmaya diğerlerinden sonra başlamıştı. Bu gizli yetenekleri ve sınıfları kaçırmasına yol açmıştı, bu yüzden her şeyden vazgeçip ‘saplama’ yeteneğine odaklanmıştı. O sapladı, sapladı ve sapladı. 50 milyona yakın saplama dan sonra insanlar ona ‘Israrcı Saplayan Jaehwan’ demeye başladılar ve o zaman [saplamanın] değiştiğini hissetti. O hızlanmıştı ve daha dengeliydi. O daha güçlü hale gelmişti. 60 Milyon, 70 Milyon ve… 100 Milyon kere. Onun basit [Saplama] yeteneği şimdi gizli yeteneklerin en nadirleriyle bile baş edebilecek kadar güçlenmişti. Aynı zamanda sadece basit bir hamle olduğu için manasını kullanmasına gerek kalmıyordu ve bu da onu sonsuza kadar kullanmasına olanak tanıyordu. Ama 99.Kattaki Ayaz Ejderhasını halledebilecek kadar güçlü değildi. Yüzlerce kez tek bir puluna sapladığında bile zar zor bir çizik oluşturabiliyordu ama bazen de bir vuruşla puluna hasar verebiliyordu. ‘İşte yine gördüm.’ Görüşü bulanıklaştı ve saplama onu gücünü değiştirdi. Bu hızlı değildi ama yavaş da değildi. Fakat kaçınılmazdı. “KAAAAA!” Ayaz Ejderhası acı içinde kükredi. Hatırlayamıyordu ama bu nadiren olurdu. Belki yüzde-binde bir kez olurdu, gözlerinin önünde soluk bir çizgi belirdi. Hiç tereddüt etmeden onu takip etti. Eğer çizgiyi takip etmekte başarılı olursa saplaması binlerce saldırının gücüne erişecekti. “Kahretsin, hala yeterli değil.” Ejderha derin bir nefes alıp saldırdı. Bu zaten kötü bir durumda olan Jaehwan’a kritik hasar verdi. Canı hızla sıfıra düşüyordu. Jaehwan saldırıları zar zor savuşturabiliyordu. -Çok yazık, insan. Eğer senin gibi 10 adam olsaydı belki beni yenme şansın olabilirdi. “Kapa çeneni.” -Eğer aptal ırkınız [Kâbus Taşı] ile cezp olmasaydı… Bu ırkınızın kaderini değiştirebilirdi. “Huh? Kâbus Taşı mı? Ne demek istiyorsun?” Ejderha cevap vermedi ve bunun yerine kocaman pençelerini ona doğru salladı. “…Geri döneceğim.” Jaehwan kaçmak için geriye doğru sıçradı ve Ayaz Ejderi onun peşinden gitmedi. Beş yıl daha geçti. [Efsane Gerçek Oldu: ‘Ayaz kralı Velokisus’u avlama da başarılı oldunuz.] [İmkânsız bir başarıyı tek başına elde ettin.] [Yeni unvan edinildi: ‘99.Katın Kâbusu’] [Silah Edinildi: ‘Ayaz Ejderhası Kılıcı’] [Kullanıcının seviyesi limite erişti.] [Kullanıcının sağlığı limite erişti.] [Kullanıcının gücü limite erişti.] [Kullanıcının becerisi limite erişti.] Devasa ejderhanın bedeni yok olmaya başladı. -Sen… gerçekten muhteşemsin, insan. “Konuş, [Kâbus Taşı] da ne?” -Bunun cevabını biliyorsun. Jaehwan buna inanmak istemedi. Daha fazla şey öğrenmesi gerekti. -Bir kez son kapıya eriştiğinde her şeyi öğreneceksin. Ayaz Ejderi daha fazla konuşmadı. Jaehwan, o tamamen kaybolana kadar ayakta dikildi ve oğlu katın kapısına baktı. Ayaz Ejderini safra öldürmek bu kadar uzun sürmüşken son kapının arkasında ne olduğunu hayal bile edemiyordu. Ama durmadı. -100- Jaehwan kapıdaki sayıyı kontrol etti. Tozla kaplanmıştı. Temizlemek için uzandı. Sayıya baktığında aklında birçok anı canlandı. Jay gurur duyardı. Jaehwan kapıyı açtı. Kulenin 100.Katı çeşitli korku filmlerimdeki acil müdahale odalarına benziyordu ama birazcık daha büyüktü. Binlerce hologram paneli kulenin indirmek istiyordu, sadece ise Jaehwan'ı gösteriyordu. Hologram Yazı ki Jaehwan şaşkın görünüyordu. “Hemen geldin. İlk önce köye uğrarsın sanmıştım. " Jaehwan gerginleşti ve etrafa baktı ama herhangi bir insana dair iz yoktu. “Sakinleş, sakinleş. Sana önemli bir mesaj göndermeyi unuttum. Olduğun yerde kal. Bunlar süslü görünüyor ama gerçekten çok eskiler yani biraz el işi istiyor. " Birkaç dakika sonra Jaehwan'ın önünde ki ekran parlamaya başladı. [Tebrikler. Dünya 294'te ki öğretici oyunu ilk temizleyen sizsiniz.] [Başarınız Arkaik Kayıtlarının Ölümsüz Kütüphanesine kaydedilecek. Sadece Yüce Toprakların Efendileri kayıtlara erişebilir.] Jaehwan'ın aklı daha çok karışmaya başladı. 'Neler oluyor lan burada?'
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.