Yukarı Çık




18   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   20 

           
Bölüm: 19 - Ölümün Günlükleri


Sonunda rahatsız edici kahkahalarımın ardından sakinleşebilmiş ve başımı yan çevirerek çantamı aramaya koyulmuştum.  Kısa sürede çantamla birlikte, sağ bıraktığım at kafatasını da görebilmiştim.
Böylelikle amaçladığım şey gerçekleşmiş ve şu an ki test aşamasının sonlanmamasını başarıyla sağlamıştım. 
Eğer ki kalan bütün düşmanları öldürmüş olsaydım, 5 dakikalık süreyle bir sonraki aşamayı hiç atlatabileceğimi zannetmiyordum.
Kısa bir süre daha yerde ruh emerek dinlenmek istesem de geçen her an benim için bir zaman kaybıydı. Böylelikle ayaklanmış ve kolumu düzgünce kesildiği yere yerleştirdikten sonra, ardımda bırakmış olduğum cesetlerden ruh çekmeye başlamıştım.
Durumum iyice düzeldikten sonra üstüme çeki düzen vermiş ve alanda işe yarayabilecek bütün eşyaları tek bir yerde toplamaya başlamıştım. 
Ama eşyaların kalitelerini ve niteliklerini kontrol etmeye devam etmeden önce, kendi durumuma bakmak içim karakter penceremi açtım.
-----
--Karakter Penceresi--
Ad: Mert Ünvan: Ruh Yiyen Irk: İnsan
Güncel Sınıf: Ölümden Gelen  Seviye: 7 Tecrübe: 2400/3900
--Kabiliyetler--
Güç: 3
Çeviklik: 4
Dayanıklık: 4
Zeka: 4
Farkındalık: 7
--Yetenekler--
-Pasifler: Astral Farkındalık, Kudretli Olana Yatkınlık [Kaotik Aura], Açlık Tanımaz, Ölümsüz Zihnin Kudreti
-Aktifler: Nekrotik Nüfuz, Çarpık Varoluş,
-----
10. seviyede ne tür bir sınıfla karşılaşacağımı tahmin etmeye çalışırken, bu boş hevesten vazgeçmiş ve gerçekliğe dönerek eşyaların kontrolüne başlamıştım.
Göz önünde bulundurulabilecek ilk iki güzel eşyam yüksek seviyeli kristaller olmuştu.
 -----
-Ruh Kristali-
[?] Eşya Kalitesi: C-
Dayanıklılık Durumu: Ortalama
Barındırılan Ruh Parçacığı: 61,400/100,000
--
-Özellikler-
* Parçalanmış ruhların hüzmelerini depolanmasını sağlayan bir materyal.
*Dayanıklılık Durumu Doluluk oranıyla eş değerdir.
-----
-Ruh Kristali-
[?] Eşya Kalitesi: D++
Dayanıklılık Durumu: Düşük
Barındırılan Ruh Parçacığı: 4,200/25,000
-----
Kayda değer bulduğum diğer bir eşya ise baş büyücünün siyah cübbesiydi. 
Bunu söylüyorum çünkü; ne mor alevlerle kaplanmasına rağmen hasar görmemiş olmasından ne de ihtişamlı görüntüsü yüzünden değildi. Sadece barındırdığı özellikleri yüzündendi. 
-----
-Ölümsüzün Kara Cübbesi-
[?] Eşya Kalitesi: D++
Dayanıklılık Durumu: Yüksek
--
-Kuşanıldığında ki Özellikleri-
* Her türlü enerji türünden gelebilecek hasarı %5 oranında kesinlikle engeller. 
%10 oranında da saldırı türündeki enerjinin kalanını absorbe eder; lakin bu durum eşyanın dayanıklılığını etkiler.
* Enerji türlerindeki manipülasyon oranını ve gücünü %5 oranında arttırır.
* Enerji Soğuruma adlı pasif yetenek oluşturulur.
-Not-
* Enerji Soğuruma yeteneği eşyanın absorbe ettiği enerji türündeki hasarların %5'lik bir kısmı sizin; dayanıklılık durumunuza, sağlığınıza ve büyüsel güçlerinizin yenilenmesini sağlar. 
-----
Bu eşyayı bir yana koyacak olursam, geriye kalan tek değerli eşyalar büyücülerin kitapları ve arkalarında bıraktıkları D+ seviyesindeki 8 adet ruh kristaliydi. 
Artık yapabileceğim her şeyi yapmış ve gerekli bulduğum her şeyi kuşanmıştım. 
Üstümde altın işlemeli kara cübbem, altındaysa sağlam bulduğum eşyalardan derlemiş olduğum; örme zincirlerden ve sert deriden yapılmış bir zırh kuşanmışken. 
Cübbemin altında sakladığım bir başka şeyse, ihtiyaç duyduğum kalan eşyalardı. Bunlar okçulardan edindiğim deri kayışlarla desteklenen silahlarım ve büyücülerden aldığım belime sabitlenen iki çantanın içindeki envai çeşit eşyaydı.
Bir çift kılıç, onlarca bıçak ve sağlığımı yenilememi sağlayacak birçok ruh kristali. 
Artık bir sonraki tura hazır olduğumu söyleyebilecek olsam bile, yapacak daha çok şeyim vardı. Bu da o b*ktan elle yapmış olduğum anlaşmadan kurtulmamı sağlayacak herhangi bir ipucunu bulmaktı. 
İlk olarak kütüphaneden edindiğim kitaplara bakmadan önce, orada ölmüş olan cesetlerin günlüklerini okumaya koyuldum.
*****
Elime aldığım ilk günlüğün yazarının adı Ahura Ezda adlı en çok çürümüş cesede aitti. Şanslıyım ki o çukurda ölen her bir ceset mumyalanmış gibi hasar görmeden korunmuştu. Hele ki kitap, parşömen gibi yazılı çizili eşyalarsa bu gün yapılmış gibi yeni gözükmekteydi. Değinmeden geçemeyeceğim bu eşarplarla ve değerli takılarla kaplı cesetteki tek hasar gözlerinin olmayışıydı.   
Neyse bunlar bir yana deri ciltli sade işlemeleri olan bu kalın günlüğü okumaya koyuldum. Geçen altı saatin ardından anca bitirmiş ve derin bir oh çekmem ile kitabı çantama geri koymuştum. 
Kısacası bu abimiz dünyadaki bütün kadim bilgileri edinme amacıyla; Afrika kıtasındaki bütün bölgeyi dolaşmış ve yeraltı kulesi gibi birçok mistik mekanı kaleme almıştı. Ancak yaşamının sonlarındayken yolu buraya düşmüş ve burada mahsur kalmıştı. 
Yeraltı Kulesi veya Her Şeyin Anahtarıyla ilgili pek bir not bulunmasa da bu gezgin abimizin geride bıraktığı notlar, bu ve benzeri mekanların dünyada fazlasıyla olduğunu öğrenmemi sağlamıştı.  
*****
İkinci olarak okumaya başladığım günlük, aslında bir seyir defteri gibi kaleme alınmış bir tomarlar bütünüydü. Yazarıysa Athen Daph Deimos'du. Pek umurumda olmasa da bu tomarlar bütününü elinden aldığım bu gözsüz kişi; sadece bol kesimli kıyafetler giymesiyle beraber, mor ve altın renginin işlendiği ek bir kumaş parçası da kuşanmıştı.   
İçeriğe değinmek gerekirse, her şeyin anahtarına gelme şeklinden ve yeraltı kulesinde bulunduğu süreci kronolojik olarak not tutmuştu. Her satırda kayda değer geçen bir gününü not almış ve önemli sayılabilecek şeyleri birkaç cümleyle ifade ederek günlerini özetlemişti.
Kayda değer tek şey, o kolun kendisiyle olan etkileşimiydi. Ya yerine getirmesi için dış dünyadan bir şeyler talep etmek gibi aktif görevler almış; yada kütüphanede hizmet etmesi için o kolun asistanlığını yapıyormuş.
Önemli olansa üslendiği görevlerin gitmesini sağlamış olduğu yerlerdi. Burada birçok garip tasvirle birlikte farklı güneş sistemlerinden tutun, farklı alemlere kadar bir çok farklı şeyin skalası veriliyordu. 
Bu bölgelerdeyse yine bir şeylerin getir götürlüğün yapmış veya birçok anlaşmaya vesile olmuş olduğundan basediyordu. 
Bu kadar şeyin karşılığında da her geçen zamanda daha fazla güç ve ihtişam kazdığından bahsediyordu ama sonunun pek iyi olmadığı kesin. Lakin aksi olsaydı bu notları bir cesetten almış olmazdım.
*****
Elime aldığım son günlük, sanırım bulup bulamayacağım en yararlı bilgileri taşıyordu. Kara cildi hafif tahrip olmuş olan, sembollerle süslenmiş bu kitap rahip Andreas'ın elinden çıkmıştı.
İlginç olansa kütüphanedeki çürümüş cesetler arasında gözleri olan tek kişinin bu adam olmasıydı. Yazdıklarında bakacak olursam sebebi ve nedenleri bariz bir şekilde ortaya çıkıyordu.
Bu adam resmen Yeraltı Kulesinde bulunduğu süre boyunca edinebileceği kadar bilgi edinmiş ve Her Şeyin Anahtarı hakkında bulabileceği bütün yararlı bilgileri bu kitapta toplamıştı. Asıl amacıysa, musibet olarak gördü bu şeytani varlığı defetmek üzerine odaklanmıştı.
Tabi kaleme aldığı acı notları arasında zamana yenik düştüğünü ve artık elinden bir şey gelemeyeceğine inanarak geriye bıraktığı sadece yakarışları olmuştu.
Kitapta ihtiyaç duyabileceğim içirik de fazlasıyla kapsamlıydı. İnsanların gözlerinin neden o el tarafından alındığı, Her Şeyin Anahtarının ne olduğu, Yer altı kulesinin ne olduğu, Farklı boyutlara ve alemlere nasıl kapıların açıldığı gibi pek çok sorunun yanıtı vardı. Ama bunlar fazlasıyla uzun konular ve aslında cevabı basit içeriklerdi.
Lakin daha fazla detaya girmek istesem de  cevaba giden tek yanıt güçlenmem gerektiğiydi. Zaten gerisini size zamanla anlatacağım.
*****
Yeterince oturduktan son geçen zamana bakmış ve gerçek dünyada sadece bir buçuk saat kadar geçirdiğimi görmüştüm. Halbuki buraya geldiğimden beri neredeyse iki gün kadar olacaktı.
Neyse biraz olduğum yerden kalkmış ve kendimi esnettikten sonra tekrar yere kurulmuştum. 
Bu sefer elime bir günlük almak yerine, gerçek bir kitap almıştım. Bu kitabın adıysa Çağrıcılığın Diyagramları ve Hükmetmenin Kuramları'ydı 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


18   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   20 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.