Yukarı Çık




13   Önceki Bölüm 
           
Megan neye uğradığını şaşırmış ve dili tutulmuştu. İlk konuşan Shane oldu.
“Merhaba Megan.”
“Bu-burada ne işin var?”
Arkadan bir ses yükseldi. “Onu ben çağırdım,” Kevin geldi.
“Onu tanıyor musun?”
“Ben Shane ile birlikte çalışıyorum.”
“Ne?”
Arkadan bir ses daha duyuldu.
“Ha?” Degan’dı.
“Megan, onu içeri davet edebilir misin? Konuşmamız gerek,” dedi Kevin.
Emin değildi ama Kevin’a güvenerek Shane’i içeri aldı. Shane mutlu, heyecanlı ve bir o kadar telaşlıydı. Megan’ın kendisinin kızı olduğunu birkaç ay önce öğrenmiş ve artık onun hayatında yer edinmek istiyordu. Tanıştıklarında da Megan'a karşı içi kaynamıştı. Nasıl böyle hissettiğinide çözemiyordu. Salona geçtiler ve Shane Megan’a baktıkça gözleri doluyordu. Kalbi ağıyordu. Megan ise hem korkuyor hem sıcaklık hissediyordu. Büyükbabasının sözlerine tutunuyordu. “Baban Shane senin doğumda öldüğünü sanıyor. Haberi olmadığına eminim.”
Gergin sessizliği Kevin bozdu. “Bir kaç ay önce Shane benimle iletişime geçti. Onunla bir geçmişimiz var ve benden yardım istedi.”
“Yaşadığını bilmiyordum,” Shane tutmak istediği gözyaşlarını tutamadı. “Seni evlatlık alan annen ve baban sayesinde buldum. Onlar benimle iletişime geçti. İnanmak zordu ama Terry ve Jim’i iyi tanırdım. Onları severdim. Yalan söyleyecek insanlar değildi ve ellerinde kanıtta vardı.”
“He? Annem ve babam mı senle iletişime geçti? Ne zaman?”  Degan Megan’ın elini tuttu.
“Kaza geçirdiğiniz gün benimle buluşacaktınız.”
“Ne?” Degan Megan’ın gözyaşlarını silse de onların devamlı akmasına engel olamıyordu.  “Neden o zaman?” Megan duraksadı. “Neden seninle iletişime geçtiler? Neden o  kadar zaman boyunca beklediler? Neden daha erken değil?”
“Ivy izinizi bulmuş ve rahatsız etmeye başlamış. En iyi çözümün benimle iletişime geçmek olduğunu söylediler. Ivy’den şüphelenmeye başlamıştım ve ailenle kesin emin oldum. Arkadaşının ailesini de öyle öğrendim. Onlarla da bir ilgim yok. Sonra Ella ile karşılaştım ve seni buraya getirmek istedim. En azından daha yakın olacaktık ve biliyorum büyükbabanı koruyamadım ama eğer uzakta olsaydın her şey daha zor olacaktı. Ivy’ye, hayır tüm Renner ailesine bunların bedelini ödemek istiyorum.”
“Buraya gelmeseydik büyükbabam...”
“Yine tehlikede olacaktınız. Şimdi yanında bir çok insan var. Ama o zaman yalnız olacaktın,” dedi Kevin.
Sakince nefes alıp verdi. “Ella’ya kızgındım ama sen böyle söyleyince mantıklı geldi.” Onu en son cenazede görmüştü ve hiç konuşmak istememişti. Sanırım artık onunla da konuşmanın zamanı gelmişti. “Annemle babamdan sonra mı beraber çalışmaya başladınız?”
Kevin kafa salladı.
Shane Megan'lar ile irtibat halinde kalmak istemişti ve telefon numaralarını almıştı. O gittikten sonra Megan onunla konuşulanları diğerlerine de anlattı. Özellikle Elijah'nın gözlerinin içine bakarak konuştu. Çünkü ona açıklama borcu varmış gibi hissediyordu. İkisinin birbirlerine olan bakışları çok fazla anlam yüklüydü.
"Katilin Andy Weck olduğuna dair kanıtımız var. Ivy ile de bağlantısı olduğunu biliyoruz. Neden yakalamıyorsun?" dedi Megan.
"Andy'nin katil olduğu doğru ve aslında Paul Renner’ın adamı ama Ivy’yede çalışıyor. Andy’nin ne  Paul ile ne Ivy’le olan bağlantılarını kanıtlayacak bir şey yok elimizde.  Ama bulacağım ve ikisini birden devireceğiz," dedi Kevin.
"Sana güveniyorum."
Herkes gidince Megan ile Degan evde yalnız kaldı ve sessizce oturuyorlardı. Sessizliği bozan Degan oldu.
"Shane hakkında ne hissediyorsun?"
"Bilmiyorum. Ama bir yakınlık hissetmediğimi söylesem yalan olur. Sanırım ona inanmak istiyorum. Ya da büyükbabam ve Kevin’dan dolayı ona da güvenmek istiyorum."
"Peki ya Ivy?"
"Annem olduğu gerçeğinden iğreniyorum.”
  Megan Degan'ın saçlarıyla oynarken Degan gözlerini kapattı. Bir süre sonra telefon çaldığı anda Degan irkilerek gözünü açtı. Megan'ın telefonu çalıyordu. Megan telefonuna uzandı ve açtı.
"Merhaba," dedi Megan ama karşı taraftaki cevap vermedi. "Merhaba, kimsiniz?" yine bir ses yoktu. Megan'da telefonu kapattı.
"Kim?" dedi Degan rahatını bozmadan.
"Bilmiyorum numara gizli."
Aradan bir saat kadar sonra Megan'ın telefonu yine çaldı ama cevap yoktu. Megan telefonu kapatınca bir daha aradı. Bu sefer Degan açtı ve yine cevap yoktu.
"Sanırım bir telefon sapığı kazandın."
"Kazandın mı?"
Degan pis pis sırıtarak kafasını salladı. Megan Degan'ın koluna vurmak istedi Degan aniden kaçtı.
"Pislik herif."
"Hayır. Tatlı, yakışıklı, mükemmel bir genç," dedi Degan ve hemen başka odaya kaçtı. Megan gözlerini devirdi sonra kendi kendine gülmeye başladı. Bir süre sonra Sage’de gelince üçü bilrlikte film izlemeye başladılar. Sage’in film esnasında çok konuşması yüzünden Degan sinir olduğundan  üstüne patlamış mısır attı ve ağzına patlamış mısır doldurdu. Sage iki dakika susup ağzında ki mısırları yiyip sonra tekrar konuşmaya başladı. Megan kalkıp koli bandı getirip ağzını bantladı.
"Böyle daha iyi. Sakın çıkarma," dedi Degan. Ama o bantta ona yaramıyordu tabii ki. Film bittikten sonra "Sage bir daha asla seninle film izlemem ben. Asla!" dedi Degan
Megan büyük bir kahkaha attı ve Degan'a döndü. "Bende."    
"Ne çok konuştu. Kızı hiçbir şey yıldırmadı," dedi Degan elini yüzüne götürerek.
“Kendime engel olamıyorum ne yapayım? Siz de konuşun banane.”
“Film sessiz izlenir,” dedi Degan sözlerini devirerek.
“Bu kuralı kim uydurmuş?”
Megan kafasını sallayarak kahkaha attı. Geceyi birlikte gerçirdiler.
                                               
     Bir kaç gün sonra Shane Ivy'nin hareketlerini yakından takip etmeye devam ediyordu.. Kevin ile birlikte hareket ediyorlardı. Birkaç kez buluşmuşlardı. Yakında her şeyi gün yüzüne çıkaracaklardı. Telefonları dinliyorlardı ama herhangi bir şey yoktu. Kevin eski kayıtları çıkarmak istedi. Shane bu günlerde biraz tereddüt etmişti ama o dürüst bir adamdı. Doğru olanı yapmalıydı. Bir zamanlar evdiği kadın düşündüğü gibi biri değildi daha fazla buna devam edemezdi ve kızını yarı yolda bırakamazdı.
  Ivy şirkete gitmeden Shane'e yaklaştı ama Shane ona karşılık vermedi ve acele edip evden çıkmaya baktı. Bahane olarak şirkete gitmek için çok geç bile kaldıklarını söyledi. Artık ona dokunması ona güzel bir kelime etmesi dahi midesini bulandırıyordu. Ivy bunun bahane olduğunu Shane'nin ondan uzaklaştığını hissetmişti. Olanları öğrendi mi diye düşünmeden duramıyordu. O kadar yıl boyunca hiçbir zaman bu kadar garip olmamıştı. Ta ki Megan ile karşılaşana kadar."Megan'ı da ortadan kaldırmanın vakti geldi sanırım," dedi gülümseyerek ama sesinde öfke ve ciddiyet vardı. "Aslında daha doğduğu zaman öldürmeliydim." Tekrar eski güler yüzlü halini alıp Shane'nin peşinden gitti ama düşünemediği tek şey Shane'nin bunu duyduğuydu. Shane o sıra kapının yanındaki askılıktaki montunun cebinden anahtarı almak için tam çıkacakken çıkmamış kapıyı kapatıp anahtarları almıştı. Ivy'nin söylediklerini duyunca başının ağrıdığını hissetmiş ve geldiğini duyunca hemen sessizce evden çıkmıştı.
Ivy çıkınca kapının önünde Shane'i gördü."Gittiğini sanmıştım."
"Seni bekliyorum," dedi ve sahte bir gülücük oluşturdu suratında. Ivy'nin hoşuna gitmişti. Birlikte arabaya bindiler. Shane şirkete kadar ağzını hiç açmadı.Gizliden Kevin'a mesaj attı. Megan'ı korumasını istedi. Aynı mesajı Degan'a da yolladı.
  Degan  mesajı aldığında çok endişelendi ve diğerlerine de yolladı ama Megan'a belli etmemek ortak kararlarıydı. Okula geldiklerinde Megan her zaman ki gibi çatıya çıktı. Hava o gün çok soğuktu ama Megan hissetmiyor gibiydi. Arkasından gelen ayak seslerini duyunca döndü baktı Megan. Gelen Chris'ti.
"Hava buz gibi, şapkanı da çıkarmışsın. Taksana, pembe üstünde güzel duruyor," dedi Chris.
"Üşümüyorum.”
"İnat etme de tak işte!" Elinden aldı ve zorla şapkayı kafasına geçirdi.
Megan sesini yükselterek "Chris!" dedi. "Farkında mısın bilmiyorum ama artık daha olgun davranıyorsun."
"Sayende. Sen benim kendime gelmemi sağlayan birisin."
Megan ağzını açtığına Chris durdurdu.
"Bir şey söylemene gerek yok.” Kafasını kaşıdı.  "Ben sadece senin dostum diyebileceğin biri olmak istiyorum."
"Chris..." Megan Chris'in duygularını bu şekilde açıklamasından etkilenmişti çünkü o Chris'di.  Beklemiyordu. O içinde yaşayan biriydi. Küçük bir çocuktu ama artık büyümüştü. "Şapsal, sen çoktan benim dostum diyebileğim biri oldun zaten." dedi ve gülümsedi.
Chris küçük bir kahkaha attı. "Aaaa, rahatladım!" diyerek zıpladı. Belki hâlâ içinde çocukluk kırıntıları vardır. Olması da lazımdı. Megan huzurlu kalbiyle Chris'in yüzünde ki gülümsemeyi izledi. Ne kadar çok yol kat etmişlerdi. Devam da ediyorlardı.
 
(Bundan sonrasını okurken Epic Cinematic Music Motion graphics Ender Guney açıp döngüye alarak dinlemenizi tavsiye ederim)

    Kevin Ivy'nin telefonundan çıkardığı eski kayıtlarında  farklı bir kaç numara gördü. Hepsini teker teker aramaya başladı. Hiçbiri kullanılmıyordu. Başka bir numara daha gördü ve aradığında bir adam açtı.
"Andy Weck?"
"Siz kimsiniz? Adımı nereden biliyorsunuz? Yoksa onun adamlarından mısınız?"
Kevin olduğu yerde toplandı. "Ivy ve Paul Renner"
"Evet. Yine ne yapmamı istiyorlar? Megan adlı kızla ilgili bir şey mi? Neden kendi aramadı?"
Kevin istediğini almıştı. Bu konuşmayı kayıtta etmişti. Telefonu kapattı. "Yakaladım sizi."
Shane'i arayıp haber verdi. Artık işe koyulma zamanıydı ama Ivy'nin gözü Shane'deydi. Shane hiçbir şey yokmuş gibi Ivy'nin yanına geldi. Ivy avukatıyla birlikte konuşuyordu.
"Bölüyor muyum?"
"Hayır hayatım gel," dedi Ivy sahte sahte gülümseyerek. "Bizde avukat bey ile bizim adımızı karalamak isteyen bir polise açmak istediğimiz dava hakkında konuşuyorduk. Adı neydi Kevin Bacrock."
Shane yüzündeki gergin ifadeyi silmeye çalıştı ki Ivy'nin anlamasını istemiyordu.
"Tanıyor musun?"
Shane güldü. "Nereden tanıyacağım?"
Ivy masadan bazı fotoğrafları alıp Shane' e uzattı. Shane'nin gözleri açıldı. Kevin ile olan fotoğraflarıydı. "Sen..."
"Bilmediğimi sanıyordun değil mi? Megan'ın şirkete geldiği günden beri seni takip ediyorum. Gerçekten davranışların hiç olmadığı kadar değişmişti Shane. O bir polis olsa da salağın biri. Bana bunu yaptığına inanamıyorum. Ailemize nasıl yaptın?"
"Asıl sen nasıl yaptın? Nasıl öz kızını yetimhaneye yolladın? Nasıl onu sahiplenen aileyi öldürdün? Onu benden nasıl sakladın?”
Ivy öfkeyle gelen bu soruların hepsini cevaplamaktan kaçındı. "Kanıtınız yok."
"İtiraf et Ivy. Yeter artık. Hudson ailesini de sen Andy' e öldürttün. Hatta ağabeyin Paul sana destek çıktı. Neden?"
"Hiçbir şeyi kanıtlayamazsınız! Tek bildiğiniz Andy'nin orada olması ve şimdi benimle çalışıyor diye suçu bana yıkamazsınız!"
"Ama sen yaptın! Ivy o adamın ağzından isimlerinizi duyduk! Çok fazla kanıtımız yok belki ama...”
Ivy sinirden gülmeye başladı. "Shane, Shane, Shane. Adamlarım şimdi ne yapıyor biliyor musun? Öz kızımız Megan'ın yanındalar."
Shane öfkelendi ve kafasını iki yana sallladı. "Hayır... Hayır! Yalan söylüyorsun. Eğer Megan'ı incitirsen!"
"Buna siz karar vereceksiniz! Kanıtlarla oynayıp daha sonra Andy'i tutuklamanıza izin vereceğim ama benimle ve ağabeyimle olan bağlantısını unutacaksınız, ya da..."
Shane sinirle Ivy'nin üstüne yürüdü. "Sen ne şeytan bir kadınsın!"  
Araya avukat girdiğinde Shane onu itti. Ivy hâlâ gülüyordu. "Tik tak... Tik Tak hayatım. Bence bir an önce Kevin'a haber ver.

   Megan'lar okuldan çıkmış evlerine doğru yürüyorlardı. Sage Megan'ın koluna girmişti. Degan Kevin 'i aradığında telefonu meşgul çalıyordu.
"Ne zaman yakalayacaklar şu adamı ve Ivy'i."
"Yakında eminim... Ona güveniyorum."
"Bende," dedi Sage. "Hiçbir polis adam akıllı araştırma yapmadı. Kevin bize inanıyor ve tehlikeli olduğunu bildiği halde bizimle birlikte."
"Evet," dedi Degan. Telefonu çaldı arayan Kevin'dı. Tam açtığı anda önlerini siyah bir araç kesti. Arkalarından da başka bir araç geldi.
"Degan! Neredesiniz? İyi misiniz? Okulda kalın! Peşinizdeler! Degan!" Degan bu sözlerden sonra olanları anlamıştı. Arabadan inen adamların bazılarında silah bazılarında demir sopa vardı.
"Buradalar," diyebildi sadece Degan ve adamlardan birinin demirle saldırmasından kaçarken telefon elinden düştü. Kevin telefonda bağırıyordu. Megan Degan'ı korumak için öne atıldığında adamlardan biri Megan'a vurdu. Degan görünce sinirlendi ve ona doğru giderken başka bir adam demir sopayla kafasına vurdu ve Degan yere yığıldı. Kevin telefonda çılgına dönmüştü.
"Hayır! Degan! Megan! Hayır!" ve ayaklanıp yola koyuldu.
"Degan!" diye bağırdı Megan. Adamlardan bazıları onları tuttu. Adam bir kaç kere daha Degan'a sopayla vurdu. Megan ve Sage çığlık çığlığa bağırıyordu ama bir şey yapamıyorladı. Degan yerden kalkıp adama saldırdı. Yumrukladı ve tekme attı. O sıra Megan onu tutan adama dirseğiyle vurmaya başladı. Sage adamın elini ısırdı. Adam Degan'ı yine yere sermişti adam onun iki katıydı. Megan onu tutandan kurtulunca Degan'nı döven adamın boynuna atladı. Adam Megan'ı da yere düşürdüğünde Degan kalkıp adama tekme attı. Arkadan gelen darbeyle tekrar yere düştü. Kanlar içindeydi. Ağrıyan vücudu yüzünden zar zor hareket edebiliyordu. Sage koşup Megan'ı kaldırdı. İri adam Degan'ın kafasına silah dayadı.
"Hayır! Lütfen!" diye bağırdı Megan gözyaşları içinde. Sage korkudan yere yığıldı. Degan'ı o halde görmek Megan'ın kalbini acıtmıştı. İri adam diğerlerine eliyle işaret yaptı ve adamlar Sage ve Megan'ı tutup zorla arabaya bindirdi. Onlar hâlâ bağırıyordu. Araba ilerlerken adamın hâlâ ona silah tuttuğu görülüyordu. Adamlar Megan ve Sage'i camdan çekmeye çalışırken boğuştular ve tam o anda silah sesi duyuldu. Megan anında durdu ve kalbini tuttu. Kafasını arka cama çevirip baktığında Degan’ı yerde yığılmış ve vücudundan akan oluk oluk kanı gördüğünde nefesi kesildi.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


13   Önceki Bölüm 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.