Arifureta Shokugyou de Sekai Saikyou (WN) - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




20   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   22 


           
Yue hala acı çekse de, Aruraune öldüğü için sorun yoktu. O olaydan sonra bayılana kadar Hajime’nin kanını emdi. Bu onun iyi bir ruh haline dönmesi için yeterince başarılıydı, bu yüzden yolculuklarına devam ettiler.

Hajime’nin başladğı kattan 100 kat aşağı inene kadar yolculuklarına devam ettiler. Her kattan önce ekipmanlarını ve malzemelerini kontrol ederdi. Her zaman olduğu gibi Hajime, çalışırken Yue gözlerini dikip çalışmasına bakardı. Gerçekteyse iş yerine Hajime’yi izliyordu. Şimdi bile dinlenirken onun sağ tarafından çalışmasını izliyordu. Yüz ifadesi zindan ortamına uygun değildi.

Karşılaşana kadar kaç gün geçtiğini bilmiyorlardı, çünkü Yer altında zaman kavramı yoktu. Son zamanlarda Yue daha rahat yüz ifadeleri gösteriyordu. Hatta biraz da nazlanıyordu.

Özellikle bir ara dinlendikleri vakit iyice ona yapışmıştı. Eğer yatarsa onun koluna sarılarak birbirlerine yakın uyuyorlardı. Oturursa Yue sırtından sarılıyordu. Beslenirken önünden kucaklıyordu. Beslendikten sonra bile öyle kalmak istiyordu. Memnun bir ifadeyle yüzünü göğsüne sürtüyordu.

Hajime bir erkekti. Yue 12 yaşındaki görünümüyle büyüleyiciydi ve kolayca şehvet çağırmamalıydı, ama o ondan daha büyüktü. Birinin bu gördüklerinden etkilenmemesi için sorunlu olması lazımdı. Onlar hala zindandaydılar, gerilim ona bunu hazmetmede yardım ediyordu… Yüzeye döndüklerinde onun yetişkin hareketlerine dayanabilecek kadar güveni yoktu. Kasıtlı yapmıyor olabilirdi.

“Hajime… her zamanki gibi dikkatli…”

“Hmm? Ah, Çünkü bir sonraki kat 100. kat. Orda bir şey olabilir diye düşündüm .Yukardaki zindanın 100 katlı olduğuna inanılıyordu….her ihtimale karşı.”

Hajime 80. kattan geçtiğinde o, Onların bulunduğu yerin artık normal “Orcus Zindanı” olamayacağını düşünmeye başladı. Uçurumdan düşerken hissettiği duyguların aynısını hissediyordu. Hissettiğine bakılırsa bu düzeye geçtiği gibi bu katın diğer labirentlerden farklı bir yer olduğunu fark etti.

Ateşli silahlar, dövüş sanatları, özel büyü, silahlar ve dönüştürme. Bu becerileri parlattıktan sonra Hajime kendine güveniyordu. Fakat bu yer yetenekleriyle bile onu öldürmeye yetecek kadar korkunçtu.

Bu yüzden mümkün olduğunca hazırlıklıydı. Hajime’nin şimdiki durumu…

Adı Nagumo Hajime Yaşı 17
Cinsiyet Erkek Seviye 76
Sınıf Dönüştürme Artisti (Sinerjist)
Kuvvet 1980 Can 2090
Direnç 2070 Çeviklik 2450
Magic 1780 Büyü Direnci 1780
Yetenekler
Dönüştürme
·Mineral Değerlendirme
Hassas Dönüştürme
Mineral Sorgulama
Mineral Ayırma
Mineral Birleştirme
Replika Dönüştürme
Büyü Manipülasyonu
·Büyü Yayma
Magic Sıkıştırma
Uzaktan Kontrol
Demir Mide
Yıldırım Örtüsü
İlahi Adım
·Havada Yürüme
Titreme
Büyük Bacaklar
Hava Pençeleri
Gece Görüşü
Uzak Görüş
Algı
Büyü Algısı
Büyü Algısı
Durum Saklama
Zehir Bağışıklığı
Felç Bağışıklığı
Taşlaşma Bağışıklığı
Varja
Baskı
Telepatik İletişim
Dil Anlama

Onun durumu devamlı olarak ilk şeytan yiyişinden sonra yükseldi, Fakat o hiç özel büyü kazanmadı. İstatistikler normal canavarlardan daha fazla yükselemiyordu, ama patron veya yüksek seviye canavarlardan yükseliyordu. Diğer şeytanları yiyerek özel büyüsü olmayan şeytanlar gibi ,onun istatistikleri yükseltmek için çok zorlaşmaya başlamıştı.
Hajime ve Yue hazırlıklarını bitirince onlar onları aşağıya yönlendiren merdivenlerden ilerlediler.

Onlar çok sayıda sütün ile desteklenen bir boşluğa ulaştılar. Sütunların her biri 5 m çapındaydı ve her birinde tasarımlar üstüne kazınmıştı. Tavan yaklaşık 30 m idi. Oda güzel bir atmosfer ile birlikte ciddi bir atmosfer veriyordu.

Onlar hayran bir şekilde odaya adım attılar. Bütün sütunlar hafifçe parlamaya başladı. Bu onların dikkatlerini çekmişti. Sütunlar odayı ışıkla aydınlatıyordu ve bir yere doğru yönlendirecek şekilde ilerliyorlardı.

Hajime bir süre tetikte kalmıştı ama onlar ilerlemeye karar verdiler. Bütün hisleriyle ilerlediler ve algı yeteneğini kullandılar. 200 metre ilerledikten sonra çıkmaz bir sokak buldular. Çıkmaz sokak değil ancak büyük bir kapı. Bir çift kapı 10 m uzunluğundaydı ve üstünde güzel işletmeler oyulmuştu. Özellikle sekizgen üzerine çizilmişti.

‘’…Bu harika gözüküyor. Bir ihtimal…’’

‘’Hainlerin İkametgahı?’’

O odada son patron canavar olduğu hissi vardı. Hajime’nin içgüdüleri ona uyarı gönderiyordu, ama onun algı yeteneğinde hiçbir tepki yoktu. İleride bu çok kötü olacaktı. Yue de bunu hissediyor gibi görünüyordu çünkü alnında ter vardı.

‘’Bu harika değil mi? Biz sonunda hedefimize ulaştık.’’

Hajime içgüdüsünü yoksaydı ve cesur bir gülümseme yaydı. Bunun arkasında ne olursa olsun onun devam etmekten başka bir şansı yoktu.

‘’…Hn!’’

Yue kapıya baktı ve ona hazır olduğunu söyledi.
İkili sonunda adım attı ve kapıya doğru ilerledi.
O anda 30 metre genişliğinde büyük bir büyü formasyonu ortaya çıktı. Kızıl ışık yayılıyordu.

Hajime bu büyüyü tanıdı. O bunu unutamazdı çünkü bu büyü formasyonu onun düşmesine neden olan büyüydü. Ama Behemoth’un büyü formasyonu 10 m çapındaydı. Önündeki büyü formasyonu 3 katı daha büyüktü ve daha karmaşıktı.

‘’Hey hey bu boyutta ne? Bu gerçekten son patron canavar mı?’’

‘’…Her şey yolunda… Biz kaybetmeyeceğiz…’’

Beklendiği gibi Hajime gülümsedi. Yue onun kolunu kararlı bir ifade ile tuttu.
Formasyonun ışığı kaybolmuştu ve o anda…

30 metre uzunluğunda 6 kafalı ve uzun boyunlu, keskin pençeli ve koyu kırmızı gözlü Mitolojide geçen Hydra ‘ya benzer bir canavar çıkıştı.

‘’ ‘’Kuruuaan!’’ ‘’

Başlardan birisi ağzını açarak etrafa ateş saldı.

Hajime ve Yue zıpladı ve hem sağdan hem de soldan karşı saldırı düzenledi. Hajime Donnerı kırmızı kafaya ateşledi. Kurşun kırmızı renkli kafayı havaya uçurdu.

Hajime yumruğunu zafer yüzünden havaya kaldırırken kafalardan biri bağırdı. Beyaz ışık kırmızı kafasın etrafına sarılmıştı ve onu tamamen yenilemişti. Beyaz kafa beyaz ışık yayarak iyileştirme yapıyor gibi gözüküyordu.

Yue yeşil bir kafaya buz parçası fırlattı ve kafayı patlattı. Ancak kırmızı ile aynı şekilde beyaz baş yine büyü ile yeniledi.

Hajime telepatik iletişim ile Yue’ye konuştu

(Yue! Beyaz kafaya hedef al! Yoksa bu sonsuza dek sürecek!’’ )

(‘’Tamam!’’)

Mavi kafa ağzından buz yayıyordu. Hajime ve Yue saldırılardan kaçarken beyaz kafayı hedef alıyordu.

Bang!

‘’ ‘’Kızıl Mızrak’’ ! ‘’

Işıktan bir atış ve yanan bir mızrak beyaz kafaya doğru ilerledi. Ancak bunlar tam vuracakken sarı kafa hemen atışlara doğru ilerledi ve şişti. Kafa sarı bir renkte yanmıştı ve iki atağıda kafasından almıştı. Saldırıdan sonra onlara doğru bakan apaçık bir sarı kafa vardı.

‘’Tsk! Bir kalkan. O kafa, iyileştiren kafayı koruyor, iyi bir denge.’’

Hajime kafalara kışkırtıcı bir bomba attı. Aynı zamanda Donner ‘ı Beyaz kafaya tüm gücüyle ateşledi. Yue peş peşe kızıl mızrak ile Hajime’ye atışında yardım etti. Onun ‘’Masmavi Gökyüzü’’ sarı kafayı aşabilirdi ama o yetenekten sonra o avlamak için kolay bir hedef olurdu.O kanı hızlıca içerse hemen iyileşebilirdi ama diğer kafalar kesinlikle buna izin vermezdi. Baş sayısı yarıya düşmeden o en iyi büyüsünü kullanamazdı.

Sarı kafa bütün ataklarını kafadan alıyordu ama birden kusursuz başda, hasar belirtileri olmaya başladı.

‘’Kuruan!’’

Beyaz kafa sarı kafayı hemen iyileştirmişti. Kafa başhekim rolünü mükemmel bir şekilde gerçekleştiriyordu. Ancak o anda beyaz kafaya doğru kışkırtıcı bomba patladı.3000 derece santigrattaki tar etrafa dağıldı. Beyaz kafaya döküldüğünde o çığlık atmaya başladı.

“Bu şansı kaçırma!” Hajime telepati yoluyla mesajı yolladı. Onlar aynı anda bir saldırı için plan yaptı. Tam saldıracakken bir çığlık geldi. Yue’nin çığlığı.

‘’Hayır!!’’

‘’!? Yue!’’

O hızla ona ilerlemeye çalıştı fakat rüzgâr bıçakları tarafından engellendi ve ateş topları yeşil ve kırmızı baştan ona doğru ilerlemişti. Yue hala çığlık atıyordu. Hajime ne olduğunu merak ediyordu ve dişlerini sıktı. Siyah kafanın bunca zamandır bir şey yapmadığını fark etti.

(Hayır bu yanlış o çoktan bir şey yaptı.)

Hajime Donner’ı siyah kafaya ateşledi ve Titreme ile beraber Havada Yürüme’yi kullanarak kaçtı. Ateş sesiyle Yue’ye bakan siyah kafa patladı. Yue aynı anda yere düştü. O Yue’nin yüzünün soluk olduğunu o mesafeden bile görmüştü. Mavi kafa büyük ağzını açtı ve kafasını Yue’ye doğru onu yutmak için açtı.

‘’Sanki sana izin vereceğim de!!’’
Hajime kendini rüzgâr bıçakları ve ateş topundan hasar almak için hazırladı ve Titreme kullandı. Ölümcül bir saldırıdan kurtulmak için Hava Pençeleri ve Donnerı kullandı. Son anda Hajime mavi kafa ile Yue’nin arasına ulaştı ama orada saldırmak için zaman yoktu, o yüzden Vajra yeteneğini kullanarak kendini korudu. Hajime hareket ederken bu yeteneği kullanamıyordu. Bu yüzden Yue’nin önünde saldırıyı bloklamak için durmuştu. Büyü bedenini kaplamıştı ve aynı zamanda kafa onu biraz ıssırmıştı.

‘’Kururu!’’

‘’Guu!’’

Kısık bir homurtu çıkarırken Mavi kafa Hajime’yi tamamen içine aldı. Çenesini kapatmaya çalışırken, Hajime öne eğildi ve bacaklarıyla yenilmemek için ağzını kapatmasını engelleyerek önledi. Donner’ı Kafa’nın üst çenesine doğru itti ve tetiği çekti.

Mavi kafasının patlamasından dolayı beyin parçaları uçar hale gelmişti. Hajime Büyük Tekme’yi hareketsiz kafada kulandı. O zaman bir flaş bombası ve sonik el bombası’nı Hydra ya doğru attı.

Sonic Bombası 80. katta gördükleri ultrasonik dalgalar yayan bir şeytandan üretilmişti. Şeytan ses ile saldırı yapmak için vücudunda özel bir organ bulunduruyordu. Hajime o şeytanı yenerek hiç özel büyü kazanamasa da özel olan organı malzeme olarak kullanarak yeni bir bomba üretmişti.

Bu iki bomba Hydra’ya karşı yoğun bir ışık ve ultra sonik dalgalar yaydı. Hajime Yue’yi taşıdı ve sütunların arkasına saklandı.

‘’Hey! Yue! Kendine gel!’’

‘’…’’

Yue sözlerine tepki vermedi ve vücudu titriyordu. Siyah kafa ona ne yapmıştı? O böyle düşünürken, Yue’nin yanaklarına tokat attı. Hajime telepatiyle onu çağırdı ve ona biraz kutsal su verdi. Bir süre sonra boş gözlerinde yaşam belirtileri göstermeye başladı.

‘’Yue!’’

‘’…Hajime’’

‘’Evet, benim. İyi misin? Ne oldu?’’

Yue, Hajime’nin varlığını yanıp sönen gözleri ile doğruladı. Küçük ellerini uzattı ve onun yüzüne dokundu. Rahat bir nefes sesi dudaklarından Hajime’yi önünde gördüğünde dışarı çıkmıştı ve gözyaşları gözlerinde toplanmaya başlamıştı.

‘’…Ne rahatlama ama… Terk edildiğimi düşünmüştüm… Karanlıkta yeniden yalnız…’’

‘’Ah? Neyden bahsediyorsun?’’

Hajime çarpık bir şekilde ona baktı. Yue Hajime’nin onu terk ettiği ve yeniden mühürlendiği bir sahne gördüğünü söyledi. O bunu gördüğünde güçlü bir güvensizlik duygusu onu vurmuştu. O korku tarafından bağlanmıştı ve bedeni ile birlikte zihni felç olmuştu.

‘’Tsk! Bir debuff büyüsü? Görünen oku siyah kafa rakibe panik yaptırabilir. Kahretsin, O canavar yeteneklerde iyi bir dengeye sahip!’’

‘’…Hajime.’’

Yue Hajimeyi zahmetli düşmanlarını lanetlerken gözledi. Korkutucu bir sahneydi. Hajime tarafından terkedilmek. 300 yıl sonra onu hayatını riske atarak serbest bırakan kişiydi. Ona bir vampir olduğunu söyledikten sonra onu hala aynı şekilde değerlendiren ve ona kanıyla beslenmesine izin veren kişiydi. Onun kalbinin böyle olması kaçınılmazdı.

Yue’nin tek yeri Hajime’nin yanıydı. Hajime’nin yanında olmak ve onun anayurduna beraber dönmeye söz vermek onun için çok önemliydi. O bir daha yalnız kalmayı bile hayal edemiyordu. Bu nedenle bu kâbus kafasının içine girip onu yiyip bitirmişti. Hajime Hydra’nın bombanın etkisiyle kurtulup kurtulmadığına bakmak için ayağa kalktı. Yue elbiselerini tutarken istemsizce onu gözaltına aldı.

‘’…Ben…’’

Yue huzursuz bir ifade ile neredeyse ağlayacak bir yüzü vardı. Hajime onun nasıl bir kâbus gördüğünü sonunda anladı. Her zamanki şekilde onun duygularını algılıyordu. Her durumda o ona Japonya’ya beraber dönme sözü vermişti. Bilmiyor gibi davranmak için bir sebep yoktu.

Muhtemelen onu kelimelerle teselli edebilirdi ama bunun için zaman yoktu. Gönülsüz sözler söylerse siyah kafa’nın hala kurbanı olurdu. Hajime’nin batırma şansı bile vardı ama o zaman o Yue’yi takip edecekti. Bunları düşünürken Hajime kafasını kaşıdı ve Yue’nin gözleri önünde çömeldi.
Ve o zaman…

‘’?…!?’’

Hajime kafasını eğerek Yue’yi öptü.


Dudakları biraz dokunmuştu ama Yue dramatik bir tepki gösterdi. O sadece Hajime’ye baktı.


Gözleri utanç doluydu ve elini uzatarak Yue’nin ayağa kalkması için yardım ediyordu.

“Biz o yaratığı öldürüp hayatta kalacağız. O zaman yüzeye ulaşacağız ve eve beraber döneceğiz.’’

Yue Hajimeye şaşkınlıkla baktı ve yavaşça gülümsemeye başladı.

‘’Evet!’’

Hajime kendini topladı ve Yue’ye stratejilerini anlattı.

‘’Yue, Ben Schlagen’i kullanacağım. O devamlı ateş edemez bu yüzden beni koru.’’

‘’…Bana bırak!’’

Yue aniden tamamen motivasyon doluydu. Sessiz hali gitmişti ve hırs doluydu.

Hydra patlamadan sonra kükremişti. Hajime ve Yue ateş topları, rüzgar bıçakları ve buz parçaları tarafından saldırıya uğramıştı.
İkisi de sütunların gölgelerinden saldırıdan korunmak için çıkmıştı ve karşı saldırıya geçmişti.

‘’Kızıl Mızrak! İmparatorluk Savaş Topu! Dondurucu Yağmur!’’

Sihirler için tetik devamlı olarak aktif edilmişti. Buzdan bir tornado içinde rüzgârdan bir mızrak ile keskin iğnelerle beraber Hydra’ya doğru ilerliyordu. Yue bunları kırmızı-yeşil ve mavi kafaya hedefleyerek sarı kafanın etkisiz kalmasına çalışmıştı. Ama sarı kafa hareket etmemişti. Hajime’nin beyaz kafaya hedeflediğini görmüştü ve bir kükreme yükseltmişti.


‘’Kuruuan!’’

Hemen sonra yakındaki bir sütün doğaçlama bir kalkan olarak dönüştürme ile hareket etti. Bu sarı kafa akrebe benzer bir yetenek kullanabiliyor gibi gözüküyordu. Fakat derisi küçüktü. Yue’nin büyüsü taştan duvarlara vurmuştu. Bu duvarları püskürtmüştü. Büyü direkten duvarlardan geçerek 3 kafaya da vurmuştu.

‘’Guruuuu!!’’

Kafaların üçü de çığlık attı. Siyah kafa Yue’nin gözlerini yakaladığında debuff büyüsü kullanmaya başladı.

Tedirginlik Yue’de tekrar oluşmaya başladı fakat Yue Hajime’nin onu öptüğünü tedirgin olmadan önce hatırlamıştı. Vücudu tutkulu bir his ile dolmuştu ve debuff büyüsü işe yaramaz hale gelmişti.

‘’…Bu artık işe yaramıyor!’’



Hajime’ye destek vermek için Yue durmadan büyü kullanıyordu .
Kırmızı kafa iyileşirken yeşil ve mavi kafa Yue tek başına onlara karşı savaşırken saldırıyorlardı.

Üç kafa Yue ile uğraşırken Hajime canavara biraz daha yaklaştı. O bir ölüm vuruşu için ilerliyordu, çünkü biraz daha bu savaş sürerse zahmetli bir işe dönüşecekti. Siyah kafa büyüsünün Yue de işe yaramadığını görünce Hajime’ye baktı. Acı, açlık ve korku onun kalbinde uçurumda geçirdiği zaman yükseldi. Ama…

‘’Öyleyse ne ?’’

Bu uzun zamandır onun dayandığı bir şeydi. O günler artık onun için büyük bir şey değildi. Hajime siyah kafayı Donner ile patlatmıştı.

Beyaz kafa anında kafayı iyileştirmeye çalıştı ama o yapmadan Hajime havaya zıpladı ve yeteneklerini kullanarak Schlagen ile onun kafasına nişan aldı.

Düşündüğü gibi sarı kafa yolunun üzerinde durdu ve beyaz kafaya vurmasını engelledi.

‘’O zaman beraber gidin!’’

Hajime Schlagende Yıldırım Örtüsü ile bir kıvılcım oluşturtmuştu. Mermi tamamıyla metaldendi. Tauru cevheri akrepten alınan Stall cevheri ile kaplıydı .Stall cevheri büyüye yüksek bir yatkınlığa sahipti ve Yıldırım Örtüsüne şıp diye uyuyordu. Sıkıştırılmış toz ile kıvılcım patlamıştı.

Bang!


Kırmızı kurşun elektromanyetik kuvvetle hızlandırılmıştı ve 1.5 m’lik namluyla beraber muazzam bir patlama sesi çıkarmıştı. Bu silah Donner’ın maksimum çıkışından 10 kat daha güçlüydü. Basit hesaplamasıyla beraber bu tüfek Hajime ile beraber anti-madde bir tüfekten 100 kat daha güçlüydü. Bu silahı yapmak bu dünyanın özel cevherleri ve büyüsü olmadan imkânsızdı.

Ateşlendiğinde kurşun kalın bir lazer gibi kırmızı bir iz yaratmıştı. Kouki’nin Behemoth’a karşı kullandığı koz büyüsü bunun karşısında çocuk oyunu kalıyordu. Sarı kafa doğrudan kurşunla buluştu ve havada karşılaştı.
Sarı kafa Vajra’ya benzer bir yeteneğe sahipti ancak kurşun sarı kafayı parçalayıp beyaz kafaya bu hiçbir şeymiş gibi ulaşmıştı. Kurşun karşısına çıkan her şeyi püskürtmüş ve delmişti, sanki deprem yaratmıştı. Deprem olmuş gibi çıkan ses ve kurşun bütün katta titreşimler yaptı.
Kalan iki kafa ise varmış gibi gözüken iki boyundu. Açılan yaralar ısı tarafından kapanmıştı ve orada sanki daha önce hiçbir kafa olmamış gibi göstermişti. Enkaz her tarafa dağılmıştı ve hiç kimse kurşunun ne kadar devam ettiğini ve duvarlarda ne kadar boşluk yarattığını bilmiyordu.

Diğer kafalar sahip oldukları kafaların yarısının bir anda yok edileceğini hiç düşünmemişti. Yue bile Hajime’ye şaşkınlıkla bakıyordu ve düşmanlarını unutmuştu. Hajime zemine indi, Schalgen’den dışarı yükselen bir duman vardı. Ne zaman yere dokunduğunda üç kafa kendine geldi. Hajime tüm kafalara baktı ve onların artık rakip sayılamayacağını düşündü.

‘’ ‘’Kavurucu Cennet!’’

Yue yeteneğini kullanarak Vampir Prensesliğini yeniden kanıtlamıştı.
Hemen sonra kafanın etrafında elektrik toplandı ve 6 yıldırım küresi kafaların etrafında ortaya çıktı. Sonra elektrik küreleri birbirine bağlandı ve büyük bir yıldırım küresi oluşturdu.

Zugagagagagaga!

Küre patladığında 6 küçük küre kadar sınırlı olarak büyük güç yaydı. Üç kafa kaçmaya çalıştı ama yıldırım küreler duvarlardan sıkıştırıyordu. Tanrı’nın gazabı gibi odayı gök gürültüsü doldurmuştu.

Çaresizce üç kafa sihir tarafından silinmeyi beklemeliydi ve 10 saniye sonra büyü etkisini yitirdiği gibi üç kafa acı içinde çığlık atmıştı.
Her zamanki gibi Yue yeteneklerini aşırı kullanmaktan çökmüştü. Hajime Hydra ya doğru tüfek omzunda duracak şekilde yürümeye başladı. Hydra’nın daha fazla hareket etmeyeceğini düşünerek Yue’ye arkasını döndü.
Hemen sonra;

‘’Hajime!’’

Yue’nin çaresiz sesi duyulmuştu. Ne olduğuna bakarken bakış açısını arkasına döndü. Hydra’nın kalan artıklarında yedinci bir kafa ona doğru baktı. Hajime istemeden püfledi.

Fakat yedinci gümüş kafa dikkatini Yue’ye verdi ve herhangi bir hazırlık olmadan bir Aurora serbest bıraktı. Schalgen’in vuruşu gibi Yue’ye ateş etti. Yue büyü tükenmesi nedeniyle hareket edemiyordu.

Gümüş kafanın Yue’ye döndüğü an Hajime zıpladı..Az önceki mavi kafa gibi Hajime Yue ‘yi kurtarmak için oraya atlamıştı. Bu sefer sonuç farklıydı. Aurora Hajime’yi tamamen yutuyordu. Yue’nin vücuduna tam isabet gelmese bile Yue uzağa uçmuştu.

Sonra Aurora sakinleşti ve Yue vücudu acı içinde oturdu. Hajime için etrafa bakındı ve Hajime’nin saldırıdan dolayı gücünün emildiğini gördü.
Hajime saldırıyı engellemeye çalıştığı yerden hareket etmedi. O heybetl bir duruşta saldırıdan korunurken vücudunda biraz duman çıkmıştı. Yerde erimiş Schlagen’in parçaları duruyordu.

‘’H-Hajime?’’

‘’…’’

O cevap vermedi. Vücudu sadece sallandı ve öne doğru düştü.

‘’Hajime!’’

Yue hızla ona doğru vücudunun acısı ve tedirginlikle iilerledi. Büyü tükenmesi nedeniyle hiç güç toplayamamıştı ve düşmüştü. Bastırılmış bir sabırsız duygu ile kutsal sudan biraz içti. Yaşam gücü yavaşça düzelmişti ve bu sefer Hajime’ye doğru koşmuştu.

Kan yavaş yavaş Hajime’nin karnı altında akmaya başlamıştı. Saldırı Hajime’nin Vajra’sını geçmişti ve ona hasar vermişti. O bir kalkan olarak Schlagen’i kullanmıştı. Eğer böyle yapmasaydı büyük olasılıkla ölürdü. Neyse ki onun Schlagen’i Yue’nin ‘’Masmavi Gökyüzü’’ yeteneğine dayanabilen bir akrebin kabuğundan yapılmış bir silahtı.

Ona sırtını döndüğünde Hajime’nin durumu ciddiydi. Parmakları ve omuzu yanmıştı. Bazı yerlerde bile kemik gözüküyordu. Yüzünün sağ tarafı yanmıştı ve sağ gözü kanıyordu. Bacaklarına çok fazla hasar yoktu. Bu bir nimet olarak sayılabilirdi.


Yue ona kutsal su verecekti, ama Hydra buna izin vermedi. Canavar bu sefer 10 cm çapında sayısız toplarla ateş ediyordu. Şiddeti mitralyöz ile eşdeğerdi.
O çabucak Hajime’yi tuttu ve sütunların arkasına tüm gücüyle saklanmak için ilerledi. Işık topları birer birer arka arkaya sütunlara doğu atılıyordu ve sütunların yok olmasına neden oluyordu. 1 dakika bile olmamıştı. Her ışık topu korkutucu bir güçle doldurulmuştu.

Yue hemen kutsal suyu Hajime’nin yarasına dökmüştü ve içmesi için onu kaldırmaya çalışıyordu. Fakat Hajime onu içmek için güce sahip değildi bu yüzden her ağzına giren ağzından çıkıyordu. Yue kutsal suyu ağzına yerleştirdi ve onu öptü. O zorla ona içtirdi.



Ama kutsal su onun yaralarını tamamen iyileştirememişti. Genellikle iyileştirme hemen başlardı yani görünün o ki bir şey karşı koyuyordu.

‘’Niçin?’’

Yue eldeki tüm kutsal suyu dışarı çıkardı ve paniklemeye başladı.
Restorasyona engel olan faktör Hydra’nın Aurora’daki zehiri idi. Bu genellikle direnişsiz bir varlığı eritirdi. Ancak kutsal su restorasyonda aurora’nın zehrinden daha hızlı olsa bile daha güçsüzdü. Hızı yavaş ama Hajime’nin gelişmiş gövdesi iyileşmek için zaman alacaktı. Ama sağ gözü Aurora ışığı ile buharlaştığından artık sağ gözünü de iyileştiremezdi. O kutsal suyla bunu geri getiremezdi. Çünkü kutsal suyun yeteneği geri almak değil iyileştirmekti.

Sütün birazdan yok edilecekti ve şuanda Hajime kalkacak gibi gözükmüyordu. Yue Hajime’ye kararlı bir ifade ile baktı ve öptü. Donner ı aldı ve ayağa kalktı.



‘’…Bu sefer ben seni kurtaracağım…’’

Bu kelimelerinden sonra o sütünün arkasından zıpladı. Biraz büyüsü kalmıştı ve kutsal su tükenmişti. Vampir vücudu ile o sadece Donner ‘ı ve otomatik iyileştirmeyi kullanabilirdi.

Gümüş kafa sütünün arkasından zıplayan Yue’ye baktı. Büyüsü az kaldığından Yue onla büyü ile dövüşmüyordu. Onun yerine o kaçmayı ve koşmayı seçti çünkü o Donner’ı Hajime gibi ateşleyemiyordu. Aslında Yue yakın dövüş ile mücadelede iyi değildi. Anında o bir köşeye çektirilmişti.


Sonunda toplardan birisi Yue’nin omzuna vurdu

‘’Agu!’’

************************************.

Acıyla inlerken Yue dayandı. Acı yüzünden durduğu zaman onun düşeceği zaman olacaktı. Onun Otomatik yenilemesi başlamıştı ama bu her zamankinden daha yavaştı. Görünen o ki zehir yenilemeye karşı bile etkiliydi. Vampiriçe’nin büyü gücü yeniden bitmişti. Bu durumda onun vücudunu güçlendirmek için kullandığı büyüler yakında yok olacaktı.
Yue yaklaşmaya çalıştı ama başarısız oldu. Çaresizlik içinde Donner’ın tetiğini çekti Yue kalan büyüsünün birazıyla Yıldırım Örtüsüne yakın bir elektrik büyüsü kullanarak ivme yarattı. Acemi şansı ile kurşun gümüş kafanın tam 12 sine vurdu.

Ama,

‘’Eh’’

Gümüş kafa bundan etkilenmemişti. Ancak böyle bir şey sonsuza dek devam edemezdi. Gümüş kafa’nın gözleri parlıyordu ve başka bir Aurora çevreye doğru ateşlenmişti. Yue’nin kaçış rotası ışık topları yüzünden sınırlıydı bu yüzden o ışık mermisine atlamayı seçti. Bu ona aurora’yı önlemeye izin verdi.
Bunun için karşılığında ışık mermisi onu zemine yerleştirdi.

‘’Uu…Uu…’’

Vücudu hareket edemiyordu. Eğer o hareket edemezse ışık topu veya kurşunu ona vuracaktı. Yue bunu biliyordu ancak vücudu dinlemiyordu. İyileşme hızı çok yavaştı. Gözyaşı dökmeye başladı. Bu kaçınılmaz olarak düşürücüydü. O Hajime’yi tek başına koruyabilir miydi?

Kafa Yue’ye karşı zaferi teyit ettikten sonra kükredi ve ışıktan kurşunlar ateşledi.

Işık kurşunları Yue’ye yaklaştı ama o gözlerini kapamadı. En azından kalbini yenemediğini göstermek için o durmadan kafaya baktı. Sonra bütün görüşü kurşunun ışığı yüzünden kaybetti. Eğer o direk vurursa kesin ölümdü. O Hajime’yi korumakta başarısız olduğu için özür dilemeyi denedi ve ilk ben gideceğim dedi.

Bi anda…Bir bora rüzgarı patladı.

‘’Eh?’’

Yue birisinin kollarında olduğunu fark etti ve mermiyi de sıkışmış gördü. Onu tutan kişiye baktığında gördüğüne inanamadı. Bu açıkça Hajimeydi. Ağır nefes alıyordu ve yaralıydı, gözlerinden biri kapalıydı ama Yue’ye sıkı sarılıyordu.


“Ağlama Yue. Bu senin zaferin.’’
‘’Hajime!’’

Hajime’yi duygu dolu bir şekilde kucakladı. Çoğu yarası iyileşmemişti. O sadece saf irade ile duruyordu.

Hajiime gümüş kafaya baktı. Kafa etrafta ışık kurşunu yaparken ona baktı. Kurşunu fırlattı ve kimin kurtulduğu hakkında daha fazla tartışma yaratmak istemiyor gibiydi.

‘’Çok yavaş…’’

Hajime son ana kadar hareket etmedi, Yere indi ve kurşundan kaçtı.
Kafa gözlerini kıstı ve ışık toplarının sayısını arttırmaya başladı.


‘’Hajime, kaç!’’

Yue Hajimeye umutsuz bir ifade ile böyle demişti, ama Hajime farklıydı. O Yue’yi kucaklamış ve onunda dans bile etmişti. Onlar dengesiz bir şekilde düşmüştü ve ışık mermilerinden kaçmıştı. Bir ışık topu Hajime’ye ıskaladığında, o yanlış anlamış gibiydi.

O gözlerini genişletti.

‘’Yue, kanımı em.’’

Onun sessiz gözleri ve sesi onu seslendi. Normalde bile onun kanını almak için tereddüt ederdi. Işık kurşunlarından kaçarken Hajime Yue’yi kucakladı ve onu ensesine getirdi.

‘’Senin büyün son çare… Yap şunu Yue. Biz kazanacağız.’’

‘’…Tamam!’’

Onun güçlü sözleri ona yaşamak için istek verdi ve kafa salladı. Yue ona inandı ve yüzünü onun ensesine gömdü. Hajkime’nin gücü ona akarken Yue hızla iyileşti. İkisi etrafta dans eder gibiydiler ve birbirlerini kucaklarken kurşunlardan kaçıyorlardı.

Daha demin Hajime yatarken;
Şimdi dünya onun gözünde mat rengindeydi. Tek renkli bir dünya, bütün her şey yavaşça ilerledi. Sadece Hajime her zamanki gibi hareket ediyordu.
Hajime Yue’nin tek başına dövüşürken ki savaşına baygınken bakıyordu. O onun silahıyla cesurca savaşıyordu. Yere düştüğünde ve canavar ona Aurora ile saldırmaya çalıştığında…

Hajime şiddetle öfkelenmişti. Ne yapmalıydı? O sadece orada uyuyarak memnun olacak mıydı? Böyle bir yerde onun ortağı ondan alınacak mıydı? Öyle nir canavara izin verecek miydi?

Hayır! Kesinlikle olmaz! Onu tehdit eden bir düşman, hayır, onların hayatta kalmasını…! Düşman

‘’Öldür!’’


O anda Hajime kafasını çalıştırdı ve becerilerinin uyandığını hisseder gibi bir kıvılcım aldı. İlahi Adım’ın son adımı [Işık Hızı]. Bilinçsel işlevi geliştirerek İlahi Adım’ın tüm becerileri ve onla ilişkili her şey gelişti. Hajime bir kez daha duvarı aşmıştı.

Hajime Yue’nin yanına yetenekleriyle bir anda varmıştı ve nazikçe ışık kurşunlarını engellemişti.

Ve şimdi Sonunda Yue kan emmeyi bitirmişti ve tamamen güçlerini geri almıştı.

‘’Yue, Sinyal verdiğimde ‘’Masmavi Gökyüzü’’ ‘nü kullan. O zamana kadar yüreğini ve ruhunu kaçmaya ver “.

‘’Tamam… ve Hajime?’’

‘’Ben, zahmetli işi yapıcağım.’’

Hajime Yue’yi sütunların arkasına indirdi ve gümüş kafaya doğru koştu.
Işık toplarını Titreme ile beraber Donner kullanarak karşılıyordu. Canavar tekrar kurşun tarafından vurulacak güce sahip değildi bu yüzden oda kaçtı. Donner’ın kurşunları tavanda delik açmıştı.

Hajime ateş ettiği yeri durmadan değiştirdi ama tüm mermiler sadece etrafında delikler yaptı. Parlak bir ışıltı gümüş kafanın gözlerinin içinde belirdi. Yue huzursuz olmaya başladı ama ona inanıyordu. Büyüsünü kullanmak için sinyali bekledi.

Havada Yürüme ile havaya zıpladı ve Donner’ı ateşledi. Onun narin adımları bir maçta mümkün olmayacak bir şeydi, ancak mümkün oldu. Hajime çevrede zıpladı ve havada kaçış hareketleri yaptı.

Tahriş olmuş gümüş kafa bir Aurora saldırısını dikkatsizce yaptı. Doğal olarak Hajime bunu bir sırıtma ile kolayca engelledi. Hajima anlamıştı. Kafa Aurora saldırısını yaparken sertleşti. O zaman o Donner’ı yeniden doldurdu ve farklı 6 yere ateşledi. Şiddetli bir patlama ve şok tavanda oluştu. Sonra bir anda sessizlik çöktü. Enkaz 10 m çapındaydı ve onlarca ton ağırlığındaydı. Bu büyük ağırlık gümüş kafayı altta bırakmıştı.

Hajime Donner ile tavanda bir delik açtı ve sıyrılırken bir bomba hazırladı. O dönüştürme gücüyle kırılgan tavan parçalarından bombaya destek yapmıştı. O zaman 6 ayrı yere fırlattı ve patladılar.

Saldırısı gayretsiz değildi. Basit enkaz bu canavarı yenebilseydi o zaman bu kadar sorun yaşamazlardı. Hajime Titreşim ile enkazın altında sıkışmış ve ezilmiş gümüş başa yaklaştı. Aynı zamanda bir doğaçlama ile Hydra’nın etrafında yüksek bir kavurucu fırın yarattı(nereye baktıysam böyle çıktı.).Bir torba dolusu yanan bombayı fırının içine attı ve bağırdı.

‘’Yue!’’

‘’Tamam! Masmavi Gökyüzü’’!’’

Soluk bir güneş, gümüş kafaya doğru gözüktü ve onu eritti. İçeride bir zincir patlaması vardı, güç onun savunmasını kırdı ve gümüş kafa ihmal edilemez bir hasar aldı.

‘’Guuruaaa!’’

Gümüş başın ölüm sancısı çekiyordu. Kaçmaya şiddetle çalıştı ve ışık mermilerini rastgele fırlattı. Duvarlar parçalanmaya başladı ama Hajime onları tamir edip kaçmasını engellemek için buradaydı. Hydra Aurora yeteneğini kullanarak saldırmayı denedi ama gümüş kafa yüksek derecede erimişti ve daha fazla ateş edemezdi.

Hajime’nin algı yeteneği artık Hydra’yı sezemiyordu, sanki o onun hislerinden yok olmuştu. Bu sefer onun öldüğü kesinleşti ve Hajime yere çöktü.

‘’Hajime!’’

Yue ona sürünerek yaklaşmıştı onun bedeni artık enerji toplayamıyordu.

‘’Gerçekten de …Ben yoruldum…’’

Hajime, Yue onu kucakladıktan sonra bilincini yavaşça kaybetti.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


20   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   22 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.