The Tutorial is Too Hard (NOVEL) - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




9   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   11 


           
Eğitim 1. Kat (3. Kısım)

 

 

[1. deneme, 1. Gün. 8:20]

 

[Lütfen sahneye girin. Kalan süre: 19 saat 12 dakika]

 

Eğitimin bekleme odası, bir AOS türü oyunun iyileştirici kuyusu gibidir. Bir ev üssü gibi, kişinin sağlığını tamamen restore eden bir yerdir.

ÇN:AOS türü Aeon of Stride,yani çok oyunculu online savaş alanı anlamına gelmekteymiş sanırım.Bilmiyorum ben de ilk defa burda gördüm :d

Ama bölgede sınırlı bir zaman geçirebilirsiniz.

Bu değerli zamanı boşa harcamamalıyım.

 

[Sahneye girilsin mi?]

 

"Evet"

 

[Eğitim aşamasına hoş geldiniz, Cehennem zorluk 1. kat]

 

Bu benim üçüncü kez burada oluşum.

Karanlık düz bir koridor.

 

İlk başta, bilinmeyen bir heyecan ve gerginlik hissettmiştim. İkinci kez de çok farklı değildi ama şimdi…

Şimdi bu yerde hafif bir korku hissediyordum.

 

Hımmm ...

 

Kan izleri yoktu ama eminim buraya geri döndüğümde büyük miktarda kan kaybetmiştim. Oku çıkarmaya çalışıp daha fazla kan kaybetmeme neden olduğumdan bahsetmiyorum bile. Tam bir gerizekalıyım.

 

Duvarlar ve zemin lekesizdi. Tek bir kırmızı damla bile yoktu.

Sanki bekleme odasına gittiğimde ve geri döndüğümde tüm sahne sıfırlanmıştı.

Olanları düşündüm ve aklıma korkunç bir sonuç geldi.

 

Ok tuzağı da sıfırlansaydı ne olurdu?

Ahh sikeyim, kesinlikle tekrar vurulacağım.

 

Ama yapmalıydım. Ben burada, Öğretici seviyenin girişinde böyle boş boş duramazdım.

Bu alanı zamanında temizlemezsem, hangi cezanın beni beklediğini bilmiyorum. Hadi gidelim. Hareket etmeliyim.

 

Tam olarak emin değildim, ama sıkılan okların genel hedefini belirsiz bir şekilde hatırladım.

Beni daha önce neyin beklediğini bilmiyordum ama yine de hayatta kalmayı başarmıştım. En azından şimdi bu seviyeyi geçmeye çalışmalıyım.

 

Pozitif düşün. İyimserliğin dünyayı değiştirebileceğini söylüyorlar.

 

Hadi gidelim!

 

Aaaaaahhhhhhh ......

Bence buradaaaa...

Sanırım tuzak buradaydıııı ...

 

İleriye doğru atılan her adım bir öncekinden daha ağırlaştı.

Geçen sefer çok pis tecavüze uğradığım için mi böyle olmuştu?

 

İliklerime kadar korktum.

 

Ancak burada duramazdım.

Yavaş yavaş, daha derin kontrollü nefesler aldım.

 

Gözlerimi kapattım ve sessizce sakinleştim.

 

Bunu yapabilirdim!

 

Bir adım ileri.

Hatırla. Kalkanın üstünde iki tane. Bir adım öne.

Son olarak, ayak bileğine.

 

Ahh, Peki ya düzenleri da değişirse?

 

ÇN:Burda pattern değişirse demiş.Yani okları farklı bir şekilde atarlarsa diye tedirgin oluyor.Tam anlamazsanız diye bunu buraya yazayım dedim.

 

Ahhh… .. Paranoyak oluyorum.

 

Geriye doğru tökezledim.

Düzen gerçekten değiştiyse ne olurdu?

 

Bir süre düşündüm.

Son karar.

Düzen değişseydi? Bu konuda gerçekten yapabileceğim bir şey var mıydı?

 

Hayır.

 

Daha önce olduğu gibi, okun ne zaman veya nerede geleceğini bilmiyordum.

O anda, 'Ölmekten kaçınsam yeter' diye düşündüm.

Kalbimi ve gövdemi genel olarak kalkanımla korumalı ve sağ elimdeki kılıçla boynumu ve başımı korumalıydım.

Evet, birinci kareye geri dönmüştüm.

 

Biraz derin düşüncelerle kalkanımı kaldırdım ve yavaşça, çok yavaş ilerledim.

Sanki her adımda kuyumu kazıyor gibiydim.

Daha önce hiç oynamadım ama, Rus Ruleti oynayacak olsaydım, böyle hissedecektim.

Bir adım attım.

Sonra bir adım daha.

Her adım attığımda kalbim daha hızlı attı.

 

Yine bir adım daha.

 

Tik!

 

Bir ok!

 

Bir diğeri!

 

Tik!

 

Kendimi ikinci oktan da korudum!

 

Üçüncüsü kafaya!

 

Üçüncüsü kafaya gelecek!

 

Anında çömeldim.

 

Güzel, kaçtım! Yaptım!

 

Ama sonra gümüş bir mermi gözlerimin önünde parladı.

Bir oktu.

 

TAK-

 

Sağ kolumla bana doğru gelen oku benden hiç beklenmeyecek bir şekilde durdurmayı başardım.

Daha ne olduğunu bilemeden şok içinde yere yığıldım.

 

Ve yine,

 

ÇAT-

 

Son ok yine bileğimi deldi.

 

“Ooooooooofffffffff ...”

 

Kolumda ve ayak bileğimde hissettiğim acı beynimi küle çevirmek için sinirlerimden yukarı doğru dolaşıyormuş gibi hissetti.

 

O anda,

 

[Seviye atladınız]

 

[Çeviklik 2 arttı. Dayanıklılık 1 arttı. Ağrı toleransı 1 arttı.]

 

Ha?

 

Seviye atma mesajı göründüğünde, acı azaldı.

 

“Ne…”

 

Kolumu ve ayak bileğimi delen okların her ikisi de kaybolmuştu. Sanki bekleme odasındaymışım gibi yaralarım da iyileşti.

Sadece şanslıydım.

Yani seviye atlamak gibi bir şey vardı.

Seviye atladığınızda HP'nizin dolduğu anlaşılıyordu.

 

"Durum çubuğu."

 

[Lee Ho Jae (İnsan)]

 

Lv.1

 

Güç: 10

Çeviklik: 15

Dayanıklılık: 12

Zeka: 21

 

Beceriler: Savaş konsantrasyonu Sv.2, İrade Sv.2, Uyanış Sv.1, Ağrı toleransı Sv.4, Kanama toleransı Sv.2, Bayılma toleransı Sv.1

 

Durum çubuğuma baktığımda bazı küçük değişiklikler buldum.

Mesajın söylediği gibi çevikliğim, dayanıklılığım biraz arttı ve ağrı tolerans seviyem yükseldi.

 

Ve son olarak.

 

Sv.1

 

Daha önce Sv.0 mıydım? Seviyem var mıydı bile?

 

Daha önce durum çubuğunda seviyeler hakkında hiçbir şey olmadığından, bir seviye sistemi olmadığını düşündüm.

O kadar şanslıydım ki tam zamanında o seviyeye yükselmiştim.

 

Aksi takdirde, ayak bileğimde ve kolumda sıkışmış bir okla tekrar bekleme odasına sürünmek zorunda kalırdım.

Ya da belki ölebilirdim.

 

Uf ..

 

Şimdi... Şu bilgileri bi toparlıyalım.

 

Bu yeni bilgileri kendi yararım için nasıl kullanabileceğimi düşünmek zorundayım.

 

Birincisi, tuzaklar var.

Tuzağın düzeni ilk karşılaşmamdakiyle aynıydı.

 

Sol koluma bir ok.

 

Biri kalbime.

 

Biri alnıma doğru.

 

Biri bileğime doğru.

 

İkinci karşılaşmamdan önce bir şey düşünmüştüm.

Bir tuzak doğrudan bu kritik alanları nasıl hedefleyebilir?

Bir kişinin fiziği değişebilirdi veya çömelerek hareket ediyor olabilirdi.

Ancak bu tuzak, kritik bölgelerimin nerede olduğunu tam olarak biliyordu ve onlara doğru oklar sallıyordu.

 

Tuzak belirli bir yolu izlemeye ayarlanmamıştı. Vücudumdaki belirli alanları hedef almak için ayarlıydı ve sonra ateş ediyordu.

Bu yüzden, ilk iki oku bloke ettikten sonra çömelmiş olmama rağmen, üçüncü ok kafamın üstünden geçmek yerine doğrudan alnıma hedeflenmişti.

 

Sağ kolumla oku hızlı bir şekilde engellememiş olsaydım, gerçekten orada ölebilirdim.

Düzeni öğrenememiştim ve doğal olarak kaçınamadım.

Ateş edildikten sonra oku atlatmak zorunda kaldım veya alternatif olarak engellemek için kalkanımı kaldırdım.

Ama yine de, düzeni biliyor olsaydım, bu değerli bilgiler sayesinde yine de çok daha hızlı tepki verebilirdim.

 

Daha sonra öğrendiğim şey seviye atlamaktı.

 

Seviye atladıktan sonra bedenim tamamen iyileşmişti. Sadece yaralarımı iyileştirmekle kalmadı, aynı zamanda hissetmeye başladığım yorgunluğu da geçiriyordu.

 

Farkettim ki kendimi iyileştirmenin 2 yolu vardı.

 

Bekleme odası ve seviye atlamak.

 

Bekleme odası bana ne zaman istersem iyileşme seçeneği veriyordu, oraya geri dönebilmek koşuluyla.

Seviye atlamak da anında iyileşmemi sağlıyordu, ama ne zaman seviye atlayacağımı söyleyemezdim.

Bu bilgiler ışığında hayatta kalma şansım kesinlikle artmıştı.

 

Öğrendiğim üçüncü şey, seviye atlamak için gerekli koşullardı.

Sanırım tecrübe puanı gibi?

Son okla vurulduktan sonra kesinlikle seviye atladım.

Bu durumda seviye atlamak için iki koşul düşünebilirim.

 

İlk olarak, tuzağı temizledim.

 

Tuzağı iki kez temizledim.

Aynı zamanda bir ok tarafından vurulduğum veya bir oku engellediğim zamanları düşünelim.

5 ok bloklamış ve 3'ü tarafından vurulmuştum.

 

Eğer okları engelleyerek ya da birer birer vurulup, seviye atlamaya ve ilerlemeye devam edebilseydim, elimden geldiğince çok tuzak kurmaya çalışmalıydım.

Zaten iki yakın ölüm vakası yaşamıştım, buradan sonrası daha da zor olabilirdi.

Mesajlar bana bunun Öğreticinin 1. katı olduğunu hatırlattı.

[ol]
[ol]
[li]kat, 3. kat olacak. Bence zorluk artarsa seviyem de daha hızlı yükselir. Ama işlerin kolaylaşacağını hiç düşünmüyorum.
[/ol]
[/li]
[/ol]


 

Bu deneyimden topladığım son bilgi, benim ilk denememde değil, ikinci denememde seviye atlamamdı.

İçeri girip bekleme odasına geri dönmemden dolayı sıfırlanan bir tuzaktan deneyim puanları kazandım.

 

Tüm bu bilgiler özetlendiğinde, nihai sonucum basitti.

Göze almam gerekiyordu.

Deneyim kazanmak ve gelişmek için gittikçe daha fazla çaba göstermeliyim.

İster oklardan kaçın ister kaçınma, hâlâ tecrübe puanı kazanıyorum.

Yani, tıpkı en başından beri anlık ölümden kaçınmam gerekiyor.

Ölümcül olmayan yaraları iyileştirmek için seviye atlamaya ve bekleme odasına geri dönmeye hala güvenebilirim.

 

Ne kadar acı verici ve dayanılmaz olursa olsun, 1. katta olabildiğince güçlenmeli ve seviye atlamalıyım.

Yaralanmadan korkmanın zamanı değildi. Bu benim ilerlememin zamanıydı.

Korkunun beni yönetmesine ve gelişmemi engellemesine izin veremezdim.

 

[1. deneme, 1. Gün. 9:05]

 

Birinci katta ne kadar kalmama izin verildiğini bilmiyorum.

Kim bilir, bir zaman sınırı olabilir.

 

Daha fazla vakit kaybedemezdim.

Oyun tarzımı değiştirmek zorunda kaldım.

 

Tüm kararlılığımla ilerledim.

 

Sıkıntı çektiğim bir hızda yürümek yerine, daha hızlı adımlarla yürüdüm. Ancak bu adımları tedbirli bir şekilde attım ve gardımı düşürmedim.

 

[İrade Sv.2'yi öğrendin]

 

[Macera tanrısı sana ilgi gösteriyor.]

 

[Dayanıklılık 1 arttı]

---------

Sitemizi ziyaret ederek 10-15 bölüm ileriden okuyabilirsiniz.  https://www.novelevreni.com/

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


9   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   11 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.