Hyrkan ileriye doğru koşarken giydiği aslan kostümünün yelesi havada dalgalanıyordu.
Hyrkan’ın hedefindeki…
Kikii!
Sabırsızca çığıran bir Zırhlı Maymundu. Materyal olarak Zırhlı Maymun kullanılarak yapılmış bir iskelet savaşçısına kolunu kaptırdığından, savaşma arzusunu yitirmiş ve kaçmayı deniyordu.
Bununla birlikte, kaçmak için döndüğünde; en son yüzleşmek isteyeceği kişiyle burun buruna gelmişti.
Hyrkan ‘la!
Zırhlı Maymunla aralarındaki mesafe yeterince kapandığında, uzun kılıcını Maymunun başlığında bulunan T şeklindeki açıklığa sapladı.
Stab!
Hyrkan parmak uçlarından kılıcı ne kadar derine sapladığını hissedebilmişti. Yani bu, kılıcının göründüğünden daha da derine saplandığı anlamına geliyordu. Birçok insana göre korkunç bir şey olmasına rağmen, Hyrkan bundan eğleniyormuş gibi gülümsedi.
‘Ne kadar da temiz.’
Hyrkan'ın yorumu doğru olsada korkutucuydu.
Hyrkan Zırhlı Maymunun işini tek hamlede bitirdi. Zırhlı Maymun, tıpkı çiviye asılı bir oyuncak gibi aşağıya düştü.
Chwing!
Hyrkan kılıcını yumuşakça geriye çektiğinde…
Thud!
Zırhlı Maymunun nursuz suratı güçsüzce yere düşen bedeniyle birlikte yerle yeksan oldu.
Hyrkan sonunda seviye 50’ye ulaşabilmişti. Bu çabalarının mutlak ödülü ve İspatıydı.
Ancak, bu sefer Hyrkan en son yaptığı gibi aşırı bir sevinç gösterisi yapmamış; hatta ve hatta dans bile etmemişti. Sıkıcı bir ders kitabını okuyormuş gibi çabucak istatistik puanlarını güce bastı ve istatistik penceresini kapattı.
Hyrkan'ın bir sonraki baktığı şeyse beceri penceresiydi. Sahip olduğu bütün beceriler bir holograma işlenmiş bir şekilde karşısında duruyordu.
‘Seviye 50 oldum ama tek bir becerim bile aşama kaydetmedi.’
Beceri derecelerini kontrol ettikten sonra bakışlarını saatinden uzaklaştırdı. Hyrkan normalde böyle kilometre taşı olan bir seviyeye ulaştığında mutluluktan dans edecek olmasına rağmen, Şu anki Hyrkan'ın ifadesi çok ciddiydi.
Aynı zamanda, Hyrkan'ın vücudu hiçbir gevşeme belirtisi göstermiyordu. Sanki tabakhaneye iskelet yetiştirecekmiş gibi aceleyle saatine baktı.
‘Daha erken ama köye ulaştığımda çıkış yapabilmeliyim.’
Hyrkan zamanı kontrol ettikten sonra koşmaya başladı.
★★★
Küçük tek odalı bir apartman dairesinin duvarı, duvarla tezat oluşturan 50 inç bir ekranla dekore edilmişti. Eski püskü şeylerle dolu odada bulunan ekran adeta gelecekten gelmiş bir teknoloji gibi görünüyordu. ‘Kakanın önündeki inciler' sözü sahneyi tanımlamak için gayet uygun bir tabirdi.
ÇN: Yani demek istediği, kakanın yanında inciler olsa ilk dikkati çeken inciler olurdu gibi bir şey. Bunu zaten sizde anlamışsınızdır o yüzden fazla boş yapmıyorum.
Ekranda oynamakta olan bir video vardı. Zırhlanmış bir maymun, dibine kadar kemikten oluşan bir savaşçı ve bir kil golemle dünyada var olabilmesi mümkün olmayan aşırı büyümüş Jurassicvari bir ormanda savaşıyordu.
Adeta bir film sahnesi gibiydi. Hani şu ücretine değen türden.
Ancak şu anda videoyu izleyen, An Jaehyun, videoyu hiç ipliyormuş gibi görünmüyordu.
Aşırı kullanılmaktan peynirvari deliklerle dolmuş yatak minderinde don atlet oturan Hyrkan bakışlarını ekrana değil de, tablet bilgisayarına sabitlemişti. Ayrıca, tabletteki video ile ekranda oynayan video birbirinin tıpatıp aynısıydı fakat Hyrkan’ın asıl dikkatini çeken şey küçültülmüş ekranın altındaki yorumlardı.
– Hahoe maskesi Hyrkan'dan beklendiği gibi. Her zamanki gibi iyiydi.
– Hyrkan abi galp at.
– Hyrkan’ın iskeletleri en iyisi!
– Seni gördükten sonra annemin kredi kartıyla yeni bir hesap açtım, artık bir nekromensırım. Yetiştirdiğin İskelet savaşçılarına gerçekten hayranım.
– İskeletlerini evlat edinebilmem mümkün mü?
Yorumların çoğu olumluydu. An Jaehyun hafifçe gülümsedi. Hiç kimse böyle yorumlar karşısında mutsuz kalamazdı.
Sonra…
‘Hm?’
İğneleyici bir yorum An Jaehyun ’un dikkatini çekti.
– Bu aptal hakkında neyin müthiş olduğunu anlamıyorum. Onun gibi insanların bu tarz videolar yapmak için bu kadar çok para bayılmasının arkasındaki fikri de anlamıyorum. Eğlenceli mi? Eğer deneseydim kesinlikle kıçımla bile daha iyi nekromenser oynardım.
Okuyanı bayacak nispeten uzun bir yorumdu. Ancak, An Jaehyun'u gülümsetmişti.
“Bunu Warlord'da yüzüme söyleseydi, elimde fazladan bir saatim daha olurdu.
Bunun gibi bir yorumla yıkılacak olsaydı, harcadığı zamanın hiçbir değeri yok demekti.
Her halükarda An Jaehyun ‘un moralini asıl yükselten şey bağışlardı. Bağışları en son kontrol ettiğinden bu yana sadece 3 dakika geçmiş olsada, tekrar kontrol ettiğinde... 1 Dolar, 1 Euro, 1 TL... Bağışlar sonsuz bir şekilde akıyordu. Hyrkan bağışlarını Kore Won ‘undan hesapladığında öncekinden de şiddetli gülümsüyordu.
“Uhahahaha!”
‘Nihayet bir Warlord oyuncusu gibi hissediyorum!’
Zırhlı Maymun av rehberi tahminlerinin çok üstünde ilgi gördü.
‘Harbiden bu Maymunlara öz oğullarım gibi davranmalıyım.’
Beklediği gibi daha önce ortaya çıkmamış bir canavarın haberi, bir çok kişinin ilgisini çekti. Avlanma rehberini izlemeye gelen yeni ziyaretçiler sayesinde Kafatası palyaçosu videosu 1.000.000 sınırını aşmış 1.500.000 izlenmeye doğru ilerlemeye başlamışken. Duble Ayı videosu 800.000’i aşmış 1.000.000 izlenme sınırına yaklaşıyordu ve diğer videolarıda benzer bir ivme yakalamıştı.
Gelen mangırlarında arttığını söylemeye gerek yoktu. Bağışlar sadece pastanın kremasıydı, ve keke doğru giden yolda sonunda sponsorluk teklifleri almayı başarmıştı. Sponsorları fazla dandik olmasada, kontrattan haftada 500 Dolar alacaktı.
‘Bununla birlikte, her akşam yemeğinde biftek yiyebilirim muhahaha!’
Bu, An Jaehyun ‘un günde 3 öğün biftek ve yanında da ekmek niyetine Makaron yiyebilmesi için yeterde artardı.
‘Uzun zaman oldu, neden gidip midemi birazcık yağlamıyorum?’
O anda...
An Jaehyun ‘un kol saati titreşmeye başladı.
– Dönüşüm işleminiz tamamlandı. Hizmetimizi tercih ettiğiniz için teşekkürler. Daha fazla bilgi için lütfen arayın...
“Nihayet…”
An Jaehyun bu mesajı gördüğünde, bütün biftekli hayallerinden uyandı.
‘Sonunda şarjörü doldurdum.’
Bu böyle bir şeyler yapmasının zamanı değildi.
Level 50’ye ulaştığında, aklında tek bir şey vardı.
Yeni ekipmanlar almak!
Ve şimdi yeterli sermayesi de vardı.
’16,000 altın. Hepsini kullanmam gerekse bile daha uygun ekipmanlar almak zorundayım.’
16,000 altın, 16,000 dolara eşitti. An Jaehyun borcunu ödedikten sonra olmayan çoluk çocuğunun rızkını yani kazandığı her şeyi altına çevirmişti. Acil durum için kıyıda köşede biraz kefen parası filan ayırmasına rağmen; bu ancak tek odalı dairesinin kirası, faturaları, V-Gear aidatını ve yaşam masraflarını karşılamaya yeterdi; kefene yetip yetmediği hâlâ muallaktı.
Şimdi düzenli bir geliri olduğundan beri, yakında harcayabileceği daha fazla parası olacaktı. Yine de yaptıkları hiç akıl kârı değildi. Fakir birisi oyun oynayarak 10.000 dolar kazandığında, kesinlikle geleceği için biriktirmeyi düşünürdü. Çok azı varını yoğunu oyuna geri harcardı.
Kelimenin her anlamıyla her durumda böyleydi.
Ancak, An Jaehyun harcamalarından hiç rahatsız olmamıştı.
Warlord oynarken her zaman böyle olmuştu.
Warlord'dan kazandığı ne varsa geri Warlord'a dönmüştü. Kıyıda köşede hiçbir birikmişi olmamıştı. Sonuç olarak Hahoe Maskesi loncası tarafından ihanete uğradığında ve Fırtına Avcıları loncası onu oyunu bırakmaya zorladığında; pratik olarak hayatı kararmıştı.
Yine de, An Jaehyun ‘un kafasında bu yaşamında da para biriktirmek gibi bir düşünceden eser yoktu.
Nihayetinde, An Jaehyun ’un yaşamı gerçek dünyada değil oyun dünyasının içindeydi.
‘Ov!’
An Jaehyun ’un gözleri şaşkınlıkla açıldı.
‘Bu fiyata mı?’
★★★
“Huhu.”
Videoda kendisini izleyen Hyrkan; neredeyse iğrenç ve rahatsız edici olan kahkahalarını, durduramıyordu. Artık o velet işi aslan kıyafeti yoktu. Onun yerini biraz tuhafta olsa yine de ondan şık olan bir iskelet kostümü almıştı.
İskelet Yılanı seti. Patron canavarı İskelet Yılanından düşen materyallerle yapılan Level 50 ekipman setiydi.
‘Tasarımı hiç te fena değil. Bunu kim yapmış acaba?’
Başlık, eldiven, botlar, altı, üstü her şey dahil 15,000 altındı!
Pahalıydı.
Ancak, her sikkesine değerdi.
‘Sırf büyü gücüm bile 75 puan arttı.’
Güzel olan tek şey tasarımı değildi.
Ekipmanların özellikleri de muhteşemdi. Sadece ekipmanlarını değiştirerek bile büyü gücü 75 puan yükselmişti. Eski aslan kostümünün bir büyü gücü yükseltme seti olduğu düşünüldüğünde bu 75 puan fazlasıyla önemliydi.
‘Dayanıklılığım… Sanki 50 puan kadar yükselmiş gibi!’
Dayanıklılık istatistiği de 50 puan yükselmişti.
Dayanıklılık istatistiği bir Büyücü için bile önemliydi. Eğer birisinin dayanıklılığı çok düşükse, Sunfish Büyücüsü diye adlandırılan şey olabilirdi. Basitçe söylersek, patron canavardan basit bir üfleme bile onları öldürebilirdi.
ÇN: Sunfish balığı gibi değersiz olmasına gönderme yapıyor olmalı, araştırmama göre bu balık lezzetsiz ve kötü kokulu olduğu için hiçbir ticari değere sahip değilmiş.
Tabi ki de, bunlar ekipmanların tutarının bir araba fiyatı olması için tek başına yeterli değildi.
Standarda göre, setin başlık ve eldiveni eşsiz dereceli ekipmandı. Eşsiz ekipmanların bedeli nadir ekipmanlardan tamamen farklı bir seviyedeydi. Zengin oyuncular sadece 1 istatistik puanı bile arttırabilmek için onlara hücum ediyordu. Yani, gerçek hayattaki tasarım cüzdanlar ve çantalar gibi marka etkisi yapıyorlardı.
Fiyatı en çok etkileyen şey 5 parçayı birden giymekten gelen bonus özelliklerdi
Hyrkan bonus özellikleri bir kez daha kontrol etti.
– Çağırma ile ilgili becerilerin büyü gücü bedeli %10 azalır.
Hyrkan pişmiş kelle gibi sırıtmadan edemedi.
Bu bonus özellik, Hyrkan’ın İskelet Yılanı setini 15.000 altın gibi Kelepir bir fiyata alabilmesinin asıl sebebiydi. Bu bonus özellik lanetle ilişkili beceriler için olsaydı, fiyatı rahatlıkla 30.000 altını bulurdu. Aslında, İskelet Yılanı Büyücü setleri, şifacı setleri ve Lanet ( debuff) büyücüsü setleri en az 30.000 altından başlıyordu.
Diğer bir deyişle, bu Nekromenser sınıfının ne kadar az rağbet gördüğünü gösteriyordu.
Her halükarda, Hyrkan aldığı ekipmanlardan memnundu. Her şekilde mükemmeldi. Tasarımı Nekromenser sınıfıyla mükemmel eşleşirken, bonus özelliğine diyecek yoktu.
Tek bir sorun vardı…
‘Silah işini nabıcam…’
Henüz bir silah alamamıştı. Her ihtimale karşı normal derece bir tane almış olsada, zirveyi hedefleyen birisi için, en azından nadir dereceli bir silaha sahip olması önemliydi. Dahası, şimdi level 50 olduğundan, bir ay içinde 10 level daha atlaması daha da zorlaşırdı. 1 ve ya 2 gün düşük kalite bir araba kullanmak fazla sorun olmamasına rağmen, 30 günde bu gayet belirgin olurdu.
İyi ekipmanlara sahip olmak işte bu kadar önemliydi. Zaman geçtikçe etkileri daha da belirginleşirdi.
Ancak, paraları suyunu çektiği için hiçbir şey alamazdı.
‘Bu aslan kıyafetini satsaydım kendime iyi bir şeyler alabilirdim… Ama bu biraz daha zaman alacak. Değerinden ucuza giderse yazık olur.’
Aslan kıyafetini satması biraz zaman alırdı. Ancak, sadece parmağını emikleyerek bekleyemezdi. Bir şeyler yapmak zorundaydı.
Tek bir seçenek vardı.
“Eğer bir silahım yoksa, sadece bir tanesini yapmam gerekecek.”
Tüm oyuncuların en sevdiği şeyi hedeflemesinin zamanı gelmişti. Bir Lucky Drop!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
