Gözlerini açtı ve yataktan kalkar kalkmaz yaptığı ilk şey hızla masasına koşmak oldu. 

Yere düşen cihaza, takılı duran kalem pile ve ışığın yanmaya devam ettiği o sisteme bakarak. 

Başından aşağıya kaynar sular dökülmüş gibiydi. 

Ne oluyordu, bu nasıl bir saçmalıktı?! 

Nutku tutulmuş biçimde yerine sabitlenip öylece kalakaldı. 

Sorguluyordu. 

Hayatını, şuana kadar ne yaptığını ve nasıl yaptığını. 

Irkildi ilk başta. Aklına gelen şey saçma bir komplo teorisinden ibaretti. Bir takım güçler, insanlığın daha fazla ilerlemesini istemediği için müfredata mantıklı gibi duran yanlış bir fizik yasası mı yerleştirmişti ? 

Elbette bu güçlerden kasıt, gücü ellerinde tutmak isteyen bir grup insan anlamına geliyordu. 

Aşırı saçma şeyler zihnine doluştu ama hiçbiri önündeki olaydan daha saçma olamıyordu. 

"Sanırım şizofreniye bağladım-" o anın heyecanıyla evinden fırladı. Doktora gitmek ve bu hastalık daha başlangıç evresindeyken kontrol altına almalı! 

Hızlı ve dikkatsizdi. 

"Biiiiiip-!" 

İrkilerek başını çevirmiş ve ona doğru gelen araçla göz göze gelmişti. 

Zaman sanki büküldü, yavaş bir akışa geçti ama bedeni de donup kalarak çaresizce ona yaklaşan aracı izleyebiliyordu ancak. 

"Aaah-!" 

*** 

Hastane yatağından doğrulurken ayağında hissettiği dayanılmayacak derecede ağır o acıyla inledi. Sanki bacağından kopup da ayrılıyor gibi, gerçekten çok can yakan türden bir ağrıydı. 

Çevresine baktı, bakışları biraz sorgular biraz da paranoyaya kaymaya başlıyordu. 

Dişlerini gıcırdatarak kendini sakinleştirmeye zorladı. 

İşte o sırada kapı aralanarak içeri doktor girdi. 

"Uyandınız. Nasıl hissediyorsunuz? Ağrı var mı?"
Doktor dikkatli bir biçimde sordu. 

"Ah, ağrıyor evet" biraz durgun bir şekilde yanıtlamıştı. 

"Neyse ki!" Doktor kötü haber verme durumundan kurtulduğu için bir nebze rahatladı. Yine de iç çekti! 

Bu yaşlı adam! 

Hayatını istemiyor mu da birden arabanın önüne çıkar?! Neyse ki doktordu ve hızlı müdahale adına acele davrandı. 

"Üzgünüm ama-" biraz çekindi doktor.
"Bu durumda, ayaklarınızı hissedebilmek iyi olsa dahi sakat kalmanız olası ve hatta ömür boyu hiç yürüyemeyebilirsiniz" 

Doktor kötü haberi verdiği hastasını inceledi. Garip bir sekilde adamın aklı onda değildi. Sanki duyduklarından daha da büyük dikkatini dağıtacak bir eyleme sahipmiş gibi. 

Kaşlarını çattı ve öksürdü. 

Tekrar edeceği sırada puslu ve güçsüz görünen yaşlı adam başını kaldırmıştır. Gözleri keskin ve avına bakan hırçın avcıyı tamamen taklit ediyor. 

"Anladım" 

Doktor irkildi. Böyle bir tepki ilk defa aldığı şeydi. Hala olayların şokundan çıkamadığını düşünerek ona biraz alan ve müsaade tanıyarak çıktı. 

Böylece koca odada bir başına kaldı adam. 

Ve yalnızlık, daha çok sorgulamasına sebep olacak derecede onu boğmaya başlamıştı. 

Simülasyon teorisi geliyor aklına. Eğer boşuna  bir hayat yaşıyorlarsa varlıklarının amacı nedir ? 

Tamamiyle yalandan ve kandırmacadan ibaret bir hayatta! 

Hala inanmak istemiyordu ama şimdiden aklına, gün yüzüne çıkmış bir cevap varken aklında, buna inanmamak çok zordu. 

Pebcereden dışarı bakarken derin nefes verdi. 

"Ne de çok abartıyorum. Sadece uzun çalışmanın yorgunluğu bu. Basit bir halüsilasyona ortalığı bu denli karıştırdığıma inanamıyorum." 

Hafif bir tebessüm ederek rahatlamanin verdiği o gevşeklikle yatağına yaslanırken birden dondu. Yüzü dehşete düşerek. 

Gitmiş olması gereken doktor hemen önündeydi ve o gözler garip bir hedef almışlık duygusuyla önündeki kişiyi inceliyordu. Tam manasıyla kamera niyetine kullanılıyormuş hissiyle. 

Garip bir yönde boynunu çevirerek inceledi. Gözleri mat ve siyahtı sadece. Içinde yanıp sönen kırmızı bir ışık mevcuttu. O parıltı bir anda genişledi, çember halini alarak "Analiz" diyerek ona odaklandı. 

"Taranıyor... numara 50150, durumu şüpheli. Program dışı davranışlar sergilediği belirlendi--- durum araştırılıyor...hata..hata...uyarı, oyuncu değişikliği, oyuncu değişikliği!" 

Çılgına dönmüş bir şekilde, dehşetle yerinde çöktü adam. 

Bu acı gerçek. 

Uzun zamandır kaçmaya çalışıp durduğu, inanamadığı gerçek.... 

Doktor ürkütücü bir mekanik robotu andırırcasına garip tavırlar sergilemeye devam etti. O gözlerinde sürekli yanıp sönen kırmızı ışık tüm bedenini tararken en sonunda "Hata düzeltilmeli!" Diyerek ona saldırmıştı. 

-Devam Edecek-