Yukarı Çık




1.1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   1.3 

           
Hmm?

Hareket eden bir şey duyar gibi olduğumdan bakışlarımı tavana çevirdim.

-Konoe-san, tavan arasında fareler var mı?

-...Haklı olabilirsin.

-Çatıya çıkıp onu yok etmemi ister misin?

-H-Hayır, bu gerekli değil.

Nedense gözlerinde paniklemiş bir ifade vardı. Göğsü masanın üzerindeki kağıtlara vurdu ve bazılarının yere düşmesine sebep oldu.

-Makihara sakatlanırsa başımız belaya girer.

Konoe-san benim için endişeleniyor! Kendimi bir roller coaster'da gibi hissediyorum.

*tak tak*

Biri ofis kapısını çalıyordu. Konoe-san "Girin" dedi ardından kapı açıldı ve bir kız içeri girdi. Gergin görünüyordu. Sanırım akademideki en popüler kişiyle konuşmak üzere olduğu için.

-M-Merhaba! Benim adım Misaki Horai, 2-1 sınıfından. Başkana bir sorum var.

Noblesse'de öğrencilerinizden gelen tavsiyelere her zaman açık olmalısınız. Ayrıca elimden gelenin en iyisini yapmalıyım. Tek sorun bu kız...

-Ah, Makihara...

O dışkıya düştüğümde benimle dalga geçen ve açıkça acı çekmeme rağmen hiçbir şey yapmayan sınıf arkadaşlarımdan biriydi. Ve bu konuda bir şeyler yapmak yerine, herkesin videoları ve fotoğrafları Twitter'da yayınlamasını sağlamak için harika bir fikir bulan oydu.

-Hey, Makihara, son zamanlarda notların durmadan yükseliyor. Kimse bundan bahsetmiyor olabilir ama aslında sınıftaki herkes şaşkın.

Benim gibi burslu öğrencilerin çoğu zor derslere ayak uyduramıyor ve başka okullara geçiş yapıyor ya da en son sıralarda kendine yer buluyor. Sınıf arkadaşlarım da aynı şeyi yapacağımı düşünmüş gibiydiler. Hatta bazıları bunun üzerine bahse bile girmişti.

Şu anda istediğim son şey sınıf arkadaşlarımdan birinin yüzünü görmek. Ama şimdi Noblesse'deyim, sevmediklerim de dahil olmak üzere öğrencilerin sorunlarını çözmek zorundayım. Bu, Konoe-san'ın gözünde değerimi arttıracak bir davranış.

Eğer buradaysam duygularımı saklama zamanı gelmiş demektir. Derin bir iç çektim ve yüzüme bir "Hoş geldiniz" gülümsemesi takındım, o anda Konoe-san elini kaldırdı ve kapıyı işaret etti.

-Lütfen bizi kabul odasında bekleyin.

Başkanın ofisinin yanında bir masa ve birbirine bakan iki kişilik bir kanepe bulunan bir kabul odası var. Bir fincan çay yaptıktan sonra, Misaki Horai'ye bakan Konoe-san'ın yanına oturdum. Konoe-san sorular sormaya başladı. Soğuk görünümüyle birlikte kurnaz bir savcı gibi görünüyor.

-Misaki Horai. Bize sorunlarınızdan bahsedin.

-İyi. Problem şu...

Horai, sınıf arkadaşı 'Yamada'ya aşık görünüyor. İsim, başka bir hoş olmayan anıyı geri getiriyor. Beni küçük düşüren kişi; 'Eskiden harika bir atıcıydı, ama birçok yönden zayıf kaldı'.

Horai'nin istediği yardım tam olarak şöyle; "Yamada-kun'a duygularımı itiraf etmek ve onunla çıkmak istiyorum ama cesaretim yok, ne yapmalıyım...?"

Yani bu bir aşk tavsiyesidir. Konoe-san'ın ne cevap vereceğini çok merak ediyorum. Sevdiğim kişinin aşk hakkında ne düşündüğünü bilmek benim için büyük bir şans. Başını salladı ve dedi ki; "Anlıyorum."

-O çocuğu unut. Lisede romantizm zaman kaybıdır.

-Eeh?

Horai ve ben aynı anda tepki verdik. Konoe-san'ın çiftleri tamamen reddetmesine aynı derecede şaşırdık. Nedense Konoe-san bir projektör getirdi ve onu dizüstü bilgisayarına bağladı. Projektör, duvarda çizelgeleri ve diğer belgeleri görüntülüyordu. Hamilelik risklerini, genel ahlakın bozulmasını ve diğer "lise flörtünün kötülüklerini" listeliyordu.

-Bu arada, bu benim hazırladığım bir belge.

Böyle bir şey yaptın mı...? Bu biraz garip. Horai ve Yamada arasındaki aşk benim için bir sineğin çiftleşmesinden daha az değerli. Ama Konoe-san lisede aşkın faydasız olduğunu söylerse... Onunla asla çıkamam! Ve ben bunu istemiyorum! Konoe-san'ı durdurmak zorundayım, bu yüzden elimi kaldırmaya karar verdim.

-Konoe-san'ın söylediği sanıldığı kadar yanlış olmayabilir.

-Ha!?

-O zaman soru şudur: Bir öğrencinin temel amacı nedir?

-Çalışmak için elbette.

-Öyleyse, aşk akademik performansı iyileştirmede bu kadar etkiliyse, neden boşa harcansın?

Konoe-san ve Horai yüzlerinde şaşkın bir ifadeyle bana bakıyorlar.

-Sınıfın en altından en üstüne geçebilmemin sebebi nedir?

Sesimin gittikçe kısıldığını hissediyorum. Ah, keşke bunu birbirimizi daha iyi tanıdıktan sonra söyleseydim...! Ama şimdi Konoe-san'ın fikrini çürütmezsem ve düşüncelerini değiştirmesini sağlayamazsam. Onunla birlikte olma hedefim gerçekleşmeyecek. Oturduğum yerden kalktım ve ona döndüm.

-O korkunç günde Konoe-san'a aşık oldum ve o zamandan beri onun yanında olmak istedim! İçten içe çürümüştüm, yaşama isteğim yoktu ve beyzbol oynayamadığım için sürekli depresyondaydım ama o bana yaşama umudu verdi!

Horai ağzını açtı ve bir "ha?" dedi. Ama galiba asıl demek istediği bunun gibi bir şeydi; Aşk hakkında tavsiye almak için sana geldim ve sen benim önümde sevdiğin kıza aşkını itiraf ettin. Konoe-san ise yine aynı şekilde ifadesizdi. Bana bakışı hala soğukdu. Bu sessizliğe daha fazla dayanamadım.

-Eee? Ne düşünüyorsun, Konoe-san?

-Ne "Ne düşünüyorsun?" ?

-Sana aşık olduğum için performansı fırlayan bir öğrenci örneği olmama rağmen, lisede romantizmin faydasız olduğunu söylüyorsun!

Konoe-san omuz silkti ve Horai'nin boş bardağına baktı ve yanıtladı.

-Biraz daha çay yapacağım.

Bulunduğumuz yerden ayrıldı ve başkanın ofisine girdi.

Ciddi misin? Sözlerim sana hiç etki etmedi mi? "Eski ben"e dönüyormuşum gibi hissediyorum. Her şey bitti. Noblesse'deki ilk günümde reddedildim. Her gün bir hiç için heyecanlandım...! Bütün çabam boşa gitti.

İçimde müthiş bir korkaklık duygusuyla aynı anda ellerimi başıma koydum. Bu umutsuzluk hissi, rakip takımın ulusal bir turnuvanın son vuruşunda bir sayı atışı yaptığı zamandan daha etkili.

Psikotik yenilgi düşüncelerimde kaybolurken Horai yumuşak bir sesle konuştu.

-Üzgünüm Makihara. Benim için başkanla tartıştın.

Ha...?

-Başkanın söylediklerini duyduktan sonra muhtemelen Yamada-kun'a itirafta bulunamazdım, bir an düşündüm; "Başkan bunu söylüyorsa, o zaman doğru olmalı". Bunu korkaklığım için bir bahane olarak kullanacaktım.

-Anladım.

-Yaptıklarını yapmak çok cesaret ister ve reddedilmeye hazırlıklı mıydın?

Geri zekalı. Ben can çekişirken bana gülen birine neden yardım edeyim ki? Gerçi... Bu fırsatı değerlendireceğim. Konoe-san kapıdan dinliyor olabilir. Kendimi daha sevimli kılmak için bir hamle yapacağım. Konoe-san'ın beni duyabilmesi için sesimi biraz daha tiz yapacağım.

-Heh, fark ettiğini görüyorum.

-Özür dilerim... O b*k çukuruna düştüğünde fotoğrafını çektiğim için ve sana yardım etmek yerine Yamada-kun'la dalga geçtiğim için...

Horai elleriyle yüzünü kapattı ve muhtemelen olanlardan utandığı için ağlamaya başladı. Ona bir çöp parçasına bakar gibi baktım. Ama buna rağmen sesimi yumuşatıp cevap verdim.

-Sorun değil, artık önemi yok.

Çok dikkatli olmalıyım; Oyun bitene kadar pes etmeyeceğim.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


1.1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   1.3 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.