Ayın Lütfu - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




6   Önceki Bölüm 

           
  Konuşmanın ilk 5 dakikasında çok önemli şeyler konuşmamışlardı. Sadece bahçenin ve ortamın güzelliğinden bahsedilmişti. Kısaca havadan sudan bir muhabbetti. Apollo’nun aklı hala tarihte takılıydı. Şuanki zamandan 700 yıl öncesinden bir görüntü görüyordu. 700 yıl önceki yaşam şartları ve teknoloji bile şuan kendisinin sahip olduğundan çok daha üstün gözüküyordu. Takvim dijital ekran şeklindeydi. Ekranda sonraki günlerin bahsedildiği bölümde bir gün işaretlenmişti. Yazan dili anlamadığı için hangi gün olduğunu veya kaç gün sonra olacağını bilmiyordu. 


  Apollo etrafta başka bir önemli detay ararken Sona konuya ilk adımı attı. “Tarih yaklaştı nasıl hissediyorsun?” bu bahsettiği Apolo’nun gözüne çarpan tarih olabilir miydi? Kız cevap vermeden önce önündeki bitki çayına benzeyen içecekten bir yudum aldı. Apollo cevabı merakla beklerken etrafın sıcaklaştığını hissetti ve terlemeye başladı. Tedirgin mi oluyordu? Alnından terler akmaya başlamıştı. Kızın sesi titreyerek çıktı. “Bunu yapmaya hazır mıyım emin değilim.” O da mı tedirgin? Apollo onun tedirgin olmasını anlayabilirdi. Soru ve o olay hakkında henüz bir bilgiye sahip olmamasına rağmen kendisin neden tedirgin olduğunu anlamamıştı. “Yoksa onun duygularını hissedebiliyor muyum?


  Önce kızın gözünden görüntü şimdi de duygularını hissetme, sıradaki ne olucaktı?” Apollo şaşkındı. Başına gelen şey bir talih mi yoksa şanssızlık mı onu zaman göstericekti. Sona duruşunu biraz daha dikleştirdi, daha ciddi bir yüz ifadesi takınmıştı. “Bunu yapmak zorunda olmadığını daha önce de söylemiştim. Babam da yapmamanı destekliyor. Eğer şansını bizden yana kullanırsan işi daha basit yollarla, kendi yöntemlerimizle seni katmadan halledeceğiz. Onların sana yükledikleri bu ağır sorumluluğu kanatlarından alıcaz.” Apollo bu cümlelerin kızı biraz daha rahatlatmasını beklediyse de yanılmıştı. Sakinleşememiş tedirginliği daha da artmıştı.


  “Onların neyin peşinde olduğunu bilmediğimi mi sanıyor?” Kız bu sesi konuşarak söylememişti. Ses Apollo’nun bulunduğu yerde yankılanmıştı. “Bunlar kendi düşünceleri olsa gerek.” Apollo’nun artık alıştığından olsa gerek olaya çok şaşırmamıştı. Şaşırdığı şey kızın düşünceleriydi. “Teklifin için teşekkür ederim ama daha kararımı vermedim. Son ana kadar düşünmek istiyorum.” Kız cümlenin sonuna yalandan bir gülümseme eklemişti. “Şimdi gitsem iyi olucak. Buraya geldiğimden haberleri yok geç kalırsam fark edebilirler.” Bitmiş çay fincanını masaya koyup ayağa kalkmıştı. Sona kızın arkasından seslendi. “Diana, bizim amacımız hakkında tedirginliklerin olabilir. Lütfen sana zarar vermek istediğimi düşünme. Bu plana sadece seni kurtarmak için katıldım. Seni babamın planlarından kurtarmak diğerlerinin emellerinden çok daha kolay. Lütfen dikkatlice düşün. Seni kurtarmak istiyorum.” Tatlı bir gülümseme ile Diana’ya yolu gösterdi. Çıktığı yer bir saraydan çok malikaneyi andırıyordu. Gene de mimari ve sanatsal açıdan bir saray kadar özenli ve kaliteliydi.


  Diana’nın aklında Sona’nın son söyledikleri yankılanıyordu. “Gerçekten sana güvenebilir miyim Sona? Sen de beni kandırmıyorsun değil mi? Kime güvenebilirim bilmiyorum. Ne yapmalıyım bilmiyorum.” Diana kendisini bekleyen tuhaf bir yaratığın taşıdığı arabaya binip , içinde tuttuğu gözyaşlarını bıraktı. Apollo ‘da istemeden ağlamaya başlamıştı. Kızın hissettikleri , duyguları ve yaşadığı kararsızlık , çaresizlik Apollo’yu da etkiliyordu. “Burada bunları görmemim amacı ne? Neden bu görüntüleri görüp duyguları yaşıyorum? Burada olma sebebim bu kıza yardımcı olmak mı? İyide geçmişte yaşamış birine nasıl yardım edebilirim hiç bir şey anlamıyorum.” Apollo , Diana’nın duygularının yoğunluğuna kendi duygularını da katınca bunalıma girmişti.


  Ekrandan gelen bir ses Apollo’yu düşüncelerinden uyandırdı.  Büyük bir ses duyulmuş yer sallanmaya başlamıştı.  Diana gözyaşlarını silerken bir yandan camdan bakarak , ne olduğunu anlamaya çalışsada etrafa yayılan toz bulutu görüşü engelliyordu. Arabanın şoförü kana bulanmış yüzüyle ön taraftan Diana’ya baktı. “Kaçın leydim. Buradalar beklediğimizden çabuk hazırlanmışlar. Sizin peşin-....” Kafasına yediği darbeyle yüzü parçalanan şoför cümlenin sonunu getirememişti. Diana cümlenin sonunu duyamasada birazdan yaşayacağını biliyordu. Tüm bedenini saran korku hareket etmesini engelliyordu. Gözleri tek bir yere kilitlenmiş , kendisini bekleyen sona bakıyordu.

  Korkuyla titremeye başlayan Apollo daha fazla dayanamadı. “Koşsana aptal. Kaçabildiğin kadar kaç bu kadar kolay mı pes ediceksin?” Apollo’nun haykırışı defalarca yankılanmıştı. Apollo ekrana daha fazla bakamıyor , karşılaşacağı manzaradan ürküyordu. Apollo kendini şe yaramaz hissetse de duyduklarıyla şaşakaldı. “Burada daha fazla bekleyemem bu kadar kolay pes edecek değilim ya. Bu tehlikelere en başından beri hazırdım.” Korkunun ördüğü karanlık perde bir ışıkla kırılmıştı. Apollo ve Diana’nın ilk etkileşimin sonucu olan parlak kararlılık korkuya galip gelmişti. Diana arabadan çıkmış arkasına bakmadan koşmaya başlamıştı.

  Apollo heyecanla ekranı izlerken talihsizlik kuşu tekrar ikilimize kondu. Diana takıldığı bir taş yüzündne yere düştü. Tekrar kalkacakken duyduğu tanıdık ses onu ürküttü. “Kaçmaya mı çalışıyorsun , Nereye kadar?” Ekran kapanmadan önce Apollo’nun hissettiği son şey Diana’nın hissettiği şaşkınlıktı. “Lanet olsun cidden tam da bu anda mı?” Apollo lanet okurken tekrar bedeninin kontrolünü kaybetti. Bedeni arkadaki kapıya doğru yürümeye başladı. “Durun henüz gidemem daha işim bitmedi.” Apollo bağırarak başını kaldırdığında karşısında şaşkın bir yüz buldu. “Dostum hadi ama nasıl bir kabus böyle bir etki yapar. “Durun henüz işim bitmediii.” Cümleye kendi alayını ve tavrını ekleyen adam kahkaha atmaya başladı.


  Apollo etrafını incelediğinde odasın da olduğunu fark etti. “Dalga geçme Wuts.” Karşısında durup onla alay eden çocukluk arkadaşına baktı. “Buraya nasıl geldiğimi ve senin burda ne aradığını anlat bana.” Arkadaşı ellerini bağladı ve konuşmaya başladı. “Hepsini anlatıcam ama önce buna bakman gerek.” Cebinden çıkardığı kağıdı Apollo’ya gösterdi. Apollo kağıttaki şeyi gördüğünde daha deminki gördüklerinin rüya olup olmadığı kararsızlığını bir çırpıda yendi. Gizem perdesi biraz daha açılıyordu.

  

  

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


6   Önceki Bölüm 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.