Bu dünyanın ismi ELERON Tanıtım: Bu gezegen tahmini olarak bizim gezegenimizin 4,5 katı büyüklüğünde ve dünyanın tamamında onlarca, yüzlerce hatta binlerce farklı krallığın bulunduğu, büyünün, yaratıkların bulunduğu imparatorluk yönetimi altında kısacası fantastik bir dünya evet fantastik ama bir o kadar da acımasız, dünya genelinde tek bir ortak yön var ise bu kesinlikle kralların erkek olma zorunluluğu diyebiliriz ki kurallarda krallar kadın olamaz maddesi bulunmamasına rağmen yüzlerce yıldır 1 tane bile kadın kral bulunmamıştır. Yeni yıl tarihi 1021 Aaron krallığına etrafında bulunan 3 krallık tarafından savaş ilan edildi bunun en büyük sebebi Aaron krallığının tahtında bir kadının oturması idi. Aaron krallığı ortalama bir krallıktı bir eksiği yok coğrafi konumu iyi doğal zenginlikleri ile gayet güzel bir yerdi ta ki kralları bir talihsizlik sonucu vefat edene dek. Kralın hayatında 3 çocuğu olmuştu ama hiçbiri erkek değildi aslına bakarsanız bu gibi durumlar çok zor olan durumlardı her krallığın kralları erkek çocukları olabilmesi için birden fazla eş seçer ve çok fazla çocukları olurdu ama Aaron krallığının kralı Leon için bu söylenemezdi tek bir eşi vardı bir çok defa yeni bir eş daha alması için köşeye sıkıştırılmış olsa da o hiçbir lafa kulak asmamıştı gerçek anlamda eşi Elisa’yı seven çocuklarına sahip çıkan iyi bir insandı ama ne kadar iyi bir insan olsa da ölümden kaçamazdı. Kral Leon öldükten sonra eşi Elisa ağır bir şekilde çökmüş yeme içmeden elini çekmiş ve durumu git gide kötüleşiyordu ve Yeni yıl tarihi 1022 Kral Leo'nun tek eşi Kraliçe Elisa hayatına gözlerini yumdu. Şuan krallıkta sadece 3 kraliyet ailesi mensubu kalmıştı tabi ki akrabalar falan vardı ama kral olabilecek kişiler doğrudan kralın soyundan gelmeli kısaca kralın çocukları olmalıydı. Tek sıkıntı kralın 3 kızının olmasıydı en büyük kızları Elizabeth kraliçe olmalıydı ama bu büyük sıkıntılar doğurabilirdi imparatorluk buna izin verir miydi etrafındaki krallıklar ne gibi sorunlar çıkarırdı bunları düşünmek bile sıkıntılı bir durumdu. Elizabeth boynu dik bir kızdı kararlı azimli ve güçlüydü bundan dolayı çoğu insan ona güvenir ve ona saygı duyardı ama kraliçe olabilmesi için imparatorluğun resmi onayı gerekiyordu. -Kraliçe olmam gerek halkım için kardeşlerim için ve Babam Leon ve Annem Elisa için onların ölümünün aslını çözmem için. İmparatorluğa resmi olarak bir mektup gönderildi prenses Elizebeth'in kraliçe olabilmesi için tek gereken şey imparatorluğun mührü idi eğer mektup geri geldiğinde imparatorluk mührü olmaz ise kraliçe olarak kabul edilmediği anlamına gelirdi. 2 Hafta sonra -Prensesim. Diye bağırdı elçi -Prensesim imparatorluktan cevap geldi. -Resmi olarak onaylandınız!! Elizabeth mutluydu Kraliçe olmuştu ama olaylar çok garipti. -İmparatorluğun bir kadını kraliçe olarak ataması mı bu çok saçma böyle bir şeye asla izin vermezler. Diye düşündü gerçekten de olaylar bir garipti tabi ki de mutluydu en azından kim olduğu bile belirsiz sırf erkek olduğu için kral olan birine ülkesini emanet etmek zorunda değildi. Elizabeth Kraliçe olduktan 1 hafa sonra hemen hemen çoğu işi öğrenmiş ve gayet iyi bir şekilde krallığı idare edebiliyordu tek sıkıntı işler biraz fazla iyi ilerliyordu tek üzüldüğü şey ise işleri çok yoğun olduğu için kardeşleri ile zaman geçiremiyordu. Elizabeth’in tahta geçmesinden bu yana 3 ay geçmişti işler gereksiz yere iyi ilerliyordu bir kralın yapması gerekenleri yapıyor kardeşlerine de zaman ayırabiliyordu herhalde koskoca kıtada bu kadar iyi anlaşan kardeşler bir tek onlardı. -işler düşündüğümden iyi ilerliyor umarım sorunsuz bir şekilde devam ede- --EFENDİM!! --EFENDİM!! ENDEVOR KRALLIĞI BİZE SAVAŞ İLAN ETTİ!! -NEY? -Topraklarımızda keşfedilmemiş çok fazla yer var sırf onlar ve topraklarını genişletmek için mi bize savaş açtılar? Derken bir elçi daha geldi. --EFENDİM DEVON VE GULOS KRALLIĞI BİZE SAVAŞ İLAN ETTİ!! -HADİ AMA BU SAÇMALIK!! -Endevor krallığı her zaman agresif bir krallıktı zaten ama Devon ve Gulos’a ne oluyor yahu cidden kadın bir yöneticiyi bu kadar mı kaldıramıyorsunuz. -SAVAŞ HAZIRLIKLARINA BAŞLAYIN!! Elizabeth her ne kadar hayatında savaş görmemiş olsa da zihinsel olarak kendisini buna hazırlamaya çalışıyordu ülkesini paşa paşa verme olasılığı yoktu tam bir savaş ülkesi olmasalar bile kötü durumda olduklarını söylemek zordu ve imparatorluğun kurallarına göre bir ülke ile başka bir ülke arasındaki savaşa diğer ülkeler karışamazdı yani durum 3 e 1 değil 1 e 1 olacaktı tek sıkıntı bir savaş bittikten sonra direkt olarak yenisine girmeleri gerekecekti bir ülke saldırı yapacak onlar geri çekildiğinde ise başka ülkeler saldırı şansı kazanacaktı eğer bu bir yıpratma savaşına dönüşürse hiç şansları yoktu. Savaş 2 ay gibi bir süre zarfında başlayacaktı…
Bu sırada günümüz- Nioh sıradan bir lise son öğrencisi pek arkadaşı yok (zaten ihtiyacı da olmadığını düşünüyor) genellikle bilgisayarında zaman geçiren okula gidip gelen okulda bile pek göze çarpmadan sessiz sakin hayatını sürdüren baya baya sıkıcı ve monoton bir hayat süren bir insan. Böyle bir insanın bile hayatta çok fazla beklediği bir gün var her yıl bir defa şehir genelinde yapılan kostümlü parti. Nioh için bu parti yılın en iyi belki de tek iyi günüydü partide her insan rastgele konseptlerde kostümler giyer ve hemen hemen çoğu da partinin ortalarında yapılan yarışmaya katılırlardı aralarından birisi birinci olur ve kupayı alırdı. Resmi olmasa da partinin de kuralları vardı örneğin 1-kimse kimliğini direkt olarak ortaya çıkaramaz 2-herkes giydiği kostümdeki karakteri kendisi oluşturmalı ve o karaktere uygun konuşup davranmalıdır 3-karakterlere uygun arka plan hikayeleri yaratılmalı örn. Karakteriniz bir süper kahraman ise güçleri karakteri tanıtan kısa bir hikaye sunmalısınız. Temel kurallar bu kadardı çoğu kişi gereksiz görse de partiye baya bir tat katan bir olaydı her ne kadar çoğu kişi birbirini tanısa da gizemli şahıslarda vardı, mesela son 3 yıldır partide kostümleriyle birinci olan şahıs kimse kim olduğunu bilmiyor kostümleri çok güzel gözüküyordu hatta kostümler için yaptığı karakter kişilikleri, arka plan hikayeleri, güçleri falan o kadar iyiydi ki herkes baya hayran kalıyordu ve en garip tarafı da bu değildi çoğu kimliği bilinmeyen şahıs taktıkları tam maskeler yüzünden tanınmazken bu şahıs maske takmamasına rağmen kimse tanımıyordu gayet yakışıklıydı ve kostümleri hariç suratı her zaman aynıydı kırmızı gözler, beyaz saçlar yakışıklı suratı ve karizma bakışları derken kızlar zaten baya baya sevmişlerdi bu şahsı evet o şahıs Nioh idi. Bu kadar gizemli olmasını tabi ki normalde göze çarpmadan yaşaması ve bakımsız olması baya bir destekliyordu gözlerine taktığı kırmızı lensler, saçına taktığı beyaz perukta var tabi. Bu yıl yeniden parti zamanı gelmişti belki de bu onun katılacağı son parti olacaktı çünkü sene bitecek ve üniversite için başka bir şehre taşınacaktı. -Haaa (iç çeker) anlaşılan bu son sene ha. Diye düşündü Nioh ve karar verdi. -Bu sene giyebileceği en iyi kostümü tasarlayacaktı ve aklına çok güzel bir kostüm fikri ve konusu vardı.
KRANOS: Merhabalar seriyi 1 2 sene önce yazmıştım belli sebeplerden dolayı kaldırılmıştı (siteye saldırıdan dolayı silinmişti bende de yedekleri yoktu :/) şimdi yeniden yazmak istedim neyse yazım yanlışları falan olabilir kusura bakmayın :d beğenirseniz yada beğenmezseniz farketmez bi yorum atında haberim olsun ona göre değişimler ilerleyiş farklılıkları gösteririm şimdiden desteğiniz için teşekkürler bu seriye gelen tepkilere göre 1 tane daha serim vardı o seriyi de yeniden yapmayı düşüneceğim. BU BÖLÜM BİRAZ SIKICI GELEBİLİR 2.BÖLÜM OLAYLARIN BAŞLANGICINI GÖRECEKSİNİZ...
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.