Yukarı Çık




2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 

           
3.BÖLÜM

♡♡♡☆☆☆

—————————–

 Tek bir amacım vardı o da; General Leon’u kendime aşık edip onun kraldan sakladığı sırrı en kısa zamanda öğrenmek…

 İyi de nasıl!…Şimdi düşününce herşeyi anlıyordum.Kral William benim güzel olduğumu sanarak kendi çıkarı için kullanmak üzere beni saraya getirmişti.Şimdi ise bir çıkmaza doğru sürükleniyorum.Bu işin içinden nasıl çıkacaktım hiçbir fikrim yoktu.Yalnızca bildiğim özgürlüğüm adına ölümüne savaş vermek olacaktı.

 Tüm bunları düşünürken aklımı kurcalayan başka bir şey daha vardı.Marry,beni neden güzel buluyordu?..

Bunun cevabını çok merak ediyorum,diye düşünerek hızlıca köşküme girip kırgın ve kızgın etrafa bakınıp bağırdım:

“Marry marry…”

“Buyrun leydim,bir arzunuz mu var?” Dedi marry ürkerek odama girdi.

“Neden çirkin olduğumu bildiğin halde güzel olduğumu söylüyorsun?…sen de diğerlerinin yaptığı gibi benden kaçınmalıydın.”

“Leydim, herkesin sizi çirkin bulması benim de çirkin bulacağım anlamına gelmez.

Kralla görüşmeniz kötü mü geçti neden bu kadar sinirlisiniz?”

“Kral,General Leon ile evlenmemi istiyor.” Diyerek hırsla yatağa oturdum.Sinirimi marry’den çıkarmak tamamen anlamsızdı.

“Ne?”

“Evet,İki gün içinde düğünümüz olacak.” 

Sır konusunu marry ile paylaşmamaya karar vermiştim.

Onun da başı belaya girsin istemiyorum,diye düşündüm.

“Sen, general Leon hakkında ne biliyorsun marry?…Bildiğin en ufak ayrıntıyı bile bilmek istiyorum.” Dedim.Benim için her bilgi, sırrı öğrenmem için çok önemliydi.

“Leydim tebrik ederim fakat sizde duymuşsunuzdur,general leon güzel kadınlardan hoşlanır."

“Evet,en çok canımı sıkan da bu zaten.” dedim somurtarak.

“General, Kralı ölümüne bağlı olduğu için evleneceği kadını da kralın seçmesini istemişti.
Geçen ay ‘evleneceğim kişiyi düğün günümden önce görmek istemiyorum.Eğer olurda evleneceğim kadın güzel ise kırmızı, çirkin olursa siyah bir gelinlik giyip başına da siyah bir duvak taksın…O duvağı taksın ve bir ömür boyu çıkarmasın.Çıkarmasın ki ona bir ömür boyu elimi sürmeyeyim. ‘ Diyerek krala garip bir istekte bulundu.”

Ah,kralın niye öyle dediğini şimdi daha iyi anlıyordum.

Kral,ısrarla güzel görünmemi istemesinin nedeni buymuş.

Güzelliğimle generalin kalbini kazanmamı ve sırra daha çabuk ulaşacağımın kanaatindeydi.

"Yalnız general leon da bi' tuhaf.Kim böyle bir şey isterki?...Bu çok saçma!" Dedim.
 
“Leydim hiç endişeniz olmasın düğün günü sizi dünyanın en güzel kadını yapacağım.Sizi güzelleştirmek için elimden ne geliyorsa yapacağım.Kimse sizi çirkin diye yaftalamaya cüret edemeyecek.O gece kırmızı elbiseyi giyeceğinize söz veriyorum.” Dedi marry heyecandan sesi titremişti.

“Saçmalama marry…benim gibi bir çirkini düzeltemezsin."


” Leydim,eğer cildinizi pürüzsüz bir hale getirebilirsem ,saçlarınız ve gözleriniz kimsenin gözüne batmayacaktır.Çünkü herkes yüzünüzün güzelliğinden başka hiçbir şeye odaklanamayacak.Ben küçüklüğümden beri bitkilere karşı büyük bir ilgi besliyorum.Bunu sizden başka kimseyle paylaşmadım ve sizde dilerseniz üzerinde çalıştığım bu kremi yüzünüzde denemek istiyorum.”

“Nasıl bir krem bu?” Dedim biraz tereddüt etmiştim.

“Ah,korkmayın leydim…bu tamamen bitkilerden oluşuyor,cildinize hiçbir zarar vermeyecek.Ancak bitkilere karşı cildiniz hassas ise tabii bunun yan etkileri olacaktır.”

“Hayır,sorun yok.Aslında bunu duyduğuma sevindim.
Çillerimi ve göz altı morluklarımı kapatacak bir kremse bu muhteşem olur.”dedim marry’nin söylediklerinden sonra endişelerim yerini bir anda sevince bırakmıştı.

“Benim amacımda bu zaten leydim.Çilleriniz ve morluklarınız geçici bir süre için kaybolacak…Ancak düzenli kullanırsanız tamamen ortadan kaybolma ihtimali de var.”

” Geçici mi?…ama sürmeye devam edersem hepsi gidecek mi bu çok güzel çok…” dedim sevinçle.

“Evet Leydim…sürdüğünüz bu krem anlık sizi güzelleştiriyor olabilir fakat taktir edersinizki bitkilerin iyileştirici bir özelliğide var.Eğer düzenli kullanırsanız çilleriniz ve morluklarınız kalıcılığını yitirecektir.”

“Bu harika bir haber marry,demek çirkinliğim sonsuza kadar yok olacak.Bu duyduğum en güzel şey.”

“Evet leydim,dünyanın en güzel hanımı olacaksınız.Her gün süre bilmeniz için kremi size vereceğim.”

 Beni güzelleştirecek herşey işime yarardı.Marry’nin kremini kullanmaya karar vermiştim.

Düğün günü

—————————

 Sabahın erken saatlerinde O sevimsiz Saray sakinleri,ani bir dönüşümle garip bir coşku ve neşeye bürünerek,düğün için epey heyecanlı davranıyorlardı.
Onların bu heyecanını tahmin etmek o kadar da zor değildi.
Gören de çok sevdikleri kişiler evleniyor sanırdı ancak gerçek çok daha başkaydı.

 Onlar,generalin tepkisini merak ediyorlardı.
General,Evleneceği kişinin çirkinliğinden bihaber,zavallı.
Kesin hayal kırıklığı yaşayacaktır.Onun yüzünü görmek çok eğlenceli olacak diye, çoktan dedikodular yükselmeye başlamıştı harem bölümünde.
Zaman su gibi akıp geçmişti.Akşam üzeri bütün düğün hazırlıkları bitme aşamasına gelmişti.

Düğün,sarayın en büyük salonunda gerçekleştirilecekti. 

 Kralın emriyle büyük bir ziyafet düzenlenmişti.Salon,şaşalı süslemeler ve göz alıcı işlemelerle donatılmıştı.
Davetliler saraya bir bir giriş yapıyordu.
Ben ise üstümde beyaz bir gecelik,aynalı masanın karşısında düşünceli şekilde oturuyordum.Kraldan gelen düğün hediyelerini karıştırıyordum.Kırmızı yakutlarla işlenmiş bir gerdanlık ve ona uygun kırmızı yakut küpeler…

Evet,kralın hediyesi bunlardı.Kırmızı rengi seçmesi sanki bir ikaz niteliğindeydi.Mutlaka güzel olmam gerekiyordu.Kırmızı yakut gerdanlığın provasını yapmak için boynuma taktım ve umutsuzca aynadaki yansımama baktım.Odayı tuhaf bir sessizlik bürümüştü.Annem ve babam düğün davetiyesini aldılar mı,diye düşünürken odamın kapısı bir hışımla açılmıştı.Annemi düşünürken onu karşımda görmek beni şaşkına çevirmişti.


"Rose,kızım." Dedi annem ağlayarak bana sarıldı.


"Anne.."


"Seni bir daha göremeyeceğim diye öyle korktum ki,şükürler olsun hayattasın rose." dedi geri çekilip ellerimi bırakmadan bana baktı.

"Evet bende öyle anne…"

"Evlilik haberini almadan önce çok tedirgin ve her günümü seni düşünmekle geçirdim.Başına bir kötülük gelecek diye çok endişeliydim.Ama evlilik haberin gelince içime bir umut düştü.Çünkü artık hayatta kalacaktın, rose."

"Evet,hayattayım." Dedim buruk bir gülümsemeyle.Elbetteki ona bu evliliğin sahte olduğunu açıklayamazdım.Ama görevimi tamamlayabilirsem özgür kalacağım gerçeğini değiştirmiyecekti.ve ona bakıp devam ettim:

"Peki babam!"

"O da çok iyi ve şuan Kral william ile.."

"Sevindim."

"Eee…" dedi annem çevresine bakındı ve:
"Gelinliğin nerde?...Hala niye bu kılıktasın sen?"

"Ah,marry getirecekti birazdan burda olur."

"Marry mi?"

"Evet,burda bana epey yardımı dokundu.Hem yardımcım hem de yoldaşım." Dedim ve odanın kapısı tıklatılmıştı.Gelen marry idi.
Yorgunluktan bitkin düşen marry:

“Leydim!…Biliyorum çok geciktim.Affedin n’olur!…"Dedi marry soluk soluğa getirdiği gelinlikleri özenle yatağın üzerine serdi ve annemle gözgöze gelince hazır ola geçip hemen selam verdi.

"Majesteleri üzgünüm,sizi farketmedim.Lütfen bağışlayın!" Dedi marry mahçup bir tavırla.

"Rahat ol çocuğum...bu gelinlikler mi?" Diyerek yatağa doğru yürüdü.

"Evet majesteleri."

"Güzel." Dedi gelinliğe dokunarak.

"İyi de neden iki farklu gelinlik var burada?" Dedi annem anlam tabiki bu duruma anlam verememesi gayet normaldi.

"Bu uzun bir hikaye anne.Boşver!"

"Hangisini seçersen seç rose,senin kalbinin güzelliği karşısında kimse duramaz.Hep mutlu ol kızım.Tek temennim budur." Dedi şevkatle yanağımı okşadı.Ona teşekkürlerimi sunup,ardından kralın yanına geri dönmesi gerektiğini söyleyerek odadan ayrıldı.


"Leydim acele etmeliyiz.Zaten kremi alana kadar akla karayı seçtim.Önce kremi almak için odama uğradım,oradan gelinlikleri almak için özel odaya gittim.Bu bana baya zaman kaybettirdi.Dilerseniz başlayalım." 

” Keşke kremi dün akşam gizlice odama getirseydin.”

“Denedim…Ama o sinir baş nedime bir saniye olsun başımdan ayrılmadıki.” Diyerek eteğinin cebinden çıkardığı o bahsi geçen küçük, yuvarlak kapaklı bir krem kabını aynalı masanın önüne koydu.

“Leydim,izin verirseniz…” diyerek marry, önüme geçip benden gözlerimi kapamamı istedi.Krem kabını açıp içinden bir miktar alıp yüzümü ovmaya başladı.Özellikle Çillerimin ve morluklarımın olduğu bölgelere baskı uygulayıp oralara yoğunlaşmıştı.Kremin,hoş ve insana huzur veren çok hafif bir kokusu vardı.

Kremi ovmayı bitirip dudaklarıma da gül yaprağından yapılmış bir boyayı sürerek, son dokunuşları yapıp gözlerimi açmamı aynaya bakmamı istedi.

 Marry’nin sesi sevinçle çıkınca neler yaptığını merak edip heyecanla gözleri açıp aynaya baktım.İnanılmaz…Bu bir mucizeydi.Gördüklerime inanamıyordum.

Bu ben miydim?…Diye düşünüp ,gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.Bu değişim karşısında mutluluktan dilim tutulmuştu.Ne söyleyeceğimi bilemiyordum.Çillerim ve morluklarımdan eser yoktu.Krem,sandığımdan daha etkili çıkmıştı.

“Marry,bu bu…Aman Allah’ım…öyle mutluyum ki sevinçten delirebilirim.Hepsi senin sayende marry,çok teşekkür ederim.” Diyerek manyak gibi marry’nin boynuna sarıldım.Nedendir bilmiyorum gözlerim dolmuş,burnumu çekmiştim.

“Leydim,sakın ağlamayın…” diyerek marry,yüzümü görmek için beni kendinden uzaklaştırdı.

“Neden?” Dedim şaşırarak.

“Leydim, bu krem çok hassas bir üründür.Ağlayınca etkisi azalabilir.O yüzden mümkün olduğu kadar ağlamamaya çalışın.…ve sürdüğünüz süre boyunca yüzünüze su değdirmeyin.Çıkaracağınız zamanda ılık suyla temizleyin.”

” Ah,gerçekten mi?…Bunu söylediğin iyi oldu.Bunu aklımdan çıkarmamalıyım.Çok mutluyum marry, hepsi senin sayende…gözyaşlarımı zor tutuyorum hay aksi!” Diyerek elimle gözümü havalandırdım.

“Rica ederim leydim,siz mutluysanız sorun yok.Sizi mutlu görmek beni de mutlu ediyor.Size bir söz vermiştim; o kırmızı gelinliği giyeceğinize dair..ben sadece sözümü tuttum.” Dedi marry kocaman bir gülümsemeyle ve konuşmasına devam etti:

“Ama şimdi acele etmeliyiz yarım saatten az bir süre kaldı.Düğün sizinde bildiğiniz gibi sekizde başlayacak.
Gecikmeden gelinliğinizi getireyim ben.” Diyerek yatağın üzerinde serili olan siyah ve kırmızı gelinliklerden kırmızıya uzandı.

 Gelinlik özel bir kılıfa geçirilmişti.Marry,yavaşça bir zarar gelmesin diye kibarca gelinliği kılıfından çıkardı ve evirip çevirip gelinliğin sırt kısmındaki ipleri incelerken,etek kısmındaki potluğu fark etmesi uzun sürmemişti.

Potluğun nedenini araştırmak için etek kısmına elini götürdüğünde korku ve panikle gözleri kocaman açılmış, ağzını eliyle kapatıp, tiz bir çığlık atmıştı.

“Ne var,ne oldu?” Dedim yerimden fırlayıp,marry’nin yanına yürüdüm.

” Leydim…bu bu…büyük talihsizlik!” Diyerek,marry üzüntüyle titreyen ellerindeki gelinliğin, boydan boya yırtılmış etek kısmını bana gösterdi.

  Mutluluktan deli gibi atan kalbim, eteğin yırtık kısmını görünce korkudan deli gibi atmaya başlamıştı.Resmen donakalmıştım.Neden sonra anlamıştım.

Bu büyük bir ihtimal saray nedimelerinin bir oyunuydu.Bir mesajdı.’Sen asla güzel olamazsın!’ mesajıydı.

“Leydim,şimdi ne yapacağız?…ilk günden bütün emeklerimiz boşa gitti.” Dedi marry elindeki gelinliğe üzüntüyle bakarak.

“Bana siyah gelinliği getir marry!”derin bir nefes aldım ve sonunda kendimi toparlayıp emin bir ses tonuyla marry’ ye seslendim:

“Bana siyah gelinliği getir marry!”

Üzülüp oturarak hiçbir şeyi çözemezdim.Artık kaybedecek bir şeyim kalmamıştı.Elimde ne varsa onu kullanacaktım.

“Ama leydim!”

“Ama’sı yok marry!…Vaktimiz daraldı.Hem Görmüyor musun?…Herkes bana karşı geliyor.Bunun olacağını az çok tahmin ediyordum.Dün nedimeler öğle vakitlerinde bahçeden geçerken nedimelerin,’o kız buraya gelmenin bedelini ödeyecek!’ tarzında konuştuklarını duymuştum.Bu kadar ileri gideceklerini tahmin etmemiştim gerçi.İçlerinde bana karşı büyük bir kin besledikleri çok açık.Artık her şey için çok geç!.” Dedim ve Kederle derin bir iç çektim.

“Sizin nedimeniz olduğum günden itibaren, diğer nedimeler beni aralarına almıyor.Eğer bundan haberim olsaydı size haber ederdim leydim.Gerçekten çok üzgünüm ,inanın leydim.” 

“Bu senin suçun değil marry,kendini suçlama…
generalle evlenmem onları kıskandırmış belli ki…yani anlayacağın beni bu sarayda istemiyorlar ve öfkelerini bu şekilde gösteriyorlar.”

“Kıskanç tavuklar ne olacak!…Leydim biliyorsunuz bu duvağı hiç çıkaramayacaksınız.
Hayır buna izin veremem.
Başka bir kırmızı elbisede olur.Gelinlik olmasına gerek yok.İzin verin kırmızı elbiselerinizden birini sizin için seçeyim!” Diyerek giysi dolabına doğru yürüdü marry.

” Hayır,marry…bu krala hakaret olur,buna izin veremem!” Diyerek dolabın kapağını açan marry’e bağırdım.

“Ama leydim,general hiçbir zaman güzelliğinizi göremeyecek.”

“Bunun bir önemi kalmadı marry,yaptıkların için minnettarım.” Dedim umutsuzca.O sırrı generalden kendi çabamla öğrenmem gerekecekti.Zor yoldan yürümek zorundaydım.

Bundan sonra bu Siyah duvağı takacaksam Artık güzelliğiminde bir önemi kalmadı diye düşünüp elimde tuttuğum krem kabına baktım.Bütün ümidimi yitirmiştim.

Kısa bir süre sonra marry,yüzünü buruşturup,isteksizce bir surat ifadesiyle siyah gelinliği hızlıca bana giydirdi ve saçımı siyah duvağıma uygun bir şekilde yapıp, takarak son halimi görmem için beni aynaya çevirdi.

“Hadi gidelim!” Dedim donuk bir ses tonuyla.Siyah gelinliğim tüm ihtişamıyla adeta;

‘sen çirkinsin’ diye bağırıyordu.Ve ben evliliğimin ilk adımını aksilikler içinde atıyordum.

BÖLÜM SONU.♡♡♡☆☆☆♡♡♡

Yeni bölümde görüşürüz.♡



Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 


468x60


DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.