##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##
“Max, iksirler suyunu çekiyor ama bunların biteceği yok!” “Dayan Elenora! Rimel, senden kullanın biraz!” “Max abi, benimkiler de bitti bitecek!” Kızların olduğu yerden gelen yardım çağrılarına yetişmeye çalışıyorum, büyücümüz ve şifacımız su gibi iksir tüketiyor. “Veba, sen de durum ne?” Geçici elemanın sesi çıkmayınca, öldü mü kaldı mı diye meraklandım. Cevap yine gelmedi; parti ekranından baktım, büyüsel enerji barı ekolayzıra dönmüş. Bir aşağı, bir yukarı, iksir kullanmaktan konuşamıyor zavallı. “Ben bunu tutuyorum gençler, dayanın!” Tek iyi haber tankımızın cephesinden, canı yarılanmış olsa da sözleri umut aşılamaya yetti zira ağzım yüzüm mosmor oldu. Toraman’ın kolları öyle şişti ki normal halinin en az üç katı. Ne vurmayla ne savurmayla bitiyorlar. Buz duvarları olmasa, ekine dadanan çekirge sürüsü gibi kemiğimize kadar sıyıracaklar. İlk çarpışmada çok umutluydum, haydi şu işi bitirelim diyordum ama ne mümkün? Varoşta büyüyüp sonradan parayı bulan patron gibiler, iş bitmeden iş kilitliyorlar. Üç saattir deli dana gibi bir sağa bir sola koşturuyorum, dizlerimin dermanı kalmadı, kemiklerimden tuhaf sesler geliyor. “Max, ne bekliyoruz? Diğer totemleri de kullanalım!” Toraman, sopasına tutunmuş üç orku diğerlerinin üzerine savurduktan sonra haykırdı, onun da limitlerine geldiği açıktı. “Totemler en fazla on dakika kazandırır! Baksana, bossun canı yüzde beş düşmemiş!” “Max canını yiyim, benim beş dakikalık dermanım ya var ya yok!” Genç irisi bitmiş, okeye dönüyor. Ne yapsak, ne yapsak? Çalıştır kafayı Max Efendi. Bir dakika boyunca ne düşünebildim, ne de doğru düzgün savaşabildim. İki arada bir derede kalınca böyle kilitlenmek, ezelden beridir beni en çok zorlayan huyumdur. Derken Elenora, cepheden gelen orkların arasına Çığ yeteneğini indirdi ve Kızıldeniz misali ortadan ikiye ayırdı. “Buldum! Vallahi buldum!” Kafasının üstüne kaldırdığı sopasıyla zıplayan orka alttan aparkatı geçirdiğim gibi iki adım geri çekildim, parlak bir fikrim var. “Hepiniz beni dinleyin!” Onca sesin arasından sıyrılan haykırışım, gök gürültüsünden daha keskin ve daha sarsıcıydı. “On dakikamız var millet! Ne yapıp edip, bu insan ayı kırmasını indireceğiz!” Ya bu deveyi güdeceğiz ya bu diyardan gideceğiz. Beceremezsek ilk boss yenilgimiz olmayacak belki ama buraya kadar gelmişken geri dönersek, mental olarak yıkılacağız. “Şükrücük abi, kalkanının üzerinde biriken enerjiyi beklet. İşaretimle beraber serbest bırakacaksın!” Kafamda her şeyi kurdum, saatli bomba gibi tıkır tıkır işleyecek. İşlemezse mi? Öyle bir seçenek yok!” “Elenora bütün ön cepheyi dondur ve sadece dar bir geçit bırak!” Sözlerimi bitirir bitirmez, küçük ahşap totemleri akın eden orkların üzerine savurdum. İki küçük pırıltı, iki umut ışığı kaderimizi belirleyecek. Bir tane de buz duvarın arasındaki geçide, üç totemle bütün yancıları tutmamız gerekiyor. Olacak, kesinlikle olacak, olmalı! “Reis, bu ne gürültü! Şu karşıdakiler bizi mi kesiyor öyle?” Sol elinde sigara paketi, cep telefonu, araba anahtarı ve çakmak; sağ elindeyse ucu gümüş tespih. Aksiyona giren ilk boss nargile kafede tepelediğimiz Marpucu, zehri hızla salıyor. “Benle nasıl böyle konuşursun. Taytılın ne? Pozisyonun ne?” Eski dostum Kelaynak gazı aldı, boyuna bakmadan üstten üstten çıkışıyor. “Sana bir pozisyon yaparım, bir daha kendine gelemezsin!” Bitirim boss altta kalır mı? Kalma aslanım, bak orklar etrafında toplanmaya başladılar bile. “Haddini bil, haddini! Güvenlikler, atın bu terbiyesizi dışarı!” Bizimkinin güvenlik dediği, ağzından salya akan orklar ama nasıl oluyorsa o da kendi cephesini topluyor. İşler tıkırında, diğer düşmüşleri etkileme gücü olan bosslar yandaşlarını kendi saflarına çekiyorlar. “Yürüyün, nargileyle döveceğiz bunları!” “Atın şu varoşları plazadan, içeri girmelerine izin vermeyin!” Cehennemin birinci katında, zindanın içinde başlayan kavgaya bak. Ortamın, sözlerinde geçen yerlerle alakası yok ama iki boss doğaları gereği kitlesel savaş başlatabiliyor. Hepsini etkileyebildiler mi, maalesef hayır. Akılları çelinmeyen orklar buz duvarının içindeki geçide akın ediyor, sıra sende totemim. “Rakı içmeden önce, soğuk sıkma zeytinyağından bir tatlı kaşığıyla hem damağını hem de mideni cilalayacaksın!” “Adabıyla rakı için kadının kölesi olunur, bastığı yer öpülür!” “Rakı kadehe, kadeh kadının eline yakışır!” Masanın başına kurulmuş kadının şuh kahkahası iltifatlara yarenlik ederken, bir ork savaşçısı baltasıyla ortamı darma duman etti. Barbar orklar ne anlar rakı adabından ya da rakı içen kadına gösterilen abartı saygıdan. Totem bossunun yancılarıyla, Ayıboğan’ın yancıları birbirlerine girdiler, bir destek atmak şart. “Veba, geçidi zayıflatma yeteneğinle kutsa! Rimel boss yatmasın, yancıları elleme!” Rakı İçen Kadın adlı bossun yancıları bir ölür bin doğarız mantığıyla çoğaldığından, ölmeleri problem olmayacak. Hatta ara sıra ölmeleri gerekiyor yoksa dar geçidin ağzındaki yığılmayı engelleyemezler. “Toraman, fırla!” Ön cepheyi yoluna koyduğum gibi esas oğlanın yanına doğru hızlandım. Elim boş gitmiyorum, iki tane daha totemim var. “Şükrücük abi, enerjiyi boşalt ve geri kaç!” Bizimki, gelen çağrıyla beraber, kalkanın üzerinde biriken enerjiyi saldı ve yanımıza geldi. Ayıboğan bir iki adım geriledi ama aynı hızla saldırıya geçti. “Tandır ekmekleri nerede? Süt kuzuları nerede? Tepsi tepsi tatlı nerede?” “Hepsini bu ayı yedi abla. Biraz bırak dedik, dinlemedi!” Köy Yıkan bütün endamıyla Ayıboğan’ın karşısına dikildi, yemeğini çalan yaratık korkutucu bile olsa affı yoktu. “Köy ahalisi nerede? Davul, zurna, etrafta koşuşturan çocuklar yok mu?” Köy köy dolaşılan programların kraliçesi gelir de tombul yanaklı prensi eksik kalır mı? Köy Yıkan, ilgi eksikliğinden dem vursa da bir an sonra asıl konuya dönüş yapıyordu. “E hani, metrelerce sofra kurulmamış. Aç mı bırakacaksınız beni?” “Abi, şu ayı kafalı dağıttı hepsini. Ona yemek de yok, şenlik de yok, s.ktirsin gitsin dedi!” Son kurşunu attım, bundan sonra ne olacaksa olacak. İki boss, ben, Toraman ve Şükrücük göğüs göğse çarpışacağız. Veba, Rimel iki tarafa da yardım edecek ve Elenora ön safla bizi birbirimizden ayıracak. “Dokuz dakika kaldı! Bir ilki daha başarmak için size güveniyorum. Haydi, Akıncılar nasıl savaşırmış gösterelim!”
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.