Yukarı Çık




Sonraki Bölüm   2 

           
Bölüm 1
“Abla ne olur öldürme beni! Bir daha asla yapmayacağım. Söz veriyorum yapmayacağım. Waah! Ne olur lütfen! Ben senin tek öz kardeşinim.”

“Senin canını ilk bağışladığım gün ne demiştim sevgili kardeşim hatırlıyor musun? Dur ben sana hatırlatayım. Bir daha böyle bir şey olursa affetmem. Kelleni  yerde bulursun, arkandan bir tek annem ağlar demiştim. Fakat şimdi arkandan ağlayacak bir kişi bile yok. Çünkü annemizin ölümüne sebep oldun. Eğer annemi görürsen selamımı söyle yakında onun yanına geleceğim.”

“Ne? Sen annemin yanına mı gideceksin, ama nasıl?”

“Hastalık kapımı çaldı kardeşim. Tahtımı sana devretme planları yapıyordum tabii ki ihanetini öğrenene kadar. Tanrından bağışlanmayı dile, çünkü çok ihtiyacın olacak. Beni kardeş katili yaptın. Elveda Patrick!”

“WAAH! KÜT!” Yerde yatan kardeşime bakarken kanla dolmuş bedeni beni geçmişe götürdü. Neden bu hale gelmiştim, bir taht uğruna kardeşime kıyar olmuştum?

15 Yıl Önce

“Seni çöp parçası hala babamın seni seveceğini mi umuyorsun? Tahta geçmen imkansızken bir de seni aşağılık bir böcek gibi moruk kralın haremine sattı. Hahaha bir çocuk doğurursan belki orada kraliçe olursun.”

“Kes sesini Patrick!”

Evet tahta geçmem imkansızdı çünkü kadınlar tahta oturamazdı, buna yetecek kabiliyetleri yoktu bana böyle öğretmişlerdi. Peki, erkekleri benden üstün yapan neydi? Sadece y kromozomunu almış olmaları mı? Hayır bunlar sadece kendilerine itaatli köle yetiştirmek isteyen erkeklerin saçmalıklarıydı. Tüm kardeşlerimden beceri olarak daha üstündüm. Derslerde en başarılıydım fakat benim tahta geçme hakkım olmamış gibi bir de sevilme hakkımda mı yoktu? Bir baba çocuğunu nasıl satabilirdi? Çocuğunu seven bir baba bunu yapar mıydı? Hayır yapmazdı ben  bu koskoca imparatorlukta bir çöp tenekesi kadar değer görmüyordum.

İki gündür durmadan kılıç çalışan kollarım ağrıdan beni öldürse de uyumayan benliğim yorgunluktan düşüp bayılacak gibi olsa da babama,imparatora, değeri mi kanıtlamak istemiştim. Belki de bir avuç sevgi dilenmiştim ondan. Fakat ne yaparsam yapayım asla sevilmeyecek, olduğumdan daha fazla değer görmeyecektim.

Öyleyse yapacak tek bir şey vardı. Madem bu insanlar benim değerimi anlayacak kapasite de değil. Öyleyse onların kalın kafaları bu gerçeği alana kadar kafalarını duvardan duvara vuracağım.
Sevgili babamın çalışma odasına giderken önceden hazırladığım kutuyu yanıma aldım bana oldukça yardımcı olacaktı.

“İmparatorluğumuzun Güneşi içeri girmenizi söylediler II.Prenses.”Yavaş adımlarla odaya girerken gözlerim imparatorla kesişti. Ona bakarak ufak bir selamlama yaptım ve konuşmaya başladım.

“İmparator babam bana doğu vilayetlerinden gelen bir hediyeyi size takdim etmek isterim. Bozulmayan bir tür şekerlemeymiş. Bende böyle yeni tatlıyı ilk sizin tatmanızın en iyisi olacağını düşündüm. Benim gibi aşağılık biri nasıl kirli diliyle böyle bir nadide şekerleme yiyebilir? Cüret edemem lütfen buyurun deneyin.”

İmparatorun yüzündeki küçümseyici gülümseme dediklerimi onayladığını gösteriyordu. Eliyle getirmemi işaret etti. Hızlı adımlarla kutuyu masaya koyup geri adımladım. Bu onu benim emirlerime itaat etmesini sağlayacak bir kaya büyü parçası. İstese de bundan kopamayacak, bu onda bağımlılık yapacak ve ondan uzaklaşmak istese bile kaçamayacak böylece bir kukla gibi elimin altında olacak. En azından biraz daha büyüyüp yeteneklerimi geliştirene kadar. Çünkü o zaman bu tahtta, imparatorlukta benim himayem altına girecek.

Tabii ki her güzel şeyin bir kötü tarafı var eğer büyüyü kendi kanımın en azından %70'iyle tamamlayamazsam hem büyü gerçekleşmez hem de bugün benim güneşi gördüğüm son gün olur.

İmparator babam kara büyü tohumunu yavaşça yerken ve tatlıya düşkünlüğünden dolayı gözlerinden kalpler çıkarken kılıcımı yerinden çıkardım ve ilk olarak kraliyet sekreterinin kafasını uçurdum. Zorluydu ve önümde daha çok yol vardı. 

İmparator hazdan etrafını göremeyecek gibi olduğundan onu umursamadan hızlıca kanımı akıtmaya başladım.%70 olduğundan muhtemelen bilincim kapanmaya başlayacak bu yüzden hızlıca gerekli kanı akıttıktan sonra ilk emrimi verdim imparatora.
Kraliyet sekreteri imparatora ihanet etmeye çalışmıştı ve ben gerekeni yaparken bu hale gelmiştim. Derhal tüm hekimler bana bakmalıydı ve imparator başımın ucundan ayrılmayan sevgi dolu baba rolünü üstlenecekti. Aynı zamanda başımın ucundayken beni her türlü tehlikeye karşı koruyacaktı.
Gözlerim kararırken imparatorun yerinden dikeldiğini  gördüm emrim altına girmişti. Hayat bir kumardı ve onu kazanana kadar bana ölüm yoktu.

1.BÖLÜM SON
 
#Diğer bölümlerde kelime sayısını biraz daha arttırmaya çalışacağım.Yorum yapar ve tepki (vote) verirseniz beni çok mutlu edersiniz.
#Beğendiniz mi, beğenmediniz mi eleştirilerinizi merak ediyorum.Sorunuz varsa onları da alabilirim.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


Sonraki Bölüm   2 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.