Başka Bir Dünya(TR) - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




1.2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   3 


           
Elini kılıcından çekti ve yere oturdu kılıcının yatay kısmına sırtını koydu ve kafasını geriye doğru attı gözlerini kapadı resmen uyuyor gibiydi.
-
-
Nioh gözlerini açtı bilmediği bir tavan gördü sakinliğini korumaya ve neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordu yatakta olduğunun farkındaydı, doğruldu ve etrafa bakıntı bulunduğu oda resmen animeler de gördüğü sarayların odaları gibiydi ihtişamlı büyük ve süslüydü her yerde altın bir şeyler vardı tabi ki Nioh pek anlamazdı böyle şeylerden.
Bulunduğu durumu analiz etmeye başladı neler olmuştu neden buradaydı düşündü…
-En son partiden çıkıp eve gidecekken kuyuya düşmüştüm gözlerimi açtığımda gökyüzünden yere düştüğümü fark ettim iyide şuan bir sıkıntım yok ve iyi durumdayım ne yani o bir rüya mıydı ?AHHHH CİDDEN NELER OLUYOR
Böyle bir durumda bu kadar sakin kalıp durumu değerlendirmeye çalışsa bile düşündükçe sinirleri bozulmuş ve sakinliği yavaş yavaş kayboluyordu o sırada bir ses duydu…
--Merhaba sahip sonunda uyandınız, durumunuz nasıl?
-Bu ses ney lan?
--Benim efendim yardımcı asistanınız Noxi.
Nioh içten içe şaşırmıştı resmen beyninde sesler yankılanıyordu ama bir dakika o kendini ney olarak tanıttı “yardımcı asistan Noxi”
-Bu benim kostümlü parti için tasarladığım karakterimin bir yeteneği değil mi? Yanlış hatırlamıyorsam Noxi sahibine mutlak bir sadakat sunuyordu ve olabilecek negatif durumlarda sahibine yardım ediyordu.
--Evet efendim her sıkıntılı durumunuzda size hizmet etmek için buradayım.
Diye seslendi Noxi.
Nioh çok fazla çizgi roman, manga okur anime ve fantastik filmlerin hayranıdır bu yüzden bu tarz bir durum başına gelmiş gibi düşündüğü için şaşırmak, korkmak yada endişe içerisinde kafayı yemek yerine heyecanlanmıştı suratında bir gülümseme vardı ama gerçekten neler olduğu konusunda karar vermek için henüz çok erkendi bundan dolayı Noxi’ye sorudu.
-Bana neler oldu.
--Efendim gökyüzünden düşerken bayıldınız ve bende otomatik koruma modunu devreye soktum.
-Sonra neler oldu buraya nasıl geldim?
--Siz yere çakıldıktan sonra size saldıran saldırganları etkisiz hale getirdim ve etrafta size karşı kanasusamışlık besleyen kimse olmadığında uyku moduna geçtim ondan sonra birileri size uyku modundayken kaldırıp buraya getirdi.
Nioh yaşanan şeylere anlam veremedi ve Noxi’ye sordu.
-Buraya gelmeden önce ile ilgili ne hatırlıyorsun.
--Efendim buraya gelmeden öncesi ile ilgili bir anım yok.
-Anladım.
Konuşmaları bitmişti Nioh’un soracağı bir şey kalmamıştı Nioh ellerine baktı bir anda heyecanlandı ve odada etrafa bakındı bir boy aynası gördü ve ani bir atılma ile oraya doğru koştu o kadar hızlı gitmişti ki o bile anlayamamıştı ama o an farklı bir şey düşündüğü için buna pek dikkat etmemişti.
Aynanın önüne geçti ve kendisine baktı.
-HADİ CANIM!!
Bembeyaz saçları, kan kırmızısı gözleri vardı üzerinde kırmızı ile beyaz ve kan kırmızısı bir zırh giyiyordu, sırtında da yine kan kırmızısı bir pelerini vardı ama bu tipi tasarladığı kostüm ile aynıydı nasıl olabilirdi ki normalde peruk olması gereken saçı resmen onun saçı haline gelmişti normalde lens olması gereken kırmızı gözleri artık onun gerçek gözleriydi boyu sanki biraz daha uzamıştı zırhını çıkarıp vücuduna bakmak istemişti ama nasıl yapacağını bilmiyordu o sırada Noxi…
--Efendim isterseniz zırhınızı çıkaralım.
Nasıl olacağını bilmese de Nioh
-Tamam çıkaralım.
Ve bir anda üzerindeki zırh sanki buhar olmuştu o anda üzerinde sadece bir boxer vardı vücuduna aynada bir göz gezdirdi gayet yapılı ve kaslı bir vücudu vardı.
-Vay be vahşet gözüküyorum.
Diye düşündü Nioh o andan sonra bir şeyden emindi o da eski kendisi olmadığıydı.
Odanın en uç köşesinde bir balkon kapısı fark etti ve hızla oraya doğru yürüdü kapıyı açtı ve dışarıyı gördü akşam olmuştu ve etraf kararmıştı.
-(güçlü bir şekilde nefes alır)nasıl bir yer bu kadar ferah olabilir ki?
Diye düşündü Nioh
Gökyüzüne baktı ve evet oradaydı bir tane olması gereken Aydan 2 tane vardı birisi diğerinden daha küçüktü ve o anda gerçekten anladı hem resmen başka birisi olmuştu hem de artık bildiği dünyada değildi.
Normalde endişelenmesi gerekse de Nioh pek umursamamış aksine mutluydu burada ona ne yapacağını söyleyecek bir ailesi yoktu onu kısıtlayacak, istemediği şeyleri yapacak ve ona şiddet uygulayacak o lanet olası ailesi yoktu.
Nioh ailesinden nefret ediyordu hatta o kadar nefret ediyordu ki birçok defa hepsini öldürüp hapse girsem de olur diye düşündüğü bile olmuştu bunun en büyük sebebi ise çocukluğundan beri mükemmel olması gerektiği düşünüldüğündendi bir sınavda 100 üzerinden 95 alsa bile dayak yer zihinsel zorbalığa maruz kalırdı bunun en büyük sebeplerinden birisi ailesinin iyi bir geçmişi olan zengin bir aile olmasıydı oğullarını mükemmel yetiştirmek için her türlü pisliği göze alabilirlerdi ve ne gerekirse yaparlardı küçüklüğünden beri her daim sınırlandırılmış arkadaş yapmasına, insanlar ile gereksiz temasta bulunmasına, dışarıya gereksiz yere çıkmasına, abur cubur yemesine, gezmesine, yediği yemeğe, uyuduğu sate günlük yapacağı şeylere kadar her şey ya kısıtlanmış ya yasaklanmış yada belli bir düzende yapılıyordu çocukluğundan beri Nioh parklarda gördüğü koşarak eğlenen yere düşse de gözleri yaşlı bir şekilde kalkıp arkadaşları ile oynayan diğer çocuklara imrenerek bakmış ve tüm hayatını etrafındaki insanlara bakarak ve onları kıskanarak geçirmişti.
Ama artık etrafta o s*kik ailesi yoktu mutluluktan ağlayabilirdi ama duygusal sebeplerden ağlamayı yıllar önce bırakmıştı derin bir nefes aldı ve kendine geldi.
Balkondan içeriye girmek için arkasını döndü ve odanın dış kapısının açık olduğunu farketti orada biri duruyordu üzerinden siyah beyaz bir hizmetçi kıyafeti olan birisiydi Nioh’u görünce gözleri şaşkın bir bakış attı ve koşarak bir yere doğru gitmeye ve bağırmaya başladı.
--KAHRAMAN UYANDI!!! KAHRAMAN UYANDIII!!!
Diye bağırarak koştu.
Nioh
-Ne kahramanı lan ne oluyor!? Noxi bir şeyler biliyor musun??
--Efendim anlaşılan bazı yanlış anlaşılmalar olmuş.
Ve Noxi olayları anlatmaya başladı aslında gökyüzünden düştüğünde bir savaş alanına denk geldiğini ve koruma modu açık olduğundan ona ilk saldıran kişiye ve taşıdığı özelliklere (zırha, ambleme) göre diğerlerini öldürdüğünü ve yine tamamen şansa diğer ülkeden kimse ona saldırmadığı ve herhangi bir kanasusamışlık beslemedikleri için koruma modu onları düşman olarak algılamamış ve onların kurtarıcısı olmuştu ve bunların hepsi tamamen şansa meydana gelmiş olaylardı.
Nioh olaylara o kadar şaşırmıştı ki böyle bir durumda nasıl sakinliğini koruyabilirdi ki o sırada Noxi
--Efendim isterseniz olayları direkt zihninize gönderebilirim.
-Böyle bir şey yapabiliyor musun!?
--Evet efendim isterseniz savaş alanında olanları ve yaptıklarınızı direkt zihninize gönderebilirim ama hoşunuza gitmeyecek görüntüler olabilir.
Nioh hoşuna gitmeyecek görüntülerin insanların ölmesi olduğunu anlamıştı çünkü bir iki defa bu konu konuşulmuştu kendini koruma modundayken ona birilerinin saldırdığını ve bir şekilde onları öldürdüğünü farketmişti.
Yeniden derin bir nefes aldı ve
-Zihnime gönder!
Diye seslendi Noxi’ye
Zihinsel olarak kendini göreceği şeylere hazırlamıştı ve bir anda gözlerinin önüne sahneler inmeye başladı YÜZLERCE İNSAN…Yüzlerce paramparça insan…
Her bir sahne Nioh’un gözünün önüne geldiğinde bir insan paramparça oluyordu her yer kan içerisindeydi sahneleri izlerken gözlerini açabildiği kadar açmıştı ve o sırada Noxi’nin ne demek istediğini anlamıştı etrafta hiçbir zarar vermediği insanlar vardı sadece belirli zırhları giyenlere saldırıyordu aslında buna saldırmak denmez imha ediyordu.
Kaçmaya çalışanlar vardı ama hayatı için yalvaran kimse yoktu bunun sebebi kimsenin ağzını açacak ve yalvaracak zamanı bulamamasıydı bir adım attıkları an paramparça oluyor ve ölüyorlardı.
Onca olayı izlerken arkada bir görüntü gözüne takılmıştı Nioh’un yapılı ama bir kolu olmayan yaşlı bir adama bir kadın destek oluyordu ve korkmuş gözler ile Nioh’u izliyordu en sonunda kılıcını yere saplamış ve gözleri kapanmıştı ve o anda görüntüler bitmişti nefes bile almadan tüm bunları izleyen Nioh bir anda nefes nefese kalmıştı o an kusabilirdi bile ama dayandı ve terler içinde ayağa kalktı.
Kendine geldi Noxi terlerini yok etmek için bir şeyler yapmıştı ve vücudu normale dönmüştü terden leş gibi kokacağını düşünmek zorunda değildi artık.
Bir anda koridordan gelen birden fazla ayak sesi duydu Nioh.
Noxi bir anda
--Efendim zırhınızı giymenizi tavsiye ederim hiç kanasusamışlık yada düşmalık sezmiyorum ama yine de emin olamayız.
Nioh öneriyi mantıklı buldu
-Öyle yapalım.
Dedi ve bir anda zırhı ortaya çıktı.
Kapı yavaşça açıldı ve içeriye birileri girdi girenlerden birisi o savaş alanında gördüğü tek kolu olmayan yapılı yaşlı adamdı galiba öbür kadın da yanlarındaydı Nioh kadının suratına baktı kadın çok uzun boylu değildi 1.60 1.70 boyları arasında sap sarı uzun saçlarıyla ve mavi keskin gözleri ile çok güzel birisiydi Nioh baya etkilenmişti ama ifadesiz bir şekilde kalmak onun en iyi yaptığı şeydi.
Adam ise uzun boylu 1.85 1.95 boylarında yapılı birisiydi ama suratı çok korkunç değildi huzurlu bakışları vardı.
Arkada ise 4 tane hizmetçi yan yana duruyordu.
Kadın bir anda kafasını eğerek
--BİZİ HAYIR, TÜM KRALLIĞIMIZI KURTARDIĞIN İÇİN TEŞEKKÜRLER!!
Diye bağırdı sesi o kadar hüzünlü ve kasvetli geliyordu ki Nioh’un kalbi sızladı kafasını yere eğmiş ve göz yaşları yere damlıyordu o anda adamda bir anda kafasını eğdi ve
--GERÇEKTEN TEŞEKKÜRLER KRALLIĞIMIZI KRALİÇEMİZİ KURTARDIĞIN İÇİN!!
Diye seslendi.
Adam samimi bir şekilde teşekkür ettikten sonra kafasını kaldırmıştı ama kadın halen başını eğmiş ve gözlerinden göz yaşları dökülmeye devam ediyordu Nioh kendini çok kötü hissetmiş ve ileriye doğru yürümeye başlamıştı etraftaki herkes bir anda şaşırmıştı ve irkildiler ama bir şey yapmadılar.
Nioh kraliçeye doğru yaklaştı elini nazikçe suratına doğru getirdi ve eğilmiş kraliçenin kafasını kaldırdı daha fazla bu durumda olmasına izin veremezdi güzeller güzeli kraliçenin suratını gördü gözyaşları gözlerinden akıyor ve çok üzücü bir surat ifadesi takınmıştı.
O an Nioh içgüdüleri ile hareket etse de bir anda ne yapacağını şaşırmıştı daha önce çok fazla insanla konuşmamış ve nasıl konuşacağını bilmiyordu en çok insanlarla konuştuğu zaman yıl sonu yapılan o kostümlü partilerdi hızlıca düşündü ve kendince en mantıklı hareketi yapmaya karar verdi eğer normal bir şekilde düşünür ve konuşmaya çalışırsa kekeler ve belki de konuşamayıp rezil olurdu o yüzden bunu bir rol olarak düşünecek ve bir şövalye gibi davranacaktı.
Bir şövalye kraliçenin önünde ne yapar diye düşünmedi bile çünkü 1 2 defa bu konseptte karakterler tasarlamış ve bu tarz şeyleri biliyordu yada bildiğini sanıyordu.
Önce nazik bir şekilde kraliçenin akan göz yaşlarını sildi üzerinde zırh olduğundan elinden geldiğince dikkatli oldu zırhın ağırlığını bile hissetmiyordu ama diğerleri için bu geçerli olmayabilirdi.
Bir anda bir dizinin üzerine eğilerek kraliçeye elini uzattı kraliçe Elizabeth şaşırmıştı gözyaşları yine dökülmeye başlamıştı ama suratındaki ifade nedense değişmişti o kasvetli ve umutsuz bakışlar yerini umut dolu ve mutlu bakışlara bırakmıştı kraliçe elini Nioh’un elinin üzerine getirdi ve Nioh kraliçenin elini nazik bir şekilde öptü ve seslendi.
-Kraliçem…
Sadece bu kadardı ama herkes aşırı derece etkilenmiş bir şekilde bakıyordu arkadaki hizmetçilerin suratları kızarmış birbirlerine bakarak kıkırdıyordu yaşlı adam şaşırmıştı kraliçe ise kızarmış bir surat ile dizinin üzerine çökmüş Nioh’a bakıyordu.
Nioh sadece kraliçenin gözyaşlarını durdurmak istese de anlaşılan bir çok yanlış anlaşılmayı da beraberinde getirmişti…

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


1.2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   3 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.