"A-Xun, çıkınca ne yapmayı planlıyorsunuz?" diye sordu Lu JianShen yemek bitmek üzereyken. YeXun soruyu duyduktan sonra ShuCi'ya baktı, o da YeXun'e dönmüştü. Göz göze geldiler. "Ne yapmak istersin?" "Ben..." dedi ShuCi "Fark etmez...?" Böyle cevap verdi ama kendisi gibi YeXun'ün de geceleri uyumayıp çalıştığı aklına gelince ShuCi hemen "Yurda dönüp uyusak mı?" dedi. ShuCi lafını bitirir bitirmez diğerleri birbirlerine bakarak sırıtmaya başladılar. Birisi " Yurdun yatakları küçük gelmiyor mu?" dedi. ShuCi ima ettiği şeyi anlamamıştı "Evet gerçekten biraz küçük, hiç rahat olmuyor." ShuCi sonunda onların neye güldüğünü idrak edebildiğinde gülse mi ağlasa mı bilememişti. Az önce söyledikleri gerçekten de o anlamda değildi. "Yataklar küçükse n'olmuş?" dedi YeXun "Birlikte yatmak daha güzel, hem sıcacık." ShuCi YeXun'ün konuşurken bir kolunu onun sandalyesine attığını farketti. Bunun farkına vardıktan sonra sanki arkasından bir ışık hüzmesi yayılıyormuş gibi hissetmeye başladı. Bu yüzden herkes sohbet ederken ShuCi'nın tek düşündüğü YeXun'ün koluydu. Arkasına yaslanmak istiyordu ama bu kadar kişinin önünde YeXun'e yanaşmaktan utanıyordu. YeXun kolunu geri çekene kadar ShuCi hala kararsızdı, ama sonrasında arkasına yaslanmadığı için pişman olmuştu. Yüzsüzlük böyle bir şeydi. Lu JianShen, YeXun'le ShuCi'yı okula bırakacaktı. Arabaya bindikten sonra ShuCi camdan dışarıyı seyretmeye Başladı. Nedense sinirleri bozuktu. Okula dönmek arabayla yaklaşık yarım saat sürerdi. YeXun'ü zaten zar zor görebilmişti, bu kadar çabuk ayrılmak istemiyordu. Ama ayrılmamak için bir sebep bulamıyordu... ShuCi düşündükçe daha da asabileşiyordu, tam o sırada telefonu çalmaya başladı. Li Xiang arıyordu. Açtı. Li Xiang sordu: -Döndünüz mü? -Arabadayım, daha okula varmadım -Hm... Şuan YeXun'le birlikte misin? ShuCi onu onayladı. Karşı taraf ShuCi'nın modunun düşük olduğunu anlamış olacak ki "Mutlu olduğumuz zamanlar bu kadar kısa sürmemeli, değil mi? Haksız mıyım?" ShuCi:"..." ShuCi karşılık vermemek için kendisini zor tuttu çünkü ShuCi'dan on tane olsa da bir tane Li Xiang'a karşı gelemezdi. ShuCi henüz ölmek istemiyordu. "Ben odanın kapısını kilitledim, sen birazdan YeXun'e anahtarının olmadığını söyle, bu gece onunla kal." ShuCi anlamamıştı "Ne?" "Zavallı rolü yapacaksın. Yapabilirsin değil mi?" "Geceyi geçirmek için gidebileceğin bir yer olmadığını, eğer seni öyle bırakırsa gece uyuyacak bir yer bulamayacağını söyle." ShuCi Li Xiang'ın ne demek istediğini anlamıştı. İçinden gizli gizli küfür etti. Vay anasını, ne olursa olsun Boss gibisi yok. Bu güzel bir fikirdi ama ...sanki biraz aşırı heyecanlı olacaktı. ShuCi yeniden can bulmuşcasına enerjikti, gözleri parıl parıl parlıyordu. Yine de düşünceliydi. Sessizce:" Sonu pekte iyi olmayacakmış gibi." " Ne iyi olmaması be! Sen bu çocuğu istiyor musun istemiyor musun?" "Ama..." "Ben sana rol yapıp onu yatağa at mı dedim? sadece onun yanında biraz daha kalabilmen için sözlüyorum."dedi Li Xiang sakin bir halde. "Seni o çağırmıştı, değil mi? Bu yüzden seni öylece bırakamaz." ShuCi içinden Li Xiang'ın hiç utanmadan böyle şeyler söyleyebildiğini düşündü ama ShuCi'nın bu şeylerin tümünü yapasını getirttiği bir gerçekti ShuCi dişlerini sıkarak "Tamam..." dedi. Telefonu kapadılar, ShuCi cebindeki anahtarını tuttu ve Li Xiang'ın öğrettiği şeyleri hatırlayarak kısık sesle. "YeXun." "?" ShuCi YeXun'ün bakışları altına girince kalp atışları hızlanmıştı. Ellerini sıktı, boğazının kuruduğunu hissediyordu. "Li Xiang odayı kitlemiş ama ben anahtar almadım, dönemem." YeXun:"Hocada fazla anahtar yok mu?" ShuCi:" Hayır yok, bizim ilk başta zaten bir anahtarımız eksikti, hep sonra yaptırırız diye ertelerken unutmuşuz." "Oda arkadaşın kapıyı mı kitlemiş?" Lu JianShen duyunca güldü "O zaman bizim odada kal, zaten YeXun birisiyle aynı yatakta sıkışıp yatmayı seviyormuş." "Otel bulalım." YeXun Lu JianShen'in sözünü kestiğinde ShuCi biraz da olsa üzülmüştü. Yalan söylemesindeki tek sebep YeXun'le beraber olabilmekti ama düşününce gerçekten de onun odasında kalmak pekte iyi bir fikir değildi. YeXun'ün ona kalacak bir yer bulması çok daha iyi olurdu. "Önce yurda uğrayalım, üstümü değiştirmek için kıyafet almam lazım." YeXun biraz düşündükten sonra."Bu gece odana dönemeyeceksin, benim kıyafetlerimden giyersin olur mu?" Yurt odasındaki yataklar geniş değildi, rahatça yatamazlardı ayrıca odada oda arkadaşları da vardı, bu yüzden ShuCi'yı oraya götüremezdi. "Ne?" ShuCi bulutların üzerinde geziyormuş gibi hissetmişti. Kalbi yerinden çıkacakmışcasına atıyordu. "Hee, o-o...olur...oluur." Yanlış anlamamıştı değil mi? Onun düşündüğü gibiydi değil mi? YeXun onunla birlikte otelde kalacaktı değil mi?... Tanrım... Yurda varıp YeXun odasından kıyafetleri alıp dönene kadar ShuCi kendine gelememişti. Lu JianShen arabayı otelin dışına park etti. YeXun okulun etrafındaki en kaliteli oteli seçmişti. Burası birinci sınıfın sonunda YeXun ile ShuCi'nın yattığı oteldi. ShuCi YeXun'e baktı, O hiçbir şey yokmuş gibi iki kişilik bir oda istiyordu. ShuCi kendisinin çok fesat olduğunu düşünmeye başlamıştı. Odaya girip kapıyı kitledikten sonra YeXun çantasından iki tane tişört çıkarttı. "Benim fazla geceliğim yokmuş, tişört giysen sorun olur mu?" "Al." dedi iki tişörtüde uzatarak "Hangisini istiyorsun?" ShuCi'nın içindeki ses bağırıyordu "Benim için fark etmez ikisini birden alabilirim." ShuCi biraz daha beklerse saçma sapan bir şey söylemekten korkarak biraz daha koyu renk olan tişörtü aldı. Bunu birkaç gün önce YeXun'ün üzerinde gördüğünü hatırlıyordu. "Bunu alacağım, teşekkür ederim." YeXun kendi giyeceği tişortü yavaşça geri çekerken otelin ışıkları altında kolları her zamankinden daha beyaz ve daha nazik gözüküyordu. Boğazı kaşınmış gibi oldu. YeXun yavaş yavaş konuştu. "Eğer bana teşekkür etmek istiyorsan..." O konuşurken ShuCi şeftali gözlerini hiç kırpmadan onu izliyordu bu yüzden YeXun'ün ona sataşası gelmişti. "...benim için kıyafetlerimi yıkar mısın?" ShuCi az daha nefessiz kalıp boğulacaktı. Ağazını kımıldattı ama bir şey söyleyemedi sonrasındaysa anlayamamış gibi bakındı. YeXun devam etti "Çalıştığımız sırada odada ki herkes sigara içiyordu, bü yüzden her yerim sigara kokuyor." Kıyafetini yıkamak... ShuCi YeXun'ün böyle bir şey söyleyebileceğini düşünmemişti. Bu gerçek evlilerin yaptığı bir şey değil miydi? Böyle şeyler evlilikten sonraki hatta yaşanmaz mıydı? ... ShuCi düşündükçe kızarıyordu. Tam kabul edecekken- "Şaka yapıyordum, alınmadın değil mi?" YeXun kendini toparlayıp oturduğu yerden kalktı. ShuCi'ya baktığında onun bir süre duraksadıktan sonra kafasını iki yana salladığını gördü. Kulakları kıpkırmızıydı, utanmış gibiydi. YeXun'ün kalbi sanki eriyordu. Neden bu kadar narinsin? "Alınmadım..." ShuCi içinden "Sadece birazcık pişman oldum." dedi. "Ben duş almaya gidiyorum" dedi ve güldü YeXun "Sende git." ShuCi YeXun'ün kıyafetlerinin alıp banyoya girdiğini gördü. Odada iki tane banyo vardı. ShuCi biraz düşündükten sonra kalkıp boş olan banyoya girdi. Yurttan çıkmadan önce yıkandığı için ShuCi'nın işi çabuk bitmişti. Kurulandıktan sonra eline YeXun'ün tişörtünü alıp baktı. Bunu giymem lazım... ShuCi hırsız gibi sağa sola bakıp konrtol ettikten sonra kendini tutamayarak kıyafeti kokladı. Limon kokuluydu. Yumuşatıcının kokusu mu? Ya da dolap kokularının? Geçen hafta YeXun'ün bu kıyafeti giydiğini hatırlıyordu. Çok yakışıklıydı... ShuCi'nın yüzü kızarmıştı özellikle YeXun'ün kıyafetini giydikten sonra herhalde yüzüne dokunzasın elinize kırmızı renk bulaşırdı herhalde. ShuCi yavaş hareketlerle odaya döndü. YeXun henüz çıkmamıştı. ShuCi banyonun kapalı kapısın baktı ve YeXun'ün kıyafetlerini dışardaki çamaşır sepetine koyduğunu gördü. Oturup telefonla uğraşırken hep kendini tutamayarak o tarafa bakıyordu. ShuCi hayatı boyunca hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştı. Karar veremiyordu. Kaç kere kalkıp kıyafetleri oradan almak istemişti ama kendisini tutmuştu. ShuCi saate baktı, daha sadece birkaç dakika geçmişti ama ShuCi birkaç gün geçmiş gibi hissediyordu. Sikeyim ben böyle işi! Artık daha fazla dayanamayacağım. ShuCi gözlerini yumdu ve ayağa kalktı. Başlarda yürüyordu ama sonra yavaş yavaş koşmaya başladı. Sepetteki kıyafetlerin tümünü aldı ve kendi banyosuna koştu. Hayatında ilk defa hırsızlık yapmanın nasıl hissettirdiğini deneyimliyordu. Korkuyordu ve heyecanlıydı. Şimdi yıkasa yarına kurur muydu? Kumaşı ince bir kumaş gibiydi... Oda anahtarınıda öğle saatlerinde teslim edersek o zamana kadar kurur değil mi? Hem o zaman bunları bahane edip YeXun'le biraz daha kalabilirim. ShuCi bu düşünceler içinde kıyafetleri koydu sıcak suyu açtı ve üzerine duş jeli sıktı. Banyoyu duş jelinin tatlı meyve kokusu sarmıştı. ShuCi çok bastırarak yıkarsa buruşabileceğinden korktuğu için dikkatlice birkaç defa yıkadı. Bu kadarının yettiğini düşünerek ShuCi göleği duruladıktan sonra sıkıp kenara bıraktı ve çamaşır sepetinde kalan diğer kıyafetlere baktı. ShuCi'nın kafasının içinde büyük bir patlama yaşanıyordu. Ne bu....Aaaaaaa!!! Pantolonun altındaki koyu renkli donu görmüştü. ShuCi bakakalmıştı. Ne yapmalıydı? Onuda mı yıkamalıydı? Ama...bu çok....siktir. ShuCi'ne yapacağını bilemeden öylece kaldığı sırada banyodan gelen su sesi kesildi. ShuCi YeXun'ün çıkacağını sandığı için elindeki çamaşır sepetini az kalsın fırlatacaktı ama su sesi yeniden başladı. ShuCi bir anlık cesaretle elini dona uzattı Elim sen neden titriyorsun???? Saedece eli titremiyordu. Kumaşın kenarına eli değdiğinde yüzü hemencecik kızarmıştı.Böylece aldıktan sonra gözlerini kapadı ve yıkamaya başladı. Düşünmedüşünmedüşünmedüşünmedüşünme.... Çabukyıkaçabukyıkaçabukyıkaçabukyıka.... Temiz oldu mu? Temiz olmadı mı? ... Bir daha yıkayayım mı?
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.