Cai Hong Se An Lian - Türkçe Çevrimiçi Oku

MaozHua Şirketi bu yeni Yazılımı çok merak etmişlerdi. Telefon görüşmesinden sonra Laboratuvardakilere sunum yapmaları için bir şans daha vermeyi düşündüklerini söylediler.
Öğretmen Lin YiBo'nun yaptıklarını duymuştu. Fazla bir şey söylememişti ama adıyla birlikte onu da silerek gruptan atmıştı.
Böylece sunum için şirkete gidecek arabada bir yer boşalmıştı. ShuCi Proje öğretmeninin o koltuğu boş bırakmayı düşündüğünü öğrendiğinde yerinde duramamıştı.
Eğer YeXun'lerle birlikte MaozHua'ya gidebilirse tüm günü YeXun'ün yanında geçirecekti...
"Ben de sizinle gelebilir miyim?"
"Gelmek mi istiyorsun?" dedi YeXun gülerek. "Ama çok sıkıcı olacak. İki üç saat boyunca arabada oturup kararları açıklanana kadar bekleyeceğiz."
"Bir şey olmaz." dedi ShuCi. Sanki merak ediyormuş gibi bir yüz ifadesiyle "Daha önce hiç böyle bir şirkete girmemiştim. Çarşamba günü öğleden sonrası resmi tatil, sabah ta dersim yok zaten. Gezmiş olurum."
"Peki, ben öğretmenle konuşurum."
ShuCi çok mutlu olmuştu
"Eğer öğretmen kabul ederse...eğer kabul ederse takım elbise giyinmeden giremez miyim?"
YeXun durdu "Evet üç parçadan oluşan bir takım elbise ve deri ayakkabı giyinmelisin.Bir tanaesi bile ekisik olursa güvenlik seni içeri almaz."
ShuCi inanmıştı "Ben hemen kiralamaya gideyim."
YeXun gülmeden ShuCi'nın tepkisini izliyordu. Onun cidden takım elbise kiralamaya gideceğini görünce insaf etti. "Seni kandırdım."
"..."
"Terlikle gitsen bile seni içeri almak zorundalar."
ShuCi kısık bir sesle "Tamam." dedi. ShuCi onun yüz ifadesine baktığında onunla biraz daha uğraşmak istedi. "Profösöre ne desem acaba bizimle oraya gelmen için izin isterken...'Aile üyemi katabilir miyim?' mi desem? Veya 'Karıcığım şirketin içini merak etmiş, bizimle gelebilir mi?' falan mı desem?"
WAAAAAAAOOOOOOO
YeXun sen nedediğinin farkında mısın?
ShuCi iç dünyasında birazcık çıldırdıktan sonra kendine geldi ve " He....şey, olur bence öyle dersen." derken kulaklarına kadar kızarmıştı.
****
Sonrasında YeXun (Profösöre ne dediyse artık) isteğini kabul ettirmişti.
MaozHua'ya gittikleri gün Profösör Bir SUV kiralamıştı. Şöför dahil 7 kişilerdi.
MaozHuan'nın ana binası banliyölerdeydi. Çevresinde birkaç şirket binası daha vardı.
Onlar içeri girdikten sonra biri onları karşıladı ve toplantı odasına götürdü.
Oda oldukça genişti. Bir sürü kişi olmasına rağmen içerisi hala oldukça ferahtı. ShuCi yerleştikten sonra etrafı incelemeye başladı. yaklaşık üç bört şirket vardı. Bu kadar çok yetişkinin arasında öğrencilerin olması gözleri onların üzerine yöneltiyordu. ShuCi DeHong şirketinin başkanının durmadan onları inceliyor oluşunu fark etti.
Hayır, daha doğrusu YeXun'ü inceliyordu.
İkinci sunumların yapılma zamanı gelmişti. Geçen hafta zaten sunumlarını yaptıkları için diğer şirketler ayrıntılara değinmeden anlatıyorlardı. Sıra DeHong'a geldiğinde YeXun'ün onlara gözlerinde küçümser bir bakışla güldüğünü gördü.
DeHong'un sunumu bitmişti sıra YeXun'deydi.
ShuCi onun yürüyüşünü izledi. Uzun boylu ve yakışıklı olduğu için herkes onu izliyordu.
YeXun anlatmaya başladı. Nasıl düşünüp uyguladıklarını anlatıyordu. Sunumun ardından MaozHua şirketinin temsilcilerine cevap verip yerine geçti.
"Yeter." diye fısıldadı XueJie ShuCi'nın kulağına. "Gözlerinden kalpler fışkıracak birazdan."
ShuCi kısık bir sesle güldü " O kadar mı belli oluyor?"
XueJie olukça belli olduğunu, herkes sunumu dinlerken ShuCi'nın aşık olduğu şarkıcının konserindeymiş gibi YeXun'ü izlediğini söylemeyi düşündü. O sırada ShuCi "Ne kadar yakışıklı....değil mi?"
XueJie ne diyeceğini bilemedi.
ShuCi gibi hiç çekinmeden sevgisini gösteren bir erkek görmemişti. Kız olmasına rağmen bu erkek güzelinin bakışlarını kıskanmadan edemiyordu.
"Yakışıklı..." XueJie arkasına yaslandı. "Neden sana karşı kazanamadığımı, neden seni bana tercih ettiğini şimdi anladım..."
YeXun'ün projesi herkesinkinden daha kaliteli ve hızlıydı. Buyüzden MaozHua'dakiler bu projeyi seçmişti.
Toplantı odasından çıkar çıkmaz birisi arka taraftan YeXun'e seslendi. ShuCi arkasına döndüğünde DeHong şirketinin temsilcilerinden, YeXun'ü izleyip duran kadındı.
XueJie ve XueZhangların o kadına bakışları hiç hoşlanmışa benzemiyordu. Bunu gören kadın YeXun'e "Seninle yalnız konuşmak istiyorum." dedi.
YeXun hiç düşünmeden diğerlerine önden gitmelerini söyledi.
ShuCi'da gidecekken YeXun "Sen gitme." dedi. "Ben tek başıma korkuyorum."
ShuCi durdu. Karşıdaki kadın gülmüştü.
Herkes gittikten sonra kadın konuşmaya başladı. "Eğer gerçekten korksaydın öyle bir şey göndermezdin."
YeXun masum bir ifadeyle sordu " Ne göndermişim?"
"Beni sinirlendirip ayağına kadar getirtmek için yaptın değil mi?"
"Evet, bugün beni yenmiş olabilirsin ama DeHong benim için hiçbir şey. Can sıkıntısından açıverdiğim bir şirket işte..."
"Bu taraftan bakınca çok acınası görünüyorsun." YeXun gözlerini kadının üzerinde gezdirdi. "Ama neden hala böyle yüzsüzsün?"
"..." Kadın derin bir nefes aldı. Sinirden iki lafı bir araya getiremeyecek hale gelmişti.
Birkaç gün önce aldığı dosyayı hatırladı.
YeXun yeni biz program yazdığından Lin YiBo DeHong'dan öncekinin iki katı kadar para istemişti. İşin ucunda YeXun'ü yenilgiye uğratmak olduğu için vaz geçemezdi. Bu yüzden iki katını ödemeyi kabul eden kadın ertesi gün eline geçen dosya bilişim deparmanının tümünü şaşırmıştı.
Aslında böyle dosyalar normalde ona gösterilmezdi ama içerik aşırı derecede garip olduğu için bilişim departmanı acaba birimiz beyninde sorunlar olan bir yazılımcıya bir şey mi yaptık diye düşünerek ona ulaştırarak teyit ettirmek zorunda kalmışlardı.
Videonu başında bir ses kaydı vardı. Ses kaydında Lin YiBo yaptığı her şeyi itiraf ediyordu. Sonrasındaysa bir gif açılıyordu. Gifte De Hong Bilişim Şirketi yazıyordu. Sonrasında kocaman bir çekiç gelip o güzel tazıları paramparça ediyordu. Hatta harflerden kan bile damlıyordu.
Birkaç dakika boyunca kendini tekrar ederek devam eden gif kadını bütün gün sinirli tutmuştu.
"Karşı takımı tehtit edip, onlara şiddet içerikli şeyler yollayarak korkutmaya çalışmak... git gide daha da kurnaz oluyorsun."
"Aaa~~ Onu benim gönderdiğimi nereden biliyorsun? IP'mi falan mı buldun? Benim sizi tehtid ettiğime dair hiçbir kanıtın yok." YeXun gülümseyerek devam etti. "Ama benim durumum seninkinden oldukça farklı. Lin YiBo yaptığı her şeyi itiraf etti. Senin ona bu işleri para karşılığı yaptırdığını da."
"İtiraf etse bile..." dedi kadın "Hırsızlık o kadar da büyük bir suç değil. Biraz para öderim sorun çözülür."
"Ama sen onu bile ödemek istemezsin." dedi YeXun gözlerini ona dikerek.
"Babam bu şirketi sen onun oğlunun yoluna taş koymaya çalışırken para kaybet diye kurmadı. Lu Teyze, açık konuşacağım. Yoruldum. Sen bundan sonra bana engel olma ben de seni polise vermeyeyim."
Lu Rao YeXun'e bakarak ne cevap vermesi gerektiğini düşündü.
(Lu Rao YeXun'ün yukarıda konuştuğu kadın)
YeXun'ün ne ara bu kadar değiştiğini anlayamıyordu.
Lu Rao Ye ailesine ilk geldiği ilk günden beri YeXun'ün ona olan düşmanlığının farkındaydı. O zamanlar YeXun bir çocuktu ve duygularını gizlemek hakkında hiçbir şey bilmiyordu. YeXun'ün bir gün ona şimdiki gibi gülümseyerek saldırabileceğini hiç düşünmemişti."
ShuCi fısıldadı "Bu kadın...?"
"Üvey annem."
ShuCi kadını incelediğinde pekte yaşlı olmadığını düşünmüştü. Kendisinden en fazla 7-8 yaş büyüktü. Ayrıca güzel bir kadındı.
Lu Rao onaylarcasına başını hafifçe salladı.
YeXun söyleyeceğini söylemişti. Bu yüzden bir bahane uydurup diğerlerinin yanında dönmeyi düşünüyordu.
"Yılın başında evlenmişsin. Neden hala eşini eve getirip bizimle tanıştırmadın?"
Lu Rao'nun içinde sönmek bilmeyen bir nefret vardı. YeXun'ün dedesinin tüm mirasının YeXune kalacak olmasını kabullenemediğinden onunla biraz uğraşmadan duramadı.
"Her ne olursa olsun Baban ve ben senin ebeveynleriniz. En azından senin evlendiğin kişnin nasıl birisi olduğunu bilmeliyiz. Başkalarından duyduğuma göre eşin ne bir şirket sahibi ne de varlıklı bir ailenin çocuğuymuş. Öylesine sıradan birisiymiş. Üstüne üstlük erkekmiş. Sırf mirası alabilmek için kendine o kadar acımasız davranmışsın ki... Senin adına üzüldüm."
ShuCi bakakalmıştı.
YeXun'ün üvey annesinin şirket konusunda üste çıkamayınca konuyu evliliklerine getireceğini düşünememişti. Muhtemelen ShuCi'nın YeXun'ün eşi olduğunu bilmiyordu.
ShuCi bir şeyler söylemek için ağzını açtı ama lafa Lu teyze diye mi başlasa Allah'ın belası diye mi başlasa bilemedi.
YeXun elini ShuCi'nın omzuna attı." Oradan bakınca evliliğimle ilgili üzülecek bir şey varmış gibi mi görünüyor?"
LU Rao ShuCi'nın yüzünü incelemeye başladı.
Lu Rao'nun ShuCi'yı araştırırken bulduğu fotoğrafı lise zamanlarından kalmaydı. ShuCi'nın yüzüne düzgünce baktığında gerçekten fotoğraftaki kişi olduğunu fark etti. Ama ShuCi ve YeXun'ün okudukları bölümler farklıydı . Bu yüzden ShuCi'nın burada olmasını beklemiyordu.
Lu Rao Gözlerini ShuCi'ya dikmiş onu incelerken YeXun Lu Rao'nun gözlerine bakarak elini ShuCi'nın beline indirdi ve iyice yakınına çekti.
Lu Rao bunu gördüğünde daha da sinirlendi.
"Benim için mi üzgündün onun için mi?" Dedi YeXun Lu Rao'nun ShuCi'ya diktiği bakışlarını kastederek. "Benim için üzülmeye zamanın yok. Onun için endişelenmene de gerek yok. Ben babama benzemem. Karımı nasıl mutlu edeceğimi biliyorum."
Lu Rao sinirden çıldırmak üzereydi. "Sen mi biliyorsun karını nasıl mutlu edeceğini? Dikkat et de ona açı çektirme..."
ShuCi'nın kalbi her an yerinden fırlayabilirdi. Eğer böyle şeyler duyacağını bilseydi en azından hazırlıklı gelirdi.
"Ben ona karşı her zaman dikkatliyim." dedi YeXun ShuCi'nın saçlarını düzeltirken. Sonrasında biraz daha kendine çekti ve belini sıkı sıkıya tutarak " Ama ona dikkat etmem sana dikkat etmeme benzemez tabi. Ona sana davrandığım gibi davranmaya nasıl kıyabilirim?"

DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;