Yatağımdan kalkar kalkmaz yatağımın yanında duran çekmecelerin ikinci gözünden diş fırçası ve diş macunumu alıp odamdan dışarı çıktım
Yaşadığım yer bir pansiyondu. Bilirsiniz, insanlar tek kişilik odalarda kalır ve herkesin beraber kullandığı banyo ve tuvaletler vardır
Bu pansiyonda yaşamamın başlıca sebebi buranın tamamen ücretsiz olmasıydı.
Odamın iki kapı solundaki lavaboya gidip aynanın karşısına geçtim ve dişlerimi fırçalamaya başlarken geçmişte yaptığım şeyler hakkında düşüncelere daldım.
Bundan yaklaşık 3 yıl önce ben sıradan bir üniversite öğrencisiydim. Bir gün telefonumda haberleri izlerken Kore’nin başkentinde birdenbire ortaya çıkan büyük bir portal hakkında haberler gördüm.
İnsanlar o zamanlar hep bunu konuşuyorlardı ve bu olayın yaşandığı günden sonraki gün Amerika ve Çin’in başkentlerinde de birer tane portal ortaya çıktı
Sadece bir ay içerisinde dünyadaki her ülkede en az bir tane portal ortaya çıkmıştı. Portallar birdenbire ortaya çıkan büyülü halkalardan ibaretti aslında,ortaları saydam olan halkalar havada asılı bir şekilde duruyordu ve insanlar bu halkaların içerisinde hiçbir şey yokmuş gibi geçip gidebiliyorlardı
Bir sonraki ay içerisinde Kore’deki portal birdenbire kırmızıya dönüşmeye başladı ve ondan bir hafta sonra portalın ortasında çatlaklar gözükmeye başladı
Bu devasa ilüzyonun geçirdiği değişimler dünya genelindeki büyük bir kitlenin ilgisini çekmişti
Benim de ünlü olma hayali ile bu illüzyonik halkaları yayınlayan bir yayıncının canlı yayını izlediğim bir sırada çatlakların içerisinden yeşil bir el uzanarak portalı tamamen parçaladı
Portal parçalandıktan sonra geçidin içinden küçük , kısa boylu ve yeşil yaratıklar , ellerindeki ilkel silahlar ile dışarı çıktılar . Daha sonradan goblin olarak adlandırdığımız bu yaratıklar portaldan dışarı çıkar çıkmaz çevredeki binaların görüntüsü ile dehşete düştüler
Goblinler kısa süren şaşkınlıklarını atlattıktan daha doğrusu bu binaların canlı olmadığını teyit ettikten sonra küçük beyinlerini daha fazla zorlamaya çalışmayı bıraktılar ve çevredeki kalabalığın üzerine koşmaya başladılar . Daha sonrasında benim izlediğim yayıncının da aralarında olduğu bir çok insanı içeren devasa bir katliam başladı
Yüzlerce goblin Kore’nin en işlek caddelerinden birisinde sıradan halkı katlediyordu . Goblinler fiziksel özellikler bakımından sıradan insanlardan çok fazla üstün olmadığı için katliam çok uzun sürmedi ve olay yerine ulaşan askerler tarafından goblinler öldürüldü
Bunlar tıpkı oyunlarda gördüğümüz goblinlere benziyorlardı ve bu yüzden de dünya genelinde oyun yapımcıları tutuklanıp sorgulandılar ama hiçbir sonuç çıkmadı
Kore’deki facia kore ordusu tarafından kısa sürede durdurulmuş olsa da , portal ların bir doğa harikası olduğunu düşünüp onu inceleyen birkaç bilim adamı bu facia sırasında goblinler tarafından öldürüldüler . Değerli Bilim adamlarının kaybı doğal olarak ülke liderlerinin ve halkın öfkelenmesine neden oldu
Kore’de yaşanan olaydan sonra çok ilginç bir haber kore genelindeki televizyonlarda yankılandı ; bir adam televizyona çıkıp karşısında görünmez bir ekran olduğunu ve bu ekranın ona portallardaki canavarları avlayarak daha güçlü olabileceğini söylediğini iddia etti
Başta kimsenin umurunda olmayan bu haber aynı semptomlara sahip yüzlerce korelinin daha ortaya çıkması ile dünya genelinde bilinen bir haber haline geldi
Sonraki haftalar içerisinde tüm dünya bu insanların portallara dokunarak portallara girip çıkabileceğini öğrendiler. Ve takip eden birkaç ay boyunca Amerika ve Çin’de açılan portallarında kırılması dışında hiçbir haber duyulmadı
Bu zamanlarda yaşanan Amerika ve çin’deki portal kırılmaları hiç kimsenin ölmesine sebep olmadı çünkü portal lardan çıkan zayıf yaratıklar sıradan bir insandan sadece biraz daha güçlüydü ve ordu tarafından kısa sürede imha edildi
Bu olaydan sonra yarım yıl boyunca hiç bir sosyal medya fenomeni veya haber kuruluşu bu konudan hiç bahsetmedi ve sosyal medyada bile bu konu konuşulmayı bırakıldı , tabii daha sonradan herkes konuyu bastıranın devlet yöneticileri olduğunu öğrendi
Üniversitede son yılımı okurken portallar tekrar medyanın gündemine oturdu, benim yaşadığım ülkede bile ilk başta Kore’de ortaya çıkan gibi bazı görünmez ekrandan bahseden insanlar vardı
Bu insanlara daha sonra avcılar denilmeye başlandı
Bir gün dünya üzerindeki bütün liderler aynı masanın etrafına toplanarak avcılar derneği adlı bir dernek kurarak bunu bütün dünyaya yaydılar
Artık avcı demek prestijli bir işe sahip olan bir insan demekti tüm dünyada. Avcıların her ülkede geçerli olan siyah pasaport adlı pasaportları vardı ve her birine avcılar derneği tarafından aylık $1.000 ücret ödeniyordu
Zaman geçtikçe insanlar avcılar hakkında daha fazla şey öğrenmeye başladı : Bütün avcıların sahip olduğu görünmez bir ekran varmış ve bu ekran sayesinde canavarları öldürerek daha güçlü hale gelebiliyorlarmış.
Şimdi gelelim benim nasıl bir avcı olduğum konusuna...
Bir gün okuldan çıkıp yemek yemek için en yakın restorana doğru yürürken dar bir ara sokakta hız yapan bir kamyonet tarafından ezilmekten ucuz kurtulmuştum.
Ayakkabımın kamyon tekerine sürtünürken ortaya çıkardığı ısıyı hala hatırlayabiliyorum
Kamyonun altında kalmaktan kurtulduğum anda gözümün önünde televizyon kanallarına çıkan avcıların bahsettiği mavi ekranlardan biri belirdi
Olayın heyecanı ile hastaneye veya restorana gitmeyi unutup en yakın avcılar derneği’ne gidip bir avcı olarak kaydımı yaptırdım , çünkü yaşadığım ülkede asgari ücret sadece 530 dolardı ve ben bir avcı olarak hiçbir şey yapmadan bile ayda bin dolar kazanabilirdim , üstelik yaşadığım ülke olan Türkiye’de benim dışımda sadece 22 tane avcı vardı ; bu da beni çok özel bir insan kılıyordu
Avcı olarak seçilen kişiler ya hayatlarında nadiren yapacakları bir şey yapıyorlardı ya da diğer insanlara göre belli bir alanda belli bir seviye üstünlüğe sahiplerdi . Mesela birisi yemek pişirirken Avcı olarak seçiliyordu ve elde ettiği başlık "şef" veya benzerleri oluyordu
Bütün Avcılar elde ettikleri başlıklara göre yetenekler kazanıyorlardı.
Yaşadığım ülkede garip bir şekilde avcıların yarısından çoğu ünlü doktorlardan oluşuyordu
Benim kamyonun altında kalmaktan kurtulduğun gün elde ettiğim başlık "hayatta kalan" dı ve bu başlığın bana sağladığı tek yetenek hayatta kalma şansımı artırmaktı .
Bir süre bir çok yerel haber kanalı ve televizyon programından davetler aldım . Yüzlerce röportaj yaptım ve bir süreliğine oldukça ünlü birisi oldum, sokakta dolaşırken birçok insan yanıma gelip bana sorular sorup fotoğraf çekiniyordu
Sonra bir gün Türkiye’de de bir portal açıldı ve benim gibi Türkiye’de yaşayan bütün avcılar askere çağrıldı
Portala girmeden önce bir ay boyunca bizi askeri eğitime aldılar ve bize şimdiye kadar dünya genelindeki portallarda karşılaşılan canavarların zayıf noktalarını öğrettiler
İlk kez bir portalın içine daldığım zamanı çok iyi hatırlıyordum ; devasa bir yağmur ormanında bulmuştum kendimi ve bilinmeyen bir sebepten dolayı portallara teknolojik silahlar ve teknolojik aletler getiremiyorduk.
Takımın diğer üyeleri ile birlikte yağmur ormanında bir süre dolaştıktan sonra otların arasından çıkan bir yılan takım arkadaşlarımızdan birini ısırıp zehirlemişti ve hemen ardından ormanda yaşayan yüzlerce zehirli böcek olduğunu öğrenmiştik
Neyse ki gruptaki çoğu avcı şifa tipi yeteneklere sahipti ve ısırıklardan gelen zehirler ile ilgilendiler
Ormanlık alanda karşımıza çıkan bütün canavarlar zehirli böceklerden ibaretti ve bir s üre sonra bugünlük yeterince ilerlediğimize karar verip geri çekilmeye başladık
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.