He Jichen’i tetikleyen esas şeyin ne olduğunu bilmiyorken, aniden onun gözbebeklerinin en dip noktalarında bir kıvılcım belirdi. Ji Yhi konuşmasını dahi bitirmeden önce He Jichen birden onu bileğinden yakaladı ve oralarda bir yerlerde bulunan çıkmaz sokağa sürükledi.
He Jichen o kadar hızlı yürüyordu ki çoktan sokağın sonuna gelmişlerdi. He Jichen bir anda ellerini Ji Yhi’nin üzerinden çekip onu eski, yıkık dökük tuğladan bir duvara doğru ittirdiğinde duygularına yenik düşen Ji Yhi’nin ağzından kelimeler çıkıverdi, “He-“.
“Bir fiyat söyle.”
Büyük bir olasılıkla Ji Yhi sırtının zorlanmasından dolayı acı içerisindeydi ya da He Jichen’in kelimeleri anlayabilmek için çok zordu ki, şaşkınlıktan donup kalmıştı. Hiçbir yere kıpırdamadan bir süre boyunca öylece şaşkınlık içerisinde kalakaldı.
“Aşağı yukarı bir fiyat ver.” He Jichen tekrar sormuştu.
Ve yine sessizlikle baş başa kalmıştı.
He Jichen kaşlarını çattı ve birkaç saniye daha bekledi. Ji Yhi cevap verecekmiş gibi görünmediğinden, sabrı tükenmişti ve ellerini Ji Yhi’nin elbisesinin yakasına doğru götürdü. Tereddütsüz bir şekilde elbisesinden bir düğmeyi açıverdi, “Görüyor musun?” . İkinci düğmeyi de açmıştı.
Bir yaz akşamı olmasına rağmen hava oldukça serindi. Simsiyah gözleri He Jichen’inkilerle buluştuğunda göğüslerine çarpan ani soğuk Ji Yhi’i ürpertmişti.
Genç adamın gözleri donuktu. Kızın bakışlarını üzerinde hissettiğinde, yavaşça ona doğru dönüp bir bakış attı. Sonrasında ise bakışlarını Ji Yhi’nin açıkta duran göğüslerine doğru çevirdi.
Bir süre duygusuzca oraya baktıktan sonra soğuk bir şekilde “Gördün mü? Önümde kıyafetlerini çıkarsan bile, senden etkilenecek en son insan bile olmazdım!”
Bir buzdağı kadar soğuk olan sesindeki memnuniyet ile, Ji Yhi’nin gözlerinde adeta bir yıldırım çakmıştı.
Farkında olmadan içini ürperten akşam rüzgarının esintisi göğüslerinden geçip gitti. Hızlı bir şekilde düğmelerini iliklemeye başladı ve kendisini toparlamaya çalıştı.
“Eğer o kadar sarhoş olmasaydım, o gece sana dokunabileceğimi cidden düşünüyor musun?” diye devam etti He Jichen.
Göğsündeki belli belirsiz solgun yeşil damarlarını gösteren açıklığı iliklemeye çalışırken parmakları titriyordu.
Anlaşılan o ki, o geceki tutkulu aşk He Jichen’e göre sadece sarhoşken yapılan bir hataymış. Hayal gücümle kendimi kaptıran benmişim; aslında hepsi benim kafamdaymış.
Anlaşılan o ki, bütün hepsinin altındaki tek gerçek buymuş.
Anlaşılan o ki, cennetten cehenneme düşüş sadece bir ana bakarmış.
“Gerçeği söylemek gerekirse, o gece kime dokunduğumu dahi bilmiyordum.” İşte o an, çevresindeki her şeyden uzaklaşmıştı ve geriye kalan tek şey yine kendisi oldu. He Jichen’in sesindeki donukluk tamamen farklı bir zamandan ve mekandanmış gibiydi. Öfkeli ve saldırgan bir sesle, “Yani, bana bir fiyat söyle. Bu işe artık bir son vermemiz ve hiçbir şey olmamış gibi davranmamız kaç paraya mâl olur?” dedi.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.