Sıradan Günlerimin Sona Ermesi
“Hahahahaha! Çok komiksin sen ya, aptal!”
Matematik dersinin 2.saatinde, Ike yüksek sesle Yamauchi ile muhabbet ediyordu. Açılış töreninden beri 3 hafta geçmişti; bu süreç içinde bu ikili ile Sudou’ya ‘aptal üçlü’ diye lakap takmışlardı.
“Ne ne, karaokeye gidelim mi?” “Evet, gidelim—”
Etrafta, bir kız grubu okuldan sonrası için planlar yapıyordu.
“İnsanlar bir süre gergin olduysalar da, görünüşe göre herkes birbirine ısınmayı çabucak başarmış…”
“Ayanokouji-kun, sen de daha fazla arkadaş edindin?”
Tahtaya yazanları defterine not alırken sordu Horikita.
“Eh, birazcık.”
Başta kaygılı olmama rağmen, Sudou’yu marketteki karşılaşmamızla, Ike ve Yamauchi’yi de yüzme dersindeki hadise ile tanıma fırsatı elde etmiştim. Hatta ara sıra beraber öğlen yemeği yiyoruz.
‘Kanka’ edinmeye çok ama çok uzakta olsam da, birkaç arkadaşım olduğu için mutluydum.
Ancak insan ilişkileri çok esrarengiz olduğundan, onlarla ne ara arkadaş olduğum net değil.
“Evet.”
Dersin ortasında, Sudou büyük bir gürültüyle sınıfın kapısıdan içeri daldı.
Dersin ortasında olduğumuz gerçeğini görmezden gelerek, esneyerek kendi sırasına geçip oturdu.
“Hey, Sudou. Öğlen yemeğini beraber yiyelim mi?”
Ike yüksek sesle, sınıfın diğer ucundan bağırmıştı.
Öğretmen, Sudou’ya hiçbir şey smylemeden derse devam etti. Normalde, havada uçan bir tebeşir olması gerekirdi, ama öğretmen sanki herkese karşı çok toleranslıymış gibiydi.
Başlarda, sınıf daha çok sessiz ve çekingen davranıyordu. Ama bu sıralar herkesin sülalesi rahat ya.
Tabii, Horikita gibi düzenli ders çalışıp derslere dikkat kesilen birkaç kişi var.
Cebimdeki telefon titriyordu, mesaj gelmiş. Grup sohbetindendi. Öğen yemeği için, yemek salonuna gitmeye karar vermişler anlaşılan.
“Hey Horikita. Beraber öğlen yemeği yiyelim mi?”
“Hayır, teşekkürler. Sizler biraz fazla çömezsiniz.”
“… inkar edemiyorum bunu.”
Sonuçta, erkekler yalnız oldukları zaman ya kızlardan bahsediyor ya da pis pis şaka yapıyorlar. Sevimli kızlar kim, kim kimle çıkıyor, bu tarz şeyler işte. Galiba bu tarz muhabbetlere kızları dâhil etmek hoş değil.
“Vaay… çoktan o olayı o kızla halletmiş mi? Oha.”
Muhabbetten anladığım kadarıyla, Hirata’nın Karuizawa ile çıkmasından bahsediyorlar. O kıza 5 km uzaktan bile baksak, Hirata’ya sürekli romantik bakışlar attığını görmemek imkânsız olurdu.
Çokta sevimli bir kız. Ama ona yaklaşması zor, böyle bir havası var. Sanki aşk-meşk olaylarından çok iyi anlıyormuş gibi. Başka bir deyişle, O tam bir ‘gal’ kız tipi.
Ortaokulda, Tam Hirata gibi bir ikeman ile çıkmıştır. Büyük bir aşama kaydetmiştir yani. Bence böyle birisi. Off, yanlışlıkla dedikodusunu yaptım ya.
İçimden ondan özür diledim.
“Yüzündeki bu ifadeden nefret ediyorum.”
Horikta bana buz gibi bakıyordu. Sanki ne düşündüğümü anlamış gibi bakıyordu.
Açılış töreninden hemen sonra, birisiyle sevgili olmak için ne yapmak gerekir ki?
Ben hala arkadaş edinmede sorun yaşıyorken..
Eğer Horikita’nın karşısına geçip ona ‘Benimle çıkar mısın?’ desem, —büyük ihtimalle anında dayak yerim.
Hem de, biriyle sevgili olmak isteseydim, daha nazik ve kibar birisiyle olmak isterdim.