Yukarı Çık




2   Önceki Bölüm 
           
BÖLÜM 3: BİR PRENSES DOĞDU (3)
 
Adam o kadar gençti ki babam olduğuna inanmakta zorlanıyordum.
Baba? Daha çok abim gibi değil mi? Büyük yaş farkı olan abim olduğuna inanmak daha uygundu.
Mavi renkli gözü ve boynunu kapacak uzunlukta benekli gümüş saçı vardı. Yüz özellikleri tehditkâr görünse de bana sürekli gülümsüyordu. Arkadaş canlısı görünüyordu. Ama o anda elini gerdi.
 
‘!’
‘ Dayak yiyeceğim’
 
Bana vuracaktı, içgüdüsel olarak gözlerimi sıkıca kapattım. Ama acı gelmedi. Sonra başımın üstünde yumuşak bir dokunuş hissettim.  Neden adamın ışık saçarak gülümsediğini bilmesem de rahatça gülümsüyordu.
 
“ Kuşkusuz ki, o benim kızım.”
“ Evet, Majesteleri.”
 
Babam olan adam hayal ettiğimden farklıydı. Belki de çok fazla drama izledim ve roman okudum.  Genellikle baba “Karımı öldürdün!” derdi ve bu tar senaryoda çocuğa soğuk davranırdı.
Bu sırada adamın eli biraz yavaşladı.
 
“…Eğer Sianna hayatta olsaydı, mutlulukla dolup taşardı.”
“…Majesteleri…”
 
Adamın melankolik ses tonuyla, dadının ağırbaşlı cevabından, Sianna’nın annemin ismi olduğu sonucuna vardım.

Adamın bakışı bana kitlenmişti ama görünüşe göre zihni vefat eden karısının düşünceleriyle doluydu.

“Mabel, Sana söz veriyorum. Baban seni korumak için en iyisini yapacak.”

Adamın büyük parmağı hafifçe aralanmış avuç içime dokundu. Bilinçsizce o parmağı sıkıca kavradım.

İsteyerek olmadı…Yemin ederim…!

Bebeklerin ellerine değen şeyleri refleks olarak tuttukları genel bir bilgiydi…

Ama neden kendisini babam olarak çağıran bu adam ışıl ışıl gülümsüyor?
 
“Ne kadar tatlısın sen.”
 
 Adam, tutulan parmağına bakarak mutlu bir şekilde gülümsedi. Herkes adamın yüzündeki aşırı, saf mutluluğu görebilirdi.
Ama benim için, bu büyük ilgi benim için bir yükle gelmişti. Sonunda ne olursa olsun onun tüm sevgisini ve ilgisi kırılgan değerli kızının üstündeydi ve o varlık bendim. Bir adamın davranışı fark edilmeden ve beklenmedik bir şekilde değişebilirdi. Hayatım hiçbir zaman bu kadar harika olmamıştı ve bu yüzden zamanla bir kenara atılmayacağımdan emin değildim. Bir aile sevgisini hiç beklemiyordum…benim için değil.
 
“ Gyeo Ul-a. Benim küçük tatlı Gyeo-Ul ”
 
Babam… bu tatlı anıları da hatırlıyordum, beni sevdiği için yanağımdan öpmesini. Kısa bir süre sonra da değişmişti.

Bu gümüş saçlı adam ilk başta beni sevmese daha iyi olurdu böylece sevilmeye dair umutlarım olmazdı.

Düşününce, bu adamın mutlak sevgisi ve nezaketi sayesinde şüphelerim sarsılmadığını söylesem yalan olurdu ve bu yüzden kendime verdiğim sözü hatırlamaya çalıştım.
 
‘ Bundan sonra hiçbir şeye ihtiyacım yok.’
 
Evet, bu yüzden bu sefer hiçbir şey ummamalıyım ve sessizce dikkat çekmeden kalmalıyım.
Sonunda, yalnız yaşamak sefalet içerisinde başkalarını bel bağlayarak yaşamaktan daha iyiydi.
                                                                       ***
 
Son zamanlarda Büyük Ermano İmparatorluğun İmparatoru, Esteban Nis Ermano’nun zihnini rahatsız eden iki sorun vardı. İlki, Dublin İmparatorluğu (düşmanları) sınırında bir çatışma sırasında yakalanan önemli bir rehine ile nasıl başa çıkılacağı ve diğeri yaklaşık bir aylık olan kızı Mabel.

Esteban şimdilik Dublin rehinesi durumunu bir kenara koymaya karar verdi.

‘ Her neyse, Mabel’den daha önemli hiçbir şey yok. ’

Ulusal bir sorun haline gelmesinin nedeni birçok sayıda rahipler Mabel’in tanrıların kızı olduğunu ilan etmeleriydi ve orada büyümesi için onu Abelardo’nun kutsal başkentine getirmeleri gerekiyordu.

Rahipler, Mabel’in doğduğu gün gördükleri bir görüden, bir kehanetten bahsettiler ve bunu kutsal başkentte getirmek için sadece bahane olarak kullanıyorlardı.
 
“ Doğru, kehanetler.”
 
 Esteban dişlerini gıcırdattı. Bu rahipler görülerini beyan etmek için sık sık sarayın içinde koştular.
 
                              [  Uzak doğuda, dünyayı kurtaracak bir tohum ekilecek. ]
 
Büyük Ermano İmparatorluğu uzak doğuda bulunuyordu. Mabel’in doğduğu gün, bir yıldırım sarayın üstüne düştü. Bu herkes tarafından biliniyordu. Kraliçe Sianna’nın doğum sancısı sırasında sıkıca elini tutan Esteban bile yıldırımın seslerini duymuştu.

Hizmetçiler toplu olarak prensesin bir sorunu olmadığını ve her şeyin yolunda olduğunu söylemelerine rağmen Esteban mutlu değildi.

Sianna’nın trajik ölümden beri iki hafta geçmişti. Zayıf bünyesinden dolayı çocuk doğurmanın acısıyla başa çıkamamıştı. Sianna’nın ölümü onun için şoka ve kedere neden oldu. Bu yüzden karısına benzeyen güzel kızı Mabel, önemli bir varlık haline geldi.

Mabel, onun için Sianna’nın son hediyesiydi.

Esteban’ın yüz ifadesi keskin ve korkutucuydu. Rahibin gönderdiği mektuplarla nüfuz etmeye hazır görünüyordu.

Sonunda parçalara ayırdı mektubu.
 
“Ah…”
 
Kenarda Esteban’ı izleyen yardımcısı, acıyla inledi ve iki eliyle yüzünü kapattı.

Esteban kafasını çevirdi ve yardımcısına baktı, sözleri soğuk ve keskindi.
 
“ Onlara reddettiğimizi ve yeniden değerlendirme düşüncemizin olmadığını söyle.”
“Evet, elbette…”
 
Esteban, rahiplerin yakarışlarını tamamıyla görmezden gelmeyi planlamıştı ancak ne kadar sürdürebileceğinden emin değildi. Kutsal başkentin o teslim olana kadar, sürekli taleplerini göndereceğinden emindi.

Rahipler, Büyük Ermano İmparatorluğun ilk prensi Oscar olduğu için Mabel’in tahta geçmesi ve kraliçe olma şansının çok az olacağını savundular. Bu nedenle, bunun yerine onun kutsal başkentte büyümesinin kabul edilebilirdi.

Her ihtimale karşı, kızını ondan uzaklaştırmak için kutsal başkentin devam eden ısrarlarını durdurmanın bir yolunu bulması gerekiyordu.

Rahiplere lanet olsun!

Esteban, kapının arkasında gizlenen bir varlık olduğunu hissettiğinde rahiplerden gelen bir başka mektubu yırtıyordu. Baktı ve yakındaki hizmetçiye göz hareketi yaptı.

Hizmetçi hızlı bir şekilde kapıyı açtı.
 
“Ah…!”
 
Yumuşak bir haykırış duyuldu.
 
................................................................................................................................................................

SELAMLAR HERKESE. NASILSINIZ? GÜZEL YORUMLARINIZIN ÜSTÜNE GAZA GELDİM HEMEN ÇEVİRDİM BÖLÜMÜ :D UMARIM KEYİF ALMIŞSINIZDIR. BÖLÜM RESMİ BURAYA YÜKLENMEDİ. O YÜZDEN AŞAĞIYA BIRAKACAĞIM. BİR SONRAKİ BÖLÜME KADAR HOŞÇA KALIN…


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


2   Önceki Bölüm 


468x60


DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.