Yukarı Çık




2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 

           
Çadırın önünde toplanmış kalabalık kendi aralarında konuşurken, Asıksurat sesini iyice sertleştirerek kalabalığa seslendi
 ”Birazdan şefin çadırına gireceksiniz. Çadırdan dışarı canlı çıkmak istiyorsanız, içeride ne olursa olsun sesinizi çıkartmayacaksınız. Herhangi bir emir verilirse, sorgusuz sualsiz uyacaksınız”
Konuşmanın bitimiyle beraber, deriden yapıldığı belli olan bir zırh kuşanmış kızgın bakışlı muhafız ork, içeriden çıktı. Çadırın önünde birikmiş kalabalığa bakarken, gözlerini aşağılar bir tavırla devirerek seslendi.
 ”Teker teker geçerek içeri girin!”
Asıksurat’ın ciddi uyarısı, çadırdan çıkan savaşçının tavırları ve kapının her iki yanında duran yetişkin orkların yaydığı atmosfer nedeniyle, yeni doğan orklar korku içinde çadıra girmeye başladılar.
Nafız grubun ortalarında bulunuyordu. Sıra kendisine gelip içeri girdiği zaman, ondan öncekilerin çadırın içinde diz çökmüş bir halde olduğunu gördü. Boş boş bakınırken, kolundan tutan bir nöbetçi onu da ortada ki grubun içine fırlattı.
Orklar her ne kadar düşük zekâya sahip varlıklar olsalar da, çadırın içindeki atmosfer nedeniyle aynı yerde diz çökerek beklemeleri gerektiğini anlamışlardı.
Dışarıda ki yeni doğanların içeri gelmesini beklerken, Nafız çadırı inceleme fırsatı buldu. Kırmızı renkteki bu devasa çadırın, diğerlerinin aksine tek renkten oluşması otorite göstergesi olmalıydı
Ortada yükselen bir dayanakla kurulan diğer çadırlardan farklıydı. Kenarlardaki çok sayıda direğin kirişlerle birbirine tutturulduğu daha komplike dizaynı olan bu yapı, şefin gurur kaynağı görevini görüyordu.
 ”Başla”
İhtiyar orkun konuşmasıyla beraber, korumalar gruptan ellerine gelen ilk  yeni doğanı alıp ileri götürdü. Sesin kaynağına doğru bakışlarını çeviren Nafız önce ortada duran yaşlı orku, daha sonra sağında ve solunda duran daha genç görünümlü iki erkek ork gördü. Çadırın ucunda oturan bu erkekler yeni doğan grubuna sert gözlerle bakarken, bir yandan da önlerinde bulunan av etlerini yemekle meşguldüler.
Bu üç orkun dikkat çekici bir özelliği vardı; üstlerindeki kürkler. Yaşlı olan orkun üzerinde, çenesinin alt yarısı bulunmayan bir beyaz ayı postu, sağ yanında bulunan orkunsa kaplan postu bulunmaktaydı. Soldaki, nispeten diğer ikisine göre genç olan orkun postu bir boz kurttu.
 ”Kabile şefimizin torunu gücünüzü test edecek, şefimizin oğlu görevinizi belirleyecek ve şefimiz ölene kadar taşıyacağınız isminizi bahşedecek.”
Savaşçı duyurusunu yaptıktan sonra yeni doğanların durumu biraz daha netleşmişti. Çoğunluğun simasını bir heyecan kaplarken, Nafız’ın içine sıkıntı düştü.
Önceki hayatında nüfus müdürlüğü çalışanı mağduru olan Nafız, isim konusunda büyük bir fobiye sahipti. Ebeveynleri, delip geçen, sözü geçen anlamında ki Nafiz ismini ilk erkek çocuklarına koymak isterken, memur Nafız yazıp geçmişti.
Eski travmaları Nafız’ı rahatsız ederken, bir tokat sesi çadırın içinde eko yaparak gezindi. Kurt postuna sahip orkun ayaktaki yeni doğana attığı tokat, Nafız’ın aklındaki tüm düşünceleri silip attı. Yetişkin bir orktan yediği tokatla yere yıkılan yeni doğan korkudan titriyorken, kurt postlu ork keyifle gülüyordu.
 ‘’Kalındiş seni piç!”
“Sadece kendi keyfini düşünüyor!”
Çadırın içinde nöbette bekleyen orkların mırıldanmalarına bakılırsa, bu gösteriyi izlemekten bıkmış durumdaydılar. Yeni doğanların isim şöleni, şefin torunu Kalındiş’ in arzularını tatmin törenine dönüşmüştü. Her ne kadar sadakatle hizmet etmek zorunda olsalar da, bu olanlar bazılarını gerçekten sinirlendiriyordu.
 ”Levazım, ormancı”
Kaplan postlu ork, yerdeki yeni doğana bakarak görevini söylemişti. 
‘‘Emredersiniz Kaplanyürek’’ 
Kenarda bağdaş kuran üç ork daha vardı, bunların içinden biri cevap verdi.
Konuşan kişi Domuzkuyruk adı verilen ve levazım işlerinden sorumlu orktu. Domuz derisinden bir zırh giyiyordu. Aceleyle yanında ki başka bir orku yerde yatan yeni doğanı almaya yolladı.
Kalındiş’ in yere düşen orku daha fazla yaralamasından korkarak astını yollaması, yanında bulunan iki orkun gülüşmesine sebep oldu.
”Keskingöz, Delibalta, ekiplerinizin arkasını toplayacak biri kalmayınca bu şekilde gülebilecek misiniz?”
Domuzkuyruk’ un çıkışı iki orku susturdu. Savaşçıların başı Delibalta ve avcıların başı Keskingöz için Domuzkuyruk her an ezebilecekleri bir karınca olsa da, biraz yüz vermekten rahatsız olmadılar.
Ekiplerinin bütün pis işleri ve ihtiyaçları levazım tarafından karşılanırken, en azından bunu yapabileceklerini düşündüler.
Levazımının personel eksiliği direkt olarak onları etkilemeseydi durumun kesinlikle böyle olmayacağını bilen Domuzkuyruk, olayı uzatmadı.
Levazım astının yardımıyla ayağa kalkan yeni doğan, ismini almak için şefe döndü. Oturduğu yerden ilgisiz bir şekilde yeni doğana bakan şef, sanki dünyanın en zor işini yapacakmış gibi sıkılarak konuştu.
“Düşenyaprak!”
Düşenyaprak korku içinde levazım bölümü başının arkasına geçerken, Nafız onu bekleyen senaryoyu düşünmeye başlamıştı. Bir tokat sesi, ardından bir yumruk sesi ve yere düşen başka bir yeni doğan.
Kaplanyürek bir kez daha konuştu 
”Avcı”
Keskingöz memnun bir tavırla yerde yatan yeni doğana bakıyordu. Tokatla yıkılanlar levazım, yumrukla yıkılanlar avcı, tekmeyle yıkılanlar asker olarak görevlendiriliyordu. Birkaç turdan sonra, bu sistemin hiç şaşmadığı görüldü.
Bilinen bu sınıflandırma şekline rağmen, Kaplanyürek ‘in görevleri söylemesi Nafız’ın tuhafına gidecekti. Sadece levazım bölümüne gidenlerin işlerini belirtmesi, özellikle dikkatini çekti. Sanki bölümü aşağılamak için çaba sarf ediyordu bu kişi.
Sıra Nafız’a geldiğinde, grubun yarısından fazlasının yapacakları işler belli olmuştu. Kalındiş av etinin tadına bakmak için bir süre dinlenirken, Nafız’ın şefin önüne yürüyüşü tamamlandı.
 Başını yemekten kaldıran Kalındiş Nafız’ı görünce, içinden gelen gülme isteğini bastıramayıp kahkaha atmaya başladı.
Uzun süre güldükten sonra kendine gelen bu ork, ortalama bir yeni doğanın çok gerisinde fiziksel özellikleri olan Nafız’a bakarak konuştu
”Bu zavallı varlığı buraya getirme cüretini nasıl gösterirsiniz”
 ”Önce bunu bir tokatla öldüreceğim, daha sonra bu kabahat kiminse onunla ilgileneceğim.
Gözlerindeki katil niyetle Kalındiş ona doğru yürürken, Nafız korkudan çeneleri birbirine vurarak titriyordu. Önceki hayatında ölüm ani bir şekilde gelmişti, şu an yaşamakta olduğu korkuyu ilk defa tecrübe ediyordu. Hayatı bu vahşi yaratığın bir vuruşuyla alınacaktı ve yapabileceği hiçbir şey yoktu.
Gözlerini kapatıp ölümü beklediği sırada, bölüm yöneticilerinin olduğu yerden bir ses geldi.
 ”Şef Ayıboğan! Levazım bölümünde ork eksiğimiz var, lütfen kaynağımızı boşa harcamayalım.”
Domuzkuyruk bu sözleri sarf ettiğinde Kalındiş tokadı vurmak üzereydi. Yerinden sinirle fırlayan Kaplanyürek levazım şefine bağırdı.
 ”Sen kim olduğunu sanıyorsun! Kutsal töreni bölenler ceza..’’
Kaplanyürek sözlerini bitirmeden, sol tarafından boğuk bir ses duyuldu
 ”Görevini ver”
Ses belki yeteri kadar yüksek değildi fakat içerdiği kudret çadırda bulunan herkesin ürpermesine yetti. Konuşan kişinin üzerinde beyaz bir ayı postu vardı. Örgülü sakalları çenesinin altından uzanıyor, fizikken zayıflamış olduğu göze çarpsa da, yaydığı aurayla etrafındakileri istemsiz şekilde korkutuyordu.
Ayıboğan ismiyle bilinen bu ork, yüz senedir kabilenin şefi olarak hüküm sürüyordu. Ağzından çıkan kelimelerin ağırlığını test edebilecek bir kişi, kabilenin içinde bulunamazdı. Buna kendi oğlu da dâhildi.
Kalındiş şaşkın gözlerle babasına bakarken, Kaplanyürek konuştu
 ”Levazım, bokçu”
Kaplanyürek yerine oturdu fakat bakışları Domuzkuyruk’ un üzerindeydi. Eğer gözleriyle öldürme kabiliyetine sahip olsaydı, şu anda çadırın içinde bir katliam yaşanıyordu.
Domuzkuyruk şefe minnettar bir şekilde selam verip yerine geçti. Ayıboğan ayakta titreyen Nafız’a bakmaya tenezzül bile etmedi, ağzından çıkan kelimeler karşısındaki zavallı için bir lütufmuşçasına mırıldandı
 ”Titrek”
Levazım bölümünün yardımcısı kendisini almaya geldiğinde, Nafız hareket edemeyecek  haldeydi. Yaşadığı ölüm korkusu ne izlediği filmlere ne de okuduğu romanlara hiç benzemiyordu. Kanının akmadığını hissetti, uzuvları felç geçirmiş, beyni düşünmeyi bırakmıştı. Kuru bir ağaç dalı misali, yardımcı orkun kollarında levazım bölümüne geldi.
Bu tuhaf olayın ardından tören devam etti fakat Kalındiş yaşadığı aşağılanmanın acısını çıkarmadan rahatlamayacak gibiydi. Sıradaki yeni doğanı bekliyor, ilk tokatta öldürmek için sabırsızlanıyordu.
Yeni doğanların sırasından, bütün çadırı hayretler içinde bırakan bir ork ilerlemeye başladı. Yalpalaya yalpalaya Kalındiş’ in önüne gelen bu kişi, öncekilere pek benzemiyordu. Yetişkin bir ork kadar gelişmiş olan yeni doğana bakarken, Kalındiş bir aşağılamayla daha karşılaştığını hissetti.
İsmini aldığı ve en büyük özelliği olarak övündüğü dişleri, yeni doğan bu orkun dişlerine nazaran biraz daha inceydi. Ancak çok dikkatli bir şekilde bakınca anlaşılan bu fark, diğer kişinin yeni doğan olması nedeniyle Kalındiş’i stres altına soktu.
 ”Kurtulmalıyım, ne olursa olsun bu orktan kurtulmalıyım”
Aklından geçen düşüncelerin verdiği hırsla, yumruğunu önündeki büyük başlı orkun suratına indirdi. Kemik kırılma sesi kulakları yırtarken, yumruğu yiyen ork bir kaç adım geri savrularak yere düştü.
Çıkan sesin şiddeti olağanüstüydü, herkes yerdeki orkun haline görmek için bakışlarını o yöne çevirdi ama bazı istisnalar da yok değildi. Bölüm başkanları, şefin oğlu ve şef, herkesin aksine dikkatlerini Kalındiş’e yönelttiler. Bu tecrübeli orklar her şeyi görmüşlerdi ama gözlerine inanmamak konusunda ısrar ediyorlardı.
Şefin torunu ritüelin kurallarına uymayıp, tokat yerine direkt yumruk atmış, yeni doğanın kafatasını kırıp yere yığmıştı. Olması gereken bu sahnenin gerçekleşmediğini gören Kaplanyürek, durumu kurtarmak için öne fırladı.
 ”Kalındiş oğlum, sanırım yeni doğanlar senin kudretini kaldıramıyorlar. Merhamet göstererek, senden daha zayıf bir savaşçıya bu işi bırakamaz mısın?”
Kalındiş yüzünde tatsız bir ifadeyle cevap verdi.
 ”Siz bu şekilde istedikten sonra, emirlerinize uymak benim görevimdir’’
Sözlerini bitirdikten sonra şefe selam vererek hızlı adımlarla çadırdan dışarı yürüyen Kalındiş, büyük deri kapıdan çıkana kadar kafasını yerden kaldırmadı.
Olayların üstüne çadırdaki orkların çoğu Kaplanyürek ‘in merhametini takdir ederken, şef ve bölüm başkanları öz önce yaşanan tuhaf olayı düşünüyorlardı. Şefin torunu ünvanlı, en iyi bakımı gören yetişkin ork, yeni doğanın suratını tüm öfkesiyle yumruklamıştı.
Bunun sonucu olarak yeni doğan geriye doğru bir kaç adım savrulup kafasının büyüklüğü yüzünden dengesini bulamayıp düşerken, yumruğu atan Kalındiş’ in eli kırılmıştı.
Tabii ki Kaplanyürek bu olayı ilk anlayan kişilerdendi. Oğlunun çıkışının ardından, yerde yatmakta olan orka görevini verdi
 ”Levazım, bokçu”
Domuzkuyruk’ un iki yardımcısı, levazım sözcüğü Kaplanyürek’ in ağzından çıkar çıkmaz yıldırım gibi yerde yatan orkun yanında göründüler. Sessizce yeni doğanın kulağına eğilip ”Sakın kıpırdama, gözlerini kapat” diyen bu iki ork, isim verilmesi için herkes gibi şefe döndüler.
Şefin suratına ritüel başından beri yerleşmiş olan bıkkınlık, şu sıralar yerini şaşkın ve kızgın bir ifadeye bırakmıştı.
”Sallabaş”
Şef yerde yatan orka ismini verince, levazım bölüğünden iki yardımcı Sallabaş’ı karga tulumba taşıyarak Domuzkuyruk’ un arkasındaki kalabalığa karıştılar. Delibalta, bu sahneyi izlerken içten içe üzüldü. Böyle bir vücut, savaşçı saflarında bulunması gereken bir materyaldi ve şimdi sadece bok toplama işiyle ilgilenmek zorunda kalacaktı.
Tören rutin şekilde ilerleyerek, yaklaşık bir saat daha sürdü. Yeni doğanlara isim verilme işinin bitmesinin ardından, bölüm başkanları topluluklarını alarak çadırı terk ettiler.
Şef Ayıboğan gün boyunca oturduğu yerden kalktı, uyuşan vücudunu gerdikten sonra kapıya bakarak konuştu
 ”Daha ne kadar orada duracaksın?”
Bu sözlerin ardından, çadırın kapısından bir gölge içeri girdi.
—————————————————————————————————————–------------
 Dünyanın en güçlü insanı bile olsan, sevdiğine karşı kaybedersin.
 Oscar Wilde
 
Altı Medeniyetin Dünyası sesli tiyatro şeklinde, her gün yeni bölümüyle Youtube kanalımızda. Hemen takip etmeye başlayabilirsiniz.
https://www.youtube.com/channel/UCFLFkHspxIWOS_quuhWnOEA


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.